BIST 9.717
DOLAR 32,57
EURO 34,96
ALTIN 2.445,42

Kimler Köşe Kapma Telaşında?

Şimdi siyaset arenasında koşuşturan gençlerimizin sosyal medya, STK ve sair alanlarda ecdadımızın efsanelerinin zaferlerini dillendirdiği bu günlerde başlarını ellerinin arasına alarak yeniden gaye ve hedeflerini tahlil etmeleri gerekmekte!

Bazı insanlar sırf insanca tavır sergileyebilmek için bütün varlıklarından bile vazgeçebilecek bir yüreğe sahiptirler.

Bu insanca tavrın asıl mayası ise imanlarından gelir.

Çünkü onlar ebedi davaya gönüllerini vermiş ve o dava içerisinde bir ömrü feda edebilecek derecede asıl hedef ve gayenin neresi olduğuna iman etmişlerdir.

Davasının sonuna kadar sadık kalmaya namzet insanlar gönülden bilinçli bir şekilde ülkülerine bağlılıklarını güçlendirmeli ve asıl gayesinden asla sapmamalıdır.

Ebedi anlamda hiçbir şeyin feda edilemez olduğunun farkına varmalı bunu idrak etmiş kalbe sahip olmalıyız.

Günümüz gençliğinin rol model olarak incelemesi gereken isimlerden Muhsin Yazıcıoğlu’nun bir sözü mihmandarımız olmalı diye düşünüyorum.

"Gençlerimizi kitap okumak sıkar, fikrî tartışmalarda zayıf kalırlar. Kavga var desen Ayrancı’dan Kızılay’a koşa koşa gelirler!” bu sözler onun, bu vatanın gençlerinin damarlarını nasıl da iyi bir tahlil ile tanıdığının kanıtıdır.

Kendi milletinin fıtratını bilen bir siyasetçinin bu milletin hastalıklarını, ihtiyaçlarını vb. tüm duygularının teşhisini de doğru yapacağı gerçektir.

Eğer bir milletin fıtratını doğru okuyorsanız onun damarına da neyin tesir edeceğini çözersiniz demektir.

Bu milletin asıl damarının iman olduğunu gençliğimizin ilk yıllarında müşahede etmeliyiz. Ve bütün eylemlerimizi iman buudlu yapmanın telaşı içerisinde olmalıyız.

Namaz hususundaki hassasiyetimiz, kitabımıza bağlılığımızın belgesi her daim yüreğimizde olmalı ve gözlerimizin önünde nefsin gösterdiklerine perde örmeli.

İdeolojilerin ve siyasete payanda olmuş ruhların esaretinde pranga vurulmuş gönüllerin sahibi olmak yerine istikamet üzere olabilmenin anahtarını aramalıyız.

Milleti ve vatanı için hayırlı işler yapmış, yararlı eserleri ardında sıralamış ve emrolunduğu hedeften asla şaşmamış bir birey yabancı dillerin dualarında her dem yer tutacaktır.

Ülkemizin ahlâka, kitaba, namaza ve imanî bütün hassasiyetlere öncelik veren rol modellere ihtiyacı var, bir duruşa sahip olanların bu ülke gençliği tarafından anlaşılması ve yeniden tanıması gerekiyor.

Şimdi siyaset arenasında koşuşturan gençlerimizin sosyal medya, STK ve sair alanlarda ecdadımızın efsanelerinin zaferlerini dillendirdiği bu günlerde başlarını ellerinin arasına alarak yeniden gaye ve hedeflerini tahlil etmeleri gerekmekte.

Nasıl dava adamı olunur?

Hedef nasıl belirlenir?

Ve asıl hedef nedir?

Tavizsiz bir hayat yaşayarak,  samimiyetine ve ihlâsına herkesin şahadet etmesi dava neferi için en büyük ödüldür.

Hem siyasetçinin hem Sivil Toplum Kuruluşu üyelerinin biricik ve tek hedefi dinin ve insanlığın inkişafı için çalışmak düsturu olmalıdır…

Hedefini bu dünya ile sınırlamayan ebedi hedefleri gözüne kestirmiş siyasetçilerimiz ve siyasete talip neferlerin olması istikbalimizi güçlendirecektir.

Görevini ifa etmiş olmanın neticesinde şahsiyet timsali olarak şerefle yad edilmesi gelecek gençler için örnek olmalı.

Göreve talip olanlar ya da siyasete payanda olmanın beraberinde köşe kapma yarışı içerisinde olanlar geri çekilmeleri durumunda göreceklerdir ki en şerefli duruşu sergilemiş olacaklardır.

Bütün bu yazdıklarımın neticesinde ben kendimi bu muhasebenin içerisine soktuğumda siyasi ya da sair herhangi bir köşenin yarışı içerisinde olmasam dahi nefsime zor geldiğini itiraf etmeliyim.

“Şimdi görev kimin ellerindedir?” siyasetin ve sivil toplum kuruluşlarının içindeki gençlerimiz bu soruyu da sormalıdır kendine.