BIST 10.051
DOLAR 32,35
EURO 34,80
ALTIN 2.408,23
HABER /  GÜNCEL

YARSAV Anayasa değişikliği istemiyor

Anayasa değişikliğini 'kalkışmaya' benzeten YARSAV Başkanı Tarhanlı sonuna kadar mücadele edeceklelerini açıkladı.

Abone ol

Edirne Demokrasi ve Emek Platformu (EMEP) tarafından referandum sürecisinde Anayasa değişikliğine karşı "hayır" paneli düzenlendi.

EMEP ile birlikte Atatürkçü Düşünce Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Eğitim-İş Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Çömlek Akpınarlılar Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği, Emekli Öğretmenler Derneği, Edirne Tüketiciler Derneği, Kepirtepeliler Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği, Cumhuriyet Halk Partisi, Demokratik Sol Parti, İşçi Partisi'nin ortaklaşa düzenlediği ve Prof. Dr. Mustafa Adalı'nın yönettiği "Anayasa Değişiklik Sürecinde Türkiye" konulu panele konuşmacı olarak YAR-SAV Başkanı Emine Ülker Tarhanlı, Eğitim-İş Genel Başkanı Yüksel Adıbelli, CHP Parti Meclis Üyesi Behran Şimşek katıldı.

Emine Ülker Tarhanlı konuşmasında başkanı olduğu YAR-SAV'ın yargı alanında kötü giden her şeye itiraz etmeye karar verdiklerini belirterek;

"Aslında bize söylenen her şeyi tersinden okumayı da öğrendik. Deneyimlerimizle bunu öğrendik. Demokrasi derken aslında bir korku krallığından söz ediyorlardı. Yani aslında ne söylüyorlar ve ne yapıyorlarsa tersinden okumak gerekiyordu. Ve gerçekten son olarak tersinden okuduğunuzda darbe anayasasının izlerini silmekten söz ettiklerinde dehşetle irkilmemek mümkün değildi. Çünkü aslında darbe anayasasının izlerini silmek değil darbe yolunu güçlendirmek için yapılacağı anlaşılıyordu." şeklinde konuştu.

Yargıtay, Danıştay, Adliye binalarının yasadışı örgüt karargahı gibi dinlediğini öne süren Tarhanlı, yargıçlar hakkında hukuk dışı dinlemelerle veri bankaları oluşturulduğunu, halka yargının sürekli şikayet edildiğinden yakındı.

Son anayasa değişikliğini 'kalkışmaya' benzeten Tarhanlı sonuna kadar mücadele etmeye kararlı olduklarını, bunun demokrasiye yapılmış bir kalkışma olduğunu düşündüklerini ifade etti. Tarhanlı konuşmasını özetle şöyle sürdürdü;

"Bilindiği gibi anayasalar bireysel ve kolektif hak ve özgürlükleri tanımlar ve güvence altına alır. Demokrasilerde iktidarların sınırlı olduğunu düşünürsek bu iktidarların gelişini, gidişini yani el değiştirme yöntemlerini de anayasada görürüz. Eğer Anayasa değişikliği sözkonusu olursa demokrasilerde görülen sınırlı iktidarlar değil, sınırsız bir iktidar dönüşme sürecini hep birlikte yaşayacağız diye düşünüyorum ve bu endişeyi taşıyorum. Anayasalar çoğunlukla değil, çoğulcu ve geniş tabanlı bir anlayışla değişebilir. Ancak bize bugün dayatılan 2010 yılı Anayasa değişikliği ise ancak darbe dönemleri dışında tarihimizde ilk kez katılım, görüşme ve uzlaşma dışlanarak tek bir partinin iradesiyle gerçekleştirmek istenmektedir. Bu durumda toplumsal bir mutabakat sağlanmadığı zaman sivil bir anayasadan zaten söz edemeyiz."