BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Bomba habere jet tutuklama

Askerlere ceza vereyim derken öldürüldü iddiaları güçleniyor. Askeri savcılık akşam saatlerinde o teğmeni tutukladı.

Abone ol

Elazığ'da şehit düşen 4 askerin komutanları tarafından cezalandırılırken öldürüldüğü iddiası güçlendi. Suçlanan teğmenin tutuklandı.

Elazığ'da 17 Ağustos'ta meydana gelen ve 4 Mehmetçik'in şehit olduğu olayın perde arkasından skandal bir iddia çıktı. Taraf Gazetesi'nin ortaya attığı iddiaya göre, mevzide uyuyan askerler komutanları tarafından cezalandırılırken hayatlarını kaybetti.

Daha önce açıklandığı gibi kaza sonucu değil kanunsuz bir emir sonucu cezalandırılmak istenirken şehit olan 4 erle ilgili iddialar gündeme bomba gibi düştü. Ancak gün boyunca Genelkurmay Başkanlığı'ndan bu iddialarla ilgili bir açıklama yapılmadı.

ACILI AİLELER NELER DEDİ?

[PAGE]

Oğullarını gözyaşları arasında toprağa veren aileleri, başlatılan soruşturma ve ortaya atılan iddiayı öğrenince şoke oldu.

'DAVA AÇACAĞIZ'

Samsunlu er İbrahim Yaman'ın ailesi, ise olayda ihmali olanlar hakkında dava açacaklarını söyledi. Baba Adem Yaman, "Ben de nöbette uyudum. Ama böyle bir ceza verildiğini ilk defa görüyorum." dedi.

Şehit erin kardeşi Recep Yaman ise tepkisini daha şiddetli dile getirerek, "Aslında o el bombasını, pimini çekip askerin eline veren subayın ağzına vermek lazım." ifadesini kullandı. Şehit Ali Osman Altın'ın Afyonkarahisar'da yaşayan abisi Mehmet Altın, böyle bir iddianın acılarını tazelediğini söyledi

İKİNC KEZ YIKILDIK

Haberi duyunca ikinci kez yıkıldıklarını söyleyen şehit Mesut Er'in amcası Bedir Bulut, "Olayda bir ihmal ya da suçlu varsa bunların cezalandırılmasını bekliyoruz." dedi.

Bedir Bulut, şunları söyledi: "Yaklaşık on gündür acımızı dindirmeye çalışıyoruz. Haberi gazetecilerden duyduk ve bu iddiayla ikinci kez yıkıldık. Devletimize, askerimize güveniyoruz. Birilerinin ihmal ve suçu varsa bunun gereğini yapacaktır. Bunu bekliyoruz da."

Evladını vatan uğrunda şehit veren anne Mevlide Bulut, çocuğunun acısını ilk günkü gibi yaşıyor. Evinin balkonunda taziyeleri kabul eden Bulut, "Acım çok büyük. Hiçbir şey beni teselli etmiyor." dedi

DEVLET BÜKÜKLERİMİZ BİLİR

Oğlunu davul ve zurnayla vatani görevini yapmaya gönderdiğini dile getiren Sinan Bulut, şunları söyledi:

''Oğlum Mesut'un, 75 gün kalan terhisini beklerken, bir tabutun içinde cenazesi geldi. Şehit oğlum Mesut'un komutanının bir askerin eline bomba vererek, bombanın patlaması sonucu şehit olduğu iddia ediyorlar. Ben oğlum Mesut'u 'vatan görevini yapsın' diye askere gönderdim. Eğer duyduğumuz gibi bir olay varsa devlet büyüklerimiz var. Ben görmedim, bilmiyorum. Devletin yargısı var, onlar görevlerini yaparlar. Ben ne söyleyeyim? Benim oğlum şehit oldu, yüreğim yanıyor. Ben Türk adaletine ve yargısına güveniyorum, oğlum nasıl şehit olduysa, en iyisini yetkililerimiz, devlet büyüklerimiz bilir.''

TARAF'IN ORTAYA ÇIKTIĞI
OLAY NASIL GELİŞTİ?
İŞTE TÜYLER ÜRPERTEN O İDDİALAR;

[PAGE]

 İŞTE MEHMET TEĞMEN’İN İFADESİ

"17 Haziran 2009 tarihinde de taburun geçici olarak görevlendirildiği Elazığ-Karakoçan Nohuttepe Üs Bölgesi’ne katıldım.16 Ağustos 2009’a kadar Tim Komutanı olarak görev yaptım. Tabur Elazığ İl Jandarma Komutanlığı’nın harekât ve komutasına verilmişti.

