BIST 10.337
DOLAR 32,26
EURO 34,71
ALTIN 2.400,50
HABER /  GÜNCEL

25 asker 'kaza sonucu' şehit olmuş!

25 askerin şehit olduğu cephanelik patlamasının olay yeri inceleme ve tatbikat görüntüleri açığa çıktı. Bilirkişi, testlerin ardından ihmal boyutunu vurgulamayarak ‘Olay kazadır’ diye rapor yazdı

Abone ol

İNTERNET HABER- 5 Eylül 2012’de Afyonkarahisar Şehit Uzman Çavuş Mete Saraç Kışlası 4. Mühimmat Bölge Komutanlığı 41. Mühimmat Bölük Komutanlığı’nda yer alan 32 numaralı iglo tipi cephaneliğin patlaması sonucu 25 askerin şehit olduğu olayla ilgili dava dosyasının ayrıntıları ortaya çıkmaya başladı.

TEST GÖRÜNTÜLERİ

Milliyet gazetesinde bugün yayınlanan ve Türker Karapınar'ın imzasını taşıyan haberde, askeri savcılığın talebi üzerine, “tam atımlık ve kör tapalı el bombaları, tapaları ve tapaların içinde hermetik kutularla” yapılan bilirkişi testlerinin görüntüleri yer alıyor. Dava dosyasına ulaşan Milliyet, haberde olayın kaza olduğunu anlatıyor. İşte haberden çarpıcı bölümler:

Bilirkişi şu testleri yaptı:
- Kör tapalı el bombaları, hermetik kutularla aynı sandığa konuldu ve hermetik kutu fünye ile patlatıldı.
- Kör tapalı el bombalarının içinde bulunduğu sandık yüksekten yere atıldı. Sandık kırıldı, el bombaları etrafa yayıldı. Ancak bir patlama olmadı.
- Tapaların içinde bulunduğu hermetik kutunun üzerine sandık atıldı. Ancak patlama olmadı.
- Tam atımlık yatay duran bir el bombası üzerine sandık atıldı. Patlama olmadı.
- Tam atımlık dik duran bir el bombası üzerine sandık atıldı. Patlama oldu.
- El bombası tapalarının üzerine sandık atıldı. Patlama oldu.

PATLAMADA DEPODAYDILAR

Testlerin ardından hazırlanan bilirkişi raporunda, şehit askerlerin vücut doku parçalarından patlamaya direk maruz kaldıkları belirtildi. Raporda, şehitlerin kazayı engellemek için cephanelik içine yöneldikleri esnada patlamaya maruz kaldıkları da kaydedildi. Raporda, şöyle denildi:


“Bir kaza sonucu, istifte bulunan sandıkların devrildiği, yere düşen ve dağılmış halde bulunan tam atım el bombaları veya hermetik kutular içindeki tapaların üzerine bir veya bir kaç sandığın düşmesi ile bir patlamanın meydana geldiği;

bu patlamanın, temas halinde veya çok yakınında bulunan açıktaki el bombaları, el bombası gövdeleri ile diğer el bombası sandıklarına sıçraması ile başlayan ve cephaneliğin sağ ön giriş kısmında yaklaşık 3 metre çapındaki patlama çukurunu oluşturan zincirleme patlama sonucu şok dalgaları, basınç, sıcak gazlar ile hararet meydana getirdiği;

bu hararetin artarak kısa sürede doruğa ulaşmasıyla diğer mühimmatları tetikleyerek, kütle halindeki büyük patlamaya sebebiyet verdiği;

şehit olan 25 personelden 24 şehidin vücut doku parçalarının boyutları dikkate alındığında, patlamaya direk maruz kaldıkları, bu cihetle de şehit personelin çalışmalar devam ederken, bir kazayı engellemek için cephanelik içine yöneldikleri esnada patlamaya maruz kaldıkları kanaatine varılmıştır.”

ÜSTEĞMENDEN TEK UYARI: "DÜŞERSE PATLAR"

Askeri savcı ile olay yeri inceleme ekiplerinin olay yerinde yaptığı keşif ve enkaz kaldırma görüntüleri de ilk kez ortaya çıktı.

Görüntülerde, yaralı askerlerden Onbaşı Fethi Tuna’nın askeri savcının sorularını yanıtladığı görülüyor.

Tuna, şunları anlatıyor:

“Biz, BMC kamyonla getirilen sandıkları depo önüne kadar götürüyorduk. Kapı önünden de istifleyen arkadaşlara veriyorduk. Depo içinde usta erler çalışıyordu. Biz dışarıda 15 kişiydik. Kamyona yüklediğimiz sandıklar daha büyüktü. Daha zor kaldırıyorduk. Bir sandık kamyonun kenarına çarptı ve içeri devrildi. El bombaları da dökülmüştü. Ama fünyeleri yoktu. Olay sırasında namaz kılmak için yangın istasyonunun hemen yanına gittim. Üstteğmenimiz (sanık Tuncay Aydın) geldi, arada ayrılmış olabilir. Konya’da bir patlama olduğunu söyledi. ‘Dikkat edin düşerse patlar’ dedi.”

SORUMLU SUBAY ANLATAMADI

Görüntülerde, 25 şehidin verildiği deponun sorumlusu Üsteğmen Tuncay Aydın’ın askeri savcıyla konuşmaları da yer aldı. Aydın, savcının, “Sen bu işin uzmanısın, ne kadar yüksekten düşürürsen patlar veya patlar mı? Pimi ve fünyesi olan el bombası yüksekten düşerse patlar mı” sorusuna, “Pimi çekildiği zaman patlar komutanım” yanıtını verdi.

Rütbelilerin, askeri savcının sorularına yanıt verememesi üzerine olay yeri inceleme ekibinden bomba uzmanı, “Tapaların uç kısmına beyaz alüminyum kısmına zarar gelmediği sürece patlama olmaz” dedi. Üsteğmen olay esnasında olay yerinde olmadığını söyledi.

‘LAVABOYA GİTMİŞTİM’

Aydın, askeri savcının, “Sen nereye gitmiştin?” sorusuna, “Yarım saat civarında karargaha lavaboya gitmiştim” yanıtını verdi. Savcının, “Sen niye lavaboya gidiyorsun hep arazi burası?” demesi üzerine Aydın, “Telsiz de alacaktım nöbetçiydim ben. Komutanım bizim ot toplama ve bidonların boyanması faaliyetimiz de devam ediyordu” ifadesini kullandı.

Aydın, “Gece istifleme emrini kim verdi?” sorusuna da, “Dışarıda mühimmat kalmayacak diye Ali Duran binbaşı emir verdi” dedi.

Yaralı asker Hasan Boncuk ambulansta böyle ifade
verdi.

‘ÇİVİ PATLATMAZ!’


Askeri savcı, ambulans içinde kışlaya getirilen yaralı askerlerden Hasan Boncuk, mühimmat sandıklarına verilen emir gereği çivi çaktıklarını anlatıyor.

Bunun üzerine bir uzman çavuş, bazı mühimmat sandıklarının çürük olduğunu, üst üste koydukları zaman devrilecekmiş gibi durduklarını, tokmakla vurduklarını ancak düzelmediğini, altlarının çürümüş olduğunu, bu nedenle birbirinden ayrılan sandıkları birleştirmek için 5’lik çiviler çaktıklarını söylüyor.

Uzman çavuş 5’lik çivilerin sandık içindeki mühimmata zarar vermeyeceğini söylese de, dosyada çivi çakılan bir mühimmatın olay yerinde bulunan fotoğrafı da yer alıyor.