BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67

Tanıdık/bildik MV adayları ve olmayacak senaryolar…

Cumhurbaşkanı, Başbakan, AK parti, CHP, MHP, HDP, MV Adayları. Senaryolar, G.Göktürk,Andy-Ar,N.Elibol

Adayları kimin belirlediği soruları üzerine Sn. Davutoğlu; "Cumhurbaşkanlığında kiminle çalışmak istersiniz diye sorduk, başbakanlıkta bazı arkadaşlar kaldı, bazı arkadaşlar cumhurbaşkanlığına gitti. Davutoğlu'nun ekibi ya da cumhurbaşkanının ekibi ayrımı yapmak sunidir. İnsanların yüreklerindeki sevgiyi nasıl parçalayabilirsiniz? Hatta MYK'da da arkadaşlara dışarıya farklı görüntü vermek isteyenlere işareten söyledim, 'cumhurbaşkanımızın yanında olmayan benim de yanımda olmasın' demiş" Başbakan, daha ne desin!..

Söylemek isteriz ki; Aday olamayanlar, yada sıralamalarını beğenmeyenler üzülmemeli/sorun yaratmamalı, dünyanın sonu gelmiyor... Siyasetin dengeleri kendi içinde var ve onu korumak/dikkate almak/saygı duymak  gerek. Çevrenin gazına gelinmemeli…

“….Aynı şey listeye arka sıralarda giren arkadaşlar için de geçerli. Onlar listeye giremeyen veya listede önde olan arkadaşlarından daha büyük bir motivasyonla çalışmalıdırlar. Beni arayan birçok sevenim ve meslektaşım; “Abi sen 10’uncu sırayı mı hak ettin? Neden seni tam da sınıra koymuşlar? Senin önündekiler senden daha mı nitelikli? Sana ayıp etmişler…" vesaire dediler. Onların benimle ilgili duygularına teşekkür ederim. Ama ben farklı düşünüyorum. Evet benim önüme konulan kardeşlerim en az benim kadar değerli ve nitelikli. Beni tam da sınıra koyanlar bana güvenmişler-inanmışlar. Bu adam mücadeleci. Çalışır, koşturur kapı kapı, ev ev gezer ve 10’uncu sıradan da seçimi kazanır diye düşünmüşler. Sağolsunlar, ben onları mahcup etmeyeceğim…..” (/yazarlar/nuri-elibol/585672.aspx)

Partilere –özellikle AK Parti’ye- talep çok, koltuk sayısı az. Bu kadar çok talebi 550 koltuğa yerleştirmek gerçekten zor. Partiler tüzüklerinde belirtilen amaçlar doğrultusunda bir kadro hareketidir. Ülkeye hizmet sadece MV ile olmuyor,  başka yolları da vardır. Sakin olunmalı, aday adayı olunan  parti için ve ülke için çalışmaya devam edilmeli…

Ancak; “gazetecilerin MV adayı olmasını ve seçildikten sonra da köşe yazıları yazmasının yanlış olduğu” görüşlerine katılıyoruz.

Bu günlerde, Mayıs ayında (19 konser+ sempozyum) sanatseverlerin huzuruna çıkacak  “22. İstanbul Türk Müziği Günleri” vesilesi ile çok fazla değişik kesimlerle birlikte oluyoruz. Elbette ki birinci konu siyaset oluyor.

Bir sanatçı/akademisyen olarak  görüşleri şöyle  toparlayabilirim;

1/ Sn. Cumhurbaşkanı’nın yapacağı mitingleri ertelemesi olumlu bulunuyor.

2/Artık Cumhurbaşkanlığı ile Başbakanlık arasında bir ayrılık senaryosu beklemekten vazgeçmek lazım. Çünkü, adayları kimin belirlediğinden kimseye bir ekmek çıkmayacak, seçime asılmak lazım.

3/ Sn. Abdullah Gül etrafından AK  Parti içinden ayrılık, yeni parti kurma senaryoları kurmaktan vazgeçmek lazım. Sn. Gül, çok doğru bir kararla MV seçimlerine girmemiştir.

4/ 3 döneme tabi olanlardan ayrı/yeni bir hareket beklememek lazım.

5/BBP ve Saadet Partisi’nin inandırıcılığı olmayan  %15  söylemleri, oyu ve gücü  olmayan İ.N.Şahin ve A.Özal’a ihtiyaç duyması ve 3 döneme takılan AK Parti MV çağrı yapması da doğru olmamıştır. Bilinen bir kuraldır; gücü, kendinizde görmezseniz başarılı olamazsınız.

6/Her parti kendine göre iyi isimlerle meydana çıkıyor. Artık, kavga/tartışma yerine; projeler, söylemler, çalışmak, inandırıcılık v.b. özelliklere önem vermek lazım.

7/ Partilerin şimdiden eleştiri konusu olan adaylarda ısrar etmeyip, verilen süre içinde yeni adayları belirlemeleri lazım.

8/ Madem adaylık için  bir kurula başvuruluyor, kurulun; olumlu/olumsuz kararlarına da saygı duyulması lazım.

9/Basınında bu konuda sorumluluk içinde olması lazım.

10/ Seçimlerden sonra AK Parti’nin, geçen dönem yaptığı gibi Bakan Yardımcılarına eski MV veya 3 döneme takılan MV ile doldurmaması lazım. Çünkü, bu sürtüşme ve kırgınlık –yaratmıştı- yaratacaktır.

Her parti adaylarından tanıdığımız, renkli kişilikler var. Zaten, daha önce MV olan ve çalışkanlıkları ile önde olanlar ilk sıralarda yerlerini aldılar, bu doğal…Yeni isimlerinde aralara serpiştirilmesi ile denge korunmuş oluyor.

Şimdi merak edilen, bu seçimlerde  lider mi rüzgar getirerek oyları toplayacak, yoksa adaylar mı ön plana çıkıp oy getirecek. Kamuoyu  yoklamaları şimdi bunun araştırmalarını yapıyorlar.

Bizim görüşümüz, liderlerin seçimi sürükleyeceği ve oy alacağı  yönünde.

Şimdi -yakından ve basından tanıdığımız- bazı adaylara kısaca bakalım;

Hüseyin Yayman: Vatan Gazetesinde yazarlık yaparken, tartışmaların aranılan ismiydi. Sağduyulu,  sakin ve   araştırmacı kişiliğiyle  yararlı olacaktır.

Faik Işık: Fenerbahçe’nin cevval avukatıydı. Bir süre halk oyunları topluluğu kurarak yönlendirdi. Çalışkan, ele avuca sığmaz, hızlı bir kişi. Tartışmalarda yararlı olacaktır.

Şeyma Dövücü: Örgütten gelen, bilgili, çalışkan il kadınlar kolu Y.K. üyesi ve eski belediye meclis üyesiydi. Sınırda yer verilmiş, ama seçim bu…

Fatma Benli: 2011 seçimlerinden sonra  İBB yemeğinde tanışmıştık. Çalışkan,   ilişkileri  iyi bir kişi. Komisyonlarda çözücü olacaktır.

Özlem Zengin: Tokat’lı eşimin hemşerisi Başarılı bir il kadınlar kolu başkanlığı yaptı, Son zamanlarda tartışma programlarına katılarak kendini tanıttı, avukat. Önemli görevlerde başarılı olacaktır.

Uğur Işılak: Bu bölgenin ve AK Parti’nin en çok tartışılacak ismi.

Mehmet Özbek: THM’nin  değerli bir sanatçısı, koro şefi, derlemecisi. Vatan Partisi Antalya 1. sıra adayı, ne diyelim, şansı bol olsun… AK Parti, CHP, MHP, HDP maalesef gerçek sanatçıları es geçmiş…

Mehmet  Metiner: Tartışmaların kızgın, sert bakışlı, argolu konuşan, posta koyan kişisi, ancak  Tv çıktığında dinlenmiyor… Adıyaman’dan İstanbul’a kaydırıldı.

Halis Dalkılıç: İstanbul teşkilatının yakından tanıdığı çalışkan bir isim. İş adamı. Mutlaka tecrübesini konuşturacaktır.

Yıldız Seferinoğlu: Hukukçu, teşkilatta çeşitli görevlerde bulundu. Sakin, olgun kişiliği ile  yakından bilinen çözüm odaklı  bir isim.

Metin Şentürk:. Bir ara Sn.Erdoğan’la beraber görüşmeler yapıyordu, engelli vatandaşların sesi olmuştu. Neden siyasi bir partiden aday olmadığı sorusuna Şentürk, “Her partinin kapısını rahatça çalabilmek için her partiden her şeyi isteyebilmek için böyle bir şeye başvurduk. Bağımsızız ama herkes için çalışıyoruz” cevabını vermiş. Konservatuarımızın mezunu olarak içimizde  hep özel bir yeri vardır. AK Parti’den bekleniyordu, 2. Bölge bağımsız aday oldu.

Mahmut Övür: Seçilecek bir yerde aday koyuldu. Sağduyulu, sakin ve takip edilen özel kulis yazıları ile tanınmakta.

Osman Gökçek: Merakla bekleniyordu, aday koyulmaması büyük bir memnunluk yarattı. Babasının son söz düellosunun kaybettirdiği söyleniyor.

Koray Aydın ve Ümit Özdağ: Sn. Bahçeli’nin kendisine karşı aday olan bu değerli iki ismi bir kenara atmaması oy kaybetmeye izin vermediğini hissettirdi, kayda değer bulundu. Bir koalisyonda Özdağ, bilgisi ve entelektüel kişiliği ile  çok yararlı olacaktır.

İlhan Kesici: vizyoner, siyasette her zaman ismi var, önemli bir kişilik. Ancak, kolay bir şekilde istifa etmesi handikap.  (Kesici: Hem Türkiye'nin normalleşmesine katkı sağlamak bakımından hem de özellikle ekonomiyle ilgili gelişmeleri yakından takip edebilmek bakımından böyle güzel bir gelişme oldu, ben memnunum, inşallah Türkiye güzel bir seçim geçirmiş olur.) Ekonomi için iyi bir beyin…

Ekmeleddin İslamoğlu: Ağırbaşlı, Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ve  İslam aleminde yakından tanınan bir isim. Mutlaka yararlı olacaktır.

