BIST 9.916
DOLAR 32,45
EURO 34,79
ALTIN 2.441,06

“Müzik Üniversitesi” kurulması için, Cumhurbaşkanımız talimat verdi...

Müzik Üniversitesi; ülkemiz kültür ve sanatına hizmeti amaç edinmelidir

MUTLU VE SAĞLIKLI YILLAR….. MUTLU VE SAĞLIKLI  YILLAR…. 

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri, ödül sahiplerine 28.12.2016’da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapılan tören/konser ile verildi. Bu ödüller; Türk kültür ve sanat hayatına önemli katkılarda bulunan özgün eserleri, hizmetler veren kişi veya kurumları, devlet adına onurlandırmak ve özendirmek üzere 1995’den beri verilmektedir. Bir kez daha ödül alanları kutlarız.

Sn. Cumhurbaşkanımıza, bu ödülleri devam ettirdiği için özellikle teşekkür ederiz. Sn.Cumhurbaşkanı; beklenen, arzulanan, olumlu bir konuşma yaptı…Eğitim ve sanatta başarılı olunmadığının altını çizdi ki, bizler de bu konuda yazmış ve muhafazakar demokrat olan AK Parti’nin alanımıza soğuk/mesafeli durduğunu  söylemiş ve çözümler önermiştik. Ama, yararı olmamış!...

Sn.Cumhurbaşkanı’nın konuşmasının iyi  analiz edilmesi ve üst makamların  kendilerine bir takım görevler edinmesini beklemek hakkımız olsa gerekir. Başarı için; etik, liyakatlı isimler/görevlendirmeler en doğru yol olacaktır. Genel olarak AK Parti içinde, 15 yıl boyunca uygulanan; etik olmayan, liyakatsız kişilerin kadroları doldurması, büyük huzursuzluk yaratmaktadır ki, sanat/edebiyat/kültür alanında –maalesef- çok örnekleri vardır.

Bu toplum,  her alanda; büyük/mega  projeler, eserler, besteler, orkestralar  v.b. çıkaracak yetenekte ve güçtedir. Yeter ki, üretenlerin; yanlış yönetmeliklerle ve  uygulamalarla önleri tıkanmasın, küstürülmesin!... Osman Gazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Metrolar, Ilgaz Tüneli, Kurulan Üniversiteler v.b. buna örnektir.

Şimdi Sn. Cumhurbaşkanı’nın konuşmasından aldığımız bölümleri verelim:

Kültür-sanat alanında gelişemeyen bir ülkenin, gerçek manada bağımsız olabilmesi, en azından bağımsızlığını sürdürebilmesi mümkün değildir. Sadece yeni değerler yetiştirmek noktasında değil, sahip olduğumuz kıymetleri küresel düzeyde anlatma ve büyük kitlelerin onları tanımalarını, onlardan etkilenmelerini temin konusunda da kat etmemiz gereken çok mesafe var. Diğer alanlarda olduğu gibi kültür sanatta da üzülerek söylüyorum kopya çektik, kötü taklitler yaptık. Mevcuda dahi sahip çıkamadık. Bu sürecin sonunda ne özü ne şekli itibarıyla dünyaya söyleyecek sözü olmayan bir ülke ve toplum haline dönüşme tehlikesiyle karşı karşıya kaldık. Bugüne kadar hiçbir şey yapılmamıştır denemez. Elbette çok güzel, önemli takdiri şayan kültür eserleri ortaya konmuştur. Ama bunların hepsi çok sınırlı bir alanda kalmış, kendi toplumuna dahi ulaşmakta zorlanmıştır. Siz kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, vizyon ve model ortaya koymazsınız kendinizi gecekondulara, çirkin betonarmne binalarına, modern görünümlü çelik ve cam yığınlarına mahkum olmuşsunuzdur. Bunu yapanlar sadece "para, para, para" diyorlar. Sadece iki alanda arzu ettiğimiz seviyeye ulaşamamış olmaktan dolayı fevkalade üzgünüm. Bunlardan biri eğitim diğeri kültür sanattır. Bu iki alanı önceliklerimizin en başına çıkarmak mecburiyetimiz olduğuna inanıyorum. Önümüzdeki dönem, bu iki alanı, önceliklerimizin en başına çıkarmak mecburiyetinde olduğumuza inanıyorum. Eğitimle kalıcı hale getirilmemiş, kültür-sanatla tahkim edilmemiş bir kalkınmanın bizi götüreceği yer zevksizliktir, sevgisizliktir, karanlıktır. Nitekim bunun sancılarını her alanda yaşıyoruz. Türk Sanat Müziğinizi kaybederken, türkülerinizi muhafaza edemezsiniz. Divan şiirinizi unuturken, hece şiirinizi canlı tutamazsınız. Müzik Üniversitesi kurulması için YÖK Başkanımız burada, derhal  çalışmalara başlansın.Biz bu ödüllerle, her biri takdiri, taltifi, teşekkürü ziyadesiyle hak eden kültür, sanat, ilim insanlarımıza, devletimizin ve milletimizin şükranlarını ifade etmeyi amaçlıyoruz. Hiç şüphesiz, onların gerçek yeri milletimizin kalbidir, gönlüdür, hafızasıdır. Verdiğimiz ödül, sadece işte bu ahde vefanın tescilidir.” (Cumhurbaşkanı Sn.R.T.Erdoğan’ın  ödül töreni konuşmasından/28.12.2016/Ankara)

 

MUTLU VE SAĞLIKLI YILLAR….. MUTLU VE SAĞLIKLI  YILLAR…. MUTLU VE SAĞLIKLI  YILLAR….

