BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47
HABER /  GÜNCEL

Medya kuşatma altında

Medyanın kuşatılmışlığını Star kaldıracak

Abone ol

Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Karaca stargazete.com’da bugün gördüğünüz ve bundan sonra da görmeye devam edeceğiniz yeniliklere en başından beri destek verdi . Karaca, “Ben internet sitemizin gazeteyle rekabet etmesini istiyorum. Çünkü burası bir medya grubu olarak yapılanacak” diyor. Ve Star Grubu’nun gelecekteki yapılanmasından medyanın adeta kuşatılmış olmasına kadar çeşitli konulardaki görüşlerini şöyle ifade ediyor…

 

 
İnternet sizin için ne ifade ediyor ?

İnternet benim için her şey. Bir kere bilgi otoyolu. Özellikle globalleşen dünyada vazgeçilmez bir mecra benim için. Uzun zamandır ben de bir internet kullanıcısıyım. Belki internetin tüm odalarına, yani tüm safhalarına hakim olduğum söylenemez. Ama günlük hayatım içerisinde internette sörf yaparak, dünyayı, Türkiye’yi; ulaşılamayan her yere kendi bilgi açlığımızı gidermek için, hemen koştuğum çok önemli bir yeri ifade ediyor benim için.

 

·  Gazetemizin internet sitesi yenilendi. Yeni yüzü nasıl buldunuz ve bu konuda ne gibi yeni açılımlar bekliyorsunuz?

Ben internet sitemizin gazeteyle rekabet etmesini istiyorum. Çünkü burası bir medya grubu olarak yapılanacak. Bir medya grubu içerisinde, tabii ki her şeyin olması lazım. Gazetesiyle, dergisiyle, radyosuyla, televizyonuyla ve de internet medyasıyla bütünüyle bir genel medya grubu olarak oluşması lazım. Onun için internet sitesini şu an yeni yapısıyla halka sunuyorsunuz. Umut ediyorum zaten son derece etkin olan stargazete.com yeni yüzüyle de, yeni şekliyle de çok etkin olacak ve yine umut ediyorum son derece önemli bir takım olaylara da, haberlere de imza atacaksınız. Gazeteyle yarışan, 24 saat içerisinde internetin avantajlarını kullanan bir yapı içerisinde İnternet Koordinatörü Murat Kelkitlioğlu’na ve İnternet Müdürü olarak size başarılar diliyorum; tüm arkadaşlarınızla beraber.

 

Kamuoyunda bir tartışma var biliyorsunuz. İnternet ve gazetenin birbirine rakip olduğu düşünülüyor. Siz internet ve gazeteyi birbirlerine iki rakip mecra olarak mı görüyorsunuz, yoksa bunlar birbirlerini tamamlayan mecralar mı?

 

Aslında şöyle; rekabet şartları bakımından baktığınız zaman, gazete ile site birbirlerinin rakibi. Ama bütüne baktığımızda, Star gazetesi ve stargazete.com internet sitesi bütünleşmiş bir medya mecrasını ifade ediyor. Bir yandan da internetin zamana karşı yarışan ve her an güncellenen yapısı, gazetenin de, diğer medyaların da tabi ki önünde. Ama sonuçta gazeteyle internet sitesini örtüştürdüğünüz zaman ortaya ne kadar büyük bir sinerji çıktığı gerçek. Onun için ben hem birbiriyle rekabet eden, ama aynı zamanda birbirini bütünleyen bir ortak güç olarak görüyorum siteyi de, gazeteyi de.

 

“HUKUKİ ALTYAPI GEREKLİ”

·  İnternet’in kendine ait bir doğası var. Anlık iletişim var. Üstüne üstlük kanuni düzenlemelerde bir takım boşluklar var. Dünyada da böyle, Türkiye’de de böyle. Bu açıdan bakınca basın özgürlüğüyle İnternet’in kendisinin varoluşu paralellik taşımıyor mu?

