BIST 10.740
DOLAR 32,20
EURO 35,00
ALTIN 2.503,03
HABER /  DÜNYA

Yargı da gereğini yapmak durumunda

Başbakan Erdoğan, 2004 yılın MGK kararının bir gazete tarafından yayımlanmasının bir karalama kampanyası kapsamında olduğunu belirterek, “Bu...

Abone ol

Başbakan Erdoğan, 2004 yılın MGK kararının bir gazete tarafından yayımlanmasının bir karalama kampanyası kapsamında olduğunu belirterek, “Bu kampanyayı yürütenleri açıklamaya başlarsak yer yerinden oynar" dedi. Erdoğan, yargıyı da göreve çağırdı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 3 günlük Trakya gezisinin 2. günündeki durağı olan Tekirdağ’ın Çerkezköy ilçesinde toplu açılış törenine katıldı. Burada halka hitap eden Erdoğan, Çerkezköy’de 376 trilyon liralık yatırımı hizmete aldıklarını söyledi. Erdoğan, “Bir gün içinde Tekirdağ’ımız ve ilçelerinde 1 milyar 2 milyon liralık yatırımı hizmete almış olacağız. 3 gün içinde Trakya bölgemize 3 katrilyon 277 trilyon liralık eser kazandırmış olacağız. Burada 12 adet yatırımı hizmete alıyoruz. 1885 yılından beri hizmet veren Çerkezköy gar binasını restore ettik. Baştan aşağı yeniledik. Onun açılışını da bugün yapıyoruz. Özel sektör kazandırılan tarafından 16 yatırımı da resmen hizmete açıyoruz” dedi.

“30 BÜYÜK ŞEHRİN HEPSİNDE ŞEHİR HASTANESİ OLACAK”
Geçmişe dayalı bir hayalinin olduğunu belirten Erdoğan, “İstiyordum ki ne için buradan Amerikalara gidip tedavi oluyor bizim insanımız. Gitmesin. Hepsi burada hallolsun. Onun için biz Türkiye’de şehir hastaneleri kuralım dedik. Bu hastaneye girildiği zaman dışarıdan sedyeyle hastalar taşınmasın. Her şey hastanenin çatısı altında bitsin ve şimdi 15 hastanenin temelini atmaya başladık. 30 büyük şehirde hepsinde şehir hastanesi olacak. İstanbul’da 2, Ankara’da 2 tane, diğerlerinde 1’er tane. Şimdi bunların adımını atıyoruz. Tekirdağ’a da bir tane şehir hastanesi geliyor. Edirne’de Kırklareli’de ihtiyacını gideremeyenler Tekirdağ’daki bu hastane sayesinde ihtiyaçlarını giderme şansı bulacaklar” şeklinde konuştu.

“TEKİRDAĞ SAHİLİNİN HALİ REZALET, ERGENE İLE İLGİLİ BELEDİYELER BİR ŞEY YAPMIYOR”
Bu tür icraatları ancak iktidarlarının yapabileceğini kaydeden Başbakan Erdoğan, “Bunlar CHP’nin falan yapacağı işler değil. Onlar bol bol laf üretsin. Onlar iş üretmez. Şimdi Tekirdağ’dan geliyorum sahilin hali rezalet. Ergene’yle ilgili belediyelerin yaptığı bir şey yok. En sonunda biz onunla ilgili bir adım attık ve şimdi temizlik başladı. En kısa zamanda Ergene’yi pırıl pırıl yapacağız; Haliç’i nasıl pırıl pırıl yaptıysak. Boğazın suyunun şu anda Haliç’e aktığını biliyor musunuz? İstedik ki sirkülasyon olsun. Zamanında biz çamurunu 9 buçuk kilometre uzaklığa taşıdık ve şimdi Haliç’te balık avlanıyor, yüzülüyor. Demek sevdanız varsa, aşkınız varsa bunlar olur. Ama yoksa olmaz ve Haliç’in etrafı artık kültür, kongre merkezleriyle donanıyor. Üniversite var Haliç’in kenarında eskiden böyle bir şey yoktu. Bir taraftan mezbahane şimdi Haliç Kongre Merkezi oldu. Biz iktidar olduğumuzda Türkiye’de kongre merkezi yoktu. Otellerin altındaki 500 kişilik salonlarda bu tür şeyler yapılıyordu. Onun için dünyaya açık değildi Türkiye dünyaya kapalıydı. Biz geldik kongre merkezlerini yaptık. Bir tanesi Haliç Kongre Merkezi’dir, bir tanesi Harbiye’de yerin 42 metre altına indik ve oraya da Türkiye’nin en büyük kongre merkezini yaptık. Bunu da biz başardık. 17 ayda bunu yaptık. Biz yaparız. Şu anda orada uluslararası toplantılar yapılıyor” diye konuştu.

“DÜNYA TURİZMİ DURURKEN TÜRKİYE ADETA KALKINMAYA DEVAM ETTİ”
Göreve geldiklerinde Türkiye’ye gelen turist sayısının 13 milyon olduğunu, şimdi ise 34 milyona ulaştığını söyleyen Başbakan Erdoğan, “Biz geldiğimizde Türkiye’ye gelen turist sadece güneşinden, kumundan, denizinden dolayı geliyordu. Ama şimdi sadece bunlardan dolayı değil; eğitimden, kongreden, yayla turizminden, sağlık turizminden, kış turizminden dolayı geliyor. Çünkü 4 mevsim özellikleri, güzellikleri olan bir ülkeyiz. Eskiden Antalya, Muğla’da sadece yaz mevsiminde oteller açıkken şimdi artık 4 mevsim hizmet vermeye başlayan otellerimiz oldu. Onun için turizmde patlama yaşadık. Dünya turizmi adeta dururken Türkiye kalkınmaya devam etti” ifadelerini kullandı.

“İSTANBUL’A SUYU BİZ GETİRDİK, CHP GETİREMEDİ”
Sağlık’ta 17 helikopter ambulansla ve 4 jet ambulansla hizmet verdiklerini aktaran Erdoğan, “Artık Anadolu’nun güneydoğu, doğusunda tırmanılamayan yerlerine paletli ambulansla hizmet veriyoruz. Bu adımları attık. Adalet saraylarıyla, emniyetle ulaşımda attığımız adımlarla 6 bin 100 kilometre biz gelene kadar bölünmüş yol yapıldı. Biz bunun üzerine 17 bin kilometre bölünmüş yol ilave ettik. Yol olmadan medeni olunur mu, su olmadan medeni olunur mu? Yolun, suyun olacak ki medeni olasın. Suyu biz getirdik. Bu CHP getiremez. İstanbul’a belediye başkanı olduğum zaman CHP’li belediyeden aldım İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ni. O zaman İstanbul susuzdu. O susuz İstanbul’u 1 yılda suya kavuşturduk. 2 yılda işi tamamen çözük. Kırklareli’nden Istranca Dağları’ndan dağları delerek İstanbul’a su taşıdık. Niye bizden önce CHP yönetimi bunu yapamadı? Bunların bir derdi, aşkı yok. O zaman sektör oluştu. Küvetlere su doldurulurdu. Suculardan su taşınırdı. Bunları yaşadık biz İstanbul’da. Şu anda böyle bir sıkıntı yok. Sakarya’yı İstanbul’a bağladık. Alternatifler ürettik. Ömerli’yi Avrupa yakasına bağladık. Bu adımlar gerçekleşti” dedi.

“ALDIĞIM TAZMİNATLARI FAKİR, FUKARA İLE DEĞERLENDİRECEĞİM”
Muhalefetin derdinin hakaret olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “Onlar Tayyip Erdoğan’a hakaret etsin. Bunların ismini ağzıma almayacağım. Onlar varsın alsın, hakaret etsin. Bizim işleri avukatlar sağ olsun takip ediyor. Bol bol da mahkeme kazanıyorum. Bu kazandığım mahkemelerin neticesinde inşallah şöyle en uygun mekanda İstanbul’da bir meydan olabilir orada fakir fukara, garip gureba ile oradan aldığımız tazminatları değerlendiririz. Hepsini açıklayacağım. Ama sabır.”

