BIST 10.215
DOLAR 32,35
EURO 34,85
ALTIN 2.381,71
HABER /  GÜNCEL

Zaman'ın Suriye haberi Davutoğlu'nu çok kızdırdı

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, düşürülen Suriye uçağıyla ilgili muhalefetin ve Zaman gazetesinin eleştirilerine cevap verdi.

Abone ol

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Suriye uçağının düşürülmesini seçim manevrası olarak gören cemaat medyasını Suriye rejiminin ağzıyla konuşmakla suçladı.

Davutoğlu, Suriye'de düşürülen uçak sonrası hükümete yönelik eleştiriler hakkında konuştu:

SINIRIMIZI 1 KİLOMETRE İHLAL ETMİŞTİR

"Olayın seyri çok açıktır. Bugün bazı yayın organlarında gördüğüm hususlar konusunda çok açık bir ifadeyle dile getirmek isterim ki; Suriye uçağı, sınırımızı 1 kilometre derinliğinde ihlal etmiştir. Bu konuda elimizde çok güçlü deliller, zaten Genelkurmay Başkanlığımızca tüm çalışmalar da yapıldı. Türkiye Cumhuriyeti devletinin caydırıcı gücü, barışın da teminatıdır. Bu caydırıcı gücü test etmeye kimsenin kalkmaması, cüret etmemesi gerekir. Angajman kuralları bilinirken bizim sınırımızı uyarılara rağmen ihlal edilmeye kalkışılırsa bunu cevabı açıktır ve cevabı verilmiştir."

Uçağın düşürülmesinin seçim manevrası oldğu yönündeki haberlere tepki gösteren Davutoğlu, şunları söyledi:

İHANETTİR

Suriye hava kuvvetlerine gelin bizim sınırımızı ihlal edin diye davetiye mi çıkarmış hükümetimiz. Sınır ihlal edilmiş olsaydı, seçimlere az bir süre kaldı göz mü yumalım deseydik. Bunlar ciddi devlet anlayışıyla bağdaşmaz. Kılıçdaroğlu'nun ifadesi vardı, muhalefet lideri olarak ancak daha sonra CHP sözcüsünün ifadeleri gerçekten üzüntü vericidir. Hiç kimsenin Türkiye'nin haklılığı konusunda şüphe uyandırıcı beyanlarda bulunmaması lazım. 

Hele hele bazı yayın organları ki bu Suriye'ye yönelik yardım TIR'larıyla ilgili konularda çok açık bir şekilde neredeyse Suriye rejiminin ağzıyla Türkiye'yi teröre yardım eden bir ülke konumunda göstermeye çalışan bazı yayın organlarının şimdide yine Suriye rejiminin ağzıyla bunu seçim manevrası gibi yansıtmaya çalışması her şeyden önce hem ciddiyetsizliktir, hem devletin bu konudaki kararlı her zaman takdir edilen ilkeli tutumuna aykırı bir tavırdır. Bunu hiç bir şekilde mazur göstermek mümkün değildir.

SANKİ SURİYE REJİMİNİN SÖZCÜSÜ

Devletin sınırları bütün vatandaşların sınırlarıdır, onurudur. Hükümetimiz ve silahlı kuvvetlerimiz bu onuru korumuşlardır. Bu konuda yayınları gördüğümde bazı yayın organlarını bugün okuduğumda sanki Suriye rejiminin sözcüsü gibi davranıyorlar.

Seçimlerle ilgili hiçbir kaygı veya bu anlamda seçim güvenliği konusunda hiçbir mesele yokken, açık bir şekilde elimizde bütün verilerle sınır ihlali yapılmışken, bu olayları seçimle irtibatlandırmak, basiretsizlik ve art niyetliliktir. Biraz daha ileri gidersem, açık söyleyeyim, bunu vatana sadakatle uzlaştırmak mümkün değildir ve ihanettir."

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Süleyman Şah Türbesi'ne ilişkin gelişmelerle ilgili olarak da şunları söyledi:

 "Son dönemde Süleyman Şah Türbesi etrafında ortaya çıkan güvenlik problemleriyle ilgili silahlı kuvvetlerimiz, ilgili tüm birimlerimiz her türlü tedbiri almıştır. Bu son olay da göstermiştir ki; her han her türlü riskle karşı karşıya kalabiliriz. Devlet olmanın bir gereği olarak da bu risklerin tümünü hesap ederek ve olabilecek bütün senaryolara hazırlıklı olmak bir şarttır. Herkes bilir. Suriye rejimi de, alandaki bütün gruplar da bilmelidirler ki; Türkiye topraklarına herhangi bir şekilde söz konusu olabilecek bir yanlış yaklaşım veya müdahale, cevabını, mukabelesini görür ve oradaki Mehmetçiklerimizin güvenliği, bizim için 75 milyon vatandaşımızın güvenliğidir. O bakımdan her türlü tedbir alınmıştır. Şu anda durum orada stabildir, yani bir hareketlilik görülmüyor."

MISIR'DA 520 KİŞİ HAKKINDA İDAM İSTENMESİ

Bakan Davutoğlu, konuşmasında Mısır'da 20 dakika süren duruşmada darbe karşıtı 529 kişi hakkında idam cezası verilmesine  de değinerek, "Aslında bu karar dahi, Mısır'da söz konusu olan sürecin, darbe sonrası ortaya konulan yaklaşımın, sürecin ve darbe yönetiminin nasıl anti demokratik ve nasıl hukuktan uzak olduğunu ortaya koyuyor. Eğer bir ülkede 529 kişi idama mahkum edilmişse, o zaman şunu da sormak gerekir; Rabiatu'l Adeviyye Meydanı'nda şehit olanların hesabını kim verecek? Bu anlamda gerçekten üzüntü verici bir gelişme" şeklinde konuştu.