BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53

Gereğini “tam zamanında” yapsak, “hayat” değişmez mi?…

hayat, özlü sözler, şiirler, sanat,zaman

Hayatımızda yerli veya yabancı “özlü sözler” vardır…Okuduğunda insana ilham verir, bazı düşünceleri uyandırır… Her alanda, bu değerli-bilge  insanların görüşleri, şiirleri anlatılan meseleyi desteklemek amacı ile kullanılır…Bir cümlede bir çok şeyi anlatır…Bu nedenle; şiirlere, şarkılara, türkülere konu olmuştur yıllarca

Folklorumuzda halk edebiyatı içinde  “özlü sözler, deyişler” önemli bir alanı kapsar…Dili, şivesi ne kadar farklı da olsa, aynı anlamı verir cümleler. Çünkü, temelde “insan” dır konu edilen…Yaşanılan yerler yakın-uzak, farklı da olsa, bir benzerlik kurulur diğerleriyle..

Bunun okumak ile, eğitimle ilgisi de yoktur. Yaşamaktır doyası ile, halkı tanımaktır, değer vermektir  ölesiye…

Mesela;

Şerefil mekân bil mekin.”;

Tercümesi...“Bir yerin şerefi orada oturanladır.”  Ne kadar güzel bir cümle…İstediğin yere uygula, yanlışı var mı?...

Celal Vardar’ın;

“Suya dokunmazmış

Sabuna dokunmazmış

Pise bak” satırları…

Kazak Abdal’ın:

“Ormanda büyüyen adam azgını

Çarşıda pazarda insan beğenmez

Medrese kaçkını softa bozgunu

Selam vermeye dervişan beğenmez.” şiiri…

Kaygusuz Abdal’ın;

“Kıldan köprü yaptırmışsın

Gelsin kulum geçsün deyu

Hele biz şöyle duralım

Yiğit isen geç a Tanrı”  mizahlı yergisi…

 

Ya bu Kızılderili Kitabesi;

 

“Yalan tohumdur; bire kırk verir.

Verdiği kırkın her biri bir tohumdur ki o da bire kırk verir.

***

Bilgi de tohumdur; bire yüz verir.

Verdiği yüzün her biri bir tohumdur ki; sana bilgelik, torunlarına da ilham verir.

***

Zeka sudur, tohumları yeşertir; yalanı da, bilgiyi de.

***

Yetenek topraktır; ne ekersen onu biçersin.

Ekmezsen üzerinde ayrık otları biter.

***

Emek güneştir; tohuma da, suya da, toprağa da hayat verir..

***

Kader çadırındaki kilim gibidir. İpligini Ulu Manitu verir, sen dokursun.

Deseni sendendir, renkleri Tanri'dan.

***

Bu kitabe okuyana ilham, yazana derman, dağıtana şans getirir.”

 

İsa’dan 2500 yıl önce yazılmış, şairi bilinmeyen, M.T. Karamustafaoğlu çevirisi bir Çin şiiri;

Gün ışıyınca
Gün ışıyınca işe başlar, gün batıncaya dek çalışırım.
Kuyumu kazar, tarlamı sürer, suyumu içer,
Ekmeğimi kazanırım.
Barış içinde yaşıyorsam,
Memleketin başındakiler, kim olursa olsun,
Aldırmam.

Yazımızı Can Yücel ‘in Tam Zamanında Yaşamak şiiriyle noktalayalım.

 

-Yemek de boş içmek de, hatta yeri gelmeden sevişmek de.

Tam zamanında öpmelisin mesela güzel gözlünü,

Tam zamanında söylemelisin sevdiğini, gözlerinin içine baka baka.

-Bisikletinin gidonunu tam zamanında çevirmelisin, düşmemek için.

Tam zamanında frene basmalı, tam zamanında yola koyulmalısın.

-Tam zamanında okşamalısın başını, o üzüm gözlü çocuğun

Hıçkırıklar tam dizilmişken boğazına, tam ağlamak üzereyken.

-Tam zamanında koymalısın elini omzuna, en sevdiğin dostunun babası öldüğünde.

Tam zamanında tutmalısın düşerken üç yaşındaki sehpaya tutunan çocuk.

-Tam zamanında acımalı yüreğin Afyon'da Hasan Ağabey'in evi yıkılınca başına

 Evsiz kalınca çoluk çocuk, ki uzatasın elini bir parça.

-Tam zamanında açmalısın kapını, hayatına girmek isteyenlere.

Tam zamanında çıkarmalısın, sevginden şımarmaya başlayanları.

-Tam zamanında affetmelisin kardeşini, biliyorsan yüreğinde kötülük olmadığını

Seni gecenin üçünde arayıp da, kafasının iyi olduğunu söylediğinde.

-Tam zamanında öğretmelisin oğluna, gerekiyorsa yumruk atmayı tam burnunun üstüne

-Tiksinmeden pisliğinden, yukarı mahallenin sümüklü bebesi misketlerini zorla almaya çalışırsa.

Tam zamanında bağırmalısın acıyınca bir yerin.

-Tam zamanında gülmelisin Kemal Sunal küfür edince filmin bir yerinde.

-Tam zamanında yatmalısın, yola çıkacaksan ertesi gün.

Ve arabayı kullanan sensen, sana emanetse çoluk çocuk ve kendin.

-Tam zamanında bırakmalısın içmeyi, son kadeh bozacaksa seni ve üzeceksen birilerini

Ertesi gün hatırlamayacaksan.

-Tam zamanında ayrılmalısın misafirliklerden.

-Tam zamanında konuşmalı, tam zamanında şarkı söylemeli, tam zamanında susmalısın.

Tam zamanında terk etmelisin, gerekiyorsa annenin babanın evini,

-Tam zamanında başka bir şehre gidip, ayaklarının üzerinde durmaya çalışmalısın.

-Tam zamanında dönmelisin memleketine.

-Tam zamanında için titremeli, tam zamanında aşık olmalı, deli gibi sevmelisin güzel gözlünü.

-Tam zamanında toplamalısın oltanı, belki de seni şampiyon yapacak, en büyük balığı kaçırmadan.

-Tam zamanında yaşlandığını hissetmeli, tam zamanında ölmelisin, ıskalamak istemiyorsan hayatı.

-Haydi şimdi kalk bakalım

Silkin şöyle bir , at üzerinden hayatın yorgunluğunu,, vakit zannettiğinden daha az

-Haydi kalk bakalım,

Şimdi YAŞAMAK ZAMANI ...

Yunus Emre’nin, Mevlana’nın, Hacı Bektaşi Veli’nin v.b. hayata yön veren, yüzlerce

sözleri var, hala içimizde yaşattığımız…

Ama bence, en doğrusu, bu özlü sözleri/deyişleri/şiirleri sadece okumak değil; anlamak, içselleştirmek, “hayata geçirmek-uygulamak” olsa gerek…

Ama “tam zamanında”….