BIST 9.717
DOLAR 32,51
EURO 34,90
ALTIN 2.440,79

İNTEL Araştırması; hayal mi kuruyor, girişimci mi oluyoruz?!.

Gençlere; hayali girişimcilikle birleştirmeyi öğretmeliyiz.

İNTEL; 2000’in üzerinde kişi ile görüşerek  inovasyon ve girişimcilik* kültürünü geliştirmek, hayaller ile girişimcilik arasındaki bağlantıyı ortaya koymak amacıyla, ülke çapında kapsamlı bir Hayal Haritası ve Girişimcilik DNA’sı araştırması gerçekleştirmiş.

Türkiye’nin Hayal Haritası’na göre; “insanların %49’u çocukken hayal kurmaya başlıyor ki bu hepimizin beklediği bir sonuç. Ancak, kurulan hayaller; yaş ilerledikçe, gerçekler görülmeye başlanınca ciddi bir düşüş gösteriyor.”

“8-55 yaş arası katılımcıların cevaplarına göre hayal kurma oranı yetişkinlerde sadece %14. Üstelik özellikle yetişkinlerin gerçekten hayal kurduğunu söylemek çok zor, çünkü hayallerimiz genelde maddiyat odaklı ve kaygılı.

Örneğin katılımcıların %48’lik bir bölümü en büyük hayalini “meslek sahibi olmak ve kendini güvence altına almak” olarak tanımlıyor. (Oysa bu bir hayal değil, olması gereken bir durum.) Detaya inildiğinde ise ev sahibi olmak ya da yüksek getirili mesleklerden birine sahip olmak gibi çevresel etkiler ve kaygılarla yönlendirilen hayaller ağırlık gösteriyor.

Katılımcıların %73’ü hayal kurarken girişimciliği aklından bile geçirmiyor. (Çok büyük bir oran) Ayrıca girişimcilik hayalleri olanların da 3’te 1’i fikrini kimseyle paylaşmıyor. (Herhalde çalınmasın diye!...)

Üniversite öğrencilerinin %78’i girişimcilik ve girişimci olmak fikrine sıcak bakıyor ve yeni teknolojiler geliştirmek konusunda istekli. (Bu konuda yeterli destek alınmıyor gibi…)

%60’ı ise “Türkiye’den milyar dolarlık şirket çıkar mı?” sorusuna “evet” yanıtını veriyor. (Neden olmasın, yeterki düzgün, mali düzen, yasal ve kurallar içinde olsun.) “Forbes dergisinin en zenginler listesine Türkiye'den giren arasında da 3 milyar dolarlık servetiyle Murat Ülker, 2.5 milyar dolarla Hüsnü Özyeğin, 2.4 milyar dolarla Ferit Şahenk ve 2.2 milyar dolarla Rahmi Koç da yer alıyor.“ (Basından)

Öte yandan, bu olumlu sonuçları neticelendirmek için üniversite öğrencilerini girişimcilik konusunda desteklemek gerekiyor ve bu noktada hepimize görevler düşüyor.

Üniversite öğrencilerinin %60’ı okullarının girişimcilik konusunda kendilerine destek olmadığını belirtiyor. (Üniversitelere önemli bir görev düşüyor) %75’lik bir kesim de Türkiye’deki ekosistemin girişimcilik için uygun olmadığı konusunda hemfikir.”

İntel raporu şöyle bitirmiş; “Büyük farklar yaratmak için hayal kurmalı, hayal kurma yeteneğimizi en değerli hediyemiz olarak sahiplenmeli, başkalarını da hayal kurmaları ve hayallerinin peşinden gitmeleri için cesaretlendirmeliyiz. Sahip çıkmamız ve kovalamamız gereken hayallerimizin detaylı analizini görebilmeniz için Türkiye’nin Hayal Haritası çalışmasının sonuçlarını size sunuyoruz.” ()

Hayal kurmadan girişimcilik olmaz…Ama ikisinin de bir sınırı olmalı. Girişimcilik konusuna daha önceki bir yazımda değinmiştim. () Benimde çok önem verdiğim ve gençlere kesinlikle öğretilmesi gereken bir konu bu. CNN Türk’te Cem Seymen’in olağanüstü çalışmalarını ve gençleri girişimciliğe yani toprağa/  köylere çekmeye çalışmasını takdirle izliyorum.

“Üniversite öğrencilerinin %60’ı okullarının girişimcilik konusunda kendilerine destek olmadığını belirtiyor.” ki buna –maalesef- katılıyoruz.

Araştırmada; “Üniversite öğrencilerinin %78’i girişimcilik ve girişimci olmak fikrine sıcak bakması” iyi de, %75’lik bir kesimin  “Türkiye’deki ekosistemin girişimcilik için uygun olmadığı” ne anlama geliyor? Demek ki bu öğrencilerin %75’i,  ülkelerini tanımıyorlar. Ülkesini tanımayan mezundan da  katkı  gelmez…

Ülkemiz 4 ayrı iklim, doğa ve toprak yapısı ile çok zengin. Her bir yöre farklı bir ekonomi yaratıyor ve yöre halkımız geçimini ondan sağlıyor. İnsanlarımızın çoğu, hala ana-babadan öğrendikleri ile ekiyor, biçiyor…Bunlara ulaşmak,daha fazla üretmek, ekipmanları günün şartlarına göre değiştirmek, anlayışı değiştirmek, daha çok kazanmak, daha az yorulmak, organik tarıma ağırlık vermek v.b. insanımızın alamadığı hizmetler olarak görüyoruz.

