BIST 10.192
DOLAR 32,26
EURO 34,78
ALTIN 2.398,73

1 Mayıstaki İnsan Hangisi!?

Allah günah işleme kabiliyeti olmayan meleklerle, hiç sorumlu olmayan hayvanları yaratmıştır.

“İnsan” kelimesi Kur’ân-ı Kerim’de doksan defa zikredilen bir isimdir.

Birbirleriyle yakınlık ve ünsiyet kurdukları için “üns” kelimesinden türetilmiştir. Bu açıdan toplum hayatından uzak yaşayacak bir özellik taşır.

Bu kelimenin bir başka kökü ise “nisyan”dır.

Nisyan, yani unutkanlık, insanların ataları olan Hz. Âdem’den (a.s.m.) miras kalan bir özelliktir.

“Biz Âdem’den ahit almıştık, ancak o unuttu ve biz onda bir azim bulmadık.” (Tâ hâ Sûresi/20:115)

Allah Kur’an’da insanın yaratılışının mucizevî bir biçimde olduğunu haber verir.

İlk insan, Allah’ın çamuru şekillendirip insan bedeni haline getirmesi ve ardından bu bedene ruh üflemesiyle yaratılmıştır:

Hani Rabbin meleklere: “Gerçekten ben, çamurdan bir beşer yaratacağım” demişti. “Onu bir biçime sokup, ona ruhumdan üflediğim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın.” (Sâd Sûresi/38: 71-72)

Birçok ayette insanın, ibret almak için, bizzat kendi yaratılışına dönüp bakması öğütlenir. İnsanın nasıl var olduğu, var olurken hangi aşamalardan geçtiği detaylı olarak tarif edilir.

İnsan İlahi özüyle evrenin hem çekirdeği hem meyvesidir. 

İnsan maddesiyle topraktan, ruhuyla yaratıcı Ruh’tan gelmektedir. İnsan bu dünyada bir çekirdek olan özünü İlahi sevgiyle filizlendirmek durumundadır.

Bir bilgenin deyimiyle insan şunu düşünmelidir: Ten, sana topraktan emanettir. Ben, (öz) sana kimden emanettir.” 

Bir başka bilgenin şu sözleri de düşünülmeye değer: Sen sende olmak istersin Sende olan nerde olmak ister, bilir misin?”

Ahengi bozmaya çalışan korsan eller ise bu hakikatin yanında çok sönük kalır.

Dünyaya bakış ve dünyayı algılamada insanlar farklı farklı, çeşit çeşit, tabaka tabaka…

Dünyada yaşayan insanları genel hatlarıyla iki tabaka başlığı altında tasnif edebiliriz:

Birinci tabaka: Büyük ruhlar, kâmil kalpler, müstakim akıllar, münevver idrakler, safi fıtratlar, hasbi ve samimi gönüllerdir.

İkinci tabaka: Düzensiz kalpler, habis ruhlar, dar kafalar, sefih, serseri, lakayt ve laubali fıtratlardır.

Tarih boyunca birinciler, dünyayı bir tarla, bir kışla, bir misafirhane olarak gördüler.

Onların ikliminde dünya bir han. İnsan da o handa kalan bir yolcu.. yolcuya yolu gerek; asıl mekan, gerçek mekan gerek.

Allah günah işleme kabiliyeti olmayan meleklerle, hiç sorumlu olmayan hayvanları yaratmıştır.

Bu iki varlıktan başka, hem melekleri geçecek kadar mükemmel, hem de aklı olmayan hayvanlardan daha aşağı olacak kadar kötü olma özelliğindeki insanı yaratmıştır.

İşte böyle bir varlığın hangi özellikleri taşıdığının anlaşılması için şeytan yaratılmıştır.

İnsan denen varlığın iyi ve kötü huylarının birbirinden ayrılması, iyi huylu Ebubekir (r.a) ile kötü ruhlu Ebu Cehil’in anlaşılması için Allah şeytanı ateşten yaratmıştır.

Kendi yaratılışına dönüp baktığında 1 Mayıs işçi bayramı adı altında gerçekleştirilen etkinliklerde gördüklerimiz sizce hangi tabakaya girebilir?