BIST 10.644
DOLAR 32,20
EURO 35,01
ALTIN 2.500,70
HABER /  GÜNCEL

Yara ve yanık için mucize yara örtücü

Hatay'daki Amanos Dağları'nda yetişen zahter bitkisinden vücuttaki yara ve yanıkları çok kısa sürede yok eden 'yara örtücü' yapıldı.

Abone ol

Hatay yöresinde özellikle Amanos Dağları'nda yetişen ve kekiğe benzerliği ile bilinen ''zahter'' bitkisinin vücuttaki yaralar üzerindeki iyileştirici özelliği kullanılarak, yara örtüsü üretildi.

Antioksidan özelliği olan zahterden üretilen bu yara örtüsü, yanıklarda, yatak yaraları ile şeker hastalığına bağlı yaraları çok hızlı bir şekilde iyileştiriyor.

TÜBİTAK DESTEKLERİ, TÜRK BİLİMADAMLARI ÜRETTİ

1.20110909120011.jpg
ZAHTER NELERE İYİ GELİYOR?

Amanos Dağları'nın mucizelerle dolu bitkilerinden zahter, yöre halkı tarafından bir çok hastalığın tedavisinde kullanılıyor. Antioksidan özelliği gösteren zahter, kekiğe benziyor ve doğal olarak yetişiyor.

Faydaları şöyle:

*Hazmı kolaylaştırır.
*Mantar oluşumunu yok eder ve idrar söktürür
*Kalp çarpıntısını giderir.

*İştah açar.
*Sinirleri kuvvetlendirir.
*Bağırsak hastalıklarında iyileştiricidir.

*Böbrek hastalıklarında koruyucu görevi vardır.
*Mesane ağrısını dindirir.
*Uyarıcı ve bedeni kuvvetlendiricidir.

*Mikrop öldürücüdür.
*Yaraların iyileşmesine yardımcı olur.

ZAHTER ÇAYI İÇİN

İpucu: Zahter çayı ülkemizde özellikle Gaziantep yöresinde çok tüketilir. Bir çay süzgecinin içine bir tatlı kaşığı zahteri koyun. Bardağa koyacağınız sıcak suyu bu süzgeçten geçirin. İlk geçirdiğiniz suyu dökmenizde fayda var, temizlenmiş olur. Limon ve şeker kullanarak tatlandırıp içebilirsiniz.

MKÜ Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Alpaslan Kaya, bölgede yoğun olarak bulunan ve antioksidan özelliğe sahip zahteri kullanarak ''Cilt Enfeksiyonlarına Karşı Uçucu Yağ ve Seolit ile Desteklenmiş Kollajen Biometaryallerin Elde Edilmesi Projesi''ni hazırladıklarını söyledi.

Romanya ile iş birliği içerisinde hazırladıkları projenin TÜBİTAK tarafından da onaylandığını ifade eden Kaya, proje kapsamında zahterin de yer aldığı karışımla yara örtüsü ürününü geliştirdiklerini kaydetti.

ÇOK KISA SÜREDE İYİLEŞTİRİYOR

Geliştirilen yara örtücü biyomalzemeyle cilt üzerinde oluşan yara ve yanıkların enfeksiyon kapmadan daha kısa sürede iyileşmesine imkan sağladığını vurgulayan Kaya, şöyle devam etti:

''Proje kapsamında, Hatay'da genellikle dağlarda bulunan ve toplanması zahmetli olan ve kekiğe benzerliğiyle bilenen zahterin öncelikle yağını elde ettik. Zahteri tercih etme nedenimiz içindeki uçucu yağın fazlalığı, antioksidan, antibakteriyal, antiviral ve analjezik etkiye sahip olması. Bu yağla büyükbaş hayvanların derisinin derma tabakasından elde edilen proteini ve zeoliti de ekleyerek laboratuvar ortamında birleştirip yeni nesil bir yara örtücü biyomalzeme geliştirdik.

DERTLERE DERMAN OLACAK

Yara örtücü malzemenin dünya çapında büyük bir problem olan, açık yaralarda kolayca çoğalarak enfeksiyonlara yol açan ve her geçen gün bağışıklık kazanmış staphylococcus aureus ve pseudomonas aeruginosa bakterilerine karşı son derece etkili olduğunu tespit ettik.''

EN ÇOK HATAY'DA VAR

Kaya, sentetik yollarla elde edilen ve birçok yan etkiye sahip antibiyotikler yerine bitkilerden elde edilen uçucu yağların kullanılması yönteminin gün geçtikçe arttığını vurguladı.

Yara örtücü malzemenin seri üretimine geçilmesi durumunda uçucu yağ ham maddesinin temininin Hatay florasında doğal olarak bulunan bitkilerden elde edileceğini anlatan Kaya, bunun da bölge insanı için yeni gelir kapısı olacağının altını çizdi.

Elde edilen yara örtücü malzemenin patentinin alınması için yıl sonunda başvuru yapacaklarını, bu konuda MKÜ Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Salih Güder ve bölümdeki meslektaşlarından büyük destek gördüğünü ifade eden Kaya, ''Patent almamız halinde bundan MKÜ, Hatay, ve ülkemiz ekonomik anlamda yararlanacak ve bölgemizdeki uçucu yağ elde edilen zahter bitkisi değerlendirilecek'' diye konuştu.

ŞİFA KAYNAĞI ŞALGAM SUYUNU
AVRUPA DA KEŞFETTİ... MİLLİ İÇECEK OLMA YOLUNDA
İLERLEYEN ŞALGAMIN FAYDALARI diğer sayfada[PAGE]ŞİFA KAYNAĞI ŞALGAM MİLLİ İÇECEK OLUYOR

Adana'ya özgü ürünler arasında yer alan ve en fazla kebabın yanında tüketilmesi önerilen şalgam suyu, yurt genelindeki yaygın marketlerin reyonlarındaki yerini alarak, Türkiye'nin milli içeceği olma yolunda da hızla ilerliyor.

Başta Türklerin yaşadığı Almanya, Fransa, Hollanda, İngiltere ve Belçika gibi Avrupa ülkeleri ile KKTC, Irak, Suriye çeşitli ülkelere ihraç edilen şalgam suyu, içerdiği vitaminlerle de şifa kaynağı olarak görülüyor.

ÜRETİM AŞAMASI 45 GÜN SÜRÜYOR

0.20110909121528.jpg
ŞALGAM SUYUNUN FAYDALARI
İyisi 45 günde olan şalgam suyu doğal bir içecek. İçinde yabancı madde bulunmaması nedeniyle doktorlar tarafından tüketilmesi öneriliyor. Ancak yoğun tuz içeren şalgamı hipertansiyon hastaları tüketmemeli. A, B ve C vitamini içeren şalgamın faydaları şunlar:

*Vitamin açısından zengin olduğu için hastalıklara yönelik koruma sağlar.
*Zindelik verir.

*İştah açıcı özelliği şalgam yararları 'ndandır.
*Stres gidericidir.
*Boğaz iltihabı için yararlıdır.

*Bağırsakları çalıştırıcı etkisiyle kabızlığı önler.
*Sindirimi kolaylaştırıcı özelliği şalgamın yararları arasındadır.

*Mide ağrıları için yararlıdır.
*Bağışıklığı güçlendirir.
*Gripe karşı korunma sağlar.

*Çinli bilim adamları şalgamın SARS hastalığına yönelik direnç oluşturduğunu belirtiyorlar.

*Vücudu toksinlerden temizleyici etkisi bir diğer şalgam faydası olarak belirtilebilir.
*Şalgam suyu alırken cam şişede olanlar tercih edilmeli.

Adı adeta kentle özdeşleşen şalgam suyu, özenle gerçekleştirilen bir üretim sürecinin ardından tüketiciyle buluşuyor. Şalgam suyunun hammaddesi olan mor havuçlar Konya'daki tarlalardan toplanarak bir ön temizlemeden geçirildikten sonra Adana'daki fabrikalara ulaştırılıyor.

Burada işçiler, metalden yapılmış bir derin havuz içerisine mor havuçların iki ucunu kesip, ayıklayarak, yanlarındaki çuvallara dolduruyorlar. Burada biriktirilen mor havuçlar daha sonra tekrar temizlenmesi için içi su dolu havuza boşaltılıyor.

Daha sonra özel bir makine ile iyice temizlenerek, suyu süzülen havuçlar raylar üzerinden ''parçalayıcıya'' dökülüyor. Burada 6 parçaya bölünen mor havuçlar fileli çuvallara doldurularak dev fermantasyon tanklarının içerisine bırakılıyor.

Parçalanan havuçlar yine doğal ortamda yetiştirilerek elde edilen bulgur unu (düğücük) ve tuz ilavesi yapılarak su ile birlikte kazanlarda fermantasyona bırakılıyor. Ortalama 45 günün sonunda fermantasyonu tamamlanan şalgam suyunun, konusunda uzman personel tarafından laboratuvarda kontrolleri yapılıyor.

Kontrol aşamasından geçen ürünler, isteğe bağlı olarak acılı organik biber takviyesi yapıldıktan sonra filtre edilip dolum tanklarına alınıyor. Dolum tanklarındaki şalgam suyu tam otomatik makinelerle el değmeden çeşitli ebatlardaki şişe ve bidonlara doldurularak tüketime hazır hale getiriliyor.

İYİ ŞALGAM SUYU NASIL ELDE EDİLİR?

Ustalar, iyi bir şalgam suyu elde etmek için fermantasyon işleminin kış mevsiminde ortalama 45 gün sürmesi gerektiğini belirtirken, bu sürenin yazın sıcak nedeniyle düşebileceğini kaydetti. Sıcak su kullanılması halinde bu işlemin 4-5 günde bile bitirilebileceğini dile getiren ustalar, ''Ancak bu şekilde üretilen şalgam suyuna Adana şalgamı denemez. Bunlarda geleneksel tadı ve lezzeti bulmak mümkün değildir. O yüzden iyi şalgam suyu için bekleme süresine özen gösterilmesi gerekir'' uyarısında bulunuyor.

ŞALGAM SUYU ŞİFA KAYNAĞI

Genellikle Adana kebabının yanında tüketilen şalgam suyu, içerdiği vitaminlerle de şifa kaynağı olarak kabul ediliyor.

Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tamer Tetiker, AA muhabirine yaptığı açıklamada, şalgam suyunun A ve C vitaminleri açısından zengin ve sağlıklı bir içecek olduğunu söyledi.

Şalgam suyunun vücudun direnciğini artırdığını belirten Tetiker, ''Şalgam suyu vitaminler yönünden zengin bir içecek ancak vatandaşlardan hijyenik ortamlarda hazırlanan ürünleri tercih etmelerini öneriyoruz. Ayrıca şalgam suyunu tuz içerdiği için hipertansiyon hastalarına önermiyoruz'' dedi.

9 ÜLKEYE ŞALGAM SUYU SATIYORUZ

Adana'da üretim yapan firmanın sahibi Selahaddin Nas ise Adana'da ürettikleri organik şalgam suyunu başta Almanya, Fransa, Hollanda, İngiltere, KKTC, Belçika, KKTC, Irak, Suriye olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerine ihraç ettiklerini söyledi.

Nas, günlük üretim kapasitelerinin 45 ton olduğunu belirterek, üretimlerinin yüzde 10'unu ihraç ettiklerini ifade etti.

Türkiye genelinde 100'e yakın bayilerinin olduğunu anlatan Nas, ''Adana'da ürettiğimiz şalgam suları Türkiye'nin dört bir yanında bayilerimiz ve büyük marketler aracılığı ile tüketiciye ulaşıyor'' diye konuştu.