BIST 9.916
DOLAR 32,43
EURO 34,74
ALTIN 2.435,76
HABER /  GÜNCEL

Katliam iddiasıyla generale müebbet!

Kulp'ta 11 köylünün katledildiği iddiasıyla emekli Tuğgeneral Ertürk'e 11 kez müebbet hapis cezası istendi.

Abone ol
Diyarbakır Kulp'ta 1993'te 11 köylünün öldürülmesiyle ilgili hazırlanan iddianameyle emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istendi. İddianamede Diyarbakır'a götüreceğiz diyerek köylülerin alındığı ve cesetlerin elbiseleriyle bulunduğu görüşüne yer verildi.

Kulp ilçesinde 22 Ekim 1993 tarihinde 11 köylünün öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturma, dosyanın 20 yıllık zaman aşımı süresinin dolacağı dönemde tamamlandı. Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) 10. Maddesiyle yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan 19 sayfalık iddianame, 7. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Dönemin Bolu 2. Komando Tugay Komutanı emekli Tuğgeneral Yavuz Ertürk hakkında 11 kez müebbet ve 25 yıla kadar hapis cezası istendi.

HUKUKA AYKIRI DAVRANDILAR 
 
İddianamede, "Şüpheli Yavuz Ertürk'ün komutasında birlik içinde yer alan kimlik bilgileri tespit edilemeyen görevlilerden bazılarının teşekkül oluşturarak yetki ve görevleri olmamasına rağmen hukuka aykırı olarak şüphelendikleri kişileri yakalayarak bir süre sorguladıktan sonra öldürdükleri" kaydedildi. İddianamede bu tür eylemlerin, halkın devlete karşı düşmanlık beslemelerine ve örgüt yanlısı olmalarına sebep olduğu ifade edildi.
 
İddianamede, 1993 yılında terör örgütü PKK'nın üst düzey sorumlularından Şemdin Sakık'ın başında olduğu örgüt mensuplarına yönelik Diyarbakır-Muş ve Bingöl üçgeninde başlatılan geniş kapsamlı operasyon için Tuğgeneral Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu 2. Komando Tugay Komutanlığı'nın Kulp ilçesinin Alaca köyünün yakınlarına gelerek, konuşlandığı belirtildi. Söz konusu askeri birliğin, İnkara köyü muhtarı maktul Mehmet Salih Akdeniz'i kendilerine rehberlik yapması için çağırdığı kaydedilen iddianamede, maktulün, yeğeni olan diğer maktul Celal Aziz Aydoğdu ile askerlerin yanına gittiği ancak alıkonuldukları ifade edildi.
 
KÖYLÜLERİ DİYARBAKIR'A GÖTÜRECEĞİZ DİYE ALDILAR
 
Aynı gün dosyadaki diğer maktüller Mehmet Şah Atala, Nusrettin Yerlikaya, Turan Demir, Behçet Tutuş, Bahri Şimşek, Mehmet Şerif Avar, Hasar Avar, Ümit Taş ve Abdo Yamık ile isimleri tespit edilemeyen çok sayıda köylünün de gözaltına alındığı belirtilen iddianamede, "Şüpheli Ertürk'ün başında bulunduğu askeri birlik, bu bölgede yaklaşık 2 hafta kalarak bölgede operasyonlar yapmış, bu süre zarfında alıkoydukları köylülerden bir kısmı serbest bırakılmış, 11 köylü ise askeri birliğin bölgeden ayrılacağı gün şüphelinin talimatıyla önce helikoptere bindirilerek yakınlarının Diyarbakır'a götürüleceklerine inandırılmasından sonra öldürülüp oraya gömülmüştür" denildi.
 
KOMİSYONDA ÖLÜMLERİ ANLATTILAR

İddianamede, olayda ölen köylülerin yakınlarının olayı araştıran TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna anlattıkları beyanlara da yer verildi. Maktul Mehmet Salih Akdeniz'in ağabeyi Mehmet Emin Akdeniz, ifadesinde, kardeşi ve yeğeni Celal Aziz Aydoğudu'nun Diyarbakır'daki Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne getireleceğini düşündüklerini anlatarak, şunları söylediği kaydedildi:
 
"Üç defa DGM'ye kaybolmayla ilgili dilekçe verdik. O dönemin DGM savcısı bana 'Bunu artık arama' diye yazılı cevap verdi. Söz konusu yazı halen bendedir. Yazıyı komisyona teslim edeceğim. OHAL Valisi ile görüştüm, bana yardımcı olmadılar. İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Kahraman ile görüştüm, kendisine dilekçe verdim, kardeşimi ölü olarak aradığımı söyledim. Aynı zamanda dönemin İçişleri Bakanı Nahit Menteşe ile de görüştüm ve kendisine dilekçe verdim. Sonuç alamayınca olayı AİHM'e taşıdım. 9 sene süren yargılama sonucunda davayı kazandık. 11 kişi için 1 trilyon lira verildi. Davanın avukatı da şimdiki Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir idi." 
 
AİLELER CESETLERİ ALMADI
 
PKK'nın üst düzey sorumlularından hükümlü Şemdin Sakık, olayla ilgili TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonuna verdiği beyanda, söz konusu olayı PKK'nın yaptığını anlatarak, "Maktul Akdeniz'in yakınlarının 'Sakık, Mehmet Salih Akdeniz'den silah istedi' yönündeki ifadeler doğru değildir. Benim emrimde 300 silahlı vardı. Ben 300 bin mark verdim, üzerine yattılar. PKK'nın yapmış olduğu 11 kişinin öldürülmesi olayında öldürülen kişilerin ailelerine haber verilerek, cesetleri almaları istendi. Aileler cesetleri almadı. Öldürülenler de elbiseleriyle gömüldü. 1993'ün sohbaharında '11 kişi ele geçirildi' denildi. O günün televizyonlardaki haber görüntüleri incelenirse gerçek ortaya çıkar" ifadelerini kullandı. 
 
AİHM KARARI AÇIK
 
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcıvekilliğince hazırlanan iddianamede, olayda yaşamını yitirenlerin yakınlarının başvurusu üzerine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesince görülen dava sonrasında verilen karar da yer aldı. AİHM'in 2001 yılında verdiği kararda, şöyle denildi: 
 
"Söz konusu 11 kişinin güvenlik güçlerince gözaltına alınmaları müteakiben öldüğü ve ölümcül bir güç kullanımını haklı ve makul gösterecek herhangi bir gerekçeye dayanılmadığı için devletin bu eylemlerden sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Sonuç olarak başvuranlar maddi ve manevi zarara uğramış, bu sebeple toplam olarak 381 bin 340 İngiliz sterlinin ödenmesi karara bağlanmıştır."
 
11 KEZ MÜEBBET VERİLDİ
 
İddianamede, ayrıca "Sanık Ertürk'ün komutasındaki birlik içinde yer alan ve kimlik bilgileri tespit edilemeyen görevlilerden bazılarının teşekkül oluşturarak yetki ve görevleri olmamasına rağmen hukuka aykırı bir şekilde şüphelendikleri kişileri yakalayarak bir süre sorguladıktan sonra öldürdükleri, bu gibi eylemler sonucunda halkın devlete karşı düşmanlık beslemelerine ve örgüt yanlısı olmalarına sebep olduğu" kaydedildi. 
 
Sanık Yavuz Ertürk hakkında TCK'nın "Kasten adam öldürme" suçundan 11 kez mübbet ile "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "Halkı silahlı isyana teşvik" suçlarından da 25 yıla kadar hapsi istendi. 
 
Sanık Ertürk'ün yargılanmasına önümüzdeki günlerde 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce başlanacak.