BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

12 Eylül davası yarın da devam edecek

Sanıklar Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'nın yine gelmediği duruşmada müdahillik başvurularının dinlenmesine devam edildi.

Abone ol

12 Eylül askeri darbesine ilişkin, dönemin Genelkurmay Başkanı, 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile emekli Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Tahsin Şahinkaya'nın yargılandığı davanın 2. duruşması Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam etti.

Duruşmaya, iddianamede adı geçen "mağdur ve müştekiler", katılma talebinde bulunanlar, avukatlar ve izleyiciler ile basın mensupları alındı.

Evren ve Şahinkaya'nın avukatları da duruşmada hazır bulundu.

Mahkeme, bu duruşmada, müdahillik talebinde bulunanların beyanlarını almaya devam etti.

Evren ve Şahinkaya'nın, 765 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''Devlet Kuvvetleri Aleyhinde Cürümler''e ilişkin 146. maddesi ile 80. maddesi uyarınca ''ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına'' çarptırılmaları isteniyor.

Ancak sanıklar Evren ve Şahinkaya dün ilk duruşmasına başlayan mahkemeye bugün de gelmediler.

Mahkeme, Adli Tıp Kurumu'na sanık Evren ve Şahinkaya'nın sağlık raporlarını göndererek, sanıkların duruşmada bulunmalarının ve beklemelerinin sağlık durumları açısından bir engel teşkil edip etmediğini sormuştu.

Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek rapor, sanıkların duruşmaya katılıp katılamayacaklarını belirleyecek.

Mahkeme dün esasa girmeden sanık ve müdahil avukatların taleplerini kayda geçirmek suretiyle duruşmaya başladı ancak sanıkların gelmeyişi nedeniyle iddianamenin okunmasına geçilmemesine karar verdi.

Duruşma yarın, Cuma sabahı tekrar devam etmek üzere tatil edildi. Yarın davayla ilgili ara kararın çıkması bekleniyor.

Türkiye'de yapılan askeri müdahelelerin en sert ve kanlı olanını başlatan olan 12 Eylül 1980 darbesi döneminde 50 kişi idam edilmiş, binlerce kişi işkence görmüş ve 600 binden fazla insan gözaltına alınmıştı.

Kim müdahil olabilir?

Sanıklar gelmediği için iddianamenin okunmasına geçemeyen Mahkeme 2. gününde bireysel müdahillik başvurularını dinledi.

Duruşmada müdahillik talebinde bulunmuş olan Maraş katliamının bir numaralı sanığı Ökkeş Şendiller'in konuşması salonda tepkilere yol açtı.

Dinleyici ve avukat sıralarından Şendiller'e "Katil" "Sen katilsin" diye bağıranlar oldu.

Bazı müdahillerin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın mahkemenin başladığı gün, "Hayır oyu verenler adliye önüne sıralanmışlar" sözlerini eleştirmesi üzerine Başbakanlığı temsilen müdahil olan Avukat Sami Aslan Aşkın "Burada herkes siyasi konuşuyor. Herkes bu yargılamayı bu hükümete borçlu" deyince hakimden "Siz de siyaset yapıyorsunuz" uyarısı geldi.

Müdahillik talebinde bulunanlardan biri de eski Cumhuriyet Halk Partisi Kars milletvekili Azimet Köylüoğlu idi. Köylüoğlu "Darbeyle birlikte dokunulmazlığım kaldırıldı. Ailem 15 gün benden haber alamadı. İşsiz kaldım. 12 Eylül dönemindeki tüm kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunuyorum" diye konuştu.

Eski CHP Çorum milletvekili Şükrü Bütün de 12 Eylül döneminde tutuklandığını, hücreye atıldığını ve işkence gördüğünü anlattı.

Müdahil başvurusu yapanlardan Mustafa Yalçıner, "Devrimci Komünist Partisi yöneticisiydim. 12 Eylül zindanlarında işkence gördüm." dedikten sonra hükümet ve meclisin müdahil olmasının kabul edilemeyeceğini çünkü hükümetlerin süreklilikleri olduğunu söyledi.

Müdahillik talebinde bulunanlardan bugün dinlenenler arasında kardeşi Nurettin Öztürk Ankara Emniyet Müdürlüğü bünyesinde darbe döneminde en ağır işkencelerin yürütüldüğü anlatılan "Derin Araştırma Labaratuarı" (DAL) da işkence sonucu ölen Fahrettin Öztürk, Devrimci Yol davası sanıklarından Oğuzhan Müftüoğlu ve Osman Tayfun Mater'in avukatı Sabri Kuşkonmaz, Roboski'de öldürülen çocuklar adına geldim diyen Avukat Celal Ay, dönemin Türkiye İşçi Partisi yöneticilerinden Cengiz Şahin , Devrimci İşçi Sendikaları (DİSK) adına Ekin Sarıkalın, gözaltında öldürülen Süleyman Cihan'ın kardeşi Ahmet Cihan, cezaevi arabasında dövülerek öldürülen yayıncı İlhan Erdost'un eşi Gül Erdost, ülkü ocaklarına üye olduğu için 7 yıl hapis yattığını anlatan Ramazan Akgün de vardı.

Bu arada Ankara adliyesi önünde yakınlarını kaybedenler, kendileri 12 Eylül'de mağdur olanlardan oluşan daha küçük bir topluluğun bekleyişi sürdü.