 

Tabi ki taşıyor. Geçmişte 2003 yılında iletişim şurası düzenledik. Ben o zaman da Radyo Televizyon Üst Kurulu Başkanı’ydım, ve çeşitli komisyonlar kurduk. Bu komisyonlardan biri Basın Komisyonu’ydu, ikincisi Radyo Televizyon Yayıncılığı Komisyonu’ydu, üçüncüsü Kamu Yayıncılığı ve TRT Komisyonu’ydu, bence dördüncüsü ve en önemlisi ise İnternet Komisyonu'ydu. Başkanlığını yine bizim internet camiasının çok iyi bildiği Prof. Dr. Mustafa Akgül yapmaktaydı. Orada da bu konuları tartıştık. Aslında internet, hukuki alt yapı olarak büyük bir boşlukla karşı karşıya. Zaman zaman bu boşluğu kötü amaçla kullanan kişi ve kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde, küçük düşürücü yayın yapan bir takım yanlış örnekler de ortada. Ama öbür taraftan bütün dünyada da internet medyası diğer medya mecralarından farklılık gösteriyor. Gerek hızıyla, gerek yapılanmasıyla, gerek özelliğiyle çok farklı bir duruşu var. Ama umut ediyorum bir an önce Türkiye’de internetin hukuki alt yapısı da hazırlanır. Bu konuda geç kalındığını düşünüyorum. Aynen RTÜK yasası gibi bu yasal düzenlemenin de çok geç kaldığını, bir an önce çıkmasının şart olduğunu düşünüyorum.

 

Şu an biliyorsunuz internet ile ilgili suçlar sadece Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendiriliyor; elektronik anlamda yapılan yayınlar kapsamı içerisinde. Geçmişte ise 2002 yılında radyo televizyonların kuruluşu hakkındaki kanunun içindeydi bu düzenleme. Daha sonra yapılan bir değişiklik ile bundan vazgeçildi. Ama benim gönlümden geçen, benim temennim, internet hukukunun, bir internet yasasının, çağın gerekleri çerçevesinde çağdaş, yeniliğe açık, asla sınırlamayan, ama özgürlüğün de kötü amaçlı kullanılması noktasında imkan tanımayan bir yeni düzenlemeyle ortaya çıkması. Bunun çok da kolay olmadığının farkındayız. Dünyada da bu tartışılıyor. Amerika’da da bu tartışılıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde de bu tartışılıyor. Ama şuna emin olun ki, Türkiye’de internetin bu kadar hızlı gelişmesi artık bir hukuki alt yapıyı da mutlaka gerektiriyor.

 

“HAKSIZ REKABETLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

·  Star Grubu’nun Türk medyasına ne gibi yenilikler getireceğinden bahsedebilir misiniz?

 

Bir bağımsız medya geliyor diye düşünüyorum. Tabii gazetemiz var, ve şu an gazetenin başındayız. Internet sitemiz yeni yapılanmasıyla çok ses getirecek. Ayrıca gazete sahiplerinin bir de televizyon kurma projesi olduklarını çok iyi biliyorum. Ama bunun yanı sıra, ben ayrıca bir dergi grubunu, ikinci ve üçüncü gazeteyi de şu an düşünmeye başladım. Bir medya grubu olmanın tabii ki çok büyük avantajları var. Bir kere medya içerisinde toplu olarak hareket etme avantajınız var.

 

Diğer medya kuruluşları karşısında bir haksız rekabetle karşı karşıyayız. Gazetemizi duyurmakta, faaliyetlerimizi aktarmakta diğer medya grupları kadar şanslı değiliz. Ama umut ediyorum gazetemizin ortakları bu konuda hızlı davranarak, diğer medya mecralarının da oluşması noktasında biraz acele ederler. Bu konuda da olumlu sinyaller geliyor bana. Şu an benim hedefim, tabii ağırlıklı olarak belli bir noktaya getirebilmek. Kısa bir zamanda arkadaşlarımızla birlikte güven ortamı içerisinde gazetede bir kıpırdanmayı gerçekleştirdik. Şu süreçte tirajımızın da arttığını gözlemliyoruz. Daha henüz bir tanıtım kampanyası yapmadan; ülkede birçok kimse daha bu gazetenin yayında olduğunu, yayına devam ettiğini duymamasına rağmen, şu an gazetemiz özel haberleriyle, yaptığı bir takım araştırma haberleriyle ciddi bir mücadele içerisinde. Arkadaşlarımız kıpırdadılar bunu biliyorum. Ama bu bize yeterli değil. Geçmişte Star gazetesi çok büyük tirajlar yakaladı. Çok önemli haberlere imza attı. Ben eski Star ruhunun bu gazete bünyesinde sizlerle, arkadaşlarımızla tekrar güçleneceğini ve kamuoyuna artık “biz en güçlü medyayız” diyeceğini biliyorum ve buna da inanıyorum.

 

“MEDYA ADETA KUŞATILMIŞ”

·  Türk medyasında kartel oluşumu söz konusu. Bu noktada Star Grubunun piyasaya girmesi ne gibi değişiklikler getirir?

 

Tabii hemen günümüzde bir güncel örnek var. TGRT Televizyonu bir yabancı grup ve Ahmet Ertegün tarafından alındı. Bu konu bana sorulduğunda Habertürk televizyonunda bu gelişmeye olumlu baktığımı söyledim. Şu bakımdan olumlu baktığımı söyledim; belki yabancı sermayenin basında yer alması medyanın stratejik bir alan olmasından bazı endişeleri meydana getirebilir. Bunu da anlayışla karşılamak lazım. Bu konuda halkımızın bazı kaygıları olursa bunu da bence makul bulmamız lazım. Ama bir tarafını da lütfen kabul edelim, bugün, medya, belli gruplar tarafından, şu an adeta kuşatılmış vaziyette. Dolayısıyla medyada rekabetin olması, medyaya sermayelerin gelmesi, bu bakımdan önemli. Onun için ben de yabancı sermayenin, Türkiye’nin belirleyeceği kurallar ve çerçeveler içerisinde, bu rekabeti son derece olumlu etkileyeceğini, haberciliğin ve yayıncılığın sadece etik ilkeler çerçevesinde yapılabileceğini de gösterilebileceğini düşünüyorum. Ve bu alanın ticari bir alan olduğu bilinciyle medyanın Türkiye’yi idare etme hevesinden artık uzaklaşması gerektiğine inanıyorum. Medyanın görevi halkın doğruları bilmesine fırsat tanımaktır. Halkın haber alma hakkını özgür bir şekilde kullanmasını sağlamaktır. Çok sesliliği, fikir özgürlüğünü yaygınlaştırmaktır. Bunun dışında medyanın başka bir gündeminin olmaması lazım. Umut ediyorum ki yeni başka medya grupları da girer, gerçekten bir rekabet yaşanır ve bu biz çalışanlar bakımından da, halk bakımından da, kamuoyu bakımından da olumlu olur. İşin belki bu tarafı sadece patronları endişelendirir. Ama bırakın biraz da onlar endişelensin. Hep çalışanlar, profesyoneller, yıllardır bu işe emek veren arkadaşlarımız endişelendiler yıllarca. Biraz da patronajları, bu işin sahipleri endişelensinler diye düşünüyorum. Onun için, Türkiye’de medya anlamında, medya yoğunlaşmasının engellenmesi anlamında, en önemli konunun medyada yeni rekabet alanlarının açılması olduğunu düşünüyorum

 

“MASANIN İKİ TARAFINI DA BİLİYORUM”

·  RTÜK başkanlığınız var. Bu noktada medyaya daha üst bir seviyeden bakma şansınız da oldu. Bu tecrübenizin sizdeki etkileri nelerdir?

 

Gerçi RTÜK’e seçilmeden önce de Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş ilk özel Türk televizyonunun kurucuları içerisindeydim. RTÜK’e seçildiğim de bir medya kuruluşunun üst düzey yöneticisi olarak gelmiştim. Dolayısıyla masanın iki tarafını da bilen bir kişiyim. Şimdi tekrar medyada, bir yazılı basında görev aldım. Bunun bana getirdiği çok büyük birikimler olduğunu düşünüyorum. İşin iki tarafını da yaşamanın özellikle bir medya üst düzey yöneticisi bakımından da çok büyük avantajları olduğunu burada kabul edelim. Umut ediyorum ki bu birikimimizi, bu bilgimizi bu dönemde Star Gazetesi ve Star Gazetesi’nin oluşturacağı diğer medya mecralarına da yansıtalım.

 

 

“YENİ İLETİŞİM KANUNLARI ŞART”

·  Fikret İlkiz ile Oktay Ekşi şu dönemde basın özgürlüğü ile ilgili bir tartışma ortamı yaratıyorlar. Buna nasıl yaklaşıyorsunuz?

 

Çok önemlidir diye düşünüyorum. Gerek Sayın Ekşi Basın Konseyi Başkanı olarak, gerek Fikret İlkiz benim çok sevdiğim, hukukçuluğuna ve medya hukuki birikimine inandığım arkadaşlarım. Bu konuyu sürekli gündeme getiriyorlar. Bence de bu dönemde bunu çokça ortaya koymalıyız. Demin de ifade ettim, Türkiye’de iletişim şurası yapıldı ama iletişim anlamındaki bazı yasalar henüz çıkarılmadı. Bir basın kanunu çıkarttık. Ama radyo, televizyonların kuruluşu hakkındaki kanun, kamu yayıncılığı, TRT kanunu ve İnternet ile ilgili özel kanun henüz çıkmadı. Tüm bunların hepsini basın özgürlüğü çerçevesi içerisinde, asla bir sınırlama olmadan ve Avrupa Birliği’ne üye olma hedefi içinde olan bir Türkiye perspektifiyle değerlendirmeliyiz. Medyada sadece Oktay Ekşi’nin ya da Fikret ilkiz’in değil, bu anlamda söz söyleyebilecek herkesin bu tartışmalar sırasında görüşlerini ortaya koyması gerektiğini ve serbest bir ortam içerisinde Türkiye’nin yeni iletişim kanunlarına ulaşmasının şart olduğunu düşünüyorum.

 

“BELKİ ESKİYE YÖNELİK AF ÇIKARILABİLİR”

·  Basın kendi içinde bir reform yaşıyor, sizin de söylediğiniz gibi. Mesela “Yayın İlkeleri” yazılıyor, çiziliyor. Ama gazete çalışanları için bir reform çalışması görünmüyor. Bu noktada ne düşünüyorsunuz?

 

Bence işin eksik tarafı da bu. Basın Kanunu’nda bazı düzenlemeler yapılması lazım. Özellikle basında sorumluluk mevkiinde olan arkadaşlarımın daha sonra hiç de sorumlu olmadıkları bir takım yayınlar dolayısıyla, bir takım maddi ve manevi tazminat davalarına muhatap olmaları hiç de kabul edilebilir bir durum değil. Bunun birçok medya kuruluşunda yaşandığını görüyoruz. Diyelim ki bir gazeteci arkadaşımız herhangi bir şekilde bir kuruluşta görev alıyor. Daha sonra o yayınlarla ilgili bir hukuki takibat yapılıyor. Belki o sırada medya kuruluşu el değiştirmiş bile olabiliyor ama sonunda maddi ve manevi tazminat davalarının sorumluluğunu bu arkadaşlarımız alıyor ve kısıtlı imkanlarla belki iş bulma telaşındayken bile bu ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalıyorlar.

 

Bence bu noktada artık Basın Kanunu’nda bir düzenleme lazım. Belki eskiye yönelik bir af çıkarılması da söz konusu olabilir. Basın özgürlüğü anlamında sınırları ortadan kaldıralım derken asıl basında sıkıntıları doğuran bu tip hukuki ve maddi bir takım problemlerin de çözülmesi lazım. Umut ediyorum bu sesimize kulak verilir. Parlamento yeni çalışma dönemine başladığında Basın Kanunu’nda birkaç madde üzerinde değişiklik yapılarak bu noktada da bazı adımlar atılır. Öbür taraftan 212 sayılı, gazetecilerin özlük hakları ile ilgili kanunda da bazı düzenlemelerin yapılmasının önemli olduğunu düşünüyorum. İşverenlerin özellikle ağır bir takım vergilerle, bir takım başka maddi külfetlerle karşılaştıklarını biliyorum. 212 ile elemanların çalıştırılması konusunda işverenlerin de teşvik edilebileceği, bazı kolaylıkların da yine medya patronajlarına sağlanmasının şart olduğunu düşünüyorum. Umut ediyorum bütün bunların hepsi kısa bir vadede, yakın bir gelecekte hayata geçer.

 

“HABERCİLİK DAHA YOĞUN YAŞANACAK”

·  Benim size sormadığım ama sizin vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

 

Ben stargazete.com’a başarılar diliyorum. Yeni dönem, haberciliğin çok hızlı yaşanması bakımından önemli olacak. Yaz ayını atlattıktan sonra Türkiye’de yeni parlamentonun çalışmalara başlaması, önümüzdeki bir cumhurbaşkanlığı seçimi, Avrupa Birliği süreci, bütün bunların hepsi Türkiye’de haberciliğin daha yoğun yaşanacağının işaretleri. Sizlerin de, yeni anlayışınızla, yeni grafik tasarımınızla ve yeni yönetiminizle, çalışanlarınızla Star Gazetesi’yle tatlı bir rekabet içerisinde başarılı olmanızı ve ses getirici bir takım haberlere imza atmanızı temenni ediyorum. Her gün izlediğimi ve sürekli sizlerle birlikte olduğumu da lütfen unutmayın.

Röportaj: Serdar Akbıyık
Kaynak: