BIST 11.056
DOLAR 32,20
EURO 35,02
ALTIN 2.505,11
HABER /  GÜNCEL

2006 daha zorlu geçecek

Ankara Sanayi Odası Başkanı Çağlayan, 2006'nın bu yıla oranla daha zorlu geçeceğini öngörerek, hükümetin istihdam konusunda aldığı önlemlerin artırılmasını istedi

Abone ol

Ankara Sanayi Odası (ASO) Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Çağlayan, “Öyle gözüküyor ki 2006 yılı, 2005 yılından biraz daha zorlu geçecek” dedi. Çağlayan, ASO’nun Ağustos Ayı Olağan Meclis Toplantısı’nda bir konuşma yaptı. Çağlayan konuşmasında istihdam konusuna ağırlık verdi. İstihdam yaratabilmek için sürdürülebilir büyümenin şart olduğunu ifade eden Çağlayan, Türkiye’nin 3 yıldır büyüdüğünü ama istihdam yaratamadığını kaydetti. Petrol fiyatlarındaki yükselişin 2006 yılına yönelik beklentileri olumsuz etkilediğini anlatan Çağlayan, petrol fiyatlarının 60 dolarda bir taban oluşturacağına inandığını, bunun da Türk ekonomisini olumsuz etkileyeceğini öngördü. Fransa’nın AB müzakerelerinde Kıbrıs’ta Güney Rum kesimi ile ilgili tavrını da eleştiren Çağlayan, “Bunun da hayretle, ibretle izliyoruz. Fransa’nın yapmış olduğu tiyatroyu anlamak mümkün değil” diye konuştu. Çağlayan, Fransa’nın Türkiye’yi iç politikalarına alet etmek istediğini belirterek, Fransız kamuoyunun buna gerekli tokadı atacağına inandığını söyledi. Türkiye’nin 3 Ekim’de müzakerelerin başlamasını istediğini belirten Çağlayan, bu tarihte müzakerelerin başlayacağını bildirdi. İSTİHDAM İÇİN PROJELER ARTIRILMALI Dünya Bankası’nın istihdam ile ilgili biri raporu bulunduğunu ifade eden Çağlayan, bu rapordan bazı alıntılar yaptı. 2004 yılında Türkiye’deki yetişkin nüfusun yalnızca yüzde 40’ının çalıştığını, bunun dünyadaki en düşük oranlardan birisi olduğunu belirten Çağlayan, Avrupa’da bu oranın yüzde 63 olduğunu kaydetti. OECD’de 55-64 yaş grubundakilerin yüzde 51’inin Avrupa Birliği’nde de yüzde 41’i çalışırken, Türkiye’de bu oranın yüzde 33 olduğuna dikkat çeken Çağlayan, erken emekliliği eleştirdi. 1980-2004 döneminde Türkiye’de çalışma çağındaki nüfusun 23 milyonartarken, sadece 6 milyon net istihdam yaratılabildiğine vurgu yapan Çağlayan, Türkiye’nin 2010 yılına kadar AB’nin şimdiki işgücüne katılım oranını yakalayabilmek için 6 yılda 10 milyon, yüzde 70 için ise 14 milyon net istihdam yaratmak zorunda olduğunu kaydetti. Şimdiki durum ve trendin devam etmesi halinde, Türkiye’nin 2010 yılına kadar ancak 1,5 milyon istihdam yaratabileceğini, yani yılda sadece 300 bin yeni istihdam sağlayabileceğini ifade eden Çağlayan, oysa yılda Türkiye’nin 750 bin kişiye istihdam yaratması gerektiğini vurguladı. Dünya Bankası’nın istihdam artışını hızlandırmak için 3 tane öneride bulunduğunu anlatan Çağlayan, bu önerilerin kıdem tazminatı sisteminde reform yapılması, esnek çalışmayı kısıtlayan yasal düzenlemelerin değiştirilmesi ve işsizlik sigortası primlerinin düşürülmesi olduğunu