BIST 9.717
DOLAR 32,52
EURO 34,94
ALTIN 2.439,28
HABER /  POLİTİKA

Abdullah Öcalan'ın 10 maddesine Kürt partileri ne diyor?

Abdullah Öcalan'ın Kürt tarafının çerçevesi olarak tanımlanan 10 maddesi üzerine tartışmalara Kürt siyasetinden de yorumlar eklendi İşte Kürt partilerinin ilk tepkileri...

Abone ol

Halkların Demokratik Partisi (HDP) heyeti ile Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın hafta sonu Dolmabahçe Sarayı'nda yaptığı görüşme sonrası HDP İmralı heyetinden Sırrı Süreyya Önder'in açıkladığı 'Abdullah Öcalan'ın 10 maddelik önerisi' gündeme bomba gibi düştü Tartışılan 10 öneriye Kürt siyasetinden de ilk değerlendirmeler gelmeye başladı.

Rudaw'ın müzakerelerde 'Kürt tarafının çerçevesi' olarak tanımlanan 10 maddeye ilişkin Kürt siyasetinin yorumlarını derlediği haberine göre Kürt siyaseti genel olarak Öcalan'ın 10 maddelik önerisine eleştirel bir bakış açısıyla 'Yeterli olmadığı' kanaatinde.

İşte o değerlendirmeler: 

"TEKER TEKER OKUDUM KÜRT İFADESİ GEÇMİYOR"

Hak ve Özgürlükler Partisi (Hak-Par) : Silahların bırakılmasını olumlu buluyoruz. Başından beri silahların Kürt halkının hak taleplerine bir fayda getirmediğini savunuyoruz. Ancak açıklama Kürt halkına haklarının iade edilmesine hizmet etmiyor. 10 maddeyi tekrar tekrar okudum, hiçbir yerinde tek kelime dahi Kürt ifadesi geçmiyor. Ekolojiden kadın sorununa kadar var ancak Kürt’ün kelimesi bile geçmiyor. Muğlak ifadelerle geçiştiriliyor. O zaman bu neyin çözüm süreci?

Kürt meselesini muhtemelen sadece ‘ortak vatan’ maddesini içinde düşünülmüş. Bu da Türkiye Cumhuriyeti’nin Kürtlere dayattığı bir şey. Açıklama Kürt sorununu çözmez.

Açıklamayı sadece PKK’nin silah bırakmasını açısından olumlu karşılıyoruz. Çünkü silahın vesayeti kalkarsa siyaset daha sağlıklı yapılır.

"İÇ GÜVENLİK YASA TASARISININ MECLİSTEN GERİ ÇEKİLMESİ GEREK"

Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanları Hatip Dicle ve Selma Irmak: Yapılan iyi niyet beyanları elbette ki son derece önemli ve anlamlıdır. Ancak, son iki yılda yaşadığımız kırılmalar, provokasyonlar, toplumun yaşadığı beklentiler, Ortadoğu'da yaşanan yeni siyasal ve toplumsal gelişmeler, atılması gereken adımların hemen atılmasını zorunlu ve gerekli kılmaktadır. Bu nedenle, devlet ve hükümetten somut adımlar atmasını, süreci yeni krizlere sokacak politikalardan kaçınmasını ve Sayın Öcalan’ın sunduğu taslak metnin gereklerini yerine getirmesi çağrısını yapıyoruz. Bu konuda atılacak ilk adımın da, ‘İç Güvenlik’ yasa tasarısının meclisten geri çekilmesi olduğu açıktır.

"NEYİN ÇÖZÜMÜ OLDUĞU BELLİ DEĞİL"

Partiya Azadiya Kurdistanê (PAK-Kürdistan Özgürlük Partisi) : 2 yıla yakın bir süredir PKK ve devlet arasında çözüm süreci adı altında görüşmeler yürütülüyor. Çatışmaların olmaması anlamında bu süreci destekledik ve destekleyeceğiz. Ancak görüşmelerde ‘çözüm’ deniliyor fakat neyin çözümü olduğu belli değil. Kürt ve Kürdistan sorununun çözümü konusunda ne devletten ne de PKK’den bir adım gelmedi. Ortak vatan ve demokratik cumhuriyet eksenli bir süreç yürütülüyor,
Sayın Öcalan’ın 10 maddelik beyanı bu kaygılarımızı daha da perçinledi. 10 maddede Kürt ve Kürdistan sorununun çözümü konusunda somut bir tespit yok. Sorunun adı bile konulmuyor. Zaman kazanma, öteleme ve sürüncemede bırakma siyaseti yapılıyor. Açıklanan maddeleri bu eksende görüyoruz. Çatışmasızlık ortamını da destekliyoruz.

"HEM SİNN FEİN HEM SYRZİAA OLAMAZ"

Özgürlük ve Sosyalizm Partisi (ÖSP) : Kan dökülmesini kimse istemiyor ama ortada çözülmesi gereken bir Kürt ve Kürdistan meselesi var. Bu meselenin sonuçlarını ortadan kaldırmak, meselesinin çözümü anlamına gelmez.

Açıklanan 10 madde üzerinde anlaşılmış değil. Sadece görüşelim diye kabul edilmiş. Görüşmelerden ne çıkacağı belli değil. Demokrasi-güvenlik dengesi dikkate alınırsa bu devlet Kürt meselesine güvenlik tarafından bakıyor. Bunu toplantıya katılan kişilerden anlıyoruz.

3 temel madde çözümü kavuşturulmadan Kürt meselesi çözülemez. Onlar, ana dilde eğitim, Kürtlere siyasi statü ve Kürt halkının varlığının anayasada kabulü. PKK’nin silah bırakmasını sağlayabilirsiniz ama bunları çözmeden Kürt meselesini çözemezsiniz.

HDP, Diyarbakır’da Sinn Fein (IRA’nın siyasi kolu) işlevini İstanbul ve Ankara’da Syrzia (Yunanistan’da iktidar olan sol parti) işlevini aynı anda üstlenemez. Türkiye’deki muhalefetin tüm yükünün Kürt muhalefetine yüklemek doğru değil.

"KÜRT SORUNUNU ÇÖZMEZ AMA ZEMİN OLUŞTURABİLİR"

Azadi Hareketi Sözcüsü : Açıklanan metin bir iyi niyet açıklamasıdır. Sayın Öcalan’ın girişimiyle iki taraf hem seçim sürecini atlatabilmek hem de daha demokratik bir zemin oluşturabilme için böyle bir girişimde bulundu. Bunun için büyük bir beklenti içinde bulunmak doğru değil.

Açıklanan 10 madde Kürt sorununu çözmez ama Kürt sorununu konuşmak için zemin oluşturabilir. Anlaşılıyor ki iktidar da bir şeyler yapıyor ama sağlıklı bir şekilde Kürt sorunuyla yüzleşme cesareti gösteremiyor. Aslında Kürt hareketi bir bütün olarak da buna hazır değil.

"O ZAMAN BU ÇOCUKLAR DAĞDA NEDEN ÖLÜYOR?"

Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi (PDK-T): Öteden beri bu sürece pek inanmadık. Çünkü görüşmeler sadece PKK ile devlet arasında yürütülüyor. Sürecin Kürtlerle bir ilgisi yok. Açıklamadan da anlaşıldığına göre bayrakla, sınırlarla ve toprakla bir sorunları yok. O zaman bu çocuklar neden dağda neden ölüyorlar? Hiç olmazsa bu çocuklar ölmesin.

Maddelerin hiçbirinde Kürt hakları ve Kürdistan davasına ilişkin bir madde yok. Hepsi demokratik bir ülkede olması zorunlu maddeler. Bunlar Kürtler için değil herkes için geçerlidir. Bizi pek heyecanlandırmadı.

"TARTIŞILMAYA MUHTAÇ"

Kürt Demokratlar Platformu (KDP - Bakur) : Kürt sorununun çözümünü öngören Öcalan’ın sunduğu 10 maddelik müzakere çerçevesi muğlaktır, tartışılmaya muhtaçtır. Sorunun nihai çözümü değildir. Çözümün ete kemiğe bürünmesi Kürt halkının Kürdistan’da siyasal hak ve irade sahibi olmasına bağlıdır. Onun için halkımız ve onun siyasal güçleri ortak bir siyaset dili ve ortak bir Kürdistani duruşu siyasal çözüme ilişkin ortak bir strateji ve yol haritası oluşturmayı gerçekleştirmelidir. ‘Ortak vatan’, ‘Türkiyelilik’ gibi kavramları da sorununun çözümü için kolaylaştırıcı görmüyoruz.

Sorunlarının çözümünde sürece verdiğimiz olumlu ve destekleyici siyasal duruşumuz bundan böyle de sürecektir. Ancak Kürt halkının geleceğine ipotek koymayı kabul etmeyiz, karar sahibi Kürt halkının kendisidir. Bu kararlar da özgür ve demokratik mekanizma ve süreçler ile belirlenir.