BIST 9.717
DOLAR 32,50
EURO 34,91
ALTIN 2.440,05

2016 Bütçe görüşmelerinde sanat/kültür yine yok!...

2016 bütçesinin görüşmelerini takip ediyor musunuz? Ben sıkça Meclis TV takip ediyorum, memleketin halini ortaya çok iyi koyuyor ve bazen karamsarlığa bile yol açabiliyor.

2016 bütçesinin görüşmelerini takip ediyor musunuz? Ben sıkça Meclis TV takip ediyorum, memleketin halini ortaya çok iyi koyuyor ve bazen karamsarlığa bile yol açabiliyor.

Neden derseniz?

Hep aynı savunmalar, aynı görüşler,  aynı suçlamalar…

TİP sölzşmeli kadro karşılığı çalışan sanatçılarda birleşerek, partilere kendileri ile ilgili özlük haklarını iyileştirmek için yazılar/raporlar göndermişler.

Gerekçelerini yazmışlar…

Ne yapacaklarını belirtmişler…

Şahsen görüşmüşler…

“Olurmu” denmiş, “sanatçılara yapılır mı?” denmiş, “biz çözeriz/yardımcı oluruz” denmiş, “Mecliste dile getireceğiz” denmiş, yani…sözler almışlar?

Onlarda Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesinin görüşüleceği 02 Mart 2016’da TV’nin başına geçmişler.

Saat olmuş 18.00, MV sadece; İçişleri Bakanlığı,Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine konuşuyorlar…

Sn.F.Sağlar, Sn.M.İsen ve bir MV daha söz aldı, sanatın,kültürün güzelliğinden/zenginliğinden bahsederken, hop süre doldu.

Her partiden yaklaşık olarak 10 kişi konuşma yaptı.

Vurgulanan başlıklarlardan bazıları şöyleydi: “Bizimle dünyanın rekabet edemeyeceği ve kökü bizde olan tek şey kültür turizmidir”, “Tarihi, kültürel, doğal güzelliklere ve turizmin çeşitlenmesine imkan sağlayan nadir görülebilecek bir coğrafi yapıya sahibiz”, “Türkiye, her alanda gelişen ve büyüyen, güçlü ve itibarlı yapısı, istikrarlı demokrasisi, üreten ekonomisi, kültürlerin ve medeniyetlerin kavşağı olan konumuyla önemli bir cazibe ve turizm merkezi hüviyetindedir”, “Yüzlerce yıl öncesinden gelen kadim bir medeniyetin üyeleriyiz”

Güzel değil mi?.. Yeterli değil mi?!..

Ya, arkadaş, bu ülkedeki sanat kurumlarının/sanatçıların, kültür insanlarının sorunları yok mu?

Varda neden, farklılık yaratıp onlara destek olmuyorsunuz?

Varsa yoksa terör?

Terör elbette önemli, ülkemizin en önemli sorunu, ama, her gün Genel Başkanlarınız ya da Grup Başkan Vekilleriniz aynı söylemleri zaten yapıyorlar.

Anlarız, 10 kişiden dördü İçişleri, dördü Sağlık  Bakanlığı ile ilgili konuşsun, ama ikiside kültür ve sanat için konuşssun birader…

Bütçe ile ilgili söz alıp, hikaye/kısas/yaşadıklarını anlatan MV’ne ne demeli?!

Kürsü; sohbet, hikaye veya akıl verme yeri mi?

Milletin sorunlarını dile getirerek  çözüm yeri mi?

Partiler;  MV ne konuşacaklar, hangi sorunları dile getirecekler diye sözcüleri takip etmiyor mu?

Kendilerine gelen sorunları konuşmacılara paylaştırmıyor mu?

Hadi paylaşmıyorlar, diyelim, Sn. MV; hiç konsere, tiyatroya, gitmez mi?

Sanat kurumlarına,konservatuarlara  uğramazlar mı?

MV’nin hiç mi sanatçı dostları/arkadaşları  yok?!.

Kısaca;

Her zaman olduğu gibi, Mecliste, maalesef  yine kültür/sanat yoktu!!

Zaten Mecliste kültür/sanat adamı yok!..

Varsa yoksa hukukçu!...

“Sanatın, kültürün, sorunların çözümünde odak noktasında” olduğunu bilen de yok!…

Terörün panzehirinin; sanat ve spor olduğunu bilen de yok!..

Ama,söylemlerde; kültürümüzün zenginliğinden, musıkımizin büyüklüğünden, Mevlana’dan, Aşık Veysel’den, Yunus’tan, Yusuf Has Hacip’ten, Yaşar Kemal’den v.b. kullanmak oy getiriyor.

Bu kültür değerlerini, yaşatan, söyleyen, çalan insanların sorunlarını çözmek ise yok; sevmek sadece söylemlerde kalıyor ve kalacak gözüküyor…

Üzülmemek elde değil…

Sanatçıların istedikleri de; yönetmelik değişikliği, yönetmeliğe madde ekleme v.b. kanun teklifine gerek olmayan işler.Çünkü, en çok mağduriyete uğrayanlar; konservatuar sanatçı öğretim elemanları. İstekler şunlar;

1/2016 Mali yılı ile birlikte, sanatçılara/konservatuar sanatçı öğretim elemanlarına yıl içinde verilen 6 ikramiyenin, maaşlara katılarak, emeklilik ikramiyesine ve ücretlerine/maaşlarına yansımasının sağlanması.  (Devlet topluluklarında 2 teşvik ikramiyesi, ilgili ay içinde aksamadan ödenirken, konservatuar sanatçıları 5 imza kademesi yüzünden 5-6 ay sonra alabiliyorlar. Amaç, mağduriyetin giderilmesi için bu imzaların kaldırılıp, sadece rektörün imzası ile teşviklerin o ay içinde ödenmesi.

Veya, TRT’de olduğu gibi, ikramiyelerin (teşvik dahil) maaşa katılarak imza olaylarının, mağduriyetin, beklemenin önüne geçilmesi.

2/ Kadro karşılığı TİP sözleşmesi ile çalışan Devlet  Sanatçıları gösterge rakamı 3600. Dolayısı ile  emekli olduklarında maaşlarının yarıya düşmesi nedeniyle mağdur oluyorlar ve emekliliklerini uzatmak zorunda kalıyorlar. Bu nedenle gösterge  rakamının TRT sanatçılarında olduğu gibi  Müsteşar Yardımcısı  seviyesine (6400'e) yükseltilmesini istiyorlar. Amaç; hem emekliliği özendirmek, hem de yeni yetişen gençlere kadro açılarak dinamizm getirmek.

3/ 05.11.2014 tarih, 6564 sayılı “ Yükseköğretim Personel Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” la akademik personele “Yükseköğretim Tazminatı” adı altında ödeme yapılması için açıklanan listeye; (g) fıkrası açılarak; 

“Üniversitelere bağlı Devlet/Türk Musıkisi Konservatuarları  sanatçı öğretim elemanları da yararlanacaktır” ibaresi eklenmesi istenmektedir.. Her şeyi ile akademik sayılan konservatuar sanatçı öğretim elemanlarına bu zam verilmeyince, akademik teşvik içinde başvuru yapılamamaktadır.Maliye Bakanlığı, bunun Bakanlar Kurulu kararı olduğunu, madde konulmadığı müddetçe sanatçıların mağdur olacağını belirtmiştir.Mağdur olan sanatçı sayısı toplam 300 civarındadır.

Söyler misiniz? Bu maddeler de yanlış olan bir şey var mı?

Hayata geçirilse; kurumlar rahatlar mı?

Üretim artar mı?

Paylaşım çoğalır mı?

Emeklilikte maddi olarak rahat yaşamak sanatçıların hakkı değil mi?

Konservatuar mezunu gençlerin korolara girmesi ile istihdamları sağlanmış, dinamizm getirilmiş olmaz mı?

“Yönetimlerin görevleri çalışanlarının mağduriyetlerini gidermek” derler de, sanat/kültür alanı neden göremiyor?…

Not: Bakanlıkta kültür önce gelecek dediği belirtilen  Bakan Sn.Ünal, 2016 bütçe konuşmasında sadece yapılan/yapılacaklardan bahsetti, ama konuşmasının çoğu turizim ağırlıklıydı, “sanatçıların hiçbir sorundan, beklentilerden, özlük haklarının iyileştirilmesinden, emeklilikten” bahsetmedi.

Bazı başlıklar: “Sanatı halkla buluşturacak bir şehir kültür ve sanat yönetimi kurulmasını hedefliyoruz”, “Gençlerin kültür ve sanat girişimlerinin desteklenmesi için bu yıl 50 milyon lira bütçe ayırdık.” “Şehirlerin dünü ve bugününün bütüncül bir yapıda korunması ve yaşatılması, şehir hafızasının güncellenmesi, şehrin tarihi ve kültürel mirasının ortaya çıkartılması, geleneksel ve modern sanat ile kültür girişimlerinin desteklenmesi, sanat ve sanatçıya verilen desteklerin artırılması ile sanatı halkla buluşturacak bir şehir kültür ve sanat yönetimi kurulmasını hedefliyoruz”, “Şehirlerdeki kültür girişimcileri ve kültür endüstrilerini hibe ve kredilerle destekleyip, istihdam ve yaşam kalitesini artırmayı amaçlıyoruz.”, “GENÇDES Programı ile bir ilki başlatmaktayız. Gençlerin resim, karikatür, minyatür, ebru, heykel, seramik, kabartma, halk müziği, klasik müzik, tiyatro, sinema, opera, müzikal, kukla, gölge oyunu, orta oyunu, bale, halk dansları, roman, hikaye, şiir, senaryo gibi kültür ve sanat girişimlerinin desteklenmesi için bu yıl 50 milyon lira bütçe ayrılmıştır”

Sn.Ünal’a güvenmek istiyoruz, ama, Meclis'teki görüşmeler sırasında Sn. Bakan konuşurken; “zaten bakan sıralamasında da son bakanlık”, “olsa da olur olmasa da”, “bu bakanlıkta rant yok”, “kültür/sanat boş işler” v.b. düşünenler çokmuş ki, değerli  milletvekilleri yemeğe gitmiş, dolayısıyla  Sn. Ünal, bir süre boş sıralara konuşmuş.

İşte size öz ve öz  sonuç!…

Maalesef..Sanatçılar olarak….Yastayız!!!!

ZAMANSIZ YASTAYIM BEN BU ARALAR


BİR DELİ FIRTINA ESER BAŞIMDA

ZAMANSIZ YASTAYIM BEN BU ARALAR

KEDERİM İÇİMDE AKMAZ  YAŞIMDA

ZAMANSIZ YASTAYIM BEN BU ARALAR


BİRİKTİ CÜMLELER BİR YIĞIN OLDU

SÖYLEMEK İSTEDİM DİLİM LÂL OLDU

GÖNLÜMÜN ÇİÇEĞİ GONCAYKEN SOLDU

ZAMANSIZ YASTAYIM BEN BU ARALAR


BİLDİĞİM YOLLARDA KAYBOLUP DURDUM

ŞU DERTLİ BAŞIMI TAŞLARA VURDUM

GARİP BİR FÂNİYDİM BEN ÇOK YORULDUM

ZAMANSIZ YASTAYIM BEN BU ARALAR (Fatoş Koçarslan / 12 Şubat 2016)

siyasetÇİDEN beklenen…

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, son “bebek” olayından sonra derhal görevinden istifa etmelidir. Bu ve benzeri konular Türkeş AK Parti’ye geçmeden önce zaten biliniyor, konuşuluyordu. Biz İstanbul’da duyuyorduk!.. Herhalde AK Parti, seçimi kurtaralım sizseti ile; “olay ortaya çıkıncaya kadar idare ederiz, nasıl olsa duyulur, bizden günah gider” diye düşünülmüştür. (Daha öncede yazdım, S.Türkeşin AK Parti’ye getirdiği bir oy  kesinlikle olmamıştır.) Hükümetin ağrıyan karnı olacak demiştim. Artık beklenen yapılmalıdır. (Allah mesut etsin, özel hayatlar, kişiler üst görevlerde olmadığı müddetçe kimseyi ilgilendirmez.) Devlet görevlileri örnek olmalı, devlet adamı “sorumsuzluğu” kabul etmemeli. Her görevin sorumluluğu vardır, taşıyamayan bu görevlere talip olmamalı, ya da koltuğu işgal etmemelidir. Yalnız, sırada -çok bilinen ama henüz dillendirilmeyen- başkalarının olduğu da konuşuluyor….belirtelim.

ÖNEMLİ DUYURU

“23. İstanbul Türk Müziği Günleri” programı içinde yer alan, 11-13 Mayıs 2016 tarihlerinde düzenlenecek “Müzikte Metodoloji ve Müzikle İletişim Uluslar arası Sempozyumu” başvuruları 08.02.2016 akşamına kadar uzatılmıştır. (/haber-4437Culuslararasi_muzikte_metodoloji_ve_muzikle_iletisim_sempozyumuna_cagri.html)


GÜNÜN SÖZÜ

Müziksiz film bomboş bir bardağa benzer, o bardağı dolduran müziktir. Bardak her daim dolu olsun ki, verim alınabilsin. Mesela bir elbise giydiğinizde aksesuar ile onu zenginleştirirsiniz. Müzik de sinemayı aynı o şekilde zenginleştirir. Filmler için yapılan can alıcı müzikler, filmlerin daha fazla izleniyor oluşunun başlıca sebebidir. Bazen film yapımcıları içeriği vasat olan filmlere yerli yerinde müzikler seçmeye çalışarak filmi kurtarmaya çalışıyorlar. Bu; büyük bir hata, çünkü müzik bir kurtarıcı değil, tamamlayıcı bir öğedir. Filmlere renk katan müzikten başka nedir ki? (Arzu Çevikalp/Habertürk)