BIST 9.916
DOLAR 32,48
EURO 34,75
ALTIN 2.440,80

Siyasette tutarlı ve saygın olmak önemli!…

Başbakan,AK parti, CHP, MHP,HDP,Koalisyon hükümeti, siyasette tutarlı ve saygın olmak,U.Işılak,A.Hakan,K.Tayiz,A.Tan,Tolga Çevik,Hopi,Üniversiteler,İTÜ, Boğaziçi,ODTÜ

             Bir iletişim Dr.olarak -yaptığımız gezilerden aldığımız sonuç- açık ve net olarak söyleyebilirim ki,  hiç kimse erken seçim istemiyor, 2 senede bir yapılan seçimlerden yorgun,  4 sene rahat olmak, kavgasız gürültüsüz yaşamak  istiyorlar.

             Seçmen; “bir an önce hükümet kurulsun, ülkenin sorunları çözülmeye devam etsin” istiyor. 

             AK Parti’nin içinde olacağı hükümetin olması gerek, çünkü büyük projelerin sahibi onlar diyenler de var…

               Gönüllerde; AK Parti+CHP olmaz ise AK Parti+MHP  olmaz ise CHP+MHP+HDP hükümeti var.

               Seçmen, partilerine iktidara gelsinler, ortak olsunlar, kendilerini göstersinler diye oy verdi. Şimdi, bazı liderlerin “biz muhalefette kalacağız” şeklindeki söylemleri –bizim oyumuzu kenara koyamazsın- diye  tepki alıyor.

              Zaten, bu günlerde söylemler değişmeye, olgunlaşmaya başladı.

              Seçim bitti; kırıcı, aşağılayıcı, üstten bakıcı v.b. sözlere ara vermek lazım.

              Buna gazeteci-köşe yazarlarımızda dahil.  Artık, yeter deniyor ve yazdıkları –iyilerde arada kaynıyor- okunmuyor, TV programları izlenmiyor. Çünkü, insanlar kavga değil, bir an önce; sorunlarının çözülmesini istiyorlar.

                İşte yeni 2 kötü örnek;

               “Ahmet Hakan, seçim günü oy kullanma işlemi devam ederken çektikleri "geleneksel selfie"yi sonuçlar açıldıktan sonra çekilmiş gibi sunan ve “Kandil’de olmayan seçim sevinci Doğan grubunda var. Seçime Kürtler girdi ama anlaşılan asıl kazanan Doğan grubu oldu” diye tweet atan Kurtuluş Tayiz’e sert yanıt verdi. Ahmet Hakan, “Kurtuluş Tayiz kalkmış bunu, HDP barajı geçti diye çekmişiz gibi paylaşıyor. “Kandil’de olmayan seçim sevinci Doğan grubunda var” diye yazmış. Ya sen ne müfteri ne alçak bir insansın? Biz gazeteceyiz, ister  kazansın ister HDP kazansın bizi ilgilendirmez. Bizi sadece iyi bir yayın ilgilendirir. Sen gazeteci olmadığın için taraf olduğun için olayı böyle algılıyorsun. Bu iftiranda boğul” diye konuştu….” (/gundem/29241037.asp)

 

                “Ahmet Hakan'ı tanımakta gün geçtikçe zorlanıyorum. Seçim günü sosyal medyada attığım bir tweet'i bahane ederek kanaldaki programını hakaret ve küfürlerle dolu bir şova dönüştürdü. Bunu ilk tepkisine yordum. "Sen de yalancısın, müfterisin, alçaksın Ahmet Hakan" demedim. Hakaretlerine karşılık olarak köşemde sadece "Beni uyarsaydın keşke, özür diler ve düzeltirdim" diye yazdım. Bu kez aynı hakaretleri, köşesinde tekrarlamayı sürdürdü. "Utanmaz, yalancı" diyerek de çeşitlendirdi.  Buna köpek dişleriyle yazı yazmak denir, Ahmet Hakan. Küfür ve hakaretler yağdırarak, geride salyalar bırakarak bir düşünceyi ifade etmiş olmuyorsun. Bir gerçeği anlatmıyorsun. Doğan grubunu ve Ahmet Hakan'ı eleştirebilmek için veya suçlamak için emin olun yalana başvurmaya, çarpıtılmış bilgileri kullanmaya kimsenin ihtiyacı yok. Göz önünde duran doğrular ve gerçekler Ahmet Hakan gazeteciliğini anlatmaya yeter de artar bile. Bütün gazetecilik faaliyetin gerçekçi yalanlar üretmekten ibaret Ahmet Hakan……” (/yazarlar/kurtulus-tayizgercekci-yalanlar-ureten-bir-gazetecisin-ahmet-hakan/haber-412756)

 

                Demokrasi de herkesin   üzerine  düşeni yapacağına ve mutlaka; “sağduyu, biz ve  ülkemizin”   ağır basacağına inanmaktayız.

               Bu nedenle, herkesin; “sosyal medyayı, köşesini, görevini” ülke çıkarlarına kullanması, “aptalca, cahilce, kırıcı v.b.” söylemlerle istikrara  zarar vermemesi gerekmekte.

                 O zaman, koalisyonda yer almak için, her parti kırmızı  çizgilerini kamuoyuna deklare eder, ona göre işe koyulunur.

                 Şimdi geçen haftadaki yanlış örneklere bakalım;

                 AK Parti İstanbul Milletvekili seçilen şarkıcı Uğur Işılak attığı twitle tepki aldı. Koalisyon arayışları hakkında esnaf kesimin yorumlarına çatan Uğur Işılak, küçümseme dolu bir mesaj attı.  Uğur Işılakhesabından şunu yazdı. “Bakıyorum da bakkalı, manavı, berberi, kasabı koalisyon hükümetini çoktan kurmuşlar. Siyasetçiler bu işten anlamıyor herhalde.” Uğur Işılak'ın temsil etmesi gereken 'milleti' küçümseyen bu twitine takipçileri “türkücüler mi anlıyor diyerek tepki verdiler. Uğur Işılak tepkiler üzerine özür dilemek yerine bu kez 'eşek' mesajlı şu twiti attı;-"Eşek hoşaftan ne anlar" yerine "Eşek hoş laftan ne anlar" imiş bu sözün doğrusu. Eşek hoş laftan ne anlar?”   (Basından)

                 “Halkların Demokratik Partisi'nin () seçim kutlamalarında konuşan yeni milletvekili nı sert bir dille eleştirerek, "Bu memleketten defolup gideceksiniz. Bize uzattığınız o keleşi size çevirmesini biz çok iyi biliyoruz” dedi.”(Basından)

                  “Kocaeli'nin Darıca İlçesi'nde AKP'li Belediye Meclis üyesi ve Gebze Ticaret Odası Disiplin Kurulu üyesi AKP'li Ahmet Hakan Hocaoğlu'nun seçim ardından Facebook sayfasından paylaştığı, "Kafasına kuş sı...dığında şans topu oynayan bir toplumun; Ağzına sı.ana oy vermesi normaldir" yazılı resim, hem kendi partililerinden, hem diğer partilerden tepki aldı. AKP Kocaeli il başkan yardımcısı Hüseyin Kurt da, Ahmet Hakan Hocaoğlu'nu "Ahmet kardeşim bu paylaşımın doğru değil milletin iradesine herkes saygı duyacak. Lütfen kaldır o paylaşımı" diye yazarak bu paylaşımı kaldırmasını istedi. Buna benzer tepkilerin artması üzerine Hocaoğlu paylaşımını kaldırdı.” (Erol Polat/Darıca/ DHA)

                'Yeni Türkiye medyasında herkes fark etmeli ki AK Parti'nin propagandasını salakça yapmanın bugünden sonra AK Parti'ye hiçbir yararı yoktur. Tam aksine bu salaklık bir kendini kandırma sürecini başlatabilir ve AK Parti için aşağı yönlü bir süreç başlar. Böyle bir süreç Yeni Türkiye'nin de iflası anlamına gelir. Oysa Yeni Türkiye medyası toparlanırsa ve stratejik bir zekâ ile hareket ederse siyasi tablo bile 1 yıl içinde yeniden değişebilir. Çünkü mücadele gücü sağlamdır bu medyanın. 8 Haziran 2015 milattır...' ()

                “HDP Diyarbakır milletvekili Altan Tan'ın katıldığı bir TV programında, CHP için "yerli inek" benzetmesini yapması, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu için "Demirtaş, 'ben Müslümanım' dedi, aynısını nedense Kılıçdaroğlu'ndan duyamadık." sözleri HDP'nin parti meclisi toplantısında kriz çıkardı.” 

                

Neler oluyor, toplum nereye gidiyor.?

Nerde o özgüvenli, milliyetçi, kibar insanlar?