16 Ağustos 2009 tarihinde Nohuttepe Üs Bölgesi’nden timimle birlikte Saat 20:30 civarı ayrıldım. Yaya intikalle Düztepe mevkiine gittik. Saat 23:00 civarı geçici üz bölgesi tesis ettik ve sabaha kadar gözetleme yaptık.Saat 09:30’da uyandığımızda Uzman Çavuş Şakir Akçan Bixi mevziinde görevli İbrahim Öztürk ve Ahmet Şensoy’un uyuduğunu tespit ettiğini ve İbrahim Öztürk’ün el bombasını aldığını bildirdi.

İBRAHİM’E BOMBASINI SORDUM

Saat 10:30 civarında İbrahim Öztürk’ü mevziinde ayakta gördüm, yanına gidip el bombasının nerede olduğunu sordum. Bu sırada Ahmet Şensoy istiharat için uyuyordu. İbrahim el bombasını mevzii içinde aradı, bulamadı.

Halen el bombası alınmış olduğundan haberdar değildi. Normalde mevziiye yerleştiklerinde el bombalarını mevzii içinde ulaşabilecekleri bir yerde muhafaza etmeleri gerekir. El bombasını bulamayınca beraberimde götürdüğüm bombayı göstererek ‘burada, gece uyuduğun için alındı’ dedim. Fırsat eğitimi kapsamında el bombasının pimini çekerek ‘mandalını bırakmadığın sürece patlamaz’ deyip bombayı eline verdim. Bundan maksadım, el bombasının önemimi kavraması idi.

Mevziinden ayrılmasını emrederek mevziime döndüm. İki mevzii arasında yaklaşık 15 metre kadar mesafe vardır.

Mevziide iken İbrahim Öztürk’ün, kendi mevziinin yakınındaki roket mevziine gittiğini gördüm. Bu iki mevzii arası takriben 20 metre kadardır. Uyarıp mevziinde beklemesini emrettim.

Yanıma geldi pimi istedi. Gelip takacağımı söyleyip mevziisine gitmesini söyledim. Mevziine döndü, bir iki dakika sonra tekrar roket mevziine gittiğini fark ettim.Bu kez yanıma çağırdım,tekrar mevziine gidip oturmasını,pimi gelip takacağımı söyledim.Bu sırada ben kendi mevziimde idim.

DÖNDÜM VE PATLAMA SESİ DUYDUM

Yanımda Yiğit Acer, 5 metre kadar yakınımda Soner Süvari Astsubay ile Şakir Akçan Uzman Çavuş vardı, İbrahim mevziine döndü.

Ben de Şakir Uzman ile Soner Astsubay’ın yanına gittim. Yaklaşık 15 dakika kadar sonra patlama sesi duyuldu. Saati hatırlamıyorum, 11:00 - 11:30 arası olabilir.

Sonradan duyduğuma göre İbrahim elindeki el bombasıyla benim göremeyeceğim şekilde üç mevzi dolaşmış, üçüncü mevziide patlama gerçekleşmiş. Patlama sesini duyunca koşarak sesin geldiği yere gittim. İbrahim’in mevziinin önünde şiarın üzerinde yüzükoyun yığıldığını gördüm. 

Elazığ'da Koçyiğitler Taburu'nda meydana gelen patlamayla ilgili resmi açıklama mevzide bekleyen erin üzerindeki el bombasının kazayla patladığı belirtilmişti.
 
4 askerin şehit olduğu olayın üzerinden 10 gün geçti. Ancak Taraf gazetesi olayla ilgili herkesi şoke edecek bir haberle kamuoyunun karşısına çıktı.

Taraf "Pimini çekip bombayı verdi" manşetiyle çıktı.. Mehmet Baransu imzalı  haberin spotunda ise "Elazığ'da tim komutanı, nöbette uyuyan askere ceza olarak pimini çektiği el bombasını tutmasını emretti. Bomba patladı, dört şehit" ifadeleri yer aldı..

Taraf'ın ulaştığı görgü tanıklarının ifadelerine göre, 17 Ağustos 2009'da devriye görevi yapan Uzman Çavuş Şakir Akçan, 05:00-07:00 devriyesini saat 06:00'da attı.

Öztürk ve arkadaşı Ahmet Şensoy'un nöbet yerinde uyuduğunu gören Çavuş Akçan, askerlerden Öztürk'ün mevzideki el bombasını, Şensoy'un ise silahının alev gizleyenini aldı. Amacı askerlerin uyuduğunu kanıtlamasıydı.

Sabahın erken saatlerinde de nöbetçi askerlerin uyuduğunu söyleyip, komutanı Teğmen Mehmet Tümer'e el bombası ve alev gizleyenini verdi.

