BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Yunanistan Arınç'a destek geldi

Bülent Arınç'ın casus belli kaldırılsın çağrısına karşılık Yunan Dışişleri Bakanı'ndan geldi. Yunan bakan açıklamaların ilişkiler için çok önemli olduğunu belirtti.

Abone ol

Yunanistan Dışişleri Bakanı Petros Molivyatis, TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın 'casus belli (savaş nedeni) kararı kaldırılsın' açıklamasını ilişkilerin normalleşmesi yönünde atılmış önemli bir adım olarak gördüğünü söyledi. Türk-Yunan ilişkilerindeki gelişmenin silahlanma konusuna da yansıması gerektiğini belirten Molivyatis, Kıbrıs konusunda da Annan Planı'nı temel alan müzakereler yapılması gerektiğine işaret etti. Yunanistan Dışişleri Bakanı Petros Molivyatis, yarın başlayacak iki günlük Ankara ziyaretinin amacının ikili ilişkilerin geliştirilmesine devam etme iradesini teyit etmek olduğunu söyledi. Molivyatis, ziyareti öncesi Anadolu Ajansı'nın Türk-Yunan, Türkiye-AB ilişkileri ve Kıbrıs konusuna ilişkin sorularını yanıtladı. A.A: Ankara'daki temaslarınızın gündemi hakkında bilgi verir misiniz? Molivyatis: Ankara ziyaretimin amacı, Yunan hükümetinin, ki bu aynı zamanda Yunan halkının da arzusudur, ikili ilişkilerimizin geliştirilmesi çabalarına devam etme iradesini teyit etmektir. Ben, bu iradenin Türk hükümeti ve halkı tarafından da paylaşıldığına inanıyorum. Bu çerçevede, hedeflerimizden birisi, ticaret, enerji, turizm ve benzeri ekonomik sektörlerde, işbirliğimizi daha da güçlendirmektir. Ankara'daki görüşmelerimin gündemi kuşkusuz, son yıllarda sürekli bir biçimde gelişen, ikili ilişkilerimizin bir değerlendirmesini içerecektir. Şüphesiz, AB içindeki gelişmeler ve Türkiye'nin AB ile ilişkileri de gözden geçireceğimiz önemli konular arasında olacaktır. Bunun dışında, beklenileceği gibi sevgili dostum Sayın Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile bölgemiz, Balkanlar ve Doğu Akdeniz'deki gelişmelere ilişkin görüş alışverişinde bulunmayı büyük bir ilgi ve sabırsızlıkla bekliyorum. Ele alınması sürpriz oluşturmayacak bir diğer konu da Kıbrıs'ın tekrar birleşmesi sürecinin başlaması olasılıklarını ele almamız olacaktır. Ben, kişisel olarak, hepimizin mümkün olduğunca, sürecin bu kez başarılı olması için çalışmak zorunda olduğumuza inanıyorum. A.A: Şu an Türk-Yunan ilişkilerinde en fazla baskısı hissedilen konu nedir? Molivyatis: Ben, samimi olarak Türk-Yunan ilişkilerindeki en önemli konunun, ikili ilişkilerimizin tam olarak normalleşmesi yönündeki çabalarımızın pürüzsüz bir biçimde devamını sağlayan, iyi ortamın her gün güçlendirilmesi olduğuna inanıyorum. İlişkilerimizdeki iyi ortamı olumsuz olarak etkileyebilecek ya da birbirimizle iletişimimizdeki güven düzeyini azaltabilecek her konu birinci öncelikli mesele olarak ele alınmalıdır. Bu noktada, ülkelerimizin, ki her ikisi de ekonomik zorluklarla karşı karşıya, hergün askeri aktivitelere büyük paralar harcamaları bizi özellikle endişelendirmelidir. Neticede bunlar her iki ülkenin de iyi bilinen pozisyonlarına hiçbir şey eklememektedirler. A.A: Türk ve Yunan dışişleri bakanlıkları yetkilileri arasında 30 tur Ege konulu görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerde gelinen en son noktaya ilişkin bilgi verir misiniz? Molivyatis: Birisinin komşularıyla sık sık konuşması çok iyi ve yararlı bir şeydir. Gerçekten de 30 rakamı dışişleri bakanlıkları yetkililerinin 3 yıldır devam ettirdikleri istikşafi görüşmelerin turlarının sayısı olarak kulağa yüksek geliyor. Fakat, Ege'de kıta sahanlığının belirlenmesi sorunu 30 yaşında ve 30 yıllık bir sorunun çözülmesinin epey zaman alması doğaldır. İstikşafi görüşmelerin içeriğine gelince, Türk tarafının yaptığı gibi, benim de bunu gizli tutma yükümlülüğüm var. Neticede bu görüşmeler ne kadar gerekiyorsa o kadar devam etmelidir. “Sürecin başarılı olması için öncelikle ortam hazırlanmalıö A.A: Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik müzakerelerin tekrar başlayacağına dair işaretler var. Eğer müzakereler başlarsa Atina bu kez daha aktif bir rol alacak mı? Molivyatis: Bu meselenin çözümünün yani Kıbrıs'ın tekrar birleşmesinin, ilgili tarafların ve uluslararası toplumun niyetini oluşturduğu defalarca ve kamuoyu önünde vurgulandı. Bugünlerde bu siyasi iradenin zaman içinde ve belli koşullar altında yeni bir girişime yol açacağına ilişkin işaretlerin arttığı konusunda sizinle hemfikirim. Bu mülakatın başında belirttiğim gibi, benim güçlü inancım, çözüm süreci başlamadan mümkün olduğunca bu sürecin başarılı olmasını sağlayacak koşulların mevcudiyetini yaratmak gerektiği yönündedir. Yalnızca bu yolla, Annan planını temel alan müzakerelerin ardından, her iki toplumca kabul gören ve üzerinde anlaşılan bir çözüme ulaşılabilir. Bu çözüm, yaşayabilir, fonksiyonel, uluslararası hukuk, Avrupa prensip ve değerleriyle uyum ve AB müktesebatıyla ahenk içinde olmalıdır. Bu yolla, Kıbrıs'ın tüm sakinleri, Kıbrıslı Rumlar ve Türkler arasında fark gözetmeksizin, barış içinde AB üyeliğinin yararlarından faydalanabilirler. Yunanistan, bu aktardığım felsefe ve buna rehberlik eden prensipler çerçevesinde, bu çabayı teşvik edebilir ve etmeye isteklidir. A.A: Yunanistan Türkiye'nin AB perspektifini destekliyor. Bu desteğin ışığında, Türkiye'nin AB'ye tam üye olacağı tarihe ilişkin bir tahminde bulunabilir misiniz? wMolivyatis: Bizim amacımız, semtimizi Avrupa'nın geri kalanı gibi bir bölge haline getirmektir. Bu bölgemizin, insan hakları, dini özgürlük ve azınlıkların haklarına saygı gösterilen, barış, istikrar, demokrasi ve refah bölgesi haline gelmesidir. Bu vizyona ulaşmanın tek yolunun, bölgedeki tüm ülkelerin zaman içinde AB ile entegrasyonu olduğuna inanıyoruz. Bu politika ve strateji çerçevesinde, biz Türkiye'nin AB perspektifini içtenlikle destekliyoruz. AB'ye girişe giden yol Avrupa standartlarına, Avrupa yapısının temelini oluşturan prensip ve değerlere uyumu öngören uzun dönemli birsüreçtir. Geçtiğimiz aralık ayında AB, Türkiye'nin birliğe üyeliği ortak hedefini öngören, üyelik müzakerelerini başlatma kararı aldı. Yunanistan Türkiye'nin AB tarafından belirlenen kriterleri yerine getirdiği takdirde Avrupa ailesinin tam üyesi olmaya hakkı olduğuna inanıyor. Tüm aday ülkelerden müktesebata uyum sağlanmaları istendi. Türkiye için de bunun geçerli olması doğaldır. Türkiye'nin Avrupa ailesinin tam üye olması sürecinin hızı büyük oranda Türkiye'ye bağlıdır. Türkiye'nin şu ana kadar bu yönde sağladığı gelişmenin AB'debüyük memnuniyetle karşılandığını da vurgulamalıyım. A.A: Türkiye AB üyeliği noktasına gelirse ya da geldiğinde, Yunanistan'ın Türkiye'nin üyeliği konusunu referanduma götürmesi olasılığı var mı? Molivyatis: Bildiğiniz gibi birçok Avrupa ülkesinde referandum kurumu köklü bir geleneğe dayanıyor. Bu, son zamanlarda, Avrupa Anayasası Anlaşması'nın onayı konusunda, Fransa örneği bazı ülkelerde görüldü. Bundan sonraki AB genişlemesi için referanduma gidilmesini öngören bir anayasa değişikliği yapılması uygun görüldü. Yunanistan'da kurumsal ve siyasi çerçeve farklı. Bence, her aday ülke kendi Avrupa gayretinin başarılı bir biçimde neticelendirilmesi konusunda endişelenmeli ve yoğunlaşmalıdır. “TBMM Başkanı’nın açıklamaları önemli bir adımö A.A: Atina'nın daha iyi ikili ilişkiler için Türkiye'den en öncelikli beklentisi nedir? Molivyatis: Sanırım, bu soruya başka bir sorunun yanıtında değindim. İkili ilişkilerimiz sürekli olarak gelişmesi için girişimler gelecek göz önünde tutularak yapılmalıdır. Böyle bir ortam, ki bu her gün teyit edilmelidir, iki hükümetin, arzulanan gelişme ve ilişkilerin tamamen normalleşmesi hedefine yönelik çabalarına yardımcı olacaktır. Bu ruhla, Sayın TBMM Başkanı'nın son günlerdeki, bildiğiniz açıklamalarını bu yönde atılmış önemli bir adım olarak görüyorum. Kuşkusuz, Kıbrıs sorununa kalıcı ve yaşayabilir bir çözüm bulunması veadanın tekrar birleşmesi de katkıda bulunacaktır. A.A: Her iki taraf da silahlanma harcamalarının azaltılmasına ilişkin açıklamalar yaptılar. Bu alanda herhangi bir gelişme var mı? Molivyatis: Türk-Yunan ilişkilerindeki gelişme ve halklar arasındaki dostluğun silahlanma konusuna da yansıması gerektiğini düşünüyorum. Bunun, her iki ülke ekonomisi ve bölgede barış açısından faydaları olacağı ortadadır. Her iki hükümetin de böyle bir gelişmeyi arzu ettiklerini ifade etmeleri dahi tek başına önemli bir alamettir.'' -A.A: Türk-Yunan ilişkilerinin 10 yıl sonraki durumu sizce nasıl olur? -Molivyatis: ''Halklarımız için gerçekçi bir vizyon olan istikrar,refah ve barışın sağlanacağına inanıyor ve bunu umut ediyorum. Eğer bunu başarabilirsek, tarihi bir zorluğun başarıyla üstesinden gelmiş olacağımıza inanıyorum. Avrupa perspektifi bu yönde katalizör olarak görev yapabilir ve yapmalıdır. Umarım, yapacağım ziyaret daha iyi bir gelecek yönünde atılmış diğer bir adım olacaktır. A.A: Türk halkına bir mesajınız var mı? Molivyatis: Ülkelerimizin arasındaki işbirliğinin daha da gelişmesi arzum ve dostluk mesajım var. Bu, aynı zamanda, Türkiye'nin Avrupa yoluna ilişkin, kökünü bizim kendi Yunan tecrübemizden alan destek mesajıdır. AB'ye giriş hedefi, ulaşıldığında yalnızca ülkenin saygınlığını artırmakla kalmaz aynı zamanda ve daha da önemlisi halkların kaderini daha iyiye doğru değiştirir. Bu hedef, ulaşmak için harcanan her çabaya değer.