BIST 10.219
DOLAR 32,21
EURO 34,86
ALTIN 2.444,47

Elekte misin Düştün mü?!

Kemale ermeden önce edinilen makam, para, siyasi etiket sizin değildir. Elbet bir gün bizi terk edecek ve kemalimizle baş başa kalacağız!

Hep merkeze kendimi oturtarak söylemeye ve dillendirmeye çalıştığım bir şiar vardır.

“İnsan olmanın bedeli olduğu gibi Müslüman olmanın ayrıca bir bedeli vardır.”

Müslüman teslim olan manasındadır. Allah’ın dinine teslim olana Müslüman deriz.

Lakin bizler bazı şeyleri farklı algılıyor ve yorumlamaya ve şekillendirmeye çalışıyoruz.

İslam tecdid edilemez kesinlikle.

Zira İslam dini geldiği günkü gibi taptazedir.

Tecdid edilmesi gereken durum var ise o da dini yaşamaya çalışan bizleriz.

Dini yaşamaya çalışan bizlerde zaman zaman yorulmalar olabilir.

Namaz tembelliği, nesil yetiştirememe ataleti, tesettür riayetlerine uymama ya da geniş davranma halleri vb. gibi.

Dinde bunların hiç birine verilemeyecek cevap yoktur.

Lakin yaşamaya çalışanlar şeytanın tuzağına farklı sebeplerden ötürü düşerler ve kendi cürümlerince teviller ile kendilerini dahi kandırabilecek cevaplar verebilirler.

Tuzaklar her kişinin yaşam standardı ve gücüne göre farklı hallerde hazırlanır şeytanın askerleri tarafından.

Kimine siyaset yolu ile kimine ilim ile kimine para ve makam ile yaklaşır ve tuzaklarına düçar kalmalarını sağlarlar. Bu örnekleri çoğaltabilirsiniz.

Hal böyle olunca da; Sözde ahiret iddialı ama dünyacı bir yaşam fotoğrafı sergilemiş olmaktan öte gidemeyiz.

28 Şubat döneminin horlanan bireyleri olarak dirençli olmaya çalıştık. Omurgalı duruşlar sergileyerek siyasi, içtimai, kültürel ve iktisadi hayatta şahsiyetli Müslümanlar olmanın örneklerini sergiledik.

Ama yeni nesil Müslümanları bizler; sadece o dönemin sıkıntılarını anı olarak dilimize pelesenk eyledik ve devamında ise tevil yolu ile dini tecdid etmeye çalıştık-çalışıyoruz.

Özellikle siyasi mecralarda muvazzaf görevli kardeşlerimiz tamamen kendi anlayışlarına istinaden dini tecdid edip gayretullaha dokunuyorlar.

Karşısında durduğun vakit ise mevcut apoletinin gücünü hissettirerek sana aba altından sopa göstermeye çalışıyorlar.

Sanki 28 Şubat soğuğunun yaşatmış olduğu dirayetli duruşun kendilerinde var olduğunu zannederek sadece kılıf olarak kullanıyorlar!

Lafta en büyük değerimiz İslam lakin tecdid edilmesi şartı ile!

Dostlarıma söylemeye çalıştığım önemli bir şey vardır.

Kemale ermeden önce edinilen makam, para, siyasi etiket sizin değildir. Elbet bir gün bizi terk edecek ve kemalimizle baş başa kalacağız!

Kendini yetiştiremedikçe de cesedin kemale ermesinden başka bir kamil kimliğe ulaşamaz insan.

Siyasette de, ekonomide de, içtimai hayatta da geçerli olan durum; temel manada evrensel kültüre dayalı fikir sahibi ve strateji sahibi olabilmektir.

Ne hal üzere isek karşılığını bulacağız. 

Bu hüküm doğrultusunda savrukluğumuz, dağınıklığımız, değişen hassasiyet ve dünyevileşmemizle, bozulan kalp ve niyetlerimizle bu halin devam edeceğini en azından kendime bakan yönüyle devam etmeyeceğini söylüyorum!

Şubatın soğuğunu kılıf edinen bizler bilelim ki; 28 Şubat turnusol kâğıdı gibi asıl olanla sahte olanı ortaya koydu.

Ki o zamanlara kadar, hedefi belli olan bir yapıyla mücadeleye azmetmiş Müslümanlar için tam bir elek görevi gördü.

Elek menfezinden yerlere serpilmiş olanlardan mıyız yoksa elek menfezlerini tıkayabilecek yürek ve iman büyüklüğüne mi sahibiz?