BIST 9.717
DOLAR 32,55
EURO 34,94
ALTIN 2.442,01

Yeşil bir Şişli için çok geç mi?!..

Şişli, maalesef yeşili az bir ilçemiz, ama çoğaltılabilir.

Yıllar önce İBB’deydim, bir kalabalık gördüm. Nedir diye baktığımda, insanların bir başvuru yapmakta olduğunu gördüm, kitapçığı aldım, Kayabaşı’nda Kiptaş konutları başvurusu yazıyordu. Kuyruktakilere sordum; “Nerede Kayabaşı?…” Dediler ki; “Bilmiyoruz, Havaalanı tarafıymış, İBB yaptığına göre mutlaka karlıdır.”  Bugün ev  fiyatlarına baktım,  2+1ler  200.000 TL en başlıyor!….

İstanbul’da AVM ve rezidans sayısı 250 civarında ve hala yenileri açılmaya çalışılıyor. İstanbul’un merkezi ilçelerinden Şişli, maalesef YEŞİLİN en az olduğu bölge olarak biliniyor. Şişli Belediyesi küçük parklarla sorunu çözmeye çalışıyor. Mecidiyeköy, ulaşımın  adeta transfer merkezi durumunda…Şişli’den Levent'e doğru AVM ve Rezidanslardan göğü göremiyorsunuz. Elbette trafikte ona göre yoğunlaşıyor. Şişli Etfal’in yerinin, mutlaka halkın  nefes alma yeri olarak YEŞİL kalması gerek…

Ayağı toprağa,YEŞİLE,  çimene basmayan çocukların stres atması mümkün değil…

Mehmet  Soysal şöyle yazmış;

“İstanbul’dan uzaklaşınca sanki zamanı tüketen bir makineden ömrünüzü kurtarmışsınız gibi.
On günden beri Milano, Venedik, Verona, Como, Lugano, Floransa, Pisa ve Roma’daydık.
Ne zaman Avrupa’nın farklı bir kentine gitsek olağanüstü bir sükûnet ortamında buluyoruz kendimizi.
Sanki bir gün, bir ay gibi geliyor.
Ve zamanın bereketini fark ediyor insan.
İstanbul’da yaşamanın artık bir ayrıcalık, bir keyif olmadığını da...
Boğaz’ın o güzel manzarasını aylarca görmeden İstanbul’da yaşayan insanlar var, zamanın telaşına yenik düşerek, ayakta durmaya çalışan.
Bir günde dört saat trafikte işe gitmek ve eve dönmek dışında kimsenin doğru dürüst yapacağı bir şey kalmıyor...
Kendine ya da sevdiklerine zaman dahi ayıramıyor...
***
Ve her geçen gün biraz daha kalabalıklaşıyor İstanbul! 
Olağanüstü bir telaş ve keşmekeş içerisinde tükenen günlere, yıllara dönüp baktığımızda zamanın ne kadar da hoyratça tüketildiğini fark ediyoruz...
Böylesine sorumsuzca dolaşan bir kalabalık ve “kabalıklarla” bir arada yaşamak ise daha da yorucu... 
Vei İstanbul’u yaşanmaz kılan bize göre tek şey; trafik!
Bu konu çözüme kavuşmadan İstanbul’da kimseye huzur yok.
Ülkenin her yerinden göç almaya da devam ediyor.
İstanbul’a elli köprü daha yapılsa yine de trafik meselesinin çözüleceğine inanmıyoruz......”