“DEMOKRASİ ÖZGÜRLÜKLERİNİ DAHA FARKLI NOKTAYA TAŞIYACAĞIZ”
Toplumların layık oldukları idare ile idare olduklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, “Onun için ele ele vereceğiz, gayret edeceğiz. 30 Mart bir milat olsun, bir değişim, dönüşüm olsun istiyoruz. Burada istiyoruz ki yerel yönetimle merkezi yönetimin dayanışması Tekirdağ’da bir değişimi inşallah getirir. Bunu görür gibiyim bunu başarmaya hazır mıyız? Demokrasi özgürlükleri inşallah çok daha farklı noktaya taşıyacağız ve Trakya Gelişim Projesi’ni (TRAGEP) başlatıyoruz. Bu proje ile yapacağımız yatırım 10 katrilyon. Bu adımı atarken istiyoruz ki Trakya ayağa kalksın. Bu topraklar daha da hareketlensin” diye konuştu.

"ONLAR ÇEVRECİYMİŞ, MADEM ÇEVRECİSİNİZ ERGENE’YE GELİN BAKIN"
Ana muhalefet partisi liderinin, dışarıdan hayvan ithal edildiğiyle ilgili eleştirilerine değinen Erdoğan, “Çok ayıp ya. Kurbanla ilişkisi olmadığı için bilmiyor. 2 kurbandır ithal yok. Bitti o iş. Şu anda ihraca hazırlanıyoruz. Öyle bir döneme geldik. Atık inşallah süt hayvancılığında da, et hayvancılığında da Türkiye kendi kendine yetme noktasına geliyor. Okullarda çocuklarımıza ücretsiz süt dağıtıyoruz. İlk yıl bu muhalefet ’çocuklarımıza bozuk süt dağıttılar’ diye bağırdı. Bu yıl pek sesleri çıkmayacak galiba. Tutmuyor. Hep iftira kampanyası. Onlar çevreciymiş öyle diyorlar ya. Madem çevrecisiniz Ergene’ye gelin bakın. İşlerine gelmez. Orayı görmezler. Ama çalışanı durdurmak için elinden geleni yaparlar. Terörü, çeteleri, hukuksuzlukları sona erdirdik. Hamd olsun gözyaşlarını da dindirdik. Bunların çok daha fazlasını yaptık, yapmaya devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“EĞER BİZ AÇIKLAMAYA BAŞLARSAK ÜLKEMİZDE YER YERİNDEN OYNAR”
İktidarın fişleme yaptığından bahsedenlerin olduğunu kaydeden Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: “Bize güvenenler, bize inananlar bizim böyle bir derdin içinde olmadığını bilirler. Ancak bu kampanyayı yürütenler içeride ve dışarıda. Eğer biz açıklamaya başlarsak ülkemizde yer yerinden oynar. Devletin gizlilik esasına dayalı olan sırları vardır. Bu sırları da biz birileriyle paylaşacağız. Milli Güvenlik Kurulu toplantılarındaki çalışmaları biz birileriyle mi paylaşacağız. Ama içeride ihanet içinde olan birileri kalkıp bunu servis ediyor da dışarıda birileri ben köşe yazayım deyip bunu birileriyle paylaşıp yapıyorsa bunun hesabını yargı sorar. Bizim anayasamızda da, yasalarda da bunlar var. Şu anda Başbakanlık olarak biz de suç duyurusunda bulunduk. Milli Güvenlik Kurulu da suç duyurusunda bulundu, Milli İstihbarat Teşkilatı da suç duyurusunda bulundu.”

“EĞER YARGI GÖREVİNİ YAPMIYORSA ANAYASA SUÇU İŞLEMEKTEDİR”
Basın özgürlüğünün böyle olmayacağını söyleyen Erdoğan, “Sen nasıl kalkıp devletin bu noktadaki sırrını ifşa etmeye kalkarsın? Üzerindeki gizlilik damgası var sen bunu ifşa edeceksin. Sevsinler böyle basın özgürlüğünü. Bu basın özgürlüğünü bizim dönemimizde yaşadı. Bu işin özgürlük anlayışındaki konumunu bilirim. Ben şiir okudum diye cezaevine girdim. Devletin de mahremi vardır, ailelerin de mahremi vardır. Buna dokunduğunuz anda yargı da gereğini yapmak durumundadır. Eğer yargı görevini yapmıyorsa yargı da anayasa suçu işlemektedir. Bu bakımdan bizler şu anda bu süreçle ilgili elimizden geleni yapacağız. Çünkü ülkemizin birliğini beraberliğini, ayağa kalkışını bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Buna fırsat da vermeyeceğiz. Onun için ele ele vereceğiz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız hep birlikte Türkiye olacağız” şeklinde konuştu.
(İHA)