BIST 9.530
DOLAR 32,47
EURO 34,71
ALTIN 2.478,04
HABER /  GÜNCEL

12 Kasım İngiltere Basın Özeti

Bu sabahki İngiliz gazetelerinden seçtiklerimiz: Filipinleri yerle bir eden tayfun felaketinin ardından; İran'ın dini liderinin dünyevi güç kaynağı; Müslüman Kardeşler'e desteğin bedeli...

Abone ol

İngiliz gazetelerinin ortak konusu, dün olduğu gibi, bugün de Filipinlerdeki tayfun felaketinin etkileri...

Gazeteler gerek birinci sayfaları gerekse iç sayfalarında aklın sınırlarını zorlayan bir yıkım manzarasından görüntülere yer veriyor.

Independent tayfundan en şiddetli etkilenen Tacloban kentinde, her bir binanın, her bir evin yıkıldığını aktarıyor.

Financial Times manşetinde ülkede "milli felaket" ilan edildiğini bildiriyor.

Times bir Filipinlinin şu sözlerini aktarıyor: "rüzgara hazırlıklıydık ama su duvarına değil"...

Gazete ayrıca, "benzer bir fırtına İngiltere'yi vursa ne yapardık" sorusuna da yanıt arıyor.

Guardian felaket sahasından "ölüm, korku ve insanlık" öyküleri aktarıyor.

Daily Telegraph da tayfunun yerle bir ettiği yerlerde kaosun hakim olduğunu, yaygın yağmalamalar yaşandığını yazıyor.

İran'ın dini liderinin dünyevi güç kaynağı

Independent İran'ın dini lideri Ali Hamaney'in 95 milyar dolarlık bir "iş imparatorluğunu" yönettiğini yazıyor.

Gazeteye göre, pek bilnmeyen Setad adlı bu şirket, Hamaney'in gücünün temeli.

Bir çok alanda yatırımı olan bu topluluğun sırdan İranlıların mal varlığına el konarak kurulduğu ileri sürülüyor.

İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu Ayetullah Humeyni'nin imzasıyla kurulan şirket, devrim yıllarının kaos ortamında, fakirler ve gazilere yardım için iki yıllığına kurulmuş.

Ama günümüzde değeri 95 milyar doları bulan şirketin hayır işlerine ne kadar para ayırdığı bilinmiyor.

Suriye'de savaşan Türk gençler

Guardian Suriye'deki çatışmalarda uluslararası gündemin ön sıralarında olmayan bir konuya dikkat çekiyor: Türkiye'den Suriye'de savaşmaya giden gençler...

Gazete, Türkiye'den bir çok gencin, el Kaide tarafından Suriye'de jihad saflarına çekildiğini yazıyor.

Ana babalar da çaresizlik içinde çocuklarını arıyor.

Guardian bunlardan biri olan Fatih Yıldız'ın öyküsünü aktarıyor.

İki oğlu el Kaide tarafından jihada katılmaya ikna edilen Fatih Yıldız, çocuklarının izini sonunda, Halep yakınlarındaki bir gerilla kampında bulmuş.

Yıldız, Trabzonlu olduğu ileri sürülen, yerel el Kaide komutanından çocuklarını kendisine teslim etmesini istemiş.

Aldığı yanıt ise şu olmuş: "Onlar şehid olmak için buradaş sen kafir misin ki onların elinden cennete gitme fırsatını almaya çalışıyorsun".

Guardian Yıldız'ın "elimde silah olsa o herifi orada vururdum" dediğini aktarıyor.

Baba Yıldız, 20li yaşlarındaki oğullarını ne görebilmiş ne de onlarla konuşabilmiş.

Yıldız bu islamcı savaşçılar arasında Türklerin yanısıra, Çeçenler, Cezayirliler, Libyalılar ve Avrupalıların da olduğunu belirtiyor.

Diyarbakırlı Ali Kara da fabrikada çalışmaya gideceğini söyleyerek evden ayrılan oğlunun, önce izini kaybettiğini, aylar sonra da bir arkadaşından oğlunun Suriye'de "şehit" olduğunu öğrendiğini anlatıyor.

Gazete Türkiye'nin Suriye'de faaliyet gösteren radikal islamcı örgütlere "destek vermesi veya bu faaliyetleri görmezden gelmesinin" giderek daha fazla tepki çektiğini belirtiyor.

Guardian, Fatih Yıldız'ın şu sözlerini de aktarıyor: "Halep'te konuştuğum bir çok kişi bana Esad'ı bu savaşçılara tercih ettiklerini, bu grupların hayatı onlar için cehenneme çevirdiğini söyledi".

Mısır'da Müslüman Kardeşler'e destek

Daily Telegraph, Mısır'da Müslüman Kardeşler'e desteğini dile getiren bir futbolcunun büyük tartışmaya neden olduğunu yazıyor.

Gazete, önde gelen futbol kulüplerinden biri, devrik Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'ye destek veren bir oyuncusunu kadrodan çıkardığını bildiriyor.

El Ehli futbol takımı, Pazar günü bir maçta dört parmaktan oluşan işareti yapan futbolcu Ahmet Abdül Zaher'in gelecek ay Fas'ta oynanacak FIFA Dünya Kulüpler Kupası'nda forma giymeyeceğini açıkladı.

Zaher el işaretini yaptığında, El Ehli'nin 2-0 kazandığı Afrika Şampiyonlar Ligi'nin final maçında attığı golü kutluyordu.

Daily Telegraph tüm ülke için büyük kutlama nedeni olması gereken bir futbol zaferinin, ülkedeki siyasi gerilimin gölgesinde kalarak, büyük bir tartışmaya yol açtığını belirtiyor.