Referandum için; siyasi partilerimizin bugünkü durumu…(3)
Referanduma giderken; ekonomi ve terör birincil sorun olarak devam ediyor...
GÜNCEL/MAAŞLAR: “Hükümet, hakim ve savcılar için KHK ile kademeli olarak önemli oranda maaş artışına hazırlanıyor. 16 bin yargı mensubunu ilgilendiren zam sonunda 1. derece hâkim-savcılar; 13 bin 500 lira, yani bir asgari ücretlinin yaklaşık 10 katı maaş alacak.”
Elbette maaş iyileştirmelerine karşı değiliz, ancak TİP sözleşmesi ile kadro karşılığı çalışan; devlet sanatçıları (2000) ve konservatuarlar sanatçı öğretim elemanları(400) özlük haklarında iyileştirme için -2017’de olacak denmişti- yıllardır bekleniyor. Göstergelerinin 6400 yapılması, ikramiyelerin maaşa katılması çok mu zor?!...
Bu hafta yoğun bir etkinlik programım vardı. Önce CRR’de; Cengiz Özkan, Mustafa Keser, Yavuz Bingöl konseri, sonra Bağdat Musıki Topluluğu konserindeydik. Birçok sanatsever, besteci, vakıf başkanı ile birlikteydim. Genel durum, bir kaygı/karamsarlık var insanlarda, işsizlikten terörden mutsuzluk var…
“Konda Genel Müdürü Bekir Ağırdır, AKP’nin önceki seçim başarılarına rağmen bu referandumda “kesin evet çıkar” demenin mümkün olmadığını söyledi. Ağırdır, “Hayırcılar başarabilir ama önce ‘başarabiliriz’ özgüvenine ihtiyaç var” dedi. Ağırdır, “Referandumda ‘hayır’a sahip çıkacak, talebi olan, umuda ve bir ütopyaya ihtiyacı olan geniş kitleler var. Seküler kesimlerin 1 Kasım’dan sonraki çaresizlik duyguları kırılıyor, tersine dönüyor”dedi.” (Basından/23.01.2017)
Bu arada Ahmet Hakan’da, geçen yazımızda
belirttiğimiz köşe yazarları arasındaki kavgaya girdi… "REİS’in
fedaileri pozları takınarak muhafazakâr mahalleye racon kesmeye
kalkan tipler türedi.
Başta Mehmet Barlas’ın mahdumu olmak üzere bu tiplerin sefilliğini
gördükçe...
Başta Ahmet Taşgetiren olmak üzere muhafazakâr mahallenin kadim
sakinleri, benim gözümde pırıl pırıl parlayan birer filozofa
dönüştüler.”
AK Parti tabanının, partileri lehine konuştuğu/yazdığı halde,dinlemek/görmek istemediği köşe yazarlarına; M.Ocaktan,E. Çakır,O.Eğin ve S.Yazıyor’da katıldı. Sn.Köşe yazarları; kendinizi abartmayın ve dünyanın merkezi zannetmeyin… Ne kadar okunulduğunuzu tahlil eden güzel bir yazı linki verelim:
HDP,en zorda olan parti durumunda… Eşbaşkanın, Partili MV’lerinin hapiste olmalarının, Güneydoğu’da yapılan operasyonların, halk nezninde nasıl değerlendirildiğinin/tasvip edilip edilmediğinin, orada oturan vatandaşların devletin yanında olup olmadıklarının -kesin- bir belgesi olacak referandum. “HDP Grup Başkanvekili Ahmet Yıldırım; ‘CHP, 100 yıllık statükoyu korumak için hayır diyor. Değişikliği yapmak isteyenler de ülkeyi 200 yıl geriye götürmek istiyor. Biz ikisini de reddediyoruz..’ diyor.
“Şüphesiz ki ‘hayır’ diyeceklerin içinde bizim dışımızda olan, barış, adalet ve demokrasi isteyen kesimlerin dışında olan, hesap yapanlar da var. Aynı şekilde ‘evet’ hesabı yapanlar içerisinde de farklılıklar var. Yapıların durdukları yerlerle, söyledikleri sözler arasında çelişkilerin olduğu bir süreçten geçiyoruz. Kimle yan yanayız, kim karşı tarafta, kimin sözü bizimkiyle örtüşüyor, kimin hesapları halkın çıkarları ile örtüşüyor sorularına net cevaplar vermek gerekiyor. Böyle karmaşık dönemlerde sözü net söyleyebilmek, safı netleştirebilmek siyaset açısından bir başarı ölçüsüdür.Bizler en aktif biçimde, güçlü bir ‘hayır’ çıkmasının yöntemini zorlayacağız. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bir seferberlik atmosferinde yeni çevrelere ulaşmamız; bizim geleneksel kitlelerimizi kararlı biçimde sandığa gitmeye ve ‘hayır’ çıkacağına inanarak çalışmaya teşvik etmemiz gerekiyor. Bu hem mümkün, hem de zorunlu. Bu, Erdoğan’ı demokratik bir biçimde durdurmak için de zorunludur.” (HDP Sözcüsü MV Ayhan Bilgen/23.01.207)
Hayır cephesi doğrudan Sn.Erdoğan’ı hedef alır, oylamadaki tercih; “Erdoğan’a evet” , “Erdoğan’a hayır” dönüşürse, bu muhalefete asla kazandırmayacak, özellikle; rahmetli Türkeş’i, Özal’ı, Erbakan’ı, Demirel’i eski söylemleriyle rahat bırakıp, yeni söylemler bulan ve inandıran kazanacaktır.