BIST 9.717
DOLAR 32,51
EURO 34,90
ALTIN 2.440,79

Üniversitelerde “etik” kuralları var mı?!…

MEB, YÖK,Üniversiteler,etik kurallar,Sanatçıların teşvik ödemeleri, Mobbing, Akademisyenler, Boğaziçi Ün.,Galatasaray Ün.,

Önce bir konuyu tekrar dile getirelim: Üniversiteler Konservatuarları Sanatçı Öğretim Elemanları Aralık 2013 Teşviklerini hala alamadılar. BİMER şikayet yağmuruna tutuldu. Çalışmaları ile teşviği hak eden 260 sanatçı mağdur edilmeye devam ediliyor. Sanatçılar; kalan 2 üniversitenin listelerinin YÖK Kurulundan geçmesini bekliyorlar. Bu davranış/sonuçsuzluk/belirsizlik/ HAK ihlali  kimi ilgilendiriyor ve hangi kategoriye giriyor acaba!!!

Yapılan araştırmalarda üniversitelerin “mobbingte” 1. çıkmasından üzüntü duyduğumu belirtiyor, bu yazımda  “etiklik” üzerinde durmak istiyorum.

Bir çok üniversitede “etik kurullarla” ilgili yönergeler oluşturulmuş ve görevlendirmeler yapılmış. Yönergelerde, kurulun nasıl çalışacağı, hangi konulara bakacağı, toplantı sayısı, nasıl karar vereceği v.b. ayrıntılar yer almış. Ancak, bunlarda “etikliğin ne olduğu, nasıl anlaşılması gerektiği”, üniversitede okuyan “öğrencilere” ve ders veren “öğretim elemanlarına” anlatılamamış.

Hep söylüyorum etiklik kuralları, (yönetmelikler gibi); kısa, az, öz ve vurucu olmalı, öğrencilere, öğretim elemanlarına, memurlara okutulup imzalatılmalı ki “birlik şuuru” sağlansın…

Ayrıca, “etiklik” üniversitelere göre değişmiyor, “insan faktörü” önemli olan…

Merak ettiğimiz;

“Etik kurallar”, neden YÖK tarafından hazırlanmaz?,

Hazırlanacak ortak “etik kurallar” üniversitelere gönderilmez ki?

Üniversiteler de sadece bu yönergeye bağlı olarak kurulları oluştururlar, olur biter…

Üniversiteler web sayfalarında yaptığımız araştırmaya göre, etik kuralların;

Kimi; kısa ve net, anlaşılır…

Kimi; uzun cümlelerle teferruata boğulmuş,  anlaşılamıyor…

Kimi; sadece kurullardan bahsediyor…

Kimi; “etik kurallar” ile “kurulları” aynı yönergeye koymuş, kurallar arada kaynamış…

Ama, diyorum ya; önemli olan yine insan faktörü ve bu kuralların uygulanmasında gösterilecek titizlik!…

Öyle şeyler görüyor ve duyuyoruz ki!...

Size yapılanların farklarını görmeniz için  5 örnek veriyorum; 

1/ YÜKSEKÖĞRETİM KURULU BİLİMSEL ARAŞTIRMA VE YAYIN ETİĞİ YÖNERGESİ

Madde 8 - (1) Bilim araştırma ve yayın etiğine aykırı eylemler şunlardır:

a) İntihal : Başkalarının fikirlerini, metotlarını, verilerini, uygulamalarını, yazılarını, şekillerini veya eserlerini sahiplerine bilimsel kurallara uygun biçimde atıf yapmadan kısmen veya tamamen kendi eseriymiş gibi sunmak,

b) Sahtecilik : Araştırmaya dayanmayan veriler üretmek, sunulan veya yayınlanan eseri gerçek olmayan verilere dayandırarak düzenlemek veya değiştirmek, bunları rapor etmek veya yayımlamak, yapılmamış bir araştırmayı yapılmış gibi göstermek,

c) Çarpıtma : Araştırma kayıtları ve elde edilen verileri tahrif etmek, araştırmada kullanılmayan yöntem, cihaz ve materyalleri kullanılmış gibi göstermek, araştırma hipotezine uygun olmayan verileri değerlendirmeye almamak, ilgili teori veya varsayımlara uydurmak için veriler ve/veya sonuçlarla oynamak, destek alınan kişi ve kuruluşların çıkarları doğrultusunda araştırma sonuçlarını tahrif etmek veya şekillendirmek,

