BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  MAGAZİN  /  KÜLTÜR VE SANAT

Yeni Sahne artık yok!

40 yıldır sayısız oyuna evsahipliği yapan Ankara tiyatrosu Yeni Sahne perdelerini kapatıyor.

Abone ol
40 yıldır sayısız oyuna evsahipliği yapan Ankara tiyatrosu Yeni Sahne, 29 Ocak’ta sahnelenecek ‘Sevgili Hayat’ adlı oyunla perdelerini kapatıyor.
Kızılay’daki Sakarya Caddesi’nde 40 yıldır sanatseverlere hizmet veren 300 izleyici kapasiteli Yeni Sahne, mülk sahibi olan Türkiye Ormancılar Derneği tarafından başka bir şekilde kullanılmak üzere yıkılacak. Bu yıkım, Devlet Tiyatroları’nın (DT) kiracı bulunduğu sahneden ayrılmasına neden olacak. DT’nin bilet satışlarının büyük kısmının gerçekleştirildiği gişe ise Mart ayı sonuna kadar bu binada hizmet vermeye devam edecek.

“BİR SAHNEMİZ ÖLDÜ...”
Devlet Tiyatroları Genel Müdür Yardımcısı Tayfun Orhon, Yeni Sahne’nin Şubat ayı başında Başkent’e veda edeceğini söyledi.

Burada bulunan gişenin Mart ayı sonuna kadar hizmet vermeyi sürdüreceğini belirten Orhon, “Bu gişeden çok biletimiz satılıyordu. Bu açığı kapatmak için bazı formüller var. Bunlar üzerinde düşünüyoruz” dedi.

Tarihi konservatuar binasındaki Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nin izleyiciyle buluşmak için gün saydığını da hatırlatan Orhon, “Bir sahnemiz öldü, konservatuar sahnemiz yeşerdi” diye konuştu.

SON OYUN “SEVGİLİ HAYAT”
Yeni Sahne’nin son oyunu olan “Sevgili Hayat”, bu akşam, yarın ve 29 Ocak’ta perde açacak. Funda Özşener’in yazıp, Vacide Öksüzcü’nün rejisörlüğünü yaptığı oyunun dekor tasarımı Işın Mumcu’ya, giysi tasarımı Gülümser Erigür’e, ışık tasarımı Mehmet Yaşayan’a, müzik düzeni Muammer Ketencoğlu ve Cenk Güray’a ait. Müziklerini Muammer Ketencoğlu’nun, dans ve hareket düzenini ise Handan Ergiydiren Özer’in hazırladığı yapıtta, Betil Özkan Akışık, Aslı Kılan ve Özlem Tokaslan rol alıyor.

İzmirli 2 Rum kadını Eleni ve Lena’nın aşkları, sevdaları, yaşam savaşımları ve hüzünleri ekseninde mübadeleyi konu alan oyunda, Anadolu’da ve Yunanistan’da evlerinden uzaklaşmak zorunda kalan insanların dramı, bu durumu yansıtan acılı müzikler eşliğinde gözler önüne serilirken, bir yandan da savaşın bıraktığı kalıcı izler sorgulanıyor.