BIST 9.916
DOLAR 32,52
EURO 34,85
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Kılıçdaroğlu türbana dolandı

Kılıçdaroğlu'nun türban çıkışı 24 saat geçmeden sona erdi. CHP liderinin zikzak çizmesi kafaları karıştırdı..

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- Kılıçdaroğlu'nun türban sorununda geri adım atması kamuoyunun gündeminde.. Kılıçdaroğlu'nun net bir fikre sahip olmaması köşe yazarlarını kızdırdı.

Bugün gazetelerin köşe yazarlarının önemli bir bölümü, Kılıçdaroğlu'nun türban konusunda önce ileri sonra attığı geri adımı yazdı. Yazarlar sadece türban sorununda değil terör ve Dersim tartışmasında da geri adım attığını söylediler..

Radikal gazetesinde iki gün önce yer alan röportajda Kılıçdaroğlu, "Onu bize bıraksınlar. Terörü de çözeceğiz, türban sorununu da çözeceğiz.” demişti. Haberin yayınlanmasının ardından akşam saatlerinde CHP'den “Kızlar türbanla üniversiteye gidecek ifadesi kullanılmamıştır” şeklinde açıklama yapılmıştı.

Ahmet Hakan (Hürriyet): Ne diyeyim

O Kemal Bey değil miydi, Onur Öymen’in Dersim’in bombalanmasını örnek göstermesine önce “Dur bakalım ahbap... Bize Dersimli derler...” diye efelenen ama sonra zoru görünce anında tornistan eden?
O Kemal Bey değil miydi, Güneydoğu kentlerinden birinde “genel af” diyen, sonra yine zoru görünce çark eden?
Kısacası...
Hata benimdi, günah benimdi, suç benimdi.

İşin detaylarına girmeyeceğim.
“Öyle demedim, böyle dedim” gibi, “Söylediğim o anlama gelmezdi” gibi mırın kırınlarla uğraşacak mecalim yok.
Sonuçta olan şudur:
Kemal Kılıçdaroğlu, aslında “Üniversitelerde türban özgür olmalı” diye düşünürken, bunu bir türlü ifade edememektedir.
Neden?
Çünkü parti tabanının türbana kıl olduğunu bilmektedir ve gelebilecek tepkilerden çekinmektedir.
AK Parti tabanı da Avrupa Birliği’ne acayip kıldı... Ama Tayyip Erdoğan liderlik yapıp o tabanı değiştirip dönüştürdü.
Liderlik böyle bir şey değil midir?
Tabanının saçma bulduğun duyarlılığına esir mi olacaksın, yoksa tabanını dönüştürecek misin?



Mahmut Övür (Sabah): Yine olmadı Kemal Bey


Aslında bu soruyu İstanbul seçimleri döneminde Kemal Kılıçdaroğlu'na defalarca sordum. Hep aynı yuvarlak cevabı aldım; "Türbanı siyasete alet etmesinler bu sorun çözülür..."
Aynı şey Kürt meselesi için de geçerli. "Silah bıraksınlar Kürt sorunu çözülür..."
İyi de silahı nasıl bıraktıracaksınız? "Silahı bırak" deyince PKK silahları bırakacak mı? Eğer o kadar kolaysa şimdi söyleyin de bari genç insanlar ölmesin...
İşin doğrusu Kemal Kılıçdaroğlu, hiçbir şey söylemeden çok şey söylemiş gibi yapıyor.
Bu yüzden "Nasıl çözersiniz, şimdi sürece neden destek vermiyorsunuz?" sorusuna bir cevap vermiyor. Biraz da sayenizde "avanta"dan siyasette bir yerlere gelmek böyle bir şey demek ki...
Kısaca hayalinizdeki Kemal'le gerçek Kemal'in buluşması pek kolay görünmüyor.



Kılıçaroğlu'na "Mahçup demokrat" diyen yazar kim?

[PAGE]

Burhan Ayeri (Akşam): Yeni açılımlar!

CHP'nin çiçeği burnunda genel başkanı, arada gaza fazla basıyor. Sonra nasıl geri vitese takacağının paniğini yaşıyor. Daha seçilmeden yaptığı ilginç konuşmayı hatırlayın. Teröristlere genel aftan söz etti. 'Destekleriz' deyiverdi. Tepkiler üzerine 'Ben onu ima etmedim'le çark etti. Son çıkışı daha ilginç. 'Türbanlı kızlar üniversitede okuyacak' nutku attı. En başta partisinden gelen yoğun protesto karşısında; 'Sözlerim yanlış anlaşıldı' ile kıvırma pozisyonuna geçti. Bir yerde AK Parti'nin 'Ne idüğü belirsiz 'Açılım Söylevleri'ne benzer' sallamalara sıkça tanık olacağız. Kılıçdaroğlu ve CHP kazara sandıktan birinci parti çıkarsa sonrasını tahmin zor değil. Tribün korosu gibi bağıracaklar; 'Şaka yaptık, şaka yaptık'.


Derya Sazak (Milliyet): Mahçup demokrat

Taraf’ta Nabi Yağcı’nın analizindeki gibi, terörü çözmek için artık Kürt realitesini tanımış olmak yetmiyor, Habur girişleriyle ortaya çıkan “PKK realitesi”ni de siyasallaşma ve terör sonrası normalleşme sürecinin bir parçası olarak tanımış oluyorsunuz. Böylesine düğüm olmuş bir sorunu CHP nasıl çözecek?!
Üniversiteye başörtülü kızlar girebilecek mi?
Kemal Bey’in “sol, demokrat” kimliği ve “Gandi mahcubiyeti”, Cumhuriyet tarihiyle özdeş Kürt ve İslam meselesinde nasıl bir çözüm düşündüğünü anlamaya yetmiyor. Daha açık konuşmalı.