Şamil Tayyar: Araştırmacı bir gazeteci, MV olduğu halde  ağzını kolay bozuyor, gereksiz tartışmalara giriyor. Aslında, özel haberler üzerine çalışmasını MV engelliyor gibi.

Hakan Şükür: 17 Aralık'tan bir gün önce AK Parti'den istifa eden Hakan Şükür İstanbul 3. bölge bağımsız adayı oldu. Zaten Sn. Erdoğan’ın çağırması ile gelmiş, iyi komisyonlarda görev almıştı.Kendisine verilen krediyi heba etti.  Şansı olacağını sanmıyoruz.

Durmuş Yılmaz: Başarılı bir merkez bankası başkanlığı yapmıştı, AK Parti’den neden yolları ayrıldı bilmiyoruz. Bir koalisyonda ihtiyaç olacaktır.

Orhan Ünver: Askerlik arkadaşım. Adapazarı’nda  değerli bir iş adamı. Çok çalıştı, Belediye Başkanı adayıydı, 1. Sırada bekleniyordu, ama sevilen ve güvenilen kişiliği ile şansı var  gözüküyor.

Celal Doğan: MV ve Belediye Başkanı olarak Gaziantep’te tanınan ve sevilen bir avukat…Yaptığı  hizmetleri ile dengeleri değiştirebilir.

Hilmi Yarayıcı: Konservatuar mezunumuz, ağır başlı, pek fazla konuşmayan, türkülere aşık birisi. Belediye Başkanlığı adaylığı da vardı, ama “bu sefer tamam demişti”, öyle oldu,  sanatçılarla ilgili sorunları dile getirecektir,  hayırlısı diyelim.

SON SÖZ: UNUTMAYALIM, SAVAŞA DEĞİL SEÇİME GİDİYORUZ!..

Güncel/Genel Görüş: "….(Listelerde Recep Tayyip Erdoğan’ın ya da Ahmet Davutoğlu’nun izinin olup olmadığı. Siz böyle bir iz yakalayabildiniz mi?" sorusuna cevaben) Şu ifade yanlış olmaz sanırım: Kapatılan HAS Parti’nin kısmen de olsa bir izi olduğunu söyleyebiliriz. Yine Demokrat Parti’den AK Parti’ye gelen ve AK Parti’de teşkilat başkanlığı yapan Süleyman Soylu’nun bir izi olduğunu söyleyebiliriz. Sonuç olarak Recep Tayyip Erdoğan ve AK Parti sadakati üzerine kurgulanmış bir liste olarak yorumladım. Bu sadakate ihtiyaç var mıydı? Bence vardı. 17-25 Aralık operasyonlarının hemen sonrasında bugünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın arkasında neredeyse hiç kimse durmamıştı. Operasyonlar sonrasında Erdoğan kendi partisi tarafından maalesef yalnız bırakıldı. Erdoğan’ın dik duruşu partideki suskunları konuşabilir hale getirdi. Bu süreç Erdoğan’ın çok da hoşnut olmadığı, kendisini yalnız hissettiği, gönlünde böyle yer alan bir süreç oldu. Sonrasında çok fazla konuşan oldu ama iş işten geçmişti. Zamanında yanında olması gerekenler zamanında yanında değildi….( )

 

“….AK Parti’nin girdiği ilk seçimlerde yaptığı listeler Milli Görüş Hareketi’nden gelen öz güçlerinin yanı sıra, yaptığı çeşitli ittifakları yansıtıyordu. Partinin o dönemde hem topluma “birleştirici” bir imaj vermek açısından; hem Batı dünyası nezdinde daha güven verici bir tablo çizebilmek açısından; hem de yetişmiş siyasetçi ve entelektüel kadro eksikliği açısından ittifaklara ihtiyacı vardı. Öz güçlerinin yanına, 28 Şubat’a karşı birlikte mücadele ettiği demokratik kesimleri, entelektüelleri, merkez sağda yetişmiş kimi siyasetçileri ve cemaat mensuplarını da katarak eksikliklerini gidermeye çalışmış, daha “kucaklayıcı” listelerle çıkmıştı toplumun karşısına. 
13 yıllık iktidardan sonra bugünkü AK Parti listelerine baktığımızda ise,  artık çok büyük ölçüde kendi gücüne dayanma kararlılığı görüyoruz. Açıkça görülüyor ki, AK Parti “Yeni Türkiye”ye partinin kendi ocağında pişen, siyasi ve ideolojik çizgisinden emin olduğu, 13 yılda yaşanan krizlerde “sıkı durmayı” başarmış, sadakatinden şüphe etmediği kadrolarla ilerlemeyi seçmiş……” ()

SERGİ DAVETİ: FEHİM HUSKOVİC RESİM SERGİSİ "dokunuş"

Açılış:16 NİSAN 2015 PERŞEMBE Saat:18.30 
Sergi Süresi: 16 NİSAN - 12 MAYIS 
Yer: Zeytinburnu Kültür Merkezi 
Küratör: Mehmet Lütfi ŞEN