BIST 10.793
DOLAR 32,20
EURO 34,96
ALTIN 2.428,91
HABER /  GÜNCEL

Teröre karşı işbirliği çağrısı

Adalet Bakanı Çiçek, insanlığın önündeki en öncelikli tehlikenin terör olduğunu belirterek, işbirliği çağrısında bulundu.

Abone ol

Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) olağan aylık meclis toplantısına katıldı. İstanbul'da meydana gelen terör saldırılarını kınayan Bakan Cemil Çiçek, "Maalesef ülkeler, terör konusunda olumlu yanıtlar vermedi. Olumlu yanıt verdilerse de bunlar taziyeden ileriye gitmedi. İnsanlığın önündeki en öncelikli tehlike terör olgusudur. Terör belasından tüm insanlığın kurulması için uluslararası işbirliğine ihtiyaç vardır" dedi. Çiçek, Türkiye'de hukuk devleti ile ilgili, yargı ve yargının sorunlarının iki yıldır tartışıldığını söyledi. Bu konunun adli yıl açılışlarında, Yargıtay başkanlarının konuşmalarında dile getirildiğini fakat sonra meselenin kapandığını belirten Cemil Çiçek, "Bugün artık hukuk devletiyle ilgili toplantılar yapılıyor. Belli ki yargı değişikliğine ihtiyaç var. İktidarlar bu konuya eğilmeye mecburdur. Bu yoğunlaşmanın altında iki neden görüyorum. Birincisi Türkiye'nin yaşadığı büyük boyutlardaki yolsuzluk olayı ki, bunun karşısında hukuk kayıtsız kalmıştır. Vatandaş, 'Büyük iş yapan, büyük vurgun yapanın yanına kar kalıyor' anlayışına kapılmıştır. Devletin itibarı yargının itibarıdır, devlete güven yargıya güvendir. Toplum düşünüyor ve diyor ki, 'Bu ülkeye hukuk devleti lazım.' Biz de bunu yapmaya çalışıyoruz. İkinci önemli neden ise AB sürecidir. Bu süreç Türkiye'de hukuk kavramı şuurunun tartışılmasını sağlamıştır. Hukuk devleti bu toplum için bir oksijen çadırı kadar zorunlu hale gelmiştir" diye konuştu. "Türkiye'nin yeteri kadar kalkınamamasının altında hukuk devletinin birebir etkisi vardır" diyen Adalet Bakanı Cemil Çiçek, AB sürecinin, bu konunun önemini bir kez daha ortaya koyduğunu söyledi. Çiçek, "Yargıya öncelik vermek, siyasetçiye seçimi kazandırmaz. Bu nedenle yargı ihmal ediliyor. Türkiye'de yargı hizmet dışı kabul edilen alan olarak görülmektedir. Türkiye'de yargı ayaklar altındadır. Avrupa Birliği, Türkiye'nin bir hedefidir ve bu hedef bir politika olmuştur. 2005'in başında müzakere takvimi almalıyız. Türkiye'nin önünün açılıp açılmaması doğrudan yargının sorumluluğundadır. Bunu çok açık ve samimi olarak söylüyorum. Uyum yasalarını çıkarır, buna aykırı kararları da mahkeme verirse, 'sizde ne değişti' diye sormazlar mı? Yargı, Türkiye'nin hayati çıkarları açısından öncelikli bir konudur. Türkiye'nin, yolsuzluk ayıbından kurtulması şarttır" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin, yolsuzlukların üstesinden gelmesi gerektiğinin altını çizen Çiçek, açıklamalarını şöyle tamamladı: "Bunun birinci şartı yolsuzluğun parçası olmamaktır. Yolsuzluğun parçası olanlar, yolsuzlukla mücadele edemezler. Son banka vurgununda, hükümetin 2004 yılı yatırım kalemindeki paranın yarısı gitti. Türkiye'de yargı sorununun çözümü nitelikli yasa, kaliteli yargı mensubu ve uygun donanımla mümkün olur. Türkiye'de nitelikli yasadan kasıt, mevcut yasaların çağdaş yasalara uygun hale getirilmesidir. Bunu engelleyen en temel problem, 1982 Anayasası'dır. Türkiye'de özellikle siyasal hukuk, yasaklara dayalıdır. Bu günümüzde de vardır. Türkiye'de doğru bir iş yapıp anayasa değişikliği yapacaksak, geniş bir mutabakat sağlamak zorundayız. Bu nedenle ana muhalefet partisinin desteğine ihtiyacımız var".