BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

İsrail Davos'taki tokatı unutamadı

Bakan Arınç, İsrail askerlerinin saldırırken söylediği sözleri değerlendirdi "onlar Davos'taki tokadı unutamadı" dedi.

Abone ol

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, İsrail saldırısı sırasıyla ilgili, "Arkadaşların ifade ettiğine göre vururlarken, döverlerken bazı askerlerin 'one minute' dediklerini onlar söylüyorlar. Olabilir. Demek ki Davos'taki tokadın acısını hala unutmamışlar" dedi.

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Kanaltürk televizyonunda canlı yayınlanan "Pazar Politika" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

İsrail'in Gazze'ye yardım götüren gemilere yönelik saldırısını "beklenmedik bir olay" olarak niteleyen Arınç, "Herhalde gemidekiler de bu kadarını beklemiyorlardı. Yoksa kan döküleceğini bilseler, İsrail'in böyle bir müdahalede bulunacağını bilseler, göz göre göre bu insanların canını ortaya koymazlardı. İnsani amaçlı gidiyorsunuz, böyle bir amaçla giderken o insanların ölümüne, yaralanmasına imkan hazırlayacak bir şeyi eminim ki hiçbirisi de düşünmemiştir. İsrail korkulanı meydana getirdi" diye konuştu.

İSRAİL'İN YAPTIĞI GADDARLIK

Türkiye'deki herkesin, parti farkı gözetmeden bu olayı kınadığını ve lanetlediğini kaydeden Arınç, bu olayın bir zulüm, bir gaddarlık olarak görüldüğünü söyledi.

Ancak saldırının üzerinden 3-4 gün geçtikten sonra bazı çevrelerin ağız değiştirmeye başladığını dile getiren Arınç, "Acaba İHH nedir? Acaba ne amaçla bunu yaptı?" demeye başlandığını ifade etti.

"ONLARA ACIYORUM"

İsrail'in olay anından itibaren bilgi ve haber kirliliği meydana getirdiğini, haber akışını kapattığını anlatan Arınç, şimdi de "Gemide silah vardı, bize mukavemet ettiler" diyerek kara propaganda uygulandığını kaydetti.

Arınç, "Maalesef Türkiye'de de bunu etkisinde kalan bazı çevreler var. Bu çevrelerin söyledikleri kendi bilgileri değildir. Kara propagandanın eseridir. İsimlerini vermeyeceğim. Onlara acıyorum. Böyle bir olay karşısında bile hala İsrail'i haklı görmeye yönelmiş 'Aslında kabahat bu tarafta' demeyi düşünen pek çok vicdansız kalemler, söz alanlar mevcut. Bir siyasetçi de durumdan vazife çıkarıp şunu söylüyor, aslında çalışkan da bir insan ama hep kafası bunlarla meşgul maalesef. 'Gemiye son ana kadar AK Partili milletvekilleri de bineceklerdi, binmediler. Parti onlara engel oldu ,demek ki bir bildikleri varmış'. Allah'tan kork be adam. Böyle bir mantık olabilir mi?" dedi.

"NE YAPTIĞINI BİLMEYEN HÜKÜMET..."

Saldırı sırasında İsrail askerlerinin "One minute" diye bağırdıklarının hatırlatılması ve "Bu, Başbakan Erdoğan'ın Davos'ta yapmış olduğu çıkışın bir rövanşı mıdır?" diye sorulması üzerine Arınç, "Arkadaşların ifade ettiğine göre vururlarken, döverlerken bazı askerlerin 'one minute' dediklerini onlar söylüyorlar. Olabilir. Demek ki Davos'taki tokadın acısını hala unutmamışlar" diye konuştu.

Arınç, "İsrail ne yaptığını bilmeyen hükümetle gidemez" şeklindeki sözlerinin hatırlatılması ve daha detaylı değerlendirme istenmesi üzerine de, hükümet olarak başka ülkelerin içişleri karışmamak gibi temel bir prensipleri olduğunu söyledi. "Ben Başbakan Yardımcısı olarak, Sayın Başbakan başbakan olarak 'İsrail'de şu olsun, bu olsun, şunu tutuyoruz, bunu istemiyoruz' şeklinde bir beyanda bulunması doğru olmaz. Bunu yaparsak da yanlış yapmış oluruz" diyen Arınç, İsrail'de "karman çorman" bir hükümet olduğunu, böyle bir hükümetin Türkiye'ye karşı hasım davranışlarda bulunmasının da Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkileri zedeleyeceğini dile getirdi.

