BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53

Üniversitelerdeki usulsüzlükler TBMM’de dile geldi?..

Akademik saygınlığın kazanılması için,sorunların üstü örtülmemeli…

Üniversitelerle ilgili o kadar çok yazı yazılıyor ki…Özellikle 2010-2015 arası yapılanlar artık ayyuka çıktı, ama hala harekete geçilmiyor…Yazılara muhalefet diye bakılmamalı, çünkü gerçek payları çok fazla olabilir. Köşe yazarı, A.Bulut ve Y.Koçak üniversitelerle ilgili ilginç yazılarına devam ediyor Birçok gazetede, köşe yazarları bu dönemde olanları yazıyor.

Bakın TBMM’den de ses geldi;

“TBMM Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu, bazı kurumlara ilişkin tespitler yaptı. Komisyonun Sözcüsü ve AK Parti İstanbul Milletvekili Mihrimah Belma Satır, önemli açıklamalarda bulundu; Akademik personelin yükselmesi için İngilizce sınavlarını geçmeleri gerektiğini hatırlatan Satır, ancak YÖK'te özellikle 2013-2015 arasında doçentlik sınavlarına İngilizce sınavlarında sistem değişikliğine gidildiğine dikkati çekti. Satır, "10 kez İngilizce sınavlarına girip kazanamayanlar var ama FETÖ'ye ait vakıf üniversitelerinde sınav sistemi değişikliğiyle İngilizce sınavını geçip önce doçent, sonrasında 5 yıl bekleyip profesör olmuşlar. FETÖ'cüleri kamudan, üniversitelerden, kuruluşlardan temizlemenin yolu bu sınavlarda soru çalıp belli makamlara gelenler ve sistem değişikliği yapılarak sınavları geçenleri tespit edip bunlar için gerekenin yapılmasıdır. Artık bundan eminiz." değerlendirmesini yaptı."

Bizde kaç yazıdır; “bu usulsüz Doç. ve Prof. olanlar sistemi tıkayacak…Bu tür yanlışları yapmayanların, etik olanların, devletine ihanet etmeyenlerin –özellikle Y.Doç.ler- bir yönetmelikle yabancı dil barajından kurtarılması lazım” diye yazıyoruz. Ama, denizde dalga olup kayboluyor yazdıklarımız, yaprak kımıldamıyor!...

Sn. B.Satır devam ediyor; "Normal şartlarda bir devlet memuru yurt dışına, hatta şehir dışına çıkarken uyması gereken prosedürler var. Amirine haber verip izin alması gerekiyor. Ama FETÖ'cüler hiçbir şekilde haber vermeden, izin almadan çıkmış. Üniversitelerde, izin prosedürü işletilmemiş. Konuyla ilgili sorumluluk sadece siyasetçiler veya yöneticilerde değil, her kurum yöneticisinindir. Üniversitede bölüm başkanının elemanın nereye gittiğini takip etmesi lazım. Yasa gereği bildirim yapıp çıkması gerekiyor ama bunlar yapılmamış, takip edilmemiş, Adil Öksüz 100 kez yurt dışına gitmiş. Kimse 'niye, nereye gidiyorsun?' diye sormamış. Bunların sorumlusu siyaset kurumu değil, kurumların idari amirleri." ()

İşte büyük bir yanlış daha.

Kimse görevini yapmamış!

Acaba maddiyat mı devreye girmiş?!..

Öğrenciler neden şikayette bulunmamış?

Ya öğretim elemanları?!

Bulunmuş ta gerekli işlem mi yapılmamış?

Görmedim/duymadım diyenler kimler?

O görevdekiler şimdi ne yapıyorlar?

Neden Sakarya Üniversitesi bu yapının merkezi olmuş?

Kimse duymamış mı?  

Bu nasıl sağırlık?!...

Komik olmayalım lütfen!...

En çok paylaşım alan yazılar akademik alanla ilgili olanlar.193 üniversitede çok sayıda öğretim elemanı var. E-maille bir çok akademisyen kurumları ve kendileri ile ilgili bilgi veriyorlar. En çok dile getirilen; “etiklik, intihal,adam kayırma, ötekileştirme, kadroya geçememe v.b.”

Bir akademisyen şöyle yazmış:

“Sn.Göktan Bey, Kaleminize sağlık. Akademik alanda İntihal o kadar çok yapılıyor ki, haddi hesabı yok.! 

Benim yazdığım ''……..'' adlı  kitabımın yaklaşık 40 sayfasını Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki Proje olarak aynen  basarak kopyalamış ve benim haberim yok. Projelerde malum büyük paralar dönüyor, birileri iyi iş yapmış ve  tabiri yerindeyse malı götürmüş.  Bu Bilim Etiğine uygun olmayan hırsızlığın ötesi bir durum. Dolayısıyla bu konuda; benim müracaatıma rağmen,  üniversite hukuk bürosu; ''Biz Milli Eğitim Bakanlığını Karşımıza Alamayız'' yaklaşımında bulununca,  hiç bir şey yapamadım. Maalesef hırsızlar kazandı. Saygılarımla.”

Bir akademisyen yazmış:

“Göktan Bey,……..üniversitesinde “etik olmayan ve kurumu maddi zarara uğratan” bir durumla ilgili olarak, araştırılması ve bilgi verilmesi için yeni atanan rektöre yazı yazdım.3 sene oldu, tek bir cevap verilmedi. Bu arada zarara uğratan kişiye etkin bir görev verildi. Ben de “bana ne”, “memleketi ben mi kurtaracağım” diyerek bir üst  makama yazmadım. Saygılar.”

Bir akademisyen yazmış:

“Göktan Bey, yazılarınızı ilgi ile okuyorum. Bizim rektör talimat vermiş; “Y.Doç.leri benle görüştürmeyin, yardımcılarımla görüşsünler” diye. Çok etik değil mi? Saygılar.”

Yukarıda TBMM de yapılan konuşmadaki Sn. B.Satır’ın hangi cümlesi yanlış...

Biliyoruz ki her satırı doğru..

Bir ara  MV Sn. Metin Külünk’te üniversitelerle ilgili çok açıklamalar yapardı. O da, nedense kendini Avrupa’ya verdi,  sustu artık…

Peki, bunlar  sözde mi kalacak?

Kim yetkisini kullanıp gerekeni yapacak?

Atı alan Üsküdar’ı geçmiş mi olacak?...

Merakla bekliyoruz!...

Ey etiklik/ ruh, geldiysen iki defa vur!...

KİTAP FUARI BİTTİ…
“35. Uluslararası İstanbul Kitap Fuarı ve TÜYAP tarafından düzenlenen ARTİST 2016 / 26. Uluslararası İstanbul Sanat Fuarı, 20 Kasım 2016 Pazar akşamı saat 19.00’da rekor sayıya ulaşarak 621 bin kişinin ziyaretiyle sona erdi.” Kitapla okuru buluşturan fuara; katılanlara, emek verenlere, yazarlara, okurlara teşekkürler. Bu sayının çoğunun kitap alımına dönüştüğüne  ve yayınevlerinin/yazarların  umduğunu bulduğuna inanmak istiyoruz.

 

EĞİTİMDE “Apply BAU” sistemi nedir?...
“……..Türkiye’de üç yıldır Bahçeşehir Üniversitesi’nin uygulamaya koyduğu Apply BAU adlı sistem var. Lütfen bir inceleyin, Türkiye’nin bütün ezberlerini bozuyorlar. “Bu Apply BAU nedir” diye araştırmanızı rica ediyorum, lütfen bir kez bakın. Apply BAU’nun ne olduğunu en güzel Bahçeşehir Üniversitesi Genel Sekreteri Ziya Alpay söylüyor, “Apply BAU; Konya ovasında ne yetiştiğini bilmediği için LYS’de başarısız olan öğrencinin Twitter CEO’suna ulaşma yoludur” diyor. İşte bir fırsat Apply BAU. Üniversite giriş sınavları ve üniversiteye giriş sistemleri bu ülkede hep tartışıldı. Özünde tartışılan; üniversitelere bu sınavların doğru öğrenci seçemediği, hatta bu sınavların akademik başarı odaklı öğrenciler dışında kalan diğer grubu reddettiğidir. Yani sizin çocuğunuzun LYS’de matematik sorularını yapması, yazılım yapmasından daha makbuldür bu sistemde. Kısacası, biz öyle bir giriş sınavı yapıyoruz ki farklı olanı sevmeyen, yetenekleri önemsemeyen, ders çalışma dışında yapılanları görmeyen bir sistem. Bu yüzdendir ki bu sistem yıllardır yaratıcı, inovatif ve ülkenin geleceğini çizecek öğrencileri sistem dışında bırakıyor……” () Teşekkürler Bahçeşehir Üniversitesi….
GÜNÜN SÖZÜ..
“Osmanlı İmparatorluğu’nda padişah ve saray ahalisine hazırlanan yüzlerce çeşit yemek reçetesi var. Pişirme teknikleri, tatların harmanlanması, şerbetleri ve baharatıyla her biri sultanlara layık lezzetler. Koskoca payitahtta saray mutfağı bulabileceğiniz çok az sayıda lokanta var. Bu hazin bir çöküntü.” (Prof.Dr. İlber Ortaylı)