BIST 10.188
DOLAR 32,27
EURO 34,75
ALTIN 2.401,25
HABER /  POLİTİKA

Çözüm süreci neden Yalçın Akdoğan yerine Arınç'a emanet edildi?

Yeni kabinenin ilk Bakanlar Kurulu Toplantısı'ndaki yeni görev dağılımında, Başbakan Davutoğlu'nun çözüm sürecini Arınç'a emanet etmesi, "Yalçın Akdoğan" tahminlerini şaşırttı. Radikal'den Hakkı Özdal yazdı...

Abone ol

Radikal'den Hakkı Özdal, kaleme aldığı "Çözüm süreci 'devlet politikası' olurken: Neden Akdoğan değil de Arınç?" başlıklı yazısında, Başbakan Ahmet Davutoğlu başkanlığındaki 62. hükümetin ilk Bakanlar Kurulu toplantısında yapılan görev dağılımında, yaygın kanaatin, görevin Akdoğan'a verileceği yönünde olduğunun altını çizerek, çözüm sürecinin Bülent Arınç'a "emanet" edilmesinin, Akdoğan'ın isminin yer alması yönündeki yaygın beklentiyi "sürpriz"e uğratıp uğratmadığı sorusunu yanıtlıyor. Özdal, Erdoğan'ın ısrarla üzerinde durduğu "çözüm süreci"nin neden Akdoğan yerine Arınç'a verdiğine dair analizinde,Arınç ve Akdoğan'ın Kürt siyasi hareketiyle aralarındaki ilişkiyi masaya yatırarak bir "sebep-sonuç" analizi ortaya koyuyor.

Özdal'ın analizine göre; çözüm süreci konusunun Arınç'a emanet edilmesi, "son dönemlerde yaşananlar ve her iki ismin siyasal geçmişi düşünüldüğünde" gerçekten bir sürpriz değil... Özdal, analizinde Akdoğan'ın zaman zaman Yeni Şafak ve Star gazetelerindeki yazılarında ve katıldığı bazı programlarda Kürt siyasi hareketine  yönelttiğine dikkat çekiyor ve bu sebeple Akdoğan ile Kürt siyasi hareketi arasında kesin bir ‘mesafe’nin oluştuğunu vurguluyor.

Fakat Özdal'a göre çözüm sürecinin Arınç'a emanet edilmesinin tek sebebi bu değil. Analizde dikkat çeken başka bir nokta da Arınç'ın, Akdoğan ve Kürt siyasi hareketi arasındaki mesafenin aksine "olumlu bir imaj çizdiği" görüşü... Özdal'a göre, özellikle Arınç'ın Gültan Kışanak'ı kastederek "Ben de olsam dağa çıkardım." şeklindeki ifadesinin, önemli bir empati unsuru olduğu yönünde...İşte Hakkı Özdal'ın o yazısından önemli satır başları:AKDOĞAN YERİNE ARINÇ ‘SÜRPRİZİ’"Yaygın kanaat, bu göreve hükümetin yeni üyesi ve Erdoğan’ın başbakanlık dönemindeki siyasi başdanışmanı Yalçın Akdoğan’ın getirileceği yönündeydi. Zaten, daha önce sürecin koordinasyonunu yürüten Beşir Atalay’dan boşalan Başbakan Yardımcılığı'na da o getirilmişti. Ama beklenenin aksine, bu görev Bülent Arınç’a verildi. Peki bu gerçekten bir ‘sürpriz’ miydi? Son dönemlerde yaşananlar ve her iki ismin siyasal geçmişi düşünüldüğünde pek değil.GEREKÇE, ‘KÜRT SİYASETİYLE DAHA İYİ DİYALOG’ MU?KCK operasyonlarının sürdüğü ve hükümetin Kürt sorununa yönelik ‘sert’ bir tutum izlediği dönemlerde Yalçın Akdoğan, kimi zaman Yeni Şafak ve Star gazetelerinde çıkan yazılarında ve katıldığı programlarda Kürt siyasi hareketine ağır eleştiriler yöneltmiş, o cepheden de yine ağır şekilde eleştirilmişti. Bu durumun yarattığı ‘mesafe’ nedeniyle, Akdoğan isminin, özellikle Kürt tarafında çözüm süreci açısından olumsuz bir mesaj olarak algılanabileceği açıkça dile getiriliyordu.Peki ‘Arınç’ın Kürtler üzerindeki olumlu etkisi’ nereden geliyor?‘BEN DE OLSAM DAĞA ÇIKARDIM’AKP’yle Kürt siyasi hareketinin en sert şekilde karşı karşıya geldiği dönemlerde dahi bu konuda ‘en sivri’ açıklamaları yapan hükümet yetkilisi Arınç değildi. Ancak esasen iki kritik demeci, onunla Kürt siyaseti arasında zımni de olsa bir yumuşama getirdi. İlki 16 Aralık 2012 günü Kanaltürk’ün Ankara temsilcisi Faruk Mercan’a söylediği sözlerdi… Arınç, “Ben BDP ’li bir kadın milletvekiline çok kızıyor, çok beddua ediyordum; ama onunla ilgili bir hatırayı dinledim. Genç kızken Diyarbakır Cezaevi'nde o kadar ahlaksızca işkenceye maruz kalmış ki ben de aklıma gelse dağa çıkardım” demişti. Arınç dönemin BDP Eşbaşkanı Gültan Kışanak’ı kast ediyordu. Kışanak da ertesi gün, Arınç’ın sözlerindeki ‘beddua’ kısmını eleştirmiş ama ‘empati kurmasının’ önemine dikkat çekmişti.Yazının tamamını okumak için tıklayın