BIST 9.885
DOLAR 32,52
EURO 34,88
ALTIN 2.450,57

“Türkiye’de tatil sadece Erdoğan’a destektir!”

15 Temmuz ile birlikte kenetlenmenin en güzel tavrını gösterdiğimiz gibi manevi iklimimizde ki kenetlenme de görüldü... Birincisi 17 Ağustos depremi diğeri 15 Temmuz darbesi...

Milletçe bir sınavdan daha geçtik…

Bu millet genetiğinde var olan şecaat ve cesaret ile bir kez daha tarihe geçti.

Sınav sadece cesaret ile değil feraset ile de karşılık buldu.

Lakin belki de sınavın büyüğü şimdi başlıyor da olabilir!

Manevi anlamda kendimize gelmemiz için atılan tokadın ardından bize bir şans daha verildi.

Milletçe bu şansı iyi değerlendirerek yeni bir tokat yememek gayretinde olmalıyız.

15 Temmuz Türkiye’nin özellikle yeni neslin miladı olacaktır.

Birçok yere verilen isim ile de bu milat unutturulmayacaktır.

Darbenin ardından yenidünyanın güçlü karakteri olarak sahnede yer almaya çalışacağız ve biiznillah da başarılı olacağız.

Değişim başlamış oldu.

Tarihimizdeki zaferlerde kayıt altına alınan kahramanlıklara yenileri eklendi.

Her şey değişse bile genetiğimizin değişmediğini bütün dünyaya bir kez daha gösterdik.

Telekonferansı engelleyen Almanya’da, FETÖ ile işbirliği içerisinde olmasına rağmen müttefikmiş görünüp de sırtımızdan bıçaklamaya çalışan Amerika’da, “Türkiye’de tatil sadece Erdoğan’a destektir!” çirkinliğini gösteren Avusturya’da…

Peki, dünya bu çirkin tavırları görmüş oldu mu?

Öğrendik ki Allah’ın izniyle bu millet genetiğinde var olan şecaat, cesaret, vatan sevgisi vb. olguları bir hamleyle yeniden gün yüzüne çıkartma kabiliyetine sahiptir.

Değişime millet olarak yön veren ana karakter olduk.

Artık ciddi sorumluluğu olan bir Türkiye ve yeni nesil var.

Asıl değişimin kalpte yani imanımızın merkezinde olması gerektiğini unutmadan hareket etmemiz şart oldu artık.

Eğer hakiki manada bu değişimi gerçekleştirmez isek artık böyle direkten dönmeyeceğimiz kesindir. Zira Allah’ın ikaz metotları arasında bilmediğimiz birçok yol var…

Asıl gerçeğimiz zaferin kalplerde yeniden inşası olduğudur.

Zafer sarhoşluğuna kapılarak yapılacak yeni hatalar bu coğrafyada onlarca milletin umudu olan bu ülkeyi yeniden zora sokar.

Geçmişte yaşadık ve gördük bunu.

Şimdi her kesimden ve düşünceden insan, şapkasını önüne alarak ve elini vicdanının üzerine koyarak düşünmelidir.

Olanları yeniden müşahede etmelidir.

Ülkemizin son yıllarda yaptığı ataklar, dünyanın bize olan tavrı ve bunun akabinde ki tüm gelişmeler…

Bu ülke insanı tarih boyu asıl ekseni olan bir olma, kardeş olma, millet olma ekseninden uzaklaşma riski altındaydı.

15 Temmuz ile birlikte kenetlenmenin en güzel tavrını gösterdiğimiz gibi manevi iklimimizde ki kenetlenme de görüldü...

Bu necip millet yakın tarihte iki defa yoğun kenetlenme ile beraberinde manevi kenetlenmenin zirvesini yaşadı.

Birincisi 17 Ağustos depremi diğeri 15 Temmuz darbesi... 

Kardeşlik dediğimiz, üstünlük ya da sen ben kavgası değildir.

Bir milletin şaha kalkabilmesi için doğru ve iyi yapılanı kardeşinin yapmasına izin vermektir.

Biz milletçe, yara alan vicdan ve kalp merkezimizi onarmaz isek, tamir olmayacaktır açılan gedikler.

Milletçe bir onarım yapmamız için verilen bu şansı es geçmeden hareket etme zorunluluğumuz var artık.

Hep vardı fakat bizler “belki” diyelim farkında değildik.

Bu darbenin bize öğrettiği asıl şey birlikte hareket edebiliyor olmamızdır.

Her anlamda kendisini yeniden inşa eden bir başlangıç olmasını temenni ettiğim bu zor günlerin ardından yekvücut hareket edebilme kabiliyetini kazanarak çıktığımız umudundayım.

Umarım umduğumuz gibidir.

Ve umarım ki Allah bizi bu imtihandan alnımızın akıyla bu dünya sahnesine yeniden çıkartmıştır.