BIST 10.479
DOLAR 32,26
EURO 34,91
ALTIN 2.422,63
HABER /  GÜNCEL

Venezuela'da kırmızı uğruna savaş

Venezuela'da kırmızı Chavistalar, yani Chavez destekçilerinin rengi. Ama bir grup sanatçı bu rengi geri almaya' kararlı. Yaklaşık üç yıllık görevin ardından Venezuela'ya veda eden BBC Muhabiri Will Grant yazdı.

Abone ol

Bir kaç Noel önce, Venezuela’ya gelmemden kısa süre sonra, annem bana bir paket yolladı.

Böylece Noel gününü açacak bir şeyim olmadan geçirmeyecektim.

‘Venezuela gümrüğü’ denilen bürokratik kara delikten paketi almaya çalışırken hayatımın en gerçek üstü deneyimlerinden birini yaşadım.

Paketi Noel günü açtım. İçinde, başka hediyelerle birlikte parlak kırmızı bir tişört de vardı.

Anlamlı kırmızı tişört

Çok şık bir tişört olsa da, maalesef o günden bu yana dolabımda çürümeye terk oldu.

Çünkü ne zaman giysem, her seferinde, az biraz kafadan kontak kapıcı ben geçerken ‘Chavista’ diye bağırıyor.

Sadece o da değil, dışarıda köpekleriyle oturup puro içen yaşlılar da ‘Yaşasın Devrim’ diye mırıldanıyorlar. Gazete aldığım çocuk da, benim Chavez yanlısı olmamla ilgili benzer şakalar yapıyor.

Sadece şaka yapıyor olabilirler, ama sonuç açık. Venezuela’da kırmızı Chavez demek.

Meşhur hikayeye göre, ‘Devlet enerji şirketi PDVSA’da herkez baştan ayağa kırmızı’ demiş ülkenin Enerji Bakanı Rafael Ramirez, 2006’da petrol işçileriyle yaptığı bir toplantıda. Bakanın açıklamaları o dönem büyük bir tartışmaya neden olmuştu. Ramirez ise, PDVSA’da sadece Chavez yanlısı işçilerin hoşgörüldüğünü söylemeye çalışıyor gibiydi.


Kırmızı her yerde

Hangi devlet dairesine girseniz, çalışanların çoğunun kırmızı guayabera, yani önde cepleri olan geleneksel Karayip gömleklerini giydiğini görürsünüz.

Karakas’ta da gri gökdelenlerin arasında açık kırmızı duvar resimleri belirir.

Buraya taşındığımdan bu yana gittiğim, kelimenin tam anlamıyla herkesin hükümetin dağıttığı kırmızı tişörtler ve beyzbol şapkaları taktığı gösterilerin sayısını hatırlamıyorum. Birçoğu için bu, büyük bir gururun göstergesi. Kumandan Chavez’e ve sosyalist programına bağlılıklarının bir işareti. Ama diğerlerinin, sadece doğru rengi giyerken görülmek için, müzik ve rom için orada olduğunu düşünmeden edemiyorsunuz.

'İyi gün devrimcileri'

Böyle, ‘iyi gün devrimcileri’, gerçek Chavistaları öfkelendiriyor. ‘Bir sosyalist olmak için, kırmızı tişörtten daha fazlasına ihtiyacınız var’ dediklerini duydum.

Bazen kırmızı giymek yararlı olabiliyor. Chavista kılığına girmek gerekebilir diye, her hükümet yanlısı eyleme gitmeden önce çantasına kırmızı bir hırka koyan bir gazeteci tanıyorum. Bu kılıkla bir kaç kez hükümetin fazla gayretkeş güvenlik güçlerini aşmış.

Ancak sosyalist devrimin karşıtları için Chavez hükümetiyle birlikte tanımlanmak, neredeyse bir hakaret gibi. Onlar için kırmızı kıyafetler giymek sözkonusu bile değil.

Kırmızıyı geri almak

Bu yıl başında bir grup sanatçı, kırmızıyı kutuplaşmış siyasetten ‘geri almaya’ karar verdi.

‘Kırmızıyı geri almak’ adlı sergide yer alan sanat çalışmaları arasında, sanatçıların en sevdikleri kırmızı eşyalarının parlak baskıları vardı. Kırmızı cep telefonu, ya da üstlerinde Japon Manga çizgi filmlerden fırlamış yüzler bulunan, yumuşak, tüylü oyuncaklardan yapılmış bir kalp gibi.

Kuratör Jaime Mendoza, ‘Kırmızı Venezuela’da pek çok farklı şey anlamına geliyordu. Kırmızı, seksi, eğlenceli, şiddet dolu, saçma, ya da farklı duyguların herhangi bir karışımı olabilir. Bu gösteri, kırmızı rengin olumlu anlamda ‘sahipliğini’, basit siyasi bir sancak olmaktan geri alma girişimidir’ diyor.

Gösteri Chavez taraftarları tarafından, devrime bir saldırı diye eleştirildi. Ama Jaime Mendoza, niyetinin hiçbir zaman bu olmadığını söylüyor.

‘Chavista sanatçıları da sergiye katkıda bulunmaları için davet ettik. Ama bizi reddettiler. Hiçbir kısıtlama yoktu. İstedikleri her şeyi yapabilirlerdi. Tek amacımız kırmızı rengin Venezuelalılar olarak, bizi bölmesinden çok birleştirmesi’ diyor.


Derin bölünme sorunu

Belki de modern Venezuela’nın sorunu bu.

Burada geçirdiğim iki yıldan fazla sürenin sonuna gelirken, ülke çapındaki tüm o haber gezilerimden sonra bile Venezuelalıların ne kadar bölünmüş olduğunu görmek beni hala şaşırtıyor.

İki iyi dostun arasındaki konuşmanın, büyük tartışmalara, daha da önemlisi, mitinglerde, gösterilerde şiddete dönüştüğü durumlar gördüm.

Kırmızı rengi bile paylaşamıyorlarsa, Venezuela’nın toplumdaki kutuplaşmayı gidermesinin önünde daha uzun bir yol var demektir.

Son eşyalarımı toplarken, kaderine terk ettiğim zavallı kırmızı tişörtü dolabın arkasında buldum.

Altındaki siyasi mesajları düşünmeden giyebilmek güzel olacak.

Şimdi tek sorunum şu; Annemin hediyesini Noel’de giymezsem, suçu Hugo Chavez’e atamam.