Pimi çekti bombayı verdi

Teğmen Tümer vakit kaybetmeden, İbrahim Öztürk'ün nöbet tuttuğu mevziye gitti. Er Öztürk'e el bombasının nerede olduğunu sordu. Er Öztürk mevziye bakmasına rağmen bombayı bulamadı. Teğmen Mehmet Tümer, "Akşam uyuduğun için alındı" diyerek elindeki el bombasını asker İbrahim Öztürk'e gösterdi. Ardından da pimini çekerek kendisine verdi. "Mandalı bırakırsam ölürsün, bırakmazsan yaşarsın" demeyi de ihmal etmeyerek mevziden ayrıldı..

Komutan pimi geri vermedi

Elinde pimi çekilmiş el bombası bulunan er Öztürk, Teğmen Tümer'in bulunduğu mevziye giderek "25 yaşına geldim 75 gün askerliğim kaldı. Beni öldüreceksiniz" dedi ve pimi kendisinden istedi.

Ama komutan Tümer, "nöbet yerine git, ben gelip takacağım zamanı biliyorum" karşılııını verdi. Bunun üzerine Öztürk,çevredeki diğer mevzilere pim aramaya arkadaşlarından yardım istemeye gitti. İkinci  kez komutanının yanına gelidğinde yine aynı cevapla karşılaştı

Tekrar mevziler arasında dolaşmaya başladı. Olayın üzerinden çok geçmeden de arkadaşları Mesut Bulut, İbrahim Yaman ve Ali Osman Altın'ın bulunduğu mevziye geldi. Bu sırada Öztürk'ün elleri terlediği için bomba büyük bir gürültüyle patladı. Öztürk ve üç arkadaşı olay yerinde yaşamını kaybetti

Böyle bir eğitim yok

Başlatılan soruşturma kapsamında ifade veren Teğmen Mehmet Tümer,, fırsat eğitimi kapsamında el bombasının pimini çektiğini, mandalı bıkarmadığı sürece bombanın patlamayacağını şehit Er İbrahim Öztürk'e söylediğini ileri sürdü. Ancak ifadesi alınan sekiz tanık, birlik içinde pimi çekilmiş bir şekilde el bombası eğitimi verilmediğini vurguladı..


GÖRGÜ TANIĞI ERLER
OLAY ANINI BÖYLE ANLATTI

[PAGE]

Piyade Çavuş Yiğit Acar:

Şakir Uzman çantasından alev gizleyen ve el bombası çıkarıp, uyuyan askerlerden aldığını söyledi. El bombası ve alev gizleyeni Mehmet Teğmen’e verdim. O da 15-20 dakika sonra İbrahim Öztürk’ün yanına gitti ve geri geldi. Kütüklüğünden bir el bombası pimi çıkardı. El bombasından çıkarıldığını anlayan Soner Astsubayla Şakir Uzman, ‘ne yaptınız’ diye sordu. Mehmet Teğmen ‘ona iyi bir ders olsun’ dedi.

Piyade Uzman Çavuş Şakir Akçan:

Devriyede İbrahim Öztürk’ün gözetleme yapması gerekirken uyuduğunu tespit ettim. Yanındaki el bombasını aldım. Amacım sonradan uyuduğunu inkâr etmesini önlemektir. Ayrıca Emrah Göz’ü de uyurken gördüm ve onun da silahının alev gizleyenini almıştım. Mehmet Teğmen saat 09:30’da uyandığında durumu kendisine bildirdik. Mehmet Teğmen, malzemeleri alıp yanımızdan ayrıldı. 15-20 dakika sonra Mehmet Teğmen ardından da İbrahim Öztürk mevziiye geldi. Teğmen, İbrahim’in mevziden ayrılmamasını, birazdan gelip pimi takacağını söyledi. Bombanın piminin çıkartıldığını anladık. 15-20 dakika sonra da patlama oldu.

Piyade Er Recep Koyuncu:

Mehmet Teğmen, İbrahim’in mevzisine geldi. 10 dakika oturdular. Teğmenin elinde el bombası vardı, bombasının pimini çekip, İbrahim’e verdi. “Mandalı bırakırsan ölürsün, bırakmazsan yaşarsın” dedi ve havan mevzisine gitti. İbrahim, teğmenden pimi vermesini istedi. “25 yaşındayım. 75 günüm kaldı, beni öldüreceksiniz” dedi. Mehmet Teğmen mevzisine gitmesini, zamanı gelince pimi takacağını söyledi. İbrahim daha sonra tekrar teğmenin yanına gitti. Pimi istedi. Teğmen yine vermedi. 5-10 dakika sonra da patlama oldu.