Evet, evet, evet!
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran Ankara Güvenpark’ta başlattığı Adalet Yürüyüşü 25 gün sonra İstanbul Maltepe’de son buldu.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 15 Haziran Ankara Güvenpark’ta başlattığı Adalet Yürüyüşü 25 gün sonra İstanbul Maltepe’de son buldu.
Hak, hukuk, adalet ile özgürlüğün yollarda aranmayacağını belirterek bu yürüyüş ile mitingin evetlerini şöyle sıralayabilirim:
Evet, bu yürüyüş Türk siyasi hayatı açısından 450 km.’lik mesafede gerçekleşen ilk protesto eylemi oldu.
Evet, bu yürüyüş beklentilerin aksine, terörist grupların tüm çabalarına rağmen , güvenlik güçlerinin yoğun ve titiz çalışmalarıyla olaysız sona erdi. CHP’liler bile bu kadarını beklemiyordu.
Evet, bu yürüyüş 25 gündür Türkiye’nin gündeminden düşmedi. CHP, CHP olalı politik gündem yakaladı ve Türkiye’yi siyaseten peşinden sürükledi.
Evet, bu yürüyüş ve miting Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğunu sağlamlaştırdı. Artık bir süre parti içinde genel başkanlık tartışması yaşanmaz.
Evet, bu yürüyüş Kemal Kılıçdaroğlu’nu 2019 yılı Cumhurbaşkanlığı seçimleri için CHP’de şimdiden tek aday olarak deklare etti.
Evet ,bu yürüyüş ülkedeki muhalif kesim için aynı zamanda bir kenetlenme ve motivasyon görevi gördü.
Evet, bu yürüyüş ağabeylerin, ablaların, PKK destekçilerin yürüyüşüne ev sahipliği yaptı.
Evet, CHP tarihinin en büyük mitingini yaptı.200 bin civarında.
Evet,CHP bu kadar katılımcı karşısında rakamları havada uçurdu. İstanbul Valiliğinin açıklamasına göre yüzölçümü dikkate alınarak katılımcı sayısı 175 bin olarak açıklanırken, CHP, alanda 2 milyon var dedi.
Evet, katılımcı sayısını yüksek gösterme yarışında Milletvekilleri dışarıdaki algıyı güçlendirmek ve BBC’ye haber yarışında AK Parti’nin Yenikapı Mitingi’nin fotolarını Maltepe Mitingi diye paylaştı.
Evet, Kemal Kılıçdaroğlu bir kere daha PKK ve FETÖ’nün şehit ettiği vatan evlatlarını görmezden gelip, bu iki terörist gruba destek çıkan tutuklu vatan hainleri milletvekilleri ve sözüm ona gazeteciler için özgürlük istedi.
Evet, OHAL derhal kaldırılsın diyerek FETÖ’ye selam çaktı.
Evet, bu yürüyüş bu ülkede diktatör var diyenlere inat, 25 gün güvenliklerini sağlayan ve yardımcı olan demokratik bir iktidar ile devletin olduğunu, PKK ve FETÖ destekçileri ile kol kola giren görüntünün toplumda yarattığı tüm vicdan sızlamasına,bir kere daha ağlattığı analara karşı hoşgörünün ve tahammülün de olduğunu gözler önüne serdi.
EVET DARBENİN DIŞ AYAKLARI İŞ BAŞINDA
15 Temmuz darbesini FETÖ gerçekleştirdi. Peki FETÖ bu darbeyi yaparken dışarıdan destek aldı mı?
Bu sorunun cevabını yediden yetmişe hepimiz gayet iyi biliyoruz. Darbenin dışarıdan destek almadan yapılması mümkün değil. Özellikle darbe gecesi ve darbe sonrası yabancı ülkelerin yaptıkları açıklamalar ile giriştikleri Türkiye karşıtı tavırlara baktığımızda hangi ülkelerin bu darbeyi desteklediğini ve ya maşalarına emir verdiğini bulmak hiç zor değil…
ABD’nin o gece darbenin ilk saatlerinde yaptığı teröristlere yönelik destek açıklamasının, iki saat sonra “TC’nin demokratik mücadelesini destekliyoruz” yönündeki zıt açıklamaya dönmesi, Almanya’nın oynadığı rol, Birleşik Arap Emirliklerinin sermaye desteği , NATO ile Yunanistan’ın sığınmacıları vermemesi zaten darbenin dış desteğini deklare ediyor.
Kaldı ki NATO “Muhataplarımız tutuklandı” diyerek tarafını belli etmişti.15 Temmuz’un yıl dönümü öncesi 2. Bir Gezi olayı hayalinde olan BBC’nin 25 gün boyunca yürüyüşten canlı yayın yapması, akabinde mitingi canlı vermesi,Kılıçdaroğlu’nun İngiltere,Almanya ve ABD basınına röportaj verip “bu ülkede adalet yok” şikayetini ve makalelerini de dikkate aldığımızda EVET dış destek halen işbaşındadır.