Kılıçdaroğlu derin güçlerin adamı olduğunu iddia eden yazar kim?

[PAGE]

Nuh Gönültaş (Bugün): Kılıçdaroğlu'nun büyük yalanı

Kemal Kılıçdaroğlu ile bir kısım medya arasında gizli bir mutabakat var gibi.

Şöyle: Sen milletin hoşuna gidecek ama seni buraya getiren güçlerin hoşuna gitmeyecek sözler edebilirsin ama sonradan yalanlamak kaydıyla...

Mesela, Kürt sorunu ve başörtüsü yasağı hakkında bu konuları iktidara geldiğinizde çözeceğinizi söylemelisiniz.

Biz de bunu manşet yaparız, halka senin iktidarında kızların başörtüsü ile üniversiteye gidebileceğini söylediğini iletiriz.

Ama sonra sen bunu yalanlarsın!

Çünkü Baykal'ı götürüp seni getirenlere karşı taahhütlerin var. Bu konular Türkiye'nin çözümsüz çıbanbaşı konuları. Bunlar çözülmemeli ki Türkiye her zaman içte sorunlu bir ülke olsun...

Kemal Kılıçdaroğlu'nun söylediklerini dinlerken onun mutlaka ve mutlaka Deniz Baykal'ı götürüp yerine Kılıçdaroğlu'nu getirip siyaseti yeniden dizayn etmek isteyen derin güçlerin adamı olduğunu hiçbir zaman akıldan çıkarmamak lazım.

Fehmi Koru (Yeni Şafak): Kılıçdaroğlu'nun Mehter yürüyüşü

Bu soruyu 'hukuki' anlamda soruyorum. TCK'da 141 ve 142. maddeler varken 'komünizm' yasaktı; o yasak yüzünden komünist partiler de kurulamıyor, ismi kullanmak bir tarafa 'simge' sayılan orak-çekiç simgesi yüzünden bile insanlar hesaba çekilebiliyordu. Kalktı TCK 141 ve 142, bugün isminde 'komünist' sözcüğü bulunan parti bulunuyor, 'orak-çekiç' serbestçe resmediliyor...

Hangi yasada 'siyasal İslâm' yasaklanıyor ki?

Daha da önemlisi şu: Yıllarca 'siyasal İslâm' ile ilintilendirilerek yasakçı bir zihniyetle üzerlerine gidilen başı örtülü genç kızlar/kadınlar, bütün bu süre içerisinde, kendilerine atfedilen davranış kalıbıyla taban tabana zıt demokrat bir tavır sergilediler. Bugün düşünce suçundan yargılanan veya düşüncesi yüzünden hapse düşmüş tek bir başörtülü/türbanlı kadın/kız var mı?

Düşüncesi suç değil, ama 'simgesi' yasak; bu nasıl oluyor?

Devir değişince yasalar da değişiyor, Anayasa Mahkemesi kararları da eskiyor, uygulamalar da farklılaşıyor...

Bir tek CHP mi değişmiyor, lideri değiştiği halde?



Gandi'nin çözümünü 'dandik' bulan yazar kim?

[PAGE]

Ergün Babahan (Star): Gandi’nin dandik çözümü

Dersim’de böyle bir çözü vardı.

Bugün terörle mücadele adı altında çocuklara böyle bir yaptırım uygulanıyor.

Önder Sav’ın hakim olduğu CHP’ye de böyle bir çözüm yakışır.

Kızlar tek tek Nur Serter’in oluşturduğu “ikna odaları”na girer.

İkna olanlar, “Başımı örttüğüm için pişmanım” derler.

Başlarını açıp zorunlu üniversite eğitimi alır ve hapis cezasından kurtulurlar, hatta burs kazanırlar.

Pişman olmayanlar doğruca cezaevine.

Hem üniversite eğitimli kadın sayımız rekor kırar, hem çok çağdaş oluruz hem de Batı’ya karşı mahcubiyetimiz kalmaz.

Şahane çözüm.


İsmet Berkan (Radikal): Kılıçdaroğlu, bu kafayla hiçbir şeyi çözemez!

Türbanı o çözecekmiş. Ama daha cümlesi akşamı görmeden düzeltmesi geldi: ‘Mahkeme kararlarına saygılıyız.’
Ülkeyi yönetmeye talip siyasetçilerin, hakkında demeç verdikleri konularla ilgili en azından temel hukuki çerçeveyi iyi bilmelerini salık vermek yanlış bir şey mi?
Türbanla ilgili artık kalın bir kitap büyüklüğüne ulaşan hukuki metinleri bilmeden ‘Biz çözeriz’ demek çok saçma.
Eğer Kemal Kılıçdaroğlu’nun başka kimsenin bilmediği ve bulamadığı bir çözüm
yolu varsa, bunu hayata geçirmek için CHP iktidarını beklemesi de bence saçma. Şimdiden otursun Ak Parti’ye yardımcı olsun, bu toplumsal sorun çözülsün.
Ama korkarım ortada böyle bir çözüm formülü falan da yok. Boş konuşmalar, temenni mahiyetinde politika önerileri var sadece.
Yazık.