ç) Tekrar yayım : Bir araştırmanın aynı sonuçlarını içeren birden fazla eseri doçentlik sınavı değerlendirmelerinde ve akademik terfilerde ayrı eserler olarak sunmak,

d) Dilimleme : Bir araştırmanın sonuçlarını araştırmanın bütünlüğünü bozacak şekilde, uygun olmayan biçimde parçalara ayırarak ve birbirine atıf yapmadan çok sayıda yayın yaparak doçentlik sınavı değerlendirmelerinde ve akademik terfilerde ayrı eserler olarak sunmak,

e) Haksız yazarlık: Aktif katkısı olmayan kişileri yazarlar arasına dâhil etmek, aktif katkısı olan kişileri yazarlar arasına dâhil etmemek, yazar sıralamasını gerekçesiz ve uygun olmayan bir biçimde değiştirmek, aktif katkısı olanların isimlerini yayım sırasında veya sonraki baskılarda eserden çıkarmak, aOrtadoğo Teknik Ün.,ktif katkısı olmadığı halde nüfuzunu kullanarak ismini yazarlar arasına dâhil ettirmek,

f) Diğer etik ihlali türleri: Destek alınarak yürütülen araştırmaların yayınlarında destek veren kişi, kurum veya kuruluşlar ile onların araştırmadaki katkılarını açık bir biçimde belirtmemek,

insan ve hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda etik kurallara uymamak, yayınlarında hasta haklarına saygı göstermemek, hakem olarak incelemek üzere görevlendirildiği bir eserde yer alan bilgileri yayınlanmadan önce başkalarıyla paylaşmak, bilimsel araştırma için sağlanan veya ayrılan kaynakları, mekânları, imkânları ve cihazları amaç dışı kullanmak, tamamen dayanaksız, yersiz ve kasıtlı etik ihlali suçlamasında bulunmak. (/web/guest/icerik/-/journal_content/56_INSTANCE_rEHF8BIsfYRx/10279/18187)

2/                     ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ AKADEMİK ETİK DEĞERLERİ

Orta Doğu Teknik Üniversitesi, öğrencilerini insani ve ahlaki değerlere sahip ve bu değerlere saygılı bireyler olarak topluma kazandırmayı temel ilkelerinden birisi olarak belirlemiştir. Bu bağlamda, ODTÜ öğrencilerinin aşağıdaki akademik etik değerleri benimsemeleri ve bu değerleri kendilerine ilke edinmeleri beklenir.

  1. ODTÜ Öğrencileri derslerin tüm gerekliliklerini kendileri yerine getirirler.
  2. ODTÜ Öğrencileri kopya çekmezler veya akademik personeli aldatıcı davranışlarda bulunmazlar.
  3. ODTÜ Öğrencileri başkalarına kopya çekmekte veya akademik personeli aldatıcı davranışlarda bulunmakta yardım etmezler.

Akademik etik değerlere uymayan davranışlar aşağıdaki ana başlıklara ayrılabilir, ancak bunlarla sınırlı değildir.

Kopya: Aşağıdaki davranışlar kopya kabul edilir, ancak kopya bunlarla sınırlı değildir.

a) Sınavlarda bir başkası ile bilgi alışverişinde bulunmak,
b) Sınavlarda izin verilmeyen kaynakları ya da bilgiyi kullanmak (örneğin hesap makinasına veya sıraya bilgi (formül, metin vb.) yazmak, taşınabilir bilgisayar, akıllı cep telefonu, v.b. araçları izinsiz olarak kullanmak, kullanılan tablo ve kitaplara ek bilgi yazmak gibi),
c) Grup çalışmasına izin verilmeyen ödevlerde, projelerde ve raporlarda başka öğrencilerle beraber çalışmak (Ortak çalışma ile ilgili kurallar dersin öğretim üyesinden öğrenilmeli, ortak çalışma fikir alışverişinin ötesine geçmemeli; ödevde, projede ya da raporda yapılan "iş" tümüyle öğrenciye ait olmalıdır),
d) Bir ödevin, projenin, staj raporunun veya laboratuvar raporunun tamamını ya da sadece bir kısmını bir başka öğrenciden ya da bir kaynaktan (kitap, internet, makale gibi) alıp, kendi yapmış gibi sunmak,
e) Daha önceden notlandırılmış bir ödevin, projenin, staj raporunun veya laboratuvar raporunun tamamını veya belli bir parçasını bir başkasından alıp, kendi yapmış gibi sunmak.

Aldatma: Aşağıdaki davranışlar aldatma kabul edilir, ancak aldatma bunlarla sınırlı değildir.

a) Bir sınava veya laboratuvar çalışmasına başka bir kişinin yerine girmek; ya da bir başkasının kendi yerine bu çalışmalara girmesini sağlamak; kimlik bilgileri ile ilgili yanıltıcı beyanda bulunmak,
b) Farklı kaynaklardan yapılan alıntıları, kaynak göstermeden ve tırnak içine almadan kullanmak (örneğin “kes-yapıştır” yoluyla),
c) Bir kaynağı, sözcüklerini değiştirerek kaynak göstermeden kullanmak.
d) Başka insanların fikirlerini, fikir sahiplerini kaynak göstermeden kullanmak.
e) Kullanmadığı bir kaynağı alıntı yapılmış gibi göstermek.

Akademik etik değerlere aykırı davranışlarda bulunanlar, üniversite tarafından; “uyarma”dan başlayıp “Okuldan uzaklaştırma”ya kadar varabilecek disiplin cezalarına çarptırılabilirler, gerekli durumlarda yasal takip sonucu geriye dönük hak mahrumiyetleri ile karşılaşabilirler. ()

3/Galatasaray Üniversitesi Etik Kurul Yönergesi, Temel Etik İlke ve Değerleri


Madde 5 – Üniversite; tüm üyelerinin bireysel onurunu ve kimliğini, mesleki saygınlığını tanır. Bilim ve teknoloji, sanat, araştırma, yayın, eğitim-öğretim, hizmet ve toplumla ilişkilerde üniversite yaşamının ve akademik faaliyetin evrensel etik ilkelerinin en vazgeçilmez değerler zinciri olduğuna inanır. Dürüstlük, insan onuruna, emeğine ve insan haklarına saygı, adalet, akademik özgürlük, sorumluluk, güvenilirlik, bilimsel kuşkuculuk, eleştirel bakış, yeni kavramlara açık olma, koruma, çevreye, doğaya ve canlı haklarına duyarlılık bu ilkelerin temelini oluşturur.

Bilimsel araştırmalarda bilimsel disipline bağlılık, tarafsızlık, yaşam ve çevreye saygı, zarar vermeme, olası zarar ve riskler konusunda tüm ilgilileri bilgilendirme, araştırmalara özgür irade ile katılma, insan ve topluma karşı sorumluluk gibi etik ilkelere uyum esastır.

Yayınlarda; intihal, uydurmacılık, çarpıtma, yayın tekrarı, dilimleme, hayali yazarlık ve bilimsel ihmal gibi etik ihlallere yol açılmaması; yayına temel oluşturan araştırmanın tasarım, planlama, yürütülme aşamalarında katkıda bulunanların adlarına yer verilmesi; eksiksiz ve doğru kaynak gösterilmesi, gereken biçim ve doğrulukta atıflarda bulunulması, araştırmayı destekleyenlerin belirtilmesi etik anlayış ve olgunluğun gereğidir.

Toplum ve insanlığa karşı sorumluluklarda; bilimsel ve sanatsal çalışmaların, fikri mülkiyet ve kullanım hakları saklı kalmak koşuluyla insanlığın ortak malı olması nedeniyle araştırma ve sanatsal çalışmaların içeriğinin toplum, insanlık yararını ilgilendiren hiçbir bölümü gizlenemez, değiştirilemez, çarpıtılamaz ve yasaklanamaz.

Eğitimde; öğretim elemanları profesyonellik, sorumluluk, adalet, eşitlik ilkeleri çerçevesinde etkili ve güvenli bir eğitim ortamı sağlamak, tarafsız ve nesnel değerlendirme yapmak durumundadır.

Yerleşke yaşamında; yönetimde, yönetilmede, bireylerin ve ürünlerin değerlendirilmesinde, sınavlar, jüri üyelikleri, performans ve başvuruların değerlendirilmesinde, hakemlik ve editörlükler gibi bireysel ve kurumsal ilişkilerin yürütülmesinde, Üniversite’nin temsil edildiği her ortamda ve kamuya açık diğer hizmet ve etkinliklerin yerine getirilmesinde tüm personel ve öğrenciler temel etik ilke ve kuralları benimser.

4/                                       Boğaziçi Üniversitesi Etik İlkeleri

Üniversitemizi oluşturan öğretim elemanları, öğrenciler, idari görevi olan öğretim üyeleri ve idari personele ilişkin, yasalar ve yönetmeliklerin genellikle kapsamadığı ya da belirlemediği alanlarda uyulacak ilkelere tarafların bağlılığının sağlanması amacıyla kurumumuzda varolan aşağıdaki ilkelerin korunması, pekiştirilmesi ve benimsenmesi üniversitemizin işleyişi ve saygınlığı açısından yararlı olacaktır.

1 - İnsan hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesi,
2 - Din, dil, ırk, etnik köken, fikir, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, bedensel engel ve benzeri özellikler nedeniyle ayrımcılık ve önyargıya yer vermeden hakça ve dürüst davranılması,
3 - Üniversitede her konunun özgürce tartışılacağı bir ortamın yaratılması ve korunması,
4 - Bilgilenme, bilgilendirme, öğrenim ve öğretim özgürlüğünün korunması,
5 - Bilimin gelişme sürecinin herkes tarafından desteklenmesi,
6 - Saydamlık ilkesi ile saklı kalması gereken bilginin korunması ilkesi arasında denge kurulması,
7 - Üniversite içi bireyler ve birimler arası ilişkilerin her zaman karşılıklı saygı çerçevesinde tutulması,
8 - Kurumsal kaynakların korunması, özenli, verimli ve etkili kullanımının sağlanması,
9 - Karardan doğrudan ya da dolaylı etkilenenlerin karar verme sürecine katkılarının sağlanması,
10 - Yapılan iş ve alınan kararlarda insanlığın yararı gözetilip sosyal sorumluluk bilinciyle davranılması,
11 - Kişisel yetkinliğin geliştirilmesi; dürüstlük, güvenilirlik, hak ve sorumlulukların bilinciyle davranılması,
12 - Profesyonel yetkinliğin geliştirilmesi; görevin kendine özgü amaçlarına, kurum ve görevin saygınlığının korunmasına uygun davranılması; işin yapılmasında kalite ve etkililik ilkelerinin benimsenmesi,
13 - Bireysel gelişimin desteklenerek özendirilmesi; akademik liyakat, deneyim ve emeğe saygı gösterilmesi,
14 - Çevreye karşı duyarlı, sorumlu ve hayvan haklarına saygılı davranılması,
15 - Üniversitede yetkilerin akademik özerklik, özgürlük ve iyi niyet çerçevesinde kullanılması, sorumlulukların tam olarak yerine getirilmesi; söz konusu ilkelerin yöneticilerce kurum içi ve dışında korunması

 

5/ Yükseköğretim Kurumlarında Görev Yapan Akademisyenler ile Öğrenciler İçin Bilimsel Faaliyetlerde Etik Kurallar Bakımından Dikkat Edilmesi Gereken Konular

Bilimsel Faaliyetlerde Etik Dışı Davranışlar

İntihal

“Aşırma” olarak bilinen intihal (plagirism), günümüzde en çok rastlanan ve kınanan etik dışı davranışların başında gelmektedir. İntihal, başkasına ait bir bilimsel sonuç veya görüşün tamamen veya kısmen kaynak göstermeksizin yazılı veya görsel ya da sözel sunum olarak kendi bilimsel sonucu ve/veya görüşü olarak yansıtılmasıdır. İntihal sadece bilimsel sonuç olarak sunulan grafik, tablo ve verilerle ilgili değildir. Herhangi bir yayının giriş (introduction) veya tartışma bölümlerinde kaynak gösterilse bile bir başka yayının paragraf veya cümlelerinin aynen aktarılması da intihal olarak kabul edilmektedir. Sadece anonim olarak bilinen bilgilerin aktarılması intihal kapsamında sayılmaz. Bir yazarın daha önce kendi yayınlarında kullandığı paragraf veya cümleler özellikle giriş bölümünde aynı konunun gelişimini anlatmak üzere kullanılabilir. Bu yaklaşım bile etik dışı davranış kabul edilmese de, zaman zaman hoş görülmemektedir. Üniversitelerde yapılan bitirme ödevi, yüksek lisans ve doktora tezlerinde özellikle teorik bölümlerin yazımlarında, bu tür intihallere bilgisizlik nedeniyle sıklıkla rastlanmaktadır. Bu bağlamda, tez yöneticilerinin öğrencilerini bu konuda uyarmaları, bunun ciddi bir etik sorunu olduğunu, ne kadar kötü olursa olsun özgün bir anlayışın başkasının bilgi ve görüşünü aktarmaktan daha yararlı olduğunu ve yaratıcılıklarını geliştirdiğini anlatmaları yararlı olacaktır.

