BIST 10.320
DOLAR 32,22
EURO 35,11
ALTIN 2.466,89
HABER /  GÜNCEL

Tüpraş ihalesi Danıştaylık

Petrol-İş Sendikası, Koç-Shell Ortak Girişim Grubu'nun kazandığı Tüpraş ihalesinin hukuka aykırılıklar taşıdığı gerekçesiyle iptali için Danıştay'a başvurdu.

Abone ol

Petrol-İş Sendikası, Koç-Shell Ortak Girişim Grubu’nun 4 milyar 140 milyon dolarla kazandığı TÜPRAŞ ihalesinin, şartnamedeki hukuka aykırılıklar ve hukuka aykırı bir ÖYK kararına dayandığı iddiasıyla yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’a başvurdu. Petrol-İş Sendikası, TÜPRAŞ’ta mevcut yüzde 51 oranındaki kamu payının blok satış yoluyla özelleştirilmesine ilişkin yapılan ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu kararının iptali, öncelikle idarenin savunması alınıncaya kadar, ardından da savunma süresinin kısaltılması ve tebligatların memur eliyle yapılması sonucu, dava sonuna kadar yürütmenin durdurulması istemini içeren dava dilekçesini Danıştay 13’üncü Dairesi Başkanlığı’na verdi. "ŞARTNAME HUKUKA AYKIRI" Dava dilekçesinde, ihalenin hukuka aykırı şartname hükümlerine dayalı olarak yapıldığı ileri sürüldü. Şartnamede çalışanları, yatırımı ve üretimi koruyucu neredeyse tek bir hüküm bile bulunmadığı ileri sürüldü. Dilekçede, "Bu yapılmaksızın, yatırım ve üretime ilişkin herhangi bir tasarım/plan olmaksızın ihale yapılması bütün iddiaların sözle sınırlı kalması sonucunu doğuracaktır" denildi. Dilekçede, Erdemir özelleştirmesinde altın hisse uygulamasının yanı sıra yatırım taahhüdü ve sosyal boyut dikkate alınarak yüzde 95 oranında istihdam garantisi koşulu bulunduğuna da dikkat çekildi. Dilekçede, "...Erdemir ile Eti Aliminyum ihalesinde, en azından asgari koşullarda da olsa, ülke ekonomisi ve çalışanların haklarına ilişkin belirli şart/koşulların getirildiğini ortaya koyarken, bu konularda hiçbir hüküm içermeyen TÜPRAŞ şartnamesinin hukuka ve kamu yararına aykırı yönünü ortaya koymaktadır" denildi. Şartnameyle önyeterlilik sürecinden geçmemiş şirketlere alım hakkı tanındığı ve kamu zararının doğmasına neden olabilecek düzelemeler getirildiği kaydedildi. Şartnameye göre, ihale sürecinin sonunda, tüm değerlendirmeler bittikten sonra, devir aşamasında yeni bir şirketin kurulacağı ve bu şirket ile devir sözleşmesinin imzalanacağı, bu şirkette de teklif sahibi firmanın yüzde 51 pay sahibi olmasının yeterli görüleceği yönünde bir hüküm bulunduğu belirtilen dilekçede, "Yani, ihale sürecine hiçbir şekilde katılmamış, önyeterlilik değerlendirilmesine tabi tutulmamış, mali ve iktisadi açıdan değerlendirilmemiş bir şirketin TÜPRAŞ’a yüzde 49 pay ile ortak olabilecektir" denildi. KREDİ BORÇLARI TÜPRAŞ’A KALABİLİR UYARISI TÜPRAŞ özelleştirmesine yönelik şirketin yeni bir şirket kurması ve özelleştirme bedelini kredi gibi yollarla sağlaması durumunda, yeni kurulan şirketin, kredi borçları nedeniyle ciddi bir borç yükü altına gireceği, devir işleminden sonra gerek yeni kurulacak şirketin, gerekse de TÜPRAŞ’ın yönetimini ele geçiren grubun, "şirket birleşmesi yoluyla TÜPRAŞ özelleştirmesi için alınan kredi borçlarını TÜPRAŞ’a yüklemesinin söz konusu olabileceği" ileri sürüldü. Dilekçede, "Bu taktirde büyük bir kredi borcu olduğu için şirket faaliyetlerinden dolayı zarar etmiş olacak ve belirli bir süre boyunca kurumlar vergisi ödemesi söz konusu olmayacak ve kamu maliyesi bu özelleştirme nedeniyle ciddi oranda gelir kaybına uğrayabilecektir" denildi. HUKUKA AYKIRI ÖYK KARARINA DAYANIYOR Petrol-İş Sendikası, dava konusu ihalenin hukuka aykırı bir ÖYK kararına dayalı olduğunu da savundu. TÜPRAŞ’ın yüzde 51’lik hissesinin satışına ilişkin olarak ÖYK kararının geriye dönük biçimde, sonradan alınmış bir karar olduğu ve hem esas hem de şekil yönünden hukuka aykırı bulunduğu ve Sendikanın bu karar içni de dava hazırlıklarının sürdüğü belirtildi. Dilekçede, "Gerek ÖYK kararının gerekse de ihale şartnamesinin hukuka aykırılığı sebebiyle, bu işlemlere dayanılarak yapılan ihalenin de hukuka uygunluğundan söz etmek olası değildir" denildi. İhale bedelinin peşin mi vadeli mi ödeneceğinin ihale sonrasında bile belirsizliğini koruduğu ileri sürülen dilekçede, ihale bedelinin peşin mi vadeli mi ödeneceğinin açık bir şekilde belirtilmesi ve ihale komisyonu kararında yer alması gerektiği yönündeki Danıştay kararlarına atıfta bulunuldu. Dilekçede, "Tüm bu yazılanlar ve Dairenizce resen gözetilecek hususlar doğrultusunda, hukuka aykırı kararlara dayalı ihalenin ve ihaleyi sonuçlandıran ihale komisyonu kararının iptali gerektiği kanısındayız" denildi. Dava konusu karar sonrasında işlem dosyasının onay için Rekabet Kurumu’na gönderildiği ve kısa bir süre içerisinde, ciddi bir inceleme yapılmaksızın ihale sonucuna onay verileceği, sonrasında da ÖYK kararının çıkacağı ve hisse devir aşamasına gelineceği belirtilen dilekçede, "Bu da sonrasında verilebicek bir iptal kararı nedeniyle ciddi sorunlar doğmasına neden olabilecektir" denildi. Bu nedenle, öncelikle, idarenin savunması alınıncaya kadar yürütmenin durdurulması, ardından da savunma süresi kısaltılarak ve memur eliyle tebligat yapılmak suretiyle alınacak idare savunması sonrası da dava sonuna kadar yürütmenin durdurulması talep edildi.