BIST 10.400
DOLAR 32,23
EURO 34,95
ALTIN 2.412,19
HABER /  GÜNCEL

Tayyip bey 10 yıldır nikah soruyordu

ANAP’tan AK Parti’ye geçen Bahçelievler Belediye Başkanı Saffet Bulut, eski partisiyle polemiğe girmeyeceğini söylüyor.

Abone ol

Bulut, AK Parti’nin, Özal’ın ilk yıllarındaki rüzgarı yakaladığına inanıyor. 1994’ten bu yana İstanbul’un Bahçelievler Belediye Başkanlığını yapan ve kuruluşundan bu yana ANAP’lı olan Saffet Bulut, geçen hafta sonu AK Parti’ye geçti. Bu, erkene alınması muhtemel yerel yönetim seçimleri öncesinde AK Parti’nin ilk transferiydi. Transferin perde arkasını ve sürecini Bulut ile konuştuk. – Neden AK Parti’ye geçtiniz? Merkez sağ bir partiden geliyorum. ANAP’ta 10 yıl belediye başkanlığı yaptım. Anlayış itibariyle de AK Parti, başbakanımızın da ifadesiyle, muhafazakâr ve demokrat bir parti. Merkez sağ bir partinin belediye başkanı olarak aynı şeyleri konuşan, rahmetli Özal’ın ilk dönemindeki açılımı gerçekleştiren bir AK Parti var şu anda. Dolayısıyla bir yerde buluştuk diyebiliriz. Hizmet etme anlayışımız, hizmet aşkımız, şevkimiz, heyacanımız; bunların hepsi örtüşüyor. – Geçiş süreci nasıl oldu? Başbakanımız İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu günlerden bu yana yani 10 yıldır, her platformda ve gördüğü yerde bana ne zaman nikahı kıyıyoruz diyerek takılırdı. Ogünkü şartlarda bunu düşünmedik. Nasip bugüneymiş. Buluşma noktamız beni rahatlatan bir nokta. Siyasi bir istikrarın sağlandığı Türkiye’de, ekonomik sorunların da çözülebileceğine inanıyoruz. Başbakanımıza da bu konuda eskiden beri güveniyoruz. – En yakın seçimde yeniden aday olacak mısınız? Onun takdiri bana değil başbakanımıza ait. –Geçerken böyle bir konu görüşülmedi mi? Hayır hayır. Bu etik bakımdan da doğru değildir. Bu görev verilir. Halkımız da tekrar bizi isterse olur. – Peki size kalsa görevi yeniden üstlenmek istiyor musunuz? Bu kararı vermemizde de etkisi olan yaptırdığım kamuoyu araştırmasında halkımız devam etmemizi istiyor. – Ne kadarı istiyor? Halk, ANAP’ın dışındaki herhangi bir partiden seçime girersem yüzde 58, ama AK Parti’den girersem yüzde 65 destekliyor. – Halkın desteği ANAP’tan girerseniz nasıl? Yüzde 48. – ANAP’tan da girseniz kazanacaktınız yani... Geçmiş dönemlerdeki gibi bu sefer de ANAP’tan girsek oyumuz yüksek çıkar ama artık hizmet etme yerimiz AK Parti. – Geçiş sürecinde büyükşehir belediye başkanlığının konusu geçti mi? Böyle bir şey sözkonusu değil. Dedim ya her şey etik ve şık olmalı. – Belki 10 yıllık tecrübeniz bunu düşündürmüştür... 10 yıllık tecrübem var ama bunun takdiri bana ait değil. – 10 yıllık Bahçelievler birikimine sahip bir başkan olarak İstanbul’u yönetirim, metropolün sorunlarına vâkıfım diyebiliyor musunuz? Partide yeniyim. Haddi mi de bilirim. Yanlış anlaşılmaya mahal vermek istemem. Bunu adaylığını açıklıyor, ortaya koyuyor anlamında anlamayacaksanız, en âlâsını yapabilirim. O birikim de var, şevk ve heyacan da. 10 yıldır 700 bin nüfuslu bir yeri yönetiyorum. – ANAP ile irtibanız hangi yıllara dayanıyor? 1983 yılında askerden geldim, ANAP’a kaydoldum. Partinin kuruluşundan beri vardım. –Size göre, başından beri içinde varolduğunuz ANAP neden barajın altında kaldı? Vereceğim cevaplar yanlış anlamaya yol açabilir. Yine söylüyorum AK Parti’de yeniyim. Daha sonra görüşsek herşeyi size anlatırım, izah ederim. Şimdi anlatsam, ‘ayrıldı partisi hakkında birtakım şeyler söylüyor’ derler. Bunun nedenleri malum. Yakından biliniyor. Eski partimle polemiğe girme niyetinde değilim. Onlar beni çekmeye çalışıyorlar. Ama ben her şeyi şık yapmaya çalışıyorum. Söyleyeceklerim polemiğe çekmek isteyenlere prim kazandırır. – ANAP’tan ne tür tepkiler aldınız? İlçe teşkilatı, ‘bizden seçildin bizi bıraktın, belediye başkanlığından da istifa etseydin, bizim oyumuzla geldin’ diyor. Eski partimin oyuyla gelmedim. Hâlâ saklıyorum: ANAP Bahçelievler’de, 1999 milletvekili seçimlerinde yüzde 36, belediye seçimlerinde ise yüzde 67 oy aldı. İki kat oy almışım. Polemik istemiyorum. Zarar verme niyetinde değilim. Davam, kırgınlığım da yok. – Yıllardır tecrübe ettiğiniz yerel yönetim problemlerini AK Parti iktidarının çözümleyebileceğine inanıyor musunuz? Türkiye’de yerel yönetimlerin sorunlarını çözebilecek tek iktidar AK Parti iktidarıdır. Çünkü başbakanımız belediye başkanlığından gelme. İstanbul metropolünü başarıyla yönetti. Bütün sorunları bizzat biliyor. Yerel yönetimler reform tasarısının hem çıkacağına, hem de bu alandaki sıkıntıların yüzde yüze yakın oranda üstesinden gelineceğine inanıyorum. – Sıkıntıları ana hatlarıyla özetler misiniz? 20 yıl önce 3030 sayılı büyükşehir belediyelerini düzenleyen yasa hazırlanırken aksayacak yönler görülmedi. Çok sayıda aksama oldu. Bunlardan en basiti büyükşehir ve ilçe belediye arasındaki görev karmaşasıdır. 3030’a göre ana caddelerin —bizde 30’dan fazla ana cadde var— bakım, onarım ve herşeyleri büyükşehire aittir, biz yaparız. Ama buradaki ilan, tabela, reklam vergilerini büyükşehir alır. Her gün 700 ton çöp çıkıyor. İkincisi İGDAŞ ve İSKİ gibi alt yapı kuruluşlarının kazılarının yol açtığı sıkıntıların çözülmesinde ilçe belediyeleri görevsiz. Bu kurumlara talimat verme yetkisi yok. Ricayla sorunlar gideriliyor. Bunlar çoğaltılabilir. Bir de 1580 sayılı yasa artık eskidi. – Bir türlü çıkmayan yerel yönetimler yasası bu sorunları çözecek mi? Öyle görüyorum. – Yeni yasa tasarısı neleri öngörüyor? Belediye başkanlarının yetkileri artırılıyor, bazı sorumluluklar onlara veriliyor. Şu anda okulların badana, boya ve tamiratlarını bütçeden yapamıyoruz. Sorumluluğu bizde olsa rahatlıkla bütçeden karşılarız. Hayırseverlerden temin ederek hallediyoruz. Yapamadıklarımız da oluyor, bu defa eleştiri alıyoruz. – Yine yasa ile az önce anlattığınız görev karmaşası da ortadan kalkacak mı? Tabii ki. O zaman sadece ilçeleri birbirinden ayıran ana yollar büyükşehirin sorumluluğunda olacak. Mesela Güngören ile sınırı belirleyen Bağcılar yolu gibi. Diğer ana caddelerin gelirleri de bize kalacak, bakım ve onarımlarını da biz yapacağız. – Hazine arazilerinin değerlendirilmesiyle ilgili bir projeniz vardı, hangi aşamada? Bahçelievler’de, özellikle Yenibosna, Havaalanı kavşağında çok kıymetli hazine arazileri var. Bunların değerlendirilmesiyle bir çok hizmeti yapmak mümkün. Bahçelievler ilçesi Bakırköy’den ayrılırken kamu binaları yoktu. Bu binaları yapmak devletin görevi. Ama devletin bunlara ulaşması çok zor. Ancak her belediye başkanı ilçesinde proje üretip, kaynak oluşturarak problemleri çözmek zorunda. Biz de onu yaptık. Devlete iş yapacağım diye beş senedir oligarşik bürokrasiyle uğraşıyorum. Bakın ne yaptım: Hazine’nin Sağlık Bakanlığı’na tahsis ettiği 14 bin metrekarelik yeri, Yenibosna’daki Teknik Hizmetler binamızla takas ettik. Aldığım yeri kat karşılığı ihaleye çıkarttım. Bunun karşılığında devlete otoparklar hariç 31 bin metrekare bina kazandırıyorum. Belediye hizmet binası, hükümet konağı, vergi dairesi, kamu sağlığı, verem savaş dispanseri, diş hastanesi... Sağlıkla ilgili olanları hariç hepsi bir kompleks içinde olacak. 2003 sonunda, önümüzdeki seçimlere kadar, yani bir yıl içinde bu binaları alacağım. Bunları devlet yapmış olsaydı ödenek ayrılmasında sıkıntı çekilecekti, belki de 10 sene de bitmeyecekti. Bu proje Türkiye’deki ilk örnektir. Kaynak : Aksiyon