Bilimsel Sonuçların Saptırılması ve Uydurulması

İntihalden sonra en çok rastlanan bilimsel etik dışı davranış bilim insanlarının elde ettikleri sonuçları beklentileri doğrultusunda değiştirmeleri veya herhangi bir bilimsel bulgu veya veriye dayanmaksızın aktarmalarıdır. Bugün dünyanın başka ülkelerinde de bu tür olaylara sık sık rastlanmaktadır. Nitekim Güney Kore’de çok ciddi dergilerde yayın yapan ve önemli bir kurumun yöneticisi konumundaki bir bilim adamının, bulunduğu konuma bakılmaksızın görevine son verildiği yakın geçmişte yazılı ve görsel basında günlerce yer almıştı.

Bilim insanları bulduğu sonuçları objektif bir bakış açısı ile yansıtmalıdır. Bazen olumsuz sonuçların yansıtılması, son derece önemli başka bulgulara neden olabilir. Bilim tarihinde bunun örnekleri çoktur. Özetle, öğretim üye ve öğrencilerimiz elde ettikleri sonuçları yayın ve tezlerde aynen yansıtmalıdırlar. Sapma veya beklenmeyen sonuçları gerçekçi yorumlarla ya da daha önceki bilgilere dayanarak açıklayabilirler. Unutulmamalıdır ki, bilim dünyası ve toplum olumsuz sonuçlardan da yararlanabilir.

Bilimsel Sonuçların Tekrarlanamaması

Zaman zaman bilim adamları deneysel sonuçları tekrarlamadan yayınlarında yansıtmaktadırlar. Tekrarlanamayan sonuç bilimsel bir sonuç değildir. Bazen bir cihaz veya herhangi bir yanlış hesaplama çok farklı ve olumlu gibi görünen bir sonuç ortaya koyabilir. Elde edilen sonuçlar ancak tekrarlanabilir olduktan sonra sunulmalıdır. Beklenmeyen ve belki de yepyeni bir buluş olarak ortaya çıkan sonuçlar ancak bilimsel verilerle olabilirliliği ortaya konduğu takdirde sunulmalıdır. Ayrıntılı olarak irdelenmeden, doğrudan deneysel bulguları yansıtan sonuçlar uluslararası dergilerde yayımlansa bile bazen bir cihaz bozukluğundan kaynaklanan hatalar daha sonra büyük sorunlar yaratmaktadır.

Bilimsel Çalışmalar Sonucu Ortaya Çıkan Yayınların Anlamsız Olarak Bölünmesi

Birçok ülkede de rastlanan ve daha çok yayına sahip olmak üzere gereksiz bir şekilde bilimsel çalışmaların anlamsız olarak bölünmesi (salami slacing) ciddi bir etik sorunudur. Önemli bilimsel katkı sağlayacak ve hemen yayımlanmasında yarar olan sonuçlar bir ön bilgi olarak kısa yayın halinde sunulabilir. Sonrasında ayrıntılı bir çalışmanın tam metin halinde sunulmasında da sakınca yoktur. Ancak belirli bir toplu çalışmanın aynı yayında kapsamlı bir şekilde sunulabilecekken gereksiz yere bölünerek farklı yayınlar olarak yayımlanması etik olarak yanlıştır. Benzer şekilde aynı deneyin sonuçlarının farklı noktalarını ele alarak yapılan yayınlar da yanlıştır.

Aynı Bilimsel Sonuçların Farklı Yerlerde Yayımlanması

Zaman zaman aynı sonuçların tümüyle veya kısmen, farklı dergilerde yayımlandığı gözlenmektedir. Bu durumların sıklığı üzerine birçok dergi daha önce yayımlanmamış olma teyidini yazarlardan istemektedir. Bilim insanları ancak tarama (review) yayınlarında daha önce yayımlanmış bir sonucu kaynak göstererek kısmen yayımlayabilirler ve bu da önceki yayın kuruluşunun iznine bağlıdır. Bu konuda da dergiler titizlik göstermekte ve böyle davranan yazarları kara listeye almaktadırlar.

Telif Haklarının Çiğnenmesi

Birçok bilim adamı bu durumla genellikle bilinçsiz olarak karşılaşmaktadır. Herhangi bir yayındaki bir bilgi, şekil, grafik veya veri yayınevinin izniyle kullanılabilir. Kullanılan verinin yazarı olunsa bile bütün yayın hakları yayının kabulü sırasında yayınevine devredildiğinden izin alınması gerekmektedir.  İzin alınmadan kullanılan veriler başka bir dilde olsa bile telif hakları çiğnenmiş olur. Bu bağlamda İTÜ Dergisinde yayınlanan tez makalelerinin bir kısmı daha önce uluslararası dergilerde yayımlanmış ise telif hakları üniversitemiz tarafından çiğnenmiş olmaktadır.

Kitap yazımında, özellikle çeviri kitap yazımında de telif hakları sık sık ihlal edilmektedir. Herhangi bir kitabın Türkçeye çevrilebilmesi için kitabın yazarından veya yayınevinden izin alınması ve bunun için telif ücreti ödenmesi gerekir. Buna karşılık gerçek yazarı gösterilmiş olsa bile bir kitabın kısmen veya tamamen başka bir dile izinsiz olarak çevrilmesi hem telif hakları ihlali hem de etik olarak yanlış bir tutumdur.

Bilimsel Bir Çalışmaya Katkıda Bulunanlara Yayınlarda Yer Verilmemesi

Bu durum, sıklıkla öğretim üyeleri ve öğrenciler arasında yaşanmaktadır.  Herhangi bir bilimsel araştırmada bilgi ve becerisini kullanarak, gerek deneysel gerekse fikri olarak katkıda bulunan herkesin adının çalışma sonucu ortaya çıkan yayın ve sunuşlarda yer alması gerekmektedir. Öte yandan bir deneysel ölçümde fikri olarak katkıda bulunmadan sadece görevi icabı teknik olarak katkıda bulunan kişiler yayında yer almayabilir. Bu durumlarda bile ilgili kişinin önceden yayında yer almayacağını bilmesi gerekir. Öğretim üyesi bir öğrencinin bir çalışmasını bir bütünün parçası olarak sempozyum veya konferanslarda kısmen sunuyorsa katkısını açıkça belirterek adını koymadan sunabilir. Bu durum özellikle sözel veya çağrılı konuşmalarda toplu bir bilgi sunumunda yaşanmaktadır. Zaman zaman öğrenciler de özellikle doktoralarını tamamladıktan sonra başka bir üniversite öğretim üyesi olarak görev alırken yükseltilmelerde katkı sağlamak amacıyla daha önce doktora sırasında gerçekleştirdikleri çalışmaları tümüyle kendi çalışmaları gibi yeni yapılmış bir çalışma olarak sunmaktadırlar. Bu da etik olarak doğru bir davranış değildir.

Bilimsel Bir Çalışmaya Katkıda Bulunmayanlara Yayınlarda Yer Verilmesi

Bir önceki anlayışın tam tersine, bazen bilim insanları, siyasi düşünce, inanç, maddi menfaat, ünvan beklentisi, gruplaşma, kişisel yakınlık ve benzeri nedenlerle bilimsel çalışmada katkıları olmaksızın bazı kişilere yayınlarda ortak yazar olarak yer vermektedirler.

Bilimsel Yayınlarda Yer Alan Yazarların Yayının Sunulmasından Haberdar Olmaması

Bazı durumlarda özellikle yurt dışında araştırma yapan kişilerin orada bulundukları sırada veya sonrasında hazırladıkları yayınları, bilimde yer etmiş kişilerin yer almasıyla daha fazla etki yaratacağı veya vicdani olarak onların da yer alması gerektiği düşüncesiyle veya yayımlandıktan sonra bir itiraz gelmemesi isteğiyle, ismi bulunan kişileri haberdar etmeksizin sunmalarına rastlanmaktadır. Böyle bir durumda, herhangi bir yayında yer alan her yazarın haberdar edilmesi ve isminin yer almasını kabul etmiş olması gerekmektedir.

Proje veya Makale Hakemi Olarak Görev Alan Kişlerin Kendilerine Sunulan Bilgileri Kendi Araştırmalarında Kullanmaları

Dünyada ve Türkiye’de çok sık görülen etik dışı bir davranıştır. Bu tür bilgilerin bilgi kazanımı olarak hakeme yansıması son derece doğal bir sonuçtur. Ancak bu bilgileri proje veya yayını sunan kişinin haberi olmaksızın ve henüz yayımlanmadan hakemlerin kendi bilimsel faaliyetlerinde kullanması ve bilhassa ilgili değerlendirmeyi olumsuz yaparak öncelik kazanmak üzere yararlanması etik dışı bir davranıştır. Özellikle, Türkiye’de olumsuz değerlendirilen projelerin hakemler tarafından veya hakemlerin bilgi aktardığı kişiler tarafından sunuluşuna sıkça rastlanmaktadır.

Ortak Proje Yürüten ve Araştırma Yapan Araştırmacıların Kullandıkları Özgün Madde, Malzeme veya Diğer Proje Paydaşlarına  Verileri Haber Vermeksizin Kendi Araştırmalarında Kullanmaları veya Üçüncü Şahıslara Aktarmaları

Yurtiçi ve yurt dışında ortak araştırma projeleri yürüten kişilerin proje sırasında geliştirilen madde veya malzemeleri veya verileri projede yer alan diğer araştırmacılara haber vermeksizin başka bir araştırmada kullanmaları veya üçüncü şahıslara iletmeleri doğru bir davranış değildir.

Bu durum, araştırma bir yayın olarak yayımlansa bile geçerlidir. Buna karşılık söz konusu madde veya malzeme yayında yer alan teknik veya bilgiden yararlanarak tekrar elde edilebiliyorsa araştırmacı da, o yayını okuyan herkes gibi, etik kuralları çiğnememek kaydıyla, bunları başka araştırmalarda kullanmak hakkına sahiptir. Yine anonim bir bilgi ya da ticari olarak satılan bir malzeme araştırıcı tarafından istediği gibi değerlendirilebilir.

Bilimsel Yayınlarda Kaynakların Doğru, Yeterince ve Yerinde Verilmemesi

Bu duruma hem dünyada hem de Türkiye’de rastlanmaktadır. Bir araştırıcı kendi bilimsel çalışmasını daha değerli göstermek veya ilgili konuda öncü olduğu izlenimini yaratmak amacıyla daha önce o konuda yapılan çalışmalardan yeterince veya hiçbir şekilde bahsetmemekte ve ilgili bilgiyi kaynak olarak göstermemektedir. Bazen de, kaynak olarak ilgisiz bir konumda belirterek, önceki çalışmaları önemsiz hale getirerek öncülüğü kazanmak istemektedir. Maalesef, benzeri etik dışı davranışlar bazen isim yapmış bilim insanları tarafından da özellikle daha az tanınan bilim insanlarına karşı gerçekleştirilmektedir. Doğru olan ilgili konunun gelişimine katkıda bulunan, anlamlı her önceki çalışmanın yeterince ve doğru olarak belirtilmesidir. (www.argor.itu.edu.tr/Belge.aspx?belgeId=8629)

Sizce hangisi daha anlaşılır ve hedefe varıcı olmuş?

Veya nasıl olmalı?...

GÜNCEL: Bu yıl 13’üncüsü gerçekleşecek olan PERA FEST “Şiddete Karşı Sanat” mottosuyla yol çıktı. 21 Mart Dünya Şiir Günü’nde başlayan ve tiyatro ağırlıklı programıyla dikkat çeken festival, 3 Nisan’da sona erecek. Toplumsal/Siyasal Şiddet ve Kadına yönelik Şiddet üzerinde odaklanan oyunların ardından yazar, yönetmen ve oyuncuların katılımı ile söyleşiler düzenleniyor.. Festivalin son haftasında, Salt Beyoğlu’nda ‘şiddet’ temalı filmler gösterilecek..

 

Gelecek yazı: Kültürümüz, Gelenekler, Oda müziği, Sanatçılar, Ödül törenleri…