 MÜZİK ÜNİVERSİTESİ KURULMASI  İÇİN TALİMAT…

Sn. Cumhurbaşkanımıza, YÖK’e talimat verdiği için de teşekkür ederiz. Müzik insanlarını onurlandıran güzel/olumlu bir talimat oldu.. Sanatçı arkadaşım, ödül sahibi Prof. Erol Parlak’ın, konuşmasını yaparken Müzik Üniversitesi’nin kurulması gerektiğini hatırlatması çok önemli. E. Parlak; THM’ne önemli hizmetlerde bulunan, öğrenciler yetiştiren, araştırıp yazan bir arkadaşımız. İTÜ TMD Konservatuar mezunumuz, Medipol Ün. Güzel sanatlar ve Mimarlık Fak. Müzik Bölümü Öğr. Gör.  Sinan Ayyıldız ile birlikte verdiği dinleti mutlaka çok beğenilmiştir.

Elbette; “Müzik Üniversitesi” kurulması iyi olacaktır. Ama, önce işe; sanatçıların, sanatçı öğretim elemanlarının özlük haklarını düzenleyerek, üniversite sisteminde  müzik alanına pozitif ayrımcılığı yaparak başlamak en doğrusu olacaktır. Bu vesileyle, belki aksayan konularda çözüme ulaştırılabilecektir.

Ancak; kopya olmayan, bize ait kültür/sanat modellerini ortaya koyacak ve geliştirecek ise, adı “Türk Müziği Üniversitesi” olmalıdır. Ülkemizde, -hala- Batı-Türk Müziği savaşını devam ettiren, Türk Müziğini Devlet Konservatuarları’na sokmayan bir zihniyet hüküm sürmektedir. O nedenle Kurucu Rektör çok önemlidir. Türk Müziğini ve Çoksesli Müziği birlikte harmanlayacak (İstanbul Türk Musıkisi Devlet Konservatuarı kuruluş amaçlarında ve uygulamalarında olduğu gibi/ http://www.inter/37-yilinda-itu-turk-musikisi-devlet-konservatuari-1223868y.htm) bir yapı olacak ise, adı “Müzik Üniversitesi” olmalıdır.

Bir başka sorun şudur; müzik kurumlarındaki/konservatuarlardaki –devam eden-  hastalıklı yapıların ve hastalıklı –sadece "ben bilirim" diyen, kimseye danışmayan, sadece kendi kafasındakini doğru bilen- kişilerin, bu yapılanmada görüşleri alınırsa, yine yanlışlar yapılacak ve “yeni kurulan” ama “eski yanlışları devam ettiren” bir üniversitemiz olacaktır ki, bu büyük bir tehlikedir. 2809 say.kan.geçici 10.mad. 5.fıkrası uygulama/hak ihlali mağduru olarak, Prof.yapılmayan şahsımın,  37 yıllık tecrübeleri  bunu göstermektedir.

Öncelikle, “Müzik Üniversitesi/Türk Müziği Üniversitesi” İstanbul’da kurulmalı; Çoksesli Müzik, THM,TSM,THO,Tasavvuf Müziğini,Popüler Müziği içine almalı; Temel Bilimler, Müzikoloji, THO-Bale,Çalgı, Kompozisyon, Etnomüzikoloji ve Folklor, Çalgı Yapım, Ses Eğitimi, Çalgı teknolojileri, Ses ve Kayıt Teknolojileri, Tiyatro, Geleneksel Sahne Sanatları Bölümleri v.b. ile bütünlüğü sağlamalıdır. Kütüphane, Arşiv-Dokümantasyon Merkezi, Derleme ve Araştırma Merkezi, Stüdyo, Baskı ve Giysi Atölyeleri  mutlaka  olmalıdır.  

Bu konuda, YÖK Başkanı Sn. M.Y.Saraç’a ve YÖK Kurul Üyeleri’ne önemli görevler düşüyor; etik olan, alanda yapılaşma-yönetmelik konularında  çalışmaları olan, sosyal, paylaşıma önem veren, üreten v.b. kişileri komisyona almak v.b.. Çünkü, Prof. luk mesleki bir unvandır; yönetmelik yazmak, idarecilik v.b. bilgi ve çalışma  isteyen işlerdir.

Sn.Cumhurbaşkanımızın, talimatı çok yerindedir ve gecikmiş bir müjdedir. Bu çok iyi değerlendirilmeli, günlük siyasete alet edilmemeli, en iyi şekilde planlanmalı, görevlendirmeler liyakatlı yapılmalı ki, 15-20 sene sonra, yine “Müzik Üniversitesi”ni kurduk ama, başarısız olduk” denilmesin!...