AYRINTILAR HABERİN DEVAMINDA

[PAGE]

Hükümet olarak İsrail'in sadece eylemlerini kınadıklarını ve lanetlediklerini vurgulayan Arınç, bu eylemleri yapanların insanlık önünde suçlu olacağını belirtti. Arınç, "Sadece kan dökerek, misket bombaları atarak, fosforlu bombalarla çocukları, kadınları öldürerek bir devlet, bir ülke ayakta kalamaz. Ambargo uygulayarak ayakta kalamazsınız. Nefretin odağı olursunuz. İsrail hükümeti için söylediklerimiz budur. Halka dönerek diyoruz ki 'Biz sizin varlığınızı kabul ediyoruz. İster Musevi ister Yahudi olun. Ama hükümetinizin bu yaptıkları dünyada sizi yalnız bırakıyor. O zaman kendiniz tepkinizi hükümetinize karşı gösterin. Bana bir şey söylemeyin ama bu yanlışları yapanlara karşı deyin ki (Yanlış yapıyorsunuz, İsrail'i rezil ediyorsunuz, bu ülkede yaşayan, bu ülkede yaşamayıp da diaspora olarak dünyanın her yerinde yaşayan Musevileri, Yahudi ırkından olanları düşman haline getiriyorsunuz. Buna hakkınız yok)' demelisiniz" dedi.

"İSRAİL BÖLGEYLE KAVGALI"

Arınç, "İsrail, bölgede bütün ülkelerle kavgalıdır. Onun da bir nefes borusuna ihtiyacı var. O da ancak Türkiye olabilir" dedi.

Mavi Marmara gemisinde yaşanan olayların Filistin ve Gazze açısından bir dönüm noktası olup olamayacağı yönündeki görüşünün sorulması üzerine Arınç, "Öyle görünüyor. İsrail, Filistin bölgesine her zaman bomba yağdırıyor, yollarını kesiyor. Ama bu hep Filistinlilere karşı yahut o bölgede yaşayan Lübnan'a karşı Suriye'ye karşı ve diğerlerine karşı idi. Ama bir gemideki masum insanlara karşı bir davranışı bugüne kadar yapmamıştı. Bütün dünyayı karşısına aldı. Ellerinde silah olmayan insanlara karşı bunu yaptı. Bu insanlar beyaz bayraklı bir gemide gidiyorlardı. Onlara karşı böylesine insanlık dışı bir olay bütün dünyanın kalbini sızlattı. 'Böyle bir manzara karşısında İsrail'in bu tavırlarından vazgeçme ihtimali var mı?' Belki böyle özetlemek lazım" dedi.

Arınç, "İsrail'in de bir nefes borusuna ihtiyacı var. O da ancak Türkiye olabilir. Sevelim sevmeyelim, isteyelim, istemeyelim, varlığı dünya tarafından kabul edilmiş bir İsrail devleti ile ilişki kurarak onun iyi noktalara yöneltilmesinde katkısı olabilecek bir güvenilir ülkeye ihtiyaç var. Bu görünüyor ki Türkiye'dir ve Türkiye'de geçtiğimiz bütün hükümetler boyunca İsrail'le askeri anlaşmalar, kültürel anlaşmalar, ekonomik anlaşmalar yaptı. Hatta İsrail'e en karşıt olması gereken hükümetler döneminde bile bu yapıldı. 'Kötü yapıldı' anlamında söylemiyorum. Bu bir devlet politikasıdır. 'Bizim İsrail'le iyi, dürüst ilişkilere ihtiyacımız var' diye düşünülmüştür. Bugün 'Kahrolsun İsrail' diye sokaklarda bağıran insanların oy verdiği partiler döneminde bu anlaşmalar epey miktarda yapılmıştır. Doğruluğunun yanlışlığının dışında söylüyorum. Yapılması gerekiyordu ki yapılmıştır. Şimdi bizim 'her şeyi feshedin, hiç bir anlaşma bırakmayın. İsrail devletinin büyükelçisini buradan gönderin. Bizimkini oradan çektiniz ama büyükelçiliğimizi kapatın. Şunu yok edin'... 'Bekara karı boşamak kolay' diyorlar. Böyle bir şey, dünya çapında bir olay, dünyanın hiç bir ülkesinde de görülmemiştir. Şartlar oluştuğu zaman olmayacak anlamında değil ama böyle bir olay sebebiyle her şeyi yok ederseniz, yok farzederseniz o zaman siz zararlı çıkabilirsiniz. Biz o ülkelerdeki masum insanlara nasıl ulaşacağız? Onlara nasıl iyi bir politika öngöreceğiz? Onlarla nasıl hükümetler arasında ilişkiler kurabileceğiz? İsrail'i bütün dünya tanıyorken sizin tanımamanız ne anlam ifade edecek?" dedi.