Atlara binip gittiler mi?!

Daha başlamadan gol bir dakika bir!...

 Cahilce ve çok ayıp sözler bunlar…

Ne oldum değil, ne olacağım demeli!…

MV, Meclis Üyeliği  geçer, ama insanlık kalır…

Sosyal medya bir tuzaktır diye kaç defa söylüyoruz…

Böylelerine; Allah, akıl fikir versin!...

                TEBRİKLER:

                Elbette ülkemizde iyi şeyler de oluyor, ama basın günlük  siyasetten göremiyor: “İngiltere merkezli ve dünyanın yükseköğretim alanındaki lider yayınlarından biri olarak kabul edilen Times Higher Education (THE), bu yılın Asya Üniversiteleri Sıralaması'nı açıkladı. En iyi 100 üniversitenin yer aldığı sıralamada ilk 20 arasına Türkiye'den 3 üniversite girdi. Listede Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) 12, Boğaziçi 14, İstanbul Teknik Üniversitesi de 19'uncu sırada yer aldı. Bu 3 üniversite geçen yıl listenin ilk 40 sıralamasında bulunuyordu. Sıralama, eğitim olanakları, akademisyen başına düşen öğrenci, araştırma, makalelere yapılan atıflar, endüstri geliri ve uluslararası çeşitlilik gibi ölçütlere göre yapıldı. Japonya, Çin, Güney Kore, Hong Kong, Singapur, Tayvan, Tayland, Hindistan, İsrail ve İran'ı da kapsayan Asya bölgesindeki üniversitelerin değerlendirildiği bu sıralamada, birinciliği Japonya'dan Tokyo Üniversitesi alıyor. Geçen yıl 29'uncu sırada yer alan ODTÜ 17 basamak atlayarak 12'nciliğe oturdu. THE'nin raporunda "ODTÜ'nün araştırma konusundaki müthiş gelişimi üniversiteyi 17 sıra yükseğe taşıdı" denildi. Geçen yıl 19'uncu olan Boğaziçi Üniversitesi ile 24'üncü sırada olan İTÜ ise 5 basamak yükseldi. Sabancı Üniversitesi, listede bu yıl ilk kez yer almasına rağmen 21'inci sıradan giriş yaptı.”  (Sabah/11.06.2015/Ceyda Karaaslan) 

                BİR REKLAM: “Geçtiğimiz Nisan sonunda  Boyner’in kişiselleştirilmiş alışveriş uygulaması , ölçeklenme önceliğiyle bugüne kadar 2 milyon kez indirilmiş. Öne çıkan para-puan sistemiyle bir sadakat uygulaması olarak dikkat çekse de Boyner Grup’un Hopi ile ilgili çok daha büyük hedefleri var. Hopi, seni tanır, zevklerini, ilgi alanlarını öğrenir ve istediğin ürünlere kolayca ulaşmanı sağlar. Üstelik hiçbir yerde olmayan fırsat ve avantajlarıyla, alışverişlerinde sana daha çok paracık kazandırır. Hopi sadece indirim değil indirimden daha çok fazlası Hopi'nle tanış, kazanmaya alış.” (Basından)

             Boyner Grup, yine değişik bir işe ve kampanyaya el attı. Ancak; sevgili Tolga Çevik’in bolca  yüz ve kılık/kıyafet değiştirdiği reklam filmi zorlama olmuş ve Hopi’yi anlatamıyor. Üstelik Çevik’in  tek başına oynadığı ve beğeni ile izlenen oyundan bölümleri hatırlatıyor, yani orijinal değil…Kitle iletişim araçları yani televizyon, gazete, dergi veya açık hava reklamcılığı kapsamında kullanılan araç giydirme, bina giydirme, billboard v.b.’ler tüketici ile tasarım arasında iletişimi sağlayan araçlardır. Bu reklam filminde büyük bir emek harcanmış, ama, “reklamda tüketicinin aklında kalmak önemlidir”  unutmayalım…

              ÇOK ÖNEMLİ NOT: (14.06.2015)Yazmaktan biz usandık ama, sorun çözülmedi. Konservatuar sanatçı/akademisyenleri hala 2013 Aralık (Başbakanlık'ta imzada bekliyor),2014 Aralık (YÖK'te bekliyor) TEŞVİK ikramiyelerini alamadılar. Allah aşkına, kim sorumlu? ve sanatçılar neden mağdur ediliyor?...