belirterek, bu önerilere kendilerinin de katıldığını anlattı. Konuşmasında kıdem tazminatı konusuna da değinen Çağlayan, Türkiye’de 20 yıl çalışmış bir işçiye 20 aylık kıdem tazminatı ödendiğini bunun OECD, Doğu Avrupa ve orta gelirli ülkelerde çok daha düşük olduğunu anlattı. Çağlayan, işsizlik fonunda şimdiye kadar 16 milyar lira biriktiğini de belirterek, işsizlik fonunun oluşturulacak kıdem tazminatı fonu ile birleştirilmesini önerdi. İşsizlik sigortası fonuna verdikleri payı 2’ye bölmeleri önerisinde bulunan Çağlayan, bunun yarısının işsizlik fonuna, yarısının da kıdem tazminatı fonuna gitmesini, eğer bu yapılamaz ise ozaman işsizlik sigortası priminde indirime gidilmesi çağrısında bulundu. ANADOLU YAKLAŞIMI GEREKLİ Konuşmasında KOBİ’lerin finansmanı konusuna da değinen Çağlayan, bu sorunun çözülebilmesi için bir “Anadolu Yaklaşımı”’nın gerekli olduğunu bildirdi. Çağlayan, şöyle dedi: “Krizden zarar gören, desteklenmesi durumunda hemen faaliyete başlayabilecek, ödeme güçlüğü içinde olan, kredi konusunda bankalarla araları bozulmuş olan ve işletme sermayesi sıkıntısı çeken KOBİ’lerin,Anadolu Sermayesi’nin sorunlarını çözmek için bir Anadolu Yaklaşımı’nıacilen başlatmak, hem ekonomik canlanmaya, hem de istihdama katkı sağlayacaktır.” 81 MİLYONLUK SOSYAL GÜVENLİK ŞEMSİYESİ Zorunlu istihdam sorununa da değinen Çağlayan, reel ekonomik olduğu bir ortamda geçmiş hükümet ve meclis döneminde çıkartılan ve adına da “Sosyal Güvenlik Reformu” denilen ve bunun ile reform kelimesinin “kirletildiği” bir yapının mutlaka ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti. Çağlayan, “Bir şemsiye düşünün, 70 milyonluk bir şemsiye. Ama şemsiyenin altına 81 milyon girmiş. Böyle ucube bir durum olabilir mi?” dedi. Türkiye’de 70 milyonluk bir nüfus bulunmasına rağmen, sosyal güvenlik şemsiyesinden yararlanan 81 milyon kişi bulunduğunu belirten Çağlayan, bu rakamlarda bir hata olduğunu söyledi. Çağlayan, “Ya nüfus yanlış, ya 81 milyon. Ama hepsi doğru. Sosyalgüvenlik şemsiyesinden yararlananların büyük bir çoğunluğu asalak, parazit. Bunun sonucunu da bizler ödüyoruz” dedi. ÖZELLEŞTİRME GELİRİ 15 MİLYAR DOLARI AŞACAK Konuşmasında özelleştirme konusu da değinen Çağlayan, Türkiye’nin Cumhuriyet tarihinde yapmış olduğu özelleştirmelerin yaklaşık, 1,5 katını bu yıl yapacağını belirterek, “benim tahminim 15 milyar dolarlık bir özelleştirme rakamı ile Türkiye karşı karşıya kalacak. Bunun büyük bir kısmını da Türkiye peşin alacak” dedi. Erdemir’in özelleştirmesinde ortak bir girişim grubu oluşturduklarını hatırlatan Çağlayan, Türkiye’deki herkese bu ortak girişim grubuna katılma çağrısında bulundu. Çağlayan, Ereğli Ortak Girişim Grubu’na katılım ile ilgili daha önce tespit ettikleri 50 milyon dolarlık tavan ile 1 milyon dolarlık taban rakamını daha aşağıya çekeceklerini kaydetti. Çağlayan çünkü bu konuda ciddi bir destek aldıklarını belirtti.