BIST 10.471
DOLAR 32,72
EURO 35,08
ALTIN 2.435,01
HABER /  GÜNCEL

Tarihi saldırının davası görüldü

11 Eylül saldırılarının ardın, İstanbul'da meydana gelen bombalı saldırılar büyük yankı uyandırdı. Saldırının davası bugün de devam etti. Mahkeme 4 sanığa müebbet istedi.

Abone ol

İstanbul'daki bombalı saldırılarla ilgili davanın bugünkü duruşmasında mütalaa veren savcı, 4 sanığın ömür boyu hapse mahkum edilmesini istedi. Cübbe krizinin de yaşandığı duruşmada, sanıklardan Harun İlhan, "İslami görüşüme göre mahkemenizi tanımıyorum" diyerek belgeler okunurken ayağa kalkmadı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın duruşmasına, 71 sanıktan tutuklu 29 sanık katıldı. Davanın bugünkü duruşmasında, Savcı Zekeriya Öz esas hakkındaki mütalaasını verdi. Savcı Öz, 57 sayfalık mütalaasında El Kaide'nin amacının Dünyadaki tüm Müslümanlar'ın katılımı ile silahlı mücadele yöntemini kullanarak dini hükümlerle yönetilen bir devlet kurmak olduğuna yer verdi. Öz, El Kaide'nin ABD'de gerçekleştirdiği 11 Eylül saldırılarından sonra dünyanın en büyük terör örgütlerini, eylemlerinin büyüklüğü ve dünyada meydana getirdiği etki yönünden geride bıraktığına yer verdi. El Kaide'nin, Cemaat-i İslamiye, Özbekistan İslami Hareketi, El Cihat, Hamas, İslami Cihat ve Ulusal İslam Cephesi gibi örgütlerden destek gördüğünü belirten Savcı Öz, El Kaide'ye Afganistan, Sudan, Yemen ve Pakistan gibi ülkelerde barınma ve kamp kurma imkanı verildiği belirtti. El Kaide'nin Vahabilik ve Selefilik görüşlerinden etkilendiğini belirten Savcı Öz, El Kaide'nin yapılanmasının bağımsız hücre yapılanmasına dayandığını belirtti. Bu şekilde bir hücrede yapısında faaliyet gösteren örgüt üyelerinden birinin yakalanması durumunda, diğer hücre birimlerinde yer alan kişilerin kimliklerine ulaşılması engellenmektedir. El Kaide'nin farklı isimler altına faaliyet gösteren ticari şirketler, gönüllü yardım fonları, dünya çapında faaliyet gösteren bazı radikal örgütlerden ve Ladin'in şahsi servetinden El Kaide'ye maddi yardımların gittiğine ilişkin bilgilerin yer aldığı mütalaada, Ladin'in babasının öldükten sonra geriye 11 milyon dolarlık miras kaldığına da yer verildi. Savcı Öz mütalaasında, El Kaide terör örgütü hakkında bilgiye verirken, sanıkların beyanları dosyada yer alan delillerin yanı sıra, eylemlerin gerçekleşmesinde Bin Ladin'in konuşma ve stratejilerinin de etkili olduğuna dikkat çekti. Savcı Öz mütalaasında tutuklu sanık Fevzi Yitiz'in kendi itiraf ve beyanlarını, 4 eylemde kullanılan patlayıcı yüklü kamyonların eylemlerde kullanılacağını bildiğini öne sürdü. Öz, Yitiz'in bizzat patlayıcıların kamyonetlere yüklenmesine katıldığını, El Kaide'nin amacı doğrultusunda hareket ettiğini iddia ederek "ölünceye kadar müebbet ağır hapis cezası" ile cezalandırılmasını talep etti. Mütalaada, Adnan Ersöz'ün El Kaide'nin Türkiye yapılanmasının içinde yer aldığı, Afganistan'daki kamplarda sorumlu düzeyinde görev yaptığı ve bu kamplara Türkiye'den insan götürdüğü ileri sürüldü. Savcı, Ersöz'ün diğer sanıklarla birlikte Usame Bin Laden ve Ebul Hafs El Mısri ile görüşerek bu örgütün Türkiye yapılanmasının oluşmasına katkıda bulunduğunu belirtti ve örgütün Türkiye yapılanmasının finans sorumlusu olduğunu iddia etti. Ersöz hakkında "ölünceye kadar müebbet ağır hapis cezası" istendi. Öz, Yusuf Polat'ın ise Beth İsrael'in sinagogu bombalamasında gözcülük yaptığını ifade ederek, Polat'ın olay yerinde keşif yaptığını ve olay tarihinde yolları müsait olduğunu eylemcilere bildirdiğini öne sürdü. Polat hakkında tüm bu eylemleri gerekçe gösterilerek "ölünceye kadar müebbet ağır hