BIST 10.269
DOLAR 32,27
EURO 34,85
ALTIN 2.415,23
HABER /  GÜNCEL

Yazının sonu sizi çok şaşırtacak

Taha Kıvanç, Bilkent Üniversitesi'nden Prof. Faruk Selçuk'un ölümüne üzüldü. Yazar, onu öve öve bitirmeyenlerin yazılarına yer verdi. Yazının sonu şok bir cümle ile bitti.

Abone ol

Yeni Şafak yazarı Tahak Kıvanç Bilkent Üniversitesi'nden Faruk Selçuk'un ölüm haberini ele aldı. Hayatından kesitler sunan ve ekonomistlerin övgülerini sıralayan yazar, yazısının sonunda yazdığı son cümle ile okurları şok ediyor. 
 
Alimin ölümü âlemin ölümüdür...
İnsan tanımadığı bir insanın ölümüne de üzülür; Bilkent Üniversitesi’nden Prof. Faruk Selçuk’u tanıyamadan kaybettiğime çok üzüldüm. Arkasından yazılanlar ‘özel biri’ olduğuna işaret ediyor çünkü... Hakkında yazılanlardan bir demet sunacağım, “Ne var bunda?” diye sormadan her satırı dikkatle okuyun lütfen...

Sabah ekonomi sayfası sorumlusu Yavuz Semerci’nin yazdıkları:

“Ekonomist olmasından öte tertemiz, dürüst, dost bir insandı. 47 yaşındaydı ve dün âni bir kalp krizi sonrasında aramızdan ayrıldı. Yıllarca çalıştığım gazetelerde köşe yazdı. Sırasıyla Liberal Bakış, Sabah ve Yeni Binyıl'ın en önemli ekonomi yazarlarından biri oldu. Özellikle Merkez Bankası bilançolarını analiz eden yazılarıyla Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumu en anlaşılır anlatan oydu. Pek çok ekonomist ortalık güllük gülistanlık diye yazılar yazarken, o Yeni Binyıl'dan kriz uyarıları yapıyordu.

“Sonra akademik çalışmalarında yoğunlaşmayı tercih etti. ABD'ye gitti ve köşe yazılarını bıraktı. Bir yıl sonra tekrar Bilkent'e döndüğünde yazılarına devam etmesini çok istedim. ‘Sonra, sonra’ diyerek yazmayı öteledi. ‘Köşe yazarlarının yanlışlarını, öğrencilerime 'kötü ekonomi yazısı nasıl yazılır' diye örnek göstermek bana yetiyor’ diye takılırdı. Pek çok yazımı önce onunla paylaşır, tartışırdım. Sayfalarımızın görünmez ombudsmanıydı. Rakam hatalarına canı çok sıkılır ve mutlaka uyarırdı. Dostları, ailesi, öğrencileri için acı bir dönem. Türkiye ise değerini kavramaya hazırlandığı güvenilir ve referans alınan bir bilim adamını yitirdi.”

Vatan gazetesi ekonomi yazarı Necati Doğru da tanıyormuş Faruk Selçuk’u:

“Türkiye'nin aptal cenneti yapılmasına savaş açmıştı! / Acım büyük, sizinle paylaşacağım. Bana göre, ‘Türkiye'nin de acısının büyük olması gerekir... Türkiye farkında mı acaba?’ Değilse farkında olması gerekir. / Yüce kişiler... / İnsana yücelik aşılar. / Vefalı kişiler... / İnsana vefa aşılar. / Bilgili kişiler... / İnsana bilgi aşılar.”


Şunlar da Necati Doğru’nun satırları: “Yücelik, vefa, bilgi aşılayan bir insandı. Hiç tartışmasız Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi ekonomistlerden biriydi. Dünya'da sadece merkez bankası başkanları, dev çokuluslu şirketlerin CEO'ları, ‘söyleyecek sözü, önerecek çözümü olan’ dünyanın önde gelen akademisyenlerinin yazıp okuduğu Applied Economics... International Journal of Forecasting... Insurance: Mathematics and Economics... gibi ağır ekonomi dergilerine makale yazardı. Bilgisini halkıyla paylaşan, ‘Bilgisi olanın bilgisinde bilgisi olmayanın da hakkı vardır... Parası olanın parasında yoksulun da hakkı vardır...’ diyen bir insandı.”

En yakın tanıyanlardan biri de hocası Prof. Salih Neftçi. “Gençlere bir yaşam örneği: Faruk Selçuk” başlıklı yazısı ile onun ülke için ne büyük bir kayıp olduğunu anlatıyor: “İzninizle bu kişisel bir yazı olacak. Yıllar boyu defalarca yazdık. ‘Piyasalar acımazsızdır.’ Ne yazık ki yaşam daha da acımasız. / Faruk Selçuk bu toprakların yetiştirdiği hayat dolu bir insandı. Arkadaşımdı. Yaşam pamuk ipliği gibi. Kendisini, evvelsi gün bir an içinde kaybettik. Böyle bir olay insana ister istemez ‘Neden?’ diye sorduruyor.


“Faruk, New York'ta bizim doktora bölümüne normal bir öğrenci gibi geldi. Ne bursu vardı, ne de arkasında kendisine destek olacak ünlü bir profesör. Faruk, doktora süresince ter dökerek kendisini ispatladı. / Departmana geldikten bir iki ay sonra bizim bölüm başkanı ile yeni öğrencileri konuşuyorduk. / ‘Faruk Boğaziçi Üniversitesi'nden değil. Ama dikkat et, yanılmıyorsam çok ciddi çocuk’ dediğimi hatırlıyorum. (Boğaziçi Üniversitesi o zamanlar da yurtdışında gayet iyi bilinir, bu üniversiteyi bitirenlerin zaten iyi olacağı düşünülürdü...) / Faruk New York'a geldiğinde hazıra konmadı. Sıfırdan başladı. / Gençlere öğüt... / Ter dökmekten sakın kaçmayın.”


İsmet Berkan Radikal gazetesinin yayın yönetmeni; o da Faruk Selçuk’u tanıyormuş:

“Diğer ekonomi yazarlarıyla arasında uzlaşmaz bir çelişki vardı. Aşırı iyimserliğe de, aşırı kötümserliğe de gelemiyordu. Onun için rakamlar ve matematiksel iktisat önemliydi. İçine girdikten sonra Türk basını ve özellikle de ekonomi yazarlarıyla ilgili keskin gözlemleri olmuştu. / Son dönem yazmayı bırakmış, kendini akademik hayata vermişti. Mesela sermaye piyasalarına kaos teorisini ve matematiğini uygulamaya çalıştığı bir makalesi Amerika'da saygın bir fizik dergisinde yayımlandığında gururla bana derginin örneğini göndermişti. Bir ara Devlet Bakanı Recep Önal'ın danışmanıydı, Başbakan Ecevit'in uçağında birlikte Amerika'ya gitmiştik ve yol boyu bana Doppler Analizi'ni öğretmeye çalışmıştı. / Sevgili arkadaşım, farkında mıydı bilmiyorum, Türk ekonomi basınını değiştiren isimlerden biriydi.”

Eğer üniversiteye 30 yıl kadar önce değil de bugünlerde hazırlanıyor olsaydı, bu kadar yetkin kalemlerin övgülerine lâyık gördükleri Faruk Selçuk istediği fakülteye giremeyecekti. Ülkemiz de, bu yüzden, uluslararası üne ulaşacak bir ekonomistten, ekonomi basınını değiştirecek bir öncüden, parlak öğrenciler yetiştirecek bir profesörden mahrum kalacaktı...

Yakınları yazdı da öğrendim: Prof. Ömer Faruk Selçuk İmam Hatip Lisesi mezunuymuş...

Yazı:Taha Kıvanç
Kaynak:yenisafak.com.tr