BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,84
ALTIN 2.402,46
HABER /  POLİTİKA

Türk Cumhuriyetlere özel ilgi

Türkiye, Türki Cumhuriyetlere yönelik abilik görevini yapıyor mu? Bu soruya Gül detaylı bir yanıt verdi.

Abone ol İnternethaber/ Türkiye, kardeş ülkelere abilik görevini yapıyor mu? Verilen sözler tutuluyor mu? Yoksa Türki Cumhuriyetler unutuldu mu? İnternethaber okurları bu konuları merak etti, Bakan Gül cevap verdi;

SORU: Aynı dili konuştuğuz, aynı milliyetten olduğumuz Türk Cumhuriyetlerine yönelik neler yapılıyor?

CEVAP:
Bölgede yaşayan, dilimizin, dinimizin, kökenimizin, tarihimizin, atalarımızın bir olduğu bu halklara karşı manevi sorumluluğumuz olduğu şüphesizdir. Bu sorumluluk bilinciyle, iktidara geldiğimiz günden itibaren Türk Cumhuriyetleriyle ilişkilerimizi gündemimizin öncelikli konuları arasına aldık.

Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanlarının bir araya getiren zirveler sürecini beş buçuk yıl aradan sonra geçtiğimiz Kasım ayında Antalya’da topladık. Türkiye’nin yanı sıra Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan devlet başkanlarının katıldığı Antalya Zirvesi, ikili düzeyde memnunluk verici biçimde sürdürülen işbirliğimizin çok taraflı düzeyde de geliştirilmesi bakımından önemli idi. Bu toplantıların önümüzdeki dönemde daha da güçlendirilmesini öngörüyoruz.

Sayın Başbakanımızın himayesinde 18-20 Eylül 2006 tarihlerinde Antalya’da düzenlenen 10. Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı ise, Türk dünyasına ilgimizin sadece devletlerle sınırlı olmadığını göstermektedir.

Hükümetimiz Türk Ocağı'nın faaliyetlerini de desteklemektedir. Ben de Genel Kurul toplantılarına düzenli olarak katılmaya çalışmaktayım. Türk Ocağı’nın düzenlediği "Türk Dünyası Gençlik Günleri" adlı yıllık toplantılar Türk dünyası devlet ve topluluklarından yüzlerce gencin bir araya gelip Türklüğün sorunlarını tartıştığı, ülkelerinin kültürel varlıklarını birbirine tanıttığı ve sağlam dostluk köprüleri kurduğu önemli bir platformdur.

Türk Cumhuriyetleri en zor zamanlarında yanlarında Türkiye’yi görmektedir. Bu da son derece tabiidir. Çünkü örf ve adetlerimiz sevinçte olduğu gibi, tasada da kardeşinin, dostunun yanında olmayı gerektirir. Türkiye ve Türk halkı her türlü sevinçlerinde olduğu gibi, her türlü sıkıntılarında da kardeş ülkelerin yanında yer almaya hazırdır.
KIRGIZLARIN ANAYASASINA YARDIM ETTİK

2005 yılı Mart ayında Kırgızistan’da halk hareketi ve yönetim değişikliğinin hemen sonrasında, 5-6 Mayıs 2005 tarihlerinde Kırgızistan’a ilk ziyaret Türkiye’den yapılmıştır. Beraberimde bir heyetle gerçekleştirdiğim bu ziyaret sırasında, Kırgızistan’ın yeni yönetimine ne şekilde katkı sağlayacağımızı araştırdık. Kardeş Kırgız halkına ve yönetimine destek vermeye hazır olduğumuzu vurguladık. Nitekim, Kırgız Parlamentosu tarafından sivil toplum kuruluşlarının da katılımıyla sürdürülen anayasa değişikliği çalışmalarına yardım etmek üzere, Bursa Milletvekili Sayın Ertuğrul Yalçınbayır başkanlığındaki TBMM Heyeti’nin 1-8 Haziran 2005 tarihleri arasında Kırgızistan'a yaptıkları ziyaret Kırgızistan’daki anayasa çalışmalarına önemli katkı sağlamıştır.

HAYAL KIRIKLIĞI GİDERİLİYOR


Türkiye, bu çabalarımız ile bölgede yeniden etkili bir ülke haline gelmiştir. Açık söylemek gerekirse, 1991 sonrasında yaşanan sevinç dalgası, gerçekçi olmayan duygusal politikalar üretilmesine, söylemler geliştirilmesine ve tutulamayan vaatlerin verilmesine de neden olmuştur. Bu politika ve söylemler, bölge ülkelerini ürkütmüş, dünyada Türkiye’nin Türk cumhuriyetlerine yönelik ilgisinin yanlış yorumlanmasına yol açmış ve aynı zamanda yerine getirilemeyen beklentilerin yarattığı burukluklar ortaya çıkmıştır. Biz karşımızda eşit ortaklar görüyoruz ve karşılıklı çıkarlara hizmet eden politikalar projeler geliştiriyoruz.

Bu çerçevede, bu ülkelerin geleceklerinin garantisi olan enerji kaynaklarının dünya pazarlarına Türkiye üzerinden ulaştırılması çabalarına hız verdik. Açılışını 13 Temmuz 2006 tarihinde Ceyhan’da yaptığımız, bir zamanlar hayal olarak nitelendirilen Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattına Kazakistan’ın da katılımı sağlanmıştır. Böylece Türkiye, Güney Kafkasya üzerinden Orta Asya ile kopmayacak bir şekilde yeniden kavuşmuştur. Aynı şekilde, bir başka stratejik proje olan Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı da yakında çalışmaya başlayacaktır.
LONDRA-PEKİN HATTI
Avrupa’dan Çin’e kadar güvenilir taşımacılık imkânları sunarak, tüm Avrasya bölgesinin ekonomisinin çehresini değiştirebilecek, Türkiye, Gürcistan ve Azerbaycan arasında doğrudan demiryolu hattı inşasını öngören Kars-Tiflis-Bakü Demiyolu Projesi’nin hayata geçirilmesi konusunda çalışmalarımız hızla devam etmektedir. Projeye ilişkin Anlaşma, Sayın Başbakanımız, Azerbaycan Devlet Başkanı Sayın Aliyev ve Gürcistan Devlet Başkanı Sayın Saakaşvili tarafından 7 Şubat 2007 tarihinde Tiflis’te imzalanmıştır. Bu hat, Doğu’da, Hazar üzerinden Çin ile Aktau arasında inşa edilecek demiryolu hattı, Batı’da ise, Boğaz geçişli “Marmaray” demiryolu tüneli üzerinden Avrupa demiryolu ağı ile irtibatlandırılacaktır. Böylelikle, pratikte ülkemiz üzerinden Pekin’den Londra’ya trenle seyahat etmek bu projeyle mümkün olabilecektir. 
 
Bölgeye yönelik çalışmalarımız stratejik projelerle sınırlı değildir. Bölgedeki devletlerin kalkınması, siyasi, ekonomik, askeri, eğitim ve kültürel alt yapılarının tamamlanması konusunda teknik yardımlarımız Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA) aracılığıyla sürdürülmektedir. Bugün 18 ülkede proje koordinasyon ofisleri bulunan TİKA’nın çalışmalarında Orta Asya ve Güney Kafkasya öncelikli olmaya devam etmektedir. Nitekim, TİKA’nın 1992 yılından bu yana Orta Asya ve Güney Kafkasya’ya yönelik yardımları toplamı 100 milyon doları aşmıştır. Keza, TİKA’nın 2005 yılında gerçekleştirdiği 562 projeden 312’si bu iki bölgeye yönelik olmuştur. Eğitim, sağlık, su temini, idari ve ekonomik altyapıların geliştirilmesi, sivil toplumun güçlendirilmesi gibi alanlarda yoğunlaşan sözkonusu 312 proje kapsamında yaklaşık 10 milyon dolarlık katkı sağlanmıştır. 2006 yılında da TİKA’nın koordine ettiği toplam 900 projeden 446’sı bu bölgelerde gerçekleştirilmiştir.

Bu vesileyle TİKA tarafından yürütülen önemli bir projeyi de hatırlatmak istiyorum. “Moğolistan’daki Türk Anıtları Projesi” isimli bu proje kapsamında, Türk tarihi bakımından anlamı büyük olan Köl Tigin, Bilge Han ve Tonyukuk Yazıtlarının bulunduğu arkeolojik alanların yeniden canlandırması ve Türk tarihinin en eski yazılı belgeleri olan Orhun anıtlarına ulaşımı kolaylaştırmak amacıyla “Bilge Kağan” ismi verilen karayolunun inşası öngörülmektedir. Yolun yapımının 2007 yılı yaz aylarında tamamlanması beklenmektedir.

Yine TİKA’nın Kırım Tatarlarının yaşam koşullarının iyileştirilmesi konusunda yürüttüğü çalışmalar, devletimizin, hükümetimizin ve halkımızın Türk dünyasına karşı gösterdiği hassasiyetin ve hissettiği manevi sorumluluğun göstergesidir. 1944 yılında Stalin’in zulmüyle evlerinden sürülen Kırım Tatarları 1989 yılından itibaren Kırım'a dönmeyi başarmışlardır. Ancak, sorunları bitmemiştir. Kırım Tatarlarının sorunlarının başında yer alan ve daha önceki hükümetler tarafından söz verilmesine rağmen bir türlü gerçekleştirilemeyen konut meselesine çözüm bulmak üzere TİKA’nın yürüttüğü, 5 milyon Dolar maliyetli 1.000 konut projesi başarıyla hayata geçirilmiştir.

18 BİN ÖĞRENCİYİ EĞİTTİK

Diğer taraftan, ülkemiz eğitim alanında da bölgede etkin bir mevcudiyet sağlamış durumdadır. Bu ülkelerden Türkiye’ye öğrenim için gelen öğrenciler için “Büyük Öğrenci Projesi” adı verilen kapsamlı bir burs program başlatılmıştır. Bugüne kadar sadece Orta Asya ülkelerinden gelen 18.000 öğrenciye burs sağlanmıştır. Her yıl belli kontenjanlar dahilinde bölge ülkelerinden gelen öğrencilere burs vermeye devam ediyoruz.

SORU: Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı ihmal mı ediliyor? Şehitliklere gereken önem verilmiyor mu?

CEVAP: Öncelikle, Milli Mücadele’nin başlangıcı ve bir kahramanlık destanı olan 1915 Çanakkale Savaşları nedeniyle Türk ulusunun üzerine titrediği Gelibolu Yarımadası’ndaki gelişmelere gösterdiğiniz duyarlılığa çok teşekkür ederim.

Türkiye, başta Çanakkale olmak üzere tarihte Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları dahilinde ya da Türkiye Cumhuriyeti tarihinde şehadet mertebesine erişmiş tüm aziz şehitlerimizin hatırasını yaşatmak için elinden geleni yapmaktadır, yapacaktır. Bu yöndeki çabalar, aziz şehitlerimize olan şükran borcumuzu ödemekten ibarettir.

Milletler için önemli olan türbeler, şehitlikler ve anıt alanları konusunda çeşitli uluslararası düzenlemeler olağan uygulamalardır. Nitekim, ülkemizin de yurtdışında Suriye, Yemen ve Ürdün’den Güney Kore’ye, Macaristan’a, Hindistan’a, Malezya’ya ve hatta Myanmar’a kadar uzanan geniş bir coğrafya içerisinde Türk milleti için önemli ve Türkiye’nin bazı hallerde uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan çok geniş yetkiler kullandığı yerler bulunmaktadır. Bu yerleri ve şehitliklerimizi özenle korumaktayız. Sahipsiz bırakmamaktayız.

Türkiye’nin kendi topraklarındaki şehitlikleri ihmal ettiği iddiaları doğru değildir. Bu gibi endişeler tabiatıyla şehitlerimize sahip çıkma arzusundan kaynaklanmaktadır. Ancak Çanakkale’yi eskiden gezmiş olanlar, buradaki yabancı şehitliklerin bir zamanlar maalesef kendi şehitliklerimize göre daha iyi durumda olduğunu hatırlar. Bu durum artık değişmiştir. Son yıllarda bölgede önemli çalışmalar yapılmıştır.

Yarımadadaki çalışmalar için Başbakanlık Tanıtma Fonu’ndan şu ana kadar toplam 33,6 milyon YTL kaynak aktarılmıştır. Büyük Anafarta, Şahindere, Soğanlıdere, Kesikdere, Yüzbaşı Mehmet, Yarbay Hüseyin Avni ve Kocadere Hastane şehitlikleri ziyarete açılmıştır.

Şehitliklerde, doğal nedenlerden kaynaklanan tahribatlar giderilmekte, alçıdan yapılan Mehmetçik miğferleri üzerinden silinen ve okunmayan isim künyeleri kabartma yazı şeklinde değiştirilmektedir.//