BIST 9.080
DOLAR 32,31
EURO 35,03
ALTIN 2.306,17

Abdurrahman Dilipak’a bir sorum olacak

.

            Bazı meslekler vardır öyle özel bir eğitim almanıza gerek kalmayabilir. Kendinizi o alanda geliştirmişseniz o konuda ehlivukuf olabilirsiniz.

            Mesela iyi bir edebiyatçı olmak için edebiyat fakültesini bitirmeye gerek yoktur.

            Hatta sayısız edebiyatçı, üniversitelerde edebiyat eğitimi almamıştır.

            Veya çok iyi bir müzisyen, şarkıcı olmak için illa da konservatuar mezunu olmanız beklenmez.

            Örnekleri çoğaltmak mümkün. Ne demek istediğim anlaşıldı galiba.

            Evet, bazı meslekleri icra etmek için özel bir eğitim gerekli değildir ama bazı meslekler için de eğitim almak zorundasınızdır. Hatta sadece eğitim almak yeterli değildir. Tecrübe edinmek için yıllarınızı harcamanız gerekebilir.

            Eski çağlarda usta çırak ilişkisiyle hekim olabilirdiniz ama bugünün modern dünyasında bu şekilde ancak üfürükçü olabilirsiniz!

            Kitap okuyarak atom bombası yapamazsınız mesela!

            Beyninizde bir tümör ortaya çıkmışsa –Allah muhafaza- neyim var, nasıl tedavi olacağım diye gazeteciye gitmezsiniz!

            Tamam, eminim bir beyin ameliyatı hakkında konuşacak gazeteci bulma ihtimali, bu konuda bilgim yok denme ihtimalinden fazladır! Ama böyle bir tercihi yapacak salaklıkta insan bulmak biraz sıkıntılı olabilir!

            Yavaş yavaş toparlayacak olursak…

            Tüm dünyanın başına Kovid-19 diye bir bela musallat oldu. 2021 yılında da biteceğe benzemiyor.

            Kovid-19 hakkında çok çeşitli komplolar ortaya atılıyor. Bilimsel bilgiye muhtaç komploları oldum olası sevmem. Ancak mahalle dedikodusu kıvamındaki komploların kalitelilerini dinlemeyi severim!

            Gelelim Sayın Abdurrahman Dilipak’a soracağım soruya…

            Sayın Dilipak;

Kovid-19 salgınına inanmıyor.

            Saygı duyuyorum.

            Maske kullanımını reddediyor.

            Saygı duyuyorum.

            Aşıya inanmıyor.

            Saygı duyuyorum.

            İnanmamak bir tarafa asla aşı olmayacağını söylüyor.

            Saygı duyuyorum.

            Dilipak istediği şeye inanabilir. Dilipak’ı aksine zorlamak kişisel özgürlüğünü ve kanaatlerini ihlal anlamına gelir.

            Ancak hangi fikirde olursak olalım, kabul edelim ki Abdurrahman Dilipak özel bir insan. Fikirleri, düşünceleri toplumda karşılık buluyor.

            Bazen kendisini eleştirsem de bilgisine, tecrübesine hep saygı duymuşumdur.

            Gelelim soruya…

            Sayın Dilipak,

            Hiçbir profesyonel eğitim almadığınız ve tamamen bilimsel bir konuda haksız çıkma ihtimalinize binaen söylediklerinizden ötürü sadece ve sadece bir kişi sırf size inandığı için ölürse, bunun vebaliyle nasıl yaşarsınız?

            Sırf farklı olacaksınız diye,

            Sırf dikkat çekeceksiniz diye,

            Sırf başkaca iddialarınız alıcı bulsun diye…

            İnsan sağlığıyla ilgili böylesi ciddi bir konuda nasıl olur da iddia da bulunursunuz?

            Tekrar ediyorum, diyelim ki haksızsınız –ki bilmem ne kadar doktor sizinle aynı fikirde değil ve her gün patır patır insanlar ölüyor- bir tek kişi sırf sizi ideolojik sebeplerle seviyor ve size güveniyor diye ölse…

            Bu duyguyla nasıl yaşıyorsunuz, çok merak ediyorum!

            Mesela bir beyin tümörünün teşhis/tedavi veya ameliyatı hakkında konuşabiliyor musunuz? Veya böbrek tümörü, kalp damar hastalıkları vs hakkında ne kadar bilgilisiniz ve de icap ettiğinde tedavi de öneriyor musunuz?

            Ayrıca yeri gelmişken konudan bağımsız bir isyanımı da dile getirmek zorundayım…

            Allah aşkına ilim, bilim, akıl dendiğinde;

            “İlk emri oku olan bir dinden bahsediyoruz,

            İlim Çin’de dahi olsa gidip alınız,

            Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?...”

            Diye insanların karşısına çıkmayın!

            Sonsuz bir cehalet çöplüğünde çırpınırken bari İslam’ı kendi sefil hayatınıza alet etmeyin! Sözden başka ortada hiçbir şey yok! Yeter Artık!..

            Neyse, oruç ağız şekerin tahrikiyle içimi döktüğüme göre devam edelim!..

            Sayın Dilipak,

            Son olarak, eğer Pandemi yalansa, eğer aşı meselesi yalansa ve siz bunları sırf Allah rızası için ve İslam üzre yaşamaya çalışan birisi olarak söylüyorsanız, toplumu uyarıyorsanız, sizden bir ricam olacak.

            Yeni bir kapanma kararı alındı. Pandemi yüzünden yenidünya düzeni kurulduğunu iddia ediyorsunuz. Aşıya bir dünya kaynak aktarılıyor. O zaman;

“Tüm bu iddialarınızı bilmesi gereken/beklenen Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı,

Biliyorlarsa ihanet içindeler!

Bilmiyorlarsa gaflet içindeler!

Her iki ihtimalin de affı olamaz!”

Madem o kadar vicdanlısınız açıkça yazdıklarımı da söylesenize!

Hadi! Hadi!

Bence ne Cumhurbaşkanı ne de Sağlık Bakanı gaflet veya ihanet içinde!

Ya birileri sırf farklı görünmek için insanların hayatlarıyla oynuyorlar ya da klasik cehalet hastalığımızın basit bir dışavurumuyla karşı karşıyayız!

Bu da artık yoruyor yahu!

Ve Sayın Dilipak, kusura bakmayın ama asla bilimsel bilgiye ve eğitime sahip olmadığınız bir konuda söyledikleriniz yüzünden sırf sizi dinlediği için birileri ölebilir!