BIST 8.718
DOLAR 32,34
EURO 35,16
ALTIN 2.245,23
HABER /  GÜNCEL

Arınç'tan erken seçim için iddialı kehanet!

Koalisyon seçenekleri yaşama geçmezse sandığa gidileceğini vurgulayan Bülent Arınç "Ne zaman bir seçim yapılırsa AK Parti yine tek başına iktidara gelecektir" dedi.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, olası bir erken seçimde AK Parti'nin tek başına iktidara geleceğini iddia ederken seçmenin kaos ile istirar arasında birtercih yapacağını söyledi.

Mardin Valiliği'nin ziyaretinin ardından Fuat Yağcı Camisi'nde öğlen namazını kılan Bülent Arınç, esnaf ziyaretinde bulunduktan sonra vatandaşlarla sohbet etti. Arınç, "Ya AK Parti ile hükümet kuracaklar ya da kendileri kuracak. Kuramazlarsa milletimize diyeceğiz ki, verdiğiniz karar buydu. Biz hükümet kurmak istedik ama bunlardan hükümet kurmak mümkün olmadı. Yapılacak tek şey seçime gitmektir. Ey millet, sen kararını ver, ya kaos ya istikrar. Milletimiz kararını verecek. Biz onun vereceği karara bu günden saygılıyız" dedi.

Buradaki şartların, batı illerindeki gibi olmadığını belirten Arınç, şöyle konuştu:

"Eşit imkanlarla bir seçim olmadı. Daha fazlasını da söylemek istemiyorum. Çünkü netice itibariyle sandıktan çıkan sonuç budur. Bu sonucu kabullenmekten ve halkın takdirine saygı göstermekten başka da yapacağımız yoktur. İnsanlar doğru ya da yanlış kararlar verirler. Biz hakim değiliz. Doğruluğunu veya yanlışlığını tartışacak durumda değiliz. Madem ki millete gidiyoruz, milletin oyuyla sandıktan çıkıyoruz o zaman o karara saygı duymak ve bunun gereğini yapmak gerekir."

"20 MİLLETVEKİLİ DAHA OLSA..."

Arınç, "Seçim sonucunda tek başımıza iktidar olamadık ama 258 milletvekili çıkardık. CHP'nin 2 misli, MHP ile HDP'nin 3 misli milletvekili çıkardık.  20 milletvekili daha olsaydı, biz elbette tekrar tek başına iktidar olabilecektik" dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, şunları kaydetti:

"Eğer HDP barajı aşmamış olsaydı veya bir şekilde aştırılmamış olsaydı demokratik ölçüler içerisinde o zaman CHP yüzde 30, MHP yüzde 20 alsa bile biz asgari 290 milletvekili ile yeniden iktidar olurduk. Ama seçim öncesi büyük bir proje olarak bir partiye barajı aştırmak niyeti ile çalışmalar yapıldı. İçeriden ve dışarıdan desteklendi. Türkiye'nin şartları onlar için uygun hal getirildi. Bunu bahane aramak için söylemiyorum. Hatta bir koçbaşı gibi kullanıldı. Bütün muhalefet buna destek verdi. Bu sonucu değiştirmiyor. Ama bizim şartlarımızla diğerlerinin şartları arasında bir eşitsizliği göstermek için söylüyorum."

"AK PARTİ YİNE TEK BAŞINA İKTİDARA GELECEK"

Seçimin ardından çıkan tablo nedeniyle seçmenin büyük şaşkınlık yaşadığını işaret eden Arınç, "Ne zaman bir seçim yapılırsa AK Parti yine tek başına iktidara gelecektir. Bundan 3 ay sonraki seçimi kastetmiyorum. Ne zaman olursa.  'Biz bu kadar da destek olmamıştık, tahmin etmemiştik. Türkiye'de istikrarın bozulmasını biz de arzu etmiyoruz. Biz sadece AK Parti'nin kulağını hafifçe çekelim, demiştik. Bir de baktık ki kulak elimizde kaldı' diyenleri çevrenizde duyuyorsanız, bu demektir. Biz de bu seçimden ders çıkardığımız takdirde ki çıkardık, çıkarıyoruz. Bazı yanlışlıkları düzeltmek, bazı eksiklikleri gidermek bazen de böyle fantezi halinde yürüyen bir takım gerçeklerin olduğu gibi görünmesini temin etmek istiyoruz" diye konuştu.

"YA İSTİKRAR YA KAOS"

Bülent Arınç, seçimde bazı yerlerde yapılan tehdit ve baskıların olumsuz sonuç verdiğini vurgulayarak, bazı müşahitlerin  "Kusura bakmayın, hayati tehlike altındayız. Görevimizi yapamayacağız, bizi anlayın" dediğini ve kartlarını bırakmak zorunda kaldığını anlattı.

Arınç, "Burada hükümetin sorumluğunda olan işler vardır, vatandaşın yapması gereken işler vardır. Bütün bunları analiz ediyoruz. Önümüzdeki seçimde inşallah bu olumsuzlukların hiçbirini bir daha görmeyeceğiz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Normal şartlarda yapılacak seçimin galibi de başka güven duyulacak, iktidar yapılacak başka bir parti olmadığına göre bu AK Parti olacaktır. Biz halkımıza 'Bizden daha iyisini buluyorsanız onu seçin ve tek başına iktidar yapın. Böyle 3-5 partili koalisyonlardan Türkiye bir şey kazanmaz' dedik ama bu olmadı. Şimdi bunlar ya AK Parti ile hükümet kuracaklar ya da kendileri kuracak. Kuramazlarsa milletimize diyeceğiz ki; Verdiğiniz karar buydu. Biz hükümet kurmak istedik ama bunlardan hükümet kurmak mümkün olmadı. Yapılacak tek şey seçime gitmektir. Ey millet sen kararını ver; ya kaos ya istikrar. Milletimiz kararını verecek. Biz onun vereceği karara bu günden saygılıyız."

"ALLAH'IN İZNİYLE YİNE İKTİDAR OLACAĞIZ"

Arınç, Türkiye'deki 30 büyükşehir belediyesinin 18'inin AK Partili belediyeler tarafından yönetildiğini, AK Parti'nin 76 ilden milletvekili çıkardığını anımsattı.

CHP ve MHP'nin 35 ilde, HDP'nin de 14 ilde milletvekilinin bulunduğunu vurgulayan Arınç, şöyle dedi:

"Türkiye'nin her yerinde biz varız. 5 ilden çıkaramadık ama orada da ikinci partiyiz. Bu açıdan baktığınız zaman yüzde 41'le başarılı bir sonuç aldığını söyleyebiliriz. Çünkü en zayıf halimiz yüzde 41 ise bunu Türkiye'de bugüne kadar sadece 3 parti geçmiş dönemlerde kazanabildi. Şu kadar yıl geçti yüzde 41 oy alan başka bir parti olmadı. Her an hükümet kurabiliriz. Her an bir seçimde 4-5 puan aldığımızda ki hedefimiz her zaman yüzde 50 olmuştur. Allah'ın izniyle yine tek başımıza iktidar olacağız. Bundan daha geriye gidiş yok."

Başbakan Yardımcısı Arınç, öncelikli görevlerinin hükümet kurmak olduğunu belirterek, hükümetin kurulmaması durumunda seçime gidilmesinde fayda bulunduğunu ve parti olarak buna hazır olduklarını kaydetti.

"İKTİDAR İÇİN KURULMUŞ BİR PARTİYİZ MUHALEFETE İŞİMİZ YOK"

İktidarın zor olduğunu ve ateşten gömlek giymeye benzediğine vurgu yapan Arınç, şunları söyledi:

"Maaş ödeyeceksin, sağlık gideri yapacaksın, bir olay oldu mu? diye bakacaksın, dış politikadan sorumlu olacaksın, Çözüm Süreci ne olacak? Başkaları rahat, bir eli yağda bir eli balda. Eleştirmek kolay, iş yapmak icraat yapmak zor. Biz iktidar olmak için kurulmuş bir partiyiz, muhalefette işimiz yok. Çünkü ancak iktidarda hizmet yapabiliriz. Bizim siyaset anlayışımız toplumun sorunlarını çözmektir. Toplumun taleplerini karşılamak, özgürlükleri genişletmek ve demokratikleşmeyi sağlamaktır. Devlet dediğin zaman millet, jandarmayı, cezaevini hatırlamayacak. Devlet nedir diye sorulduğunda 'yol, hastane ve köprüdür' diyecek. Biz onu yaptık."