BIST 9.916
DOLAR 32,46
EURO 34,81
ALTIN 2.442,08

Kadınların toplumsal sorunları bitmiyor.

Kadınlar günü geldi, ama, kadınların sorunu bitmiyor, erkek egemen toplum sürdüğü sürece de bitecek gibi gözükmüyor. Bu,bir yetişme, terbiye ve eğitim işi. Ama kimsenin umurunda değil, her şey söylemlerde kalıyor…

2016 kadınlar gününde: Suriyeli  “kuma” istirem!.. 

Kadınlar günü geldi, ama, kadınların sorunu bitmiyor, erkek egemen toplum sürdüğü sürece de bitecek gibi gözükmüyor. Bu,bir yetişme, terbiye ve eğitim işi. Ama kimsenin umurunda değil, her şey söylemlerde kalıyor…

Geçen akşam CNN Türk’te “Herşey” programında Suriyeli kadınların, ülkemizde –özellikle Güneydoğu illerimizde- “kuma” olarak alındıkları konusu işlendi.

Suriyeli mültecilerin, Türkiye’yi, batıdan doğuya toplumsal/yeni güvenlik sorunları ile değiştirdiğini görüyoruz. Vatanlarını terk eden mültecilerin hüzünlü hikayelerine de her gün farklı boyutlarda yenilerine ekleniyor…Bu mültecilerin üstümüze kaldığı veya daha uzun yıllar bizde kalacağı da kesin gibi.

Anlatılanlara ve araştırmalara göre; geri dönmemek, bir ev sahibi olmak, yuva kurmak, hayyatta kalmak, çocuklarını aç bırakmamak v.b. amaçlarla Suriyeli kadınlar, 2. Hatta 3. Eş olmayı kabul etmeye başlamışlar.

Bölgede Kürtçe ve Arapça bilinmesi sebebi ile Suriyeli kadınlarla dil sorunu da yaşanmıyor.

Başlık parası istememeleri, 2.000-3.000 TL ye kabul etmeleri istekleri artırmış.

Erkekler için sorun yok; “bir süre imam nikahı ile evli gözükür, bıkınca da kapıya bırakırım” düşüncesi gerçek olmuş.

Birde görücüler çıkmış, az paralarla resimler/kataloglar yolu ile köy köy geziyorlarmış.

“Mardin Ortak Kadın İşbirliği Derneği Başkanı Hülya Çelebioğlu Aydın; bölgede çokeşlilik sorununun feodal bir konu olduğunu, sadece Suriyeli kadınlarla sınırlı kalmadığını da anlatıyor.Çelebioğlu, birlikte çalıştıkları sosyologların araştırmalarına göre, Suriye savaşından bu yana Suriyeli kadınlarla ikinci evliliklerde yüzde 50 oranında bir artış olduğunu da ekliyor sözlerine. Bunun nedeni ise Suriyeli ya da başka yabancı kadınlarla evliliğin, çok daha ucuza yapılabilmesi.Bölgede ikinci evlilikler genelde kızın rızasıyla kaçırılması şeklinde gerçekleşiyor. Bu, bir tür namus davası olduğu için ceza ödenmesi gerekiyor aileye. Bu cezalar da 50 binden başlayıp 200 bin TL’ye kadar çıkabiliyor. Suriyeli kadınlara verilen başlık parası ise 2000-3000 TL civarında” diyor Çelebioğlu” (/turkce/haberler/2014/02/140208_suriyeli_kuma)

Ben bu sahneleri, yıllardır Alanya’da görüyorum, kadınların ne kadar mutsuz olduklarını, düşüncelerini de yazmıştım. Şimdi, “Güneydoğu’da zordur kadın olmak” zamanı gelmiş…

Kusura bakılmasın; Aile Bakanlığı’nın sözleri sadece havada kalıyor, hiçbir araştırma, çözüm, sonuç yok… Ama, kimsenin umuruna değil. Çünkü, ülkemizde 2. eş veya “dost tutma” çok yaygın. Uzu zamandır siyasilerin de aynı yolda oldukları isim verilerek konuşuluyor. Ve ülkemizde, böyle çapkınlık yapanlara “aferim , erkek adammış” gözüyle bakılıyor. Erkeklerin çapkın olmasının normal olduğu, bir kadının tek bir erkekle olmayı tercih etmesinin zorunlu olduğu, ama bir erkeğin çok sayıda kadınla beraber olmasının  “doğası gereği olduğu” hep kulaklara fısıldanıyor, kadınlar arasında dahi kabul görüyor ülkemizde… Ancak, bu kaçamakların erkeklere pahalıya patladığı ve iflasların arttığı da biliniyor. Şimdi, bu açık, Suriyeli kadınlarla ucuz yoldan kapatmaya çalışılıyor anlaşılan.Ama, sosyla bir boşanma patlaması yaşanıyor bölgede, bunun sonu ne olacak? Kim el koyacak? Bilinmiyor…

Bir tehlike de, kuma olarak alınıp, sonra sokağa atılanların hali; çok sayıda Suriyeli kadının fuhuş çetelerinin eline düştüğü ya da erken evlendirilerek cinsel istismara uğratıldığı belirtiliyor.

Fuhuş çetelerinin özellikle sınır illerinde yoğunlaştığına işaret eden Mazlum-Der'in verilerine göre, fuhuş karın tokluğuna denebilecek düzeye düşmüş durumda. Bölgede çalışmalar yapan uzmanlar, bir öğün yemek karşılığı fuhuş yapan küçük yaşta kızlar olduğunu, fuhuşun 12-13 yaşına kadar düştüğünü belirtiyor. İş bulamadığı için çaresizlik nedeniyle seks işçiliği yapan kadınlar olduğu, en çok rastlanan grubun   trans kadınlar olduğu belirtiliyor. Elbette, bu durum, bir sürü hastalık riskini de beraberinde getiriyor…

Kısaca, durum ciddi,ama, köşe yazarlarımızda, ana sayfalarda neden yer almıyor?

Varsa yoksa siyaset, yazık… Toplum evrim geçiriyor,  ilerde olumsuz  yansımalarını; gençlerimizde, toplumsal dayanışmamızda, ahlakımızda, eğitimimizde, sağlımızda v.b. göreceğimiz aşikar…

Yeni bir toplumsal  yaramız açıldı, kangren olmasına izin verimemeli, derhal ameliyat edilmeli.

Kime ne görev düşüyorsa, acilen yapmalı…yapılmalı…yapılmalı…..başka yolu yok…

Attilâ İlhan’ın konumuza uygun bir şiiri  ile bitirelim.

Zaten yoktular!

Ne kadınlar sevdim zaten yoktular 
Yağmur giyerlerdi sonbaharla bir. 
Azıcık okşasam sanki çocuktular, 
Bıraksam korkudan gözleri sislenir. 
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular 
Böyle bir sevmek görülmemiştir. 
* * *
Hayır, sanmayın ki beni unuttular. 
Hâlâ arasıra mektupları gelir. 
Gerçek değildiler, birer umuttular 
Eski bir şarkı, belki bir şiir 
Ne kadınlar sevdim zaten yoktular. 
Böyle bir sevmek görülmemiştir


KONSERE DAVET

Prof.Dr. Ercüment Berker Anısına, "Köklerinden Geleceğe"

Şef: M. İhsan ÖZER

Solist: Melihat GÜLSES

10 Mart,saat 20.00. CRR Konser Salonu

              Tanıtımdan;1976 Yılında kurulan, İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı kurucu heyeti başkanı Prof.Dr.Ercüment Berker, tüm müzik yaşantısını, müziğimizin batı müziği disiplinlerine kavuşması için harcamıştır. En büyük özlemi ise geleneksel müziğimizin çağdaş bir müzik anlayışı ile icra edilip evrensel müzikler çerçevesinde değerlendirilmesi ve dünyanın her yerinde icra edilebilmesini sağlamak olmuştur. İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'ndan yetişmiş olan sanatçımız Melihat Gülses, bir vefâ borcu olarak düşündüğü bu konserinde, Prof.Dr. Ercüment Berker'in bu çağdaş fikrinden yola çıkılarak, yine aynı konservatuvardan mezun, şef M. İhsan Özer tarafından oluşturulan ve içinde İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı mezunu, Batı ve Türk Müziği sazlarının yer aldığı 25 kişiden oluşan "ORKESTRA PERA" eşliğinde izleyicisiyle buluşacak. Sanatçı konserinde, geçmişten günümüze gelen çok önemli eserlerin yanında, yeni yazılmış çok sesli eserlerinde yer alacağı özel bir repertuvar ile dinleyicilerinin karşısına çıkacaktır.

Değerli okurlar Türk Müziği eğitiminde dönüm noktası olan bu konsere gitmeden önce yazımı okumanızı dilerim. Konserde görev alacak tüm arkadaşlarıma teşekkür eder, sevgi ve saygılarımı sunarım. Birlikte olmak dileğiyle…G.AY


IK Yönetimi, Yöneticilik Geliştirme ve Kişisel Gelişim Programları 19 Mart’ta başlıyor.

Konu Başlıkları:

İnsan Kaynakları Fonksiyonlarının Teknoloji Etkileşimi İle Dijital Dünyada Nasıl Daha Başarılı Entegrasyonlar Sağlanabilir?
Uygulamadaki En Pratik ve Başarılı Uygulamalar Neler Olabilir, Örnekleri Nelerdir?
İnsan Kaynağı Yönetimi Kavramındaki Tüm Bileşenlerde Dijital Dünyanın Sağladığı Kolaylıklar Nelerdir?
Dijital Dünyada 4. Endüstri Devrimine Hazır mıyız? Yetenek Odaklı Kurum İçi Inovasyon
Dijital İK sürecinde Nitelik ve Nicelik tanımı nedir?
Hayatımıza Dijital İK girdi ve Ne Oldu?
Dijital yaklaşımlarla İnsan Kaynakları Ne Yapar?
Çalışanlarımızı Değerleme Süzgecinden Geçirdik Şimdi Ne Yapıyoruz?
Kurumlar ve İnsan Kaynakları Çalışanlarla Ne Ölçüde Dijitalleşiyor?
Dijital İşveren Markası
İnsan Kaynakları Ekipleri için Dijital İletişim Stratejileri
Başarılı Dijital Kariyer Yönetimi Uygulamaları
İK Dijital Dönüşümün Neresinde?
İK Teknolojilerinin Yetenek Yönetimindeki Rolü
İK’ nın Sosyal Medya ile İmtihanı
Dijital Okuryazarlığı Olmayan Yönetimler ve Dijital İK
Elektronik Uygulamalarda İnsan Kaynaklarının Endüstriyel İlişkiler Boyutu

Kurumların Dijital İhtiyaçları ve Teminindeki Önemli Noktalar
Dijital Ortamda İşe Alım, Değerlendirme, Mülakat Kriterleri
Kurumsal İtibar Yönetimi ve Dijital Dünya
Kurum İçi Sosyal Medya Prosedürleri
İnsan Kaynakları Ekipleri için Dijital İletişim Stratejileri
Sosyal Medya ile Çalışan Analizi: Verimliliği Artırma Teknikleri
İK ve Teknoloji Ötesi Kavramlar – Astrolojik İK
Başarılı Uygulamalar, Ödüllü Projeler, Trendler, Yeni Kavramlar ve Beklenen Gelişmeler

GÜNÜN SÖZÜ

“Çocuklarını daha fazla şefkat ve alâka içinde yaşatan bir memleket de bilmiyorum. Sokaklarda çocuğunu omzuna, kucağına alarak yürüyen, onu fazla yürütmekten, yormaktan sakınan çok baba görülür. Ama büyüyen çocuk, babasına büyük saygı gösterir. Emretmedikçe oturmaz. Yalnız‘Baba’ şeklinde değil, babasının unvanı neyse ‘Efendi Baba’, ‘Ağa Baba’, ‘Bey Baba’, ‘Paşa Baba’ diye hitab eder. Küçük kardeş, büyüğüne saygı gösterir. Büyük kardeş asla ismiyle çağırılamaz, ‘Abla’ veya ‘Ağabey’ denir ki, bizim dilimizde bu kelimeler meçhuldür.” (La Türkiye Actuelle,Türkiye Günlüğü, F.H.A. Ubucini/1855)

TEBRİKLER THY…

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ve Türk Hava Yolları arasında imzalanan protokolle, öğrencilerin uçak bileti alımında yüzde 25'lik indirimden faydalanması için artık öğrenci belgesi ibraz etmesi gerekmeyecek. Öğrencilerin bilet alımlarını kolaylaştırmak amacıyla YÖK ve THY arasında imzalanan protokole göre THY, YÖK veri tabanına kayıtlı öğrencilerin bilgilerini doğrulama sistemi üzerinden kontrol edebilecek. Bu sayede, öğrenciler herhangi bir belge ibraz etmeden indirimli bilet alabilecek.

BİR GARİPLİK YOK MU?..

Dün Meclis TV’yi izlerken, verilen arada, Mecliste 18. İhtisas Komisyonu olan “Güvenlik ve İstihbarat Komisyonu” Başkanı, AK parti MV Emrullah İşler ile röportaja geçildi. Sn. İşler, makamında otururken arkada TBMM flaması vardı. Dikkatimizi çekti, baskı yan yapılmıştı ve okunurken olmuyordu. “Türkiye” yazısı yam üst ortada olması gerekirken, yana basılmıştı. Bu kadar da dikkatsizlik olmaz ki!... Bakınız hak vereceksiniz.