BIST 9.916
DOLAR 32,52
EURO 34,92
ALTIN 2.432,79
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Yeni dönemde nasıl bir Erdoğan göreceğiz Bağış anlattı!

Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bugün AK Parti'ye üye olmasıyla başlayacak yeni dönemi değerlendirdi. 

Abone ol

Eski Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, yeni siyasi düzenin ilk sinyalinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Hindistan gezisi olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Hindistan'la başlayan yurtdışı ziyaret programına dikkat çeken Egemen Bağış, "Erdoğan'ın bu ziyaretleri Türkiye'yi atağa geçirecek" dedi. 

Avrupa-Türkiye hattında gerilimin yükselmesini de yorumlayan Bağış'a göre 'AB kendi ayağına' sıkıyor ve bir süre sonra AB yaptığı yanlıştan geri dönecek. 

Türkiye gazetesine konuşan Egemen Bağış'ın röportajının detayları şöyle:

YENİ DÖNEMDE NASIL BİR ERDOĞAN GÖRECEĞİZ?

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın referandum sonrası netleşen yurtdışı ziyaret programı bu konuda gereken sinyalleri veriyor aslında. Cumhurbaşkanımız Mayıs ayında Hindistan ile başlayıp sırasıyla Rusya, Kuveyt, Çin, ABD ve Brüksel'i yani 6 ülkeyi ziyaret ederek "diplomasi" ve "ekonomi" alanında önemli bir atak yapıyor. Bu ziyaretler sırasında milyar dolarlık anlaşmalar imzalanacak, başta Suriye, Irak ve terörle mücadele konuları ele alınacak. ABD Başkanı Donald Trump ile yapacağı ilk yüz yüze görüşmesi ve NATO Zirvesi'nde de Avrupalı liderlerle referandumdan sonra ilk kez bir araya gelecek olması bu ziyaretleri daha da önemli hale getiriyor.Özetle önümüzdeki süreçte küresel bir lider olarak dünyaya adalet getirmeye çalışırken, ülkesinin ekonomisini büyüten ve tüm vatandaşlarını kucaklayıp ulusal huzuru sağlayan bir Cumhurbaşkanı Erdoğan göreceğimizi söyleyebiliriz.

AVRUPA KENDİ AYAĞINA SIKIYOR

Uzun süredir maalesef Avrupa’da bir siyasi akıl tutulması yaşanıyor. Avrupa’nın karşı karşıya olduğu sorunları aslında masaya yatırdığınız zaman çözümün Türkiye olduğunu çocuk bile görür. Bugün Avrupa’nın enerji krizi var. Dünyada Avrupa’nın ihtiyaç duyduğu enerji kaynaklarının yüzde 70’i Türkiye’nin ya doğusunda ya kuzeyinde ya güneyinde. Yani Avrupa Türkiye ile işbirlği yapmadıkça o enerji kaynaklarına ulaşabilme şanşı yok. Bugün Avrupa’nın bir yaşlanma sorunu var. Bu yakın coğrafyadaki en genç ve en dinamik nüfus Türkiye’de. Aynı zamanda Avrupa’nın bugün önemli ticari ortaklarından birisi Türkiye. Böylesine önemli bir Türkiye’yi bu kadar izole etmeye kalmak , bu kadar kutuplaştırmak, bu kadar karşılarına almak Avrupa’nın çıkarlarına da aykırıdır. Bu ülkenin vatandaşları 1950’li yıllardan beri Avrupa’nın gelişimine, büyümesine katkıda bulunmuşlar. Biz Avrupa’nın gerçekten enerji kaynağıyız. Bizim insanımıza yanlış muamele yapmak onlara zarar verir. Kendi ayaklarına sıktıklarının eminim enin sonunda farkına varacaklardır ve bu tutumdan vazgeçeceklerdir.

AK PARTİ-MHP İTTİFAKI AMACINA ULAŞTI MI?

Bir tanesinde siyasi partilerin iktidar olma talebiyle vatandaştan oy beklentileri vardı diğerinde ise anayasada yapılacak değişikliklerle ilgili vatandaşa sorulan bir soru vardı. 16 Nisan’da halkın büyük çoğunluğunun evet diyerek neticelendirmesi sadece AK Parti ve MHP seçmeniyle kıyaslanmamalı. Çünkü orada bu referandumun ülkeye istikrar getireceğine inanan CHP ve HDP’lilerin de oyu vardı. FETÖ'süyle, PKK’sıyla, Avrupa'nın atları ve itleriyle karşımızdaki yedi düvele karşı bu sonuç tartışmasız bir zaferdir ve bu zaferle Türkiye kazanmıştır.

MHP'DEN BEKLENEN DESTEK GELMEDİ Mİ?

Bunu il il, ilçe ilçe hatta mahalle mahalle değerlendirip acaba nerede iletişim hatası yapıldı sorusuna net cevaplar çıkarmamız gerektiğine inanıyorum. AK Parti’nin kurucularından bazıları, AK Parti’de çok üst düzey görevlerde bulunmuş bazı siyasiler bile referandum sürecinde çok fazla ön plana çıkmadılar. Onların acaba bu konuda hassasiyetleri nelerdi? Niye böyle bir yolu tercih ettiler? Tayyip Erdoğan gibi gerçekten bu toplumun büyük çoğunluğunun güvendiği bir lideri niye yalnız bıraktılar? Bunu iyi algılamamız lazım. Ve önümüzde hassas bir süreç var. Bu sürecin arkasında da 2019’da 3 tane seçim yapacağız. Bu seçimlere yönelik de atılması gereken adımları şimdiden planlamak ve ona yönelik süreci başlatmak gerektiğine inanıyorum. 

MHP'Yİ SUÇLAMAK UCUZLUKTUR!

Burada MHP’yi suçlamak ucuzculuktur diye düşünüyorum. MHP olmasaydı biz bu paketi halkın önüne götüremezdik. Sayın Bahçeli ve arkadaşları Meclis’te gerçekten dik durdular. 2002’den bu yana yapamadığımız bir şeyi yapabilmemizin önünü açtılar ve anayasa değişikliğiyle ilgili bir referandumu halka götürebildik. 

DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DAN ÇIKAN EVET OYLARINDAKİ ARTIŞ...

Doğu illerindeki evet oyları HDP ye karşı olan güvensizliklerin ve çukur siyasetinin iflas ettiğinin ispatıdır. Kürt kökenli vatandaşlarımız, devletimizin gücünü ve desteğini hissettikleri zaman devletlerinin yanında olduklarını göstermişlerdir. Özellikle atanan kayyumların çalışmaları ve Fetö Terör Örgütünün bölgedeki bürokratik yapıdan temizlenmesi, devletin oradaki vatandaşlarını kazanmasını sağlamıştır. PKK ve HDP’nin bölgedeki başıboşluklarının kontrol altına alınması, seçmen üzerinde uygulanan terör baskısının kaldırılması hususunda uygulanan yöntemlerin doğruluğunu göstermiştir. HDP’nin terör ve nefret tüccarlığını istismar eden kemik yapısını ayrı tuttuğumuzda Kürt kökenli vatandaşlarımızın çoğunun MHP’nin sürece desteğinden rahatsızlık duymadığını göstermiş, aksine 16 Nisan'da Türkiye yeniden bir, beraber ve bütün olmuştur.

CHP EN İYİ BİLDİĞİNİ YAPIYOR

CHP sandıktan umduğunu bulamayınca her zaman olduğu gibi gayri demokratik yöntemlere başvurarak vesayet vasıtasıyla halkın kararını terse çevirtmeye çalışıyor. CHP en iyi bildiğini yapıyor. Normal şartlarda en ufak bir sivil toplum örgütünün yöneticiliğine bile seçilemeyecek insanları getirip CHP’de üst düzey makamlara atamışlar. 

Milleti gözardı ederek mahkeme kapılarında harcadığı emeği, milleti anlamaya harcasaydı CHP bugüne kadar defalarca iktidar olabilirdi.

YENİ GEZİ GİRİŞİMLERİ

Yeni bir gezi benzeri kalkışma sadece bu milleti bu kötü niyetlilere karşı daha da biler daha da kenetler. Bunlar başarılı olamaz. Bunu yapmaya kalkarlarsa karşı karşıya kalacakları vatandaş tepkisini herkesin iyi hesaba katması gerekir. 

CHP DEFALARCA İKTİDAR OLABİLİRDİ

Hiçbir ulus başka bir ulusun demokrasisini, seçimlerini, milli iradesini sorgulama yetkisine sahip değildir. Hiçbir ulus da kendi kararını başka birine sorgulatmaz. Şimdi CHP; YSK’ya, Danıştaya, yurt dışındaki bir takım kurumlara da başvurabilir. Bu onun kendi kurumsal tercihidir. Milleti gözardı ederek mahkeme kapılarında harcadığı emeği, milleti anlamaya harcasaydı CHP bugüne kadar defalarca iktidar olabilirdi. Ama CHP yöneticilerinin genel merkezleri kadar iyi bildikleri bir adres varsa o da anayasa mahkemesi olmuştur. Her şeyi mahkemelere götürmekle siyaset yapamazsınız.

AVRUPA BAKANLIĞI REFORM VE İLETİŞİM BAKANLIĞI OLMALI

Bence Türkiye için elzem bir kurumdur. Ama adı değiştirilebilir. Reform ve iletişim bakanlığı olarak yeniden yapılandırılabilir. Çünkü Avrupa birliği süreci olsa da olmasa da Türkiye’nin reforma ihtiyacı herzaman olacaktır. Avrupa Birliği’ne kızdık diye Avrupa Birliği Bakanlığı’nı kapamak, papaza kızıp oruç bozmaya benzer. Avrupa Birliği’ne kızabiliriz, AB adını kullanmayabiliriz ama Türkiye’de mutlaka bir reform bakanlığı olması lazım.

REFERANDUM SONUÇLARI EKONOMİYİ NASIL ETKİLER?

Etki başladı bile. Referandumdan 3 gün önce Edirne'de açılan Eroğlu AVM'ye Yunanistan ve Bulgaristan'dan komşularımız otobüslerle alışverişe geliyorlar. Geçtiğimiz hafta Emaar AVM Istanbul'un, Mall of Antalya da, Akdeniz'in en büyük AVM'leri olarak hizmete girdi. İstikrarın anayasal güvence altına alınması bizi çok daha güçlü kılacak.