Yazları Alanya ve Edremit’te, Akçay’da  köy pazarlarını geziyor, sohbetler ediyoruz. Hiçbirinin Tarım Bakanlığı uzmanlarını, Orman Bakanlığı uzmanlarını köylerinde gördüğü, onların köylülere bilgi verdikleri anlatılmıyor. Tarım sadece ucuz ve bedava gübre vermekle bitiyor. Oysa; toprağın verimli olması/verimli hale getirilmesi, üretimin artırılması ve hijyen  gerek.

Bu nedenle; “katılımcıların %73’ü hayal kurarken girişimciliği aklından bile geçirmiyor” ise, “bu gidiş doğru gidiş değildir.”

Girişimcilik konusunda; uyanmak ve acilen uygulamaya geçmek gerekiyor…

*GİRİŞİMCİ KİMDİR?

En genel ifade ile girişimci, kar amacıyla riski üzerine alan kişi olarak tanımlanabilir. Girişimci, mal ve hizmet üretimi yapabilmek için, üretim öğelerini en iyi koşullar altında bir araya getiren kişidir. Riski üzerine alarak, başkalarının ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla, üretim öğelerinin alımını yapar, bunların bir araya getirilmesi imkanını sağlar. Kar amacı güder, ancak tek amaç para kazanmak değildir. Ekonomik bir değer ortaya koymaksızın, çeşitli yollardan, başkaları tarafından ortaya konulan ortak değerleri kendi tarafına aktarmanın adı girişimcilik değildir. Ayrıca girişimci, yönetici demek değildir. Girişimcilik için en temel 3 faktör; yetenek, cesaret ve bilgidir. Daha geniş kapsamda girişimcide olması gereken özelliklere bakacak olursak;

  • Kendine güven duymalıdır, aynı zamanda güvenilen biri olmalıdır.
  • Geri adım atabilmeli ve yeniden başlayabilmelidir.
  • Sonuçları değerlendirebilmelidir. Mesleki riskleri üstlenebilmelidir.
  • Yaratıcı olmalıdır.
  • Cesaretli olmalıdır.
  • Bireysel ve aynı zamanda da toplumsal olmalıdır.
  • İyimser ve fikir sahibi olmalıdır.
  • Sürükleyici ve güdüleyici olmalıdır.
  • Başarı için yönlenmiş olmalıdır.
  • Fırsatlardan yararlanabilmelidir.
  • Yeniliklere açık olmalıdır.
  • İşini seven biri olmalıdır. (Kaynak: Kobifinans)

GÜNÜN HABERİ…

“Yabancı Dil Belgeleri hakkında Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’nın 22.02.2016 tarihinde adresinde yer alan açıklamalar doğrultusunda ÖSYM ile yazışma sonucunda ÖSYM Yönetim Kurulu 25.02.2016 tarihli toplantısında aşağıdaki kararı almıştır: Anılan Yönergede uluslararası bir yabancı dil sınavına eşdeğerlik verilmesinde ve sürdürülmesinde sınavın Türkiye’de yapılıyor olması halinde devlet üniversitelerine ait binalarda yapılıyor olması şartı mevcut olmasına ve eşdeğerlik verilen yabancı sınav kurumlarının da bu hususu kabul etmiş olmalarına rağmen adayları bu konuda bilgilendirmedikleri anlaşılmaktadır. Devlet kurumlarına başvurularda eşdeğer yabancı dil belgesi sunan adayların bu kuraldan dolayı mağdur olmaması için, “Sınav Türkiye’de yapılıyorsa sadece devlet üniversitesine ait binalarda yapılması” şartını havi kuralın Eşdeğerlik Tablosuna da yansıtılmasına ve Eşdeğerlik Yönergesi ile birlikte ÖSYM’nin web sitesinden duyurulmasına, duyuru tarihine kadar yapılmış sınavlara ilişkin belgeler ile yabancı sınav kurumlarına başvuruları duyuru tarihinden önce yapılmış olması kaydı ile duyuru tarihini takip eden günden başlamak üzere 30 gün içerisinde yapılacak sınavlara ilişkin belgelerin bu kurala uygun olarak verilmiş olduğunun kabulüne, ilgili tüm kişi ve kuruluşlara bildirilmek üzere Üniversitelerarası Kurul Başkanlığı’na gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karar doğrultusunda Nisan ve Ekim 2015 başvuru dönemlerinde başvuran ve devlet üniversitesine ait binaları dışında yapılan sınavlardan alınan yabancı dil belgesi sunan adayların belgeleri kabul edilecektir. İlgili tüm kişi ve kuruluşlara saygı ile duyurulur. ÜAK Başkanlığı. 20.02.2016”