BIST 10.471
DOLAR 32,79
EURO 35,09
ALTIN 2.452,94
HABER /  GÜNCEL

Türkiye'yi rezil eden gazeteciler

Başbakan Erdoğan’ın Avrupa Konseyi’ne yaptığı gezi bitti. Ancak bu geziye katılan birkaç Türk gazetecinin yarattığı rezalet hâla konuşulmaya devam ediyor.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın iki günlük Avrupa Konseyi’ne yaptığı gezi bitti. Ancak bu geziye katılan birkaç Türk gazetecinin yarattığı rezalet Avrupa Konseyi koridorlarinda yüksek sesle konuşulmaya devam ediyor. Türkiye ve Türk Gazetecilerinin imaji ve onur kırıcı olması nedeniyle önemli olan bu olay, Avrupa Birliği Komisyonu’nun Türkiye’ye tam üyelik için müzakerelere başlayabileceği vizesi verdiği bir günde yaşanması çok daha üzücü.. Türkiye, herhalde müzakere süreci içinde, “bir takım kendini bilmez gazetecilere, bir lokantada hele uluslarası bir kuruluşta nasıl yemek yenileceğini ve yenilen yemeğin bir bedeli olduğunu ve yemeğin sonunda bedelin de ödenmesi gerektiği” konusunda da uyum çalışmaları yapılması gerekiyor. Olay şu.. Basbakan Recep Tayyip Erdoğan ve heyet üyeleri, Avrupa Konseyi’nde onuruna verilen ögle yemeğini yerken yan taraftaki “paralı” lokantada da gazeteciler ve Erdoğan’in yemeğine davetli olmayan heyet üyeleri ile tüm Avrupa Konseyi çalışanları yemek yiyorlardı. Erdoğan’ın heyetiyle uçakla Strasbourg’a gelen Türk gazeteciler arasındaki birkaç gazeteci de “a la carte” restoranda bu masalara oturarak yemeklerini yediler. Yemeklerini yedikten sonra da çalıştıkları gazete tarafindan « harcırahla » geziye gonderilen bu gazeteciler, garsonu cağırıp hesap istemeye gerek görmeden lokantadan ayrıldılar. Bunu bir konsey çalişanından dinleyince çok utandık. Bu gazetecilerin neden hesabı ödemedikleri yönünde yorumlar yaparken “olumlu” düşünmeye çalıştık. “Acaba Başbakan aniden kalkınca onlar da kalkmak zorunda mı kaldılar” diye düşündük. Ancak böyle birşey olduysa, “tekrar dönüp hesabi ödemeleri gerekirdi” diye yorum yaptık. “Hesabı ödemeyi unuttular mı” şeklindeki yorumlarımız da yerine oturmadı. Olay daha da büyük.. Ancak olayın bu kadar basit olmadığını kısa bir süre sonra oğrendik. Konsey calışanlarının gündemi haline gelen olayın daha da vahim bir halde yaşandığına tanık olduk. Kim olduklari bilinmeyen bu “gazetecileri” karınlarını doyurduktan sonra lokantadan “hızla” ayrılırken, hesabı ödemediklerini farkeden garson arkalarından koşmuş…. Yakaladığı birine de el kol işaretleriyle hesabı ödemediklerini anlatabilmiş. Aynı gazeteci ise, “bir dakika diğer arkadaşlarıma sorayım sonra öderiz” der gibi işaretler yaparak önde giden gazeteci arkadaşlarına doğru koşmuş. Ancak gidiş o gidiş.. Garson “Türk gazeteci” arıyor.. Türk Gazetecilerin hesabı ödemek için geri dönmediklerini gören garson olayın ve hesabın peşini bırakmayarak 2. katttaki basın merkezine gelerek burada calışan kadın görevliye durumu anlatmiş. Birlikte o gazetecileri aramışlar. Ama nafile.. Bulamayınca Türk gazetecilerden sorumlu bazı çalınanlara başvurarak bu gazetecilerin bulunmasını ve yemek parasının ödenmesini istemişler. Sanki yer yarılıp hesabı odemeyen gazeteciler içine girdiler.. Resepsiyonda aradılar.. Olayi onur meselesi haline getiren garson kararlı, mutlaka o gazetecileri bulacak. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın rapor nedeniyle verdiği kokteylde de aynı garson gorevli. Bir yandan servis yapan garson diğer yandan hesabı ödemeyen gazetecileri arıyor. Ama yine boşuna.. Başbakan Erdoğan gitti ancak Avrupa Konseyi’nde, yedikleri yemeğin parasını ödemeden ayrılan gazetecilerin kim olduğunu arama çalışmaları bitmedi..