BIST 10.209
DOLAR 32,41
EURO 34,81
ALTIN 2.399,82
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Abant tahrip ediliyor iddiası!

Doğa mucizesi Bolu Abant'taki çalışmalara yönelik tepkiler dinmiyor. Çevreciler yapılan çalışmaların ileri boyutta tahribata neden olduğunu savunuyor

Abone ol

Abant İzzet Baysal Üniversitesi (AİBÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, ''Abant'ta yapılan çalışmalar ileri boyutta tahribata neden oluyor'' dedi.

Bolu İl Özel İdaresince ''Abant Master Planı'' kapsamında Abant Tabiat Parkı'nda ve gölün çevresinde yürütülen, ''yolun yükseltilmesi, genişletilmesi, gölün su seviyesinin yükseltilmesi ve 'Yavru Abant Gölü' oluşturulması'' çalışmaları, çevrecilerin tepkisine neden oluyor. Çevreciler, yapılan çalışmaların Abant'ın doğal yapısını bozduğunu iddia ederek, çalışmaların durdurulmasını istiyor.

Çalışmalar kapsamında, Abant Tabiat Parkı'nda ''kolektör hattının döşenmesi, piknik alanları, bisiklet, çekçek ve yürüyüş yollarının yapılması, elektrik hattının yer altına alınması'' planlanıyor.

''ABANT HAVUZ ŞEKLİNE DÖNMÜŞ''
Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr.Okan Külköylüoğlu, Abant'ta yapılanların ileri boyutta tahribata neden olduğunu öne sürerek, ''Abant'taki bu tahribat ve çevre bozukluğu açıkça görülebiliyor. Ölçüm ya da çalışma yapılmaya gerek yok tahribatı anlamak için, Abant'a giden herkes bunu gözlemleyebilir'' dedi.

Prof. Dr. Okan Külköylüoğlu, Abant'ta yapılan tahribatın nasıl düzeltilmesi gerektiği konusunda bir çalışma yapılması gerektiğini belirterek, ''Açıkçası bazı tahribatların geri dönüşü zor. Örneğin bir yol yapımı için harcanan enerji, zaman, para ve iş var. Bu yolun tekrar yapılması için çalışılacak olursa belki verilen zararın iki üç katı daha fazla zarar verebilirsiniz. Habitatın hassas olduğu bölgede o kadar farklı tahribat olmuş ki, göl suyuna zarar gelmiş, akarsuların giriş çıkışına zarar gelmiş, gölü besleyen derelere zarar gelmiş, göl içinde ve dışında hayvan ve bitki topluluklarına veya diğer canlı türlere epey bir zarar gelmiş ve gelmeye de devam ediyor'' diye konuştu.

Abant'ta en büyük zararlardan bir tanesinin kıyı şeridinin kalmaması olduğunu ifade eden Külköylüolu, ''Abant havuz şekline dönmüş. Abant'ta bir veriye göre 670 ağaç, bir veriye göre de 300 küsur ağaç 'su altında kaldı' deniliyor. Bunun sayısını yetkililer daha iyi biliyor. Suyun altında kalan ağaçların çoğu köknar ve çamgiller, yani diken yapraklı ağaçlar. Bu ağaçların kök gözlerinin suya girmesiyle o ağaçların bir daha sürgün veremeyecek şekilde zarar uğradığını bundan sonra da çürümeye kadar gidebileceğini biz biliyoruz." dedi.

''BİR YERE SU TOPLAYARAK DOĞAL GÖL YAPAMAZSINIZ''

AİBÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muzaffer Dügel ise ''Gölün akış sistemi, rejimi, etrafındaki bitki toplulukları zarar görebilecek. Yeni oluşturulacak göl sonucu su sistemi tamamen değişebilir, yeraltı su sistemi bozulabilir. Orada binlerce yıldır oluşmuş bir eko sistem var. Siz bir müdahale ile binlerce yılda oluşmuş bir sistemi değiştiriyorsunuz. Bunun sonuçları bir tepki olarak geri gelecektir. Bu değişim bitki ya da canlıların ortadan kalkmasına neden olabilir. Bir yere su toplayarak orasını doğal göl yapamazsınız.''