BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  DÜNYA

Türkiye daha dikkatli olmalı

AB Dönem Başkanlığını 1 Temmuz'da devralan Finlandiya'dan Türkiye'ye uyarı

Abone ol

AB Dönem Başkanlığını 1 Temmuz'da Avusturya'dan devralan Finlandiya'nın Ankara Büyükelçisi Maria Serenius, AB'ye katılım sürecinde Türkiye'nin reformların uygulanmasına daha fazla dikkat göstermesi gerektiğini vurguladı.

Serenius, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Finlandiya'nın AB Dönem Başkanlığını devralması dolayısıyla AB üyesi ülkelerin Ankara büyükelçilerine verdiği yemekte yaptığı konuşmada, "Kriterlerin bütünüyle uygulanmasına odaklanmak ve bu uğurda sabırla çalışmanın önemli olduğunu" belirtti.

AB'nin genişleme konusunu Aralık 2006'da ele alacağını hatırlatan Serenius, bu çerçevede "AB'nin hazmetme kapasitesi" üzerindeki tartışmanın "ne genişleme için yeni kriter oluşturmayı ne de verilen taahhütlerden geri adım atmayı amaçladığını" ifade etti.

Serenius, hükümetin hazırladığı 9. reform paketinin meclise sevk edildiğini hatırlatarak, yaz tatilinden önce paket üzerindeki çalışmaların tamamlanamamış olmasını eleştirdi. Serenius, bu çalışmaların AB Komisyonu Eylül ayında ilerleme raporunu tamamlamadan sona erdirileceğini umduğunu belirtti.

Serenius, "teknik anlamda görüşmelerin iyi gittiğini" belirterek, sürecin Türkiye'deki sistemin AB mevzuatına uyumu açısından önemli olduğunu vurguladı.

Türkiye'de ifade özgürlüğü açısından bazı gelişmelerin olduğunu ancak halen bu konudaki endişelerin sürdüğünü kaydeden Serenius, Türk Ceza Kanunu'nun ilgili maddesinin AB standartlarına uygun şekilde değiştirilmesi gerektiğini söyledi.

Dini özgürlükler konusunda çok fazla somut adım atılmadığına da işaret eden Büyükelçi, Müslüman olmayan dini azınlıkların karşılaştığı güçlüklerin giderilmesi gerektiğini vurguladı.

Asker-sivil ilişkileri konusunda reformların sürdürülmesi gerektiğine işaret eden Serenius, Şemdinli davasına ilişkin son kararı not ettiklerini ve davayı yakından izlemeyi sürdüreceklerini kaydetti.

Konuşmasında Kıbrıs konusuna da değinen Serenius, son zamanlarda, tarafların son iki yıldır ilk kez bir araya gelmesiyle bazı olumlu adımların atıldığını söyledi.

Sorunun çözümüne ilişkin teknik görüşmelerin en kısa zamanda başlamasına dair iyimserliğin mevcut olduğunu belirten Serenius, "Vurgulamak isteriz ki, Kıbrıs sorununa BM çerçevesinde ve AB'nin kuruluş ilkeleriyle uyum içinde kapsamlı çözüm bulunmasını başarmak ortak amacımızdır" diyerek, birleşme çabalarını güçlü biçimde desteklediklerini ifade etti.

Serenius, Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik gelişim için cesaretlendirilmesi yoluyla izolasyonların kaldırılması ve yeniden birleşmenin sağlanması konusunda alınabilecek önlemlerin de incelendiğini söyledi.

Ankara Anlaşması Ek Protokolünün üyeler arasında ayrım yapılmadan bütünüyle uygulanması gerektiğini de kaydeden Büyükelçi Serenius, "Türkiye'nin yükümlülüklerini tam olarak uygulamaması tüm müzakere sürecini etkileyecektir" diyerek, AB'nin bu konudaki değerlendirmesini yıl sonunda yapacağını belirtti.

Güneydoğu Anadolu'da artan istikrarsızlık ve gerginlik konusunda kaygı duyduklarını da kaydeden Serenius, PKK'nın bir terör örgütü olduğunu kabul ettiklerini yineleyerek, "Terörizmi ve PKK'nın eylemlerini tümüyle lanetliyoruz, PKK'ya şiddete son verme çağrısında bulunuyoruz" diye konuştu.

Kürtlere Türkiye'nin modernleşme ve AB'ye katılım sürecine aktif olarak katılmaları konusunda cesaret verdiklerini belirten Serenius, Türkiye'deki tüm siyasi partilerin demokrasi çerçevesinde hareket etmesi ve şiddetin tüm biçimlerine karşı çıkması gerektiğini vurguladı.

Serenius, Kürtlere ana dilde yayın hakkı verilmesi gibi kültürel haklar konusundaki gelişmeleri takdirle karşıladıklarını belirterek, bununla birlikte hükümeti Güneydoğu Anadolu'daki sosyal ve ekonomik durumun geliştirilmesi konusuna daha kapsamlı yaklaşması için cesaretlendirmek istediklerini de ifade etti.

Türkiye'nin terörizmle mücadele çabalarını anladıklarını söyleyen Serenius, ancak bu çabalar çerçevesinde temel hakların da dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

Serenius, AB yolunun inişli çıkışlı bir yol olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin AB üyeliğinin Türkiye için olduğu kadar AB için de önemli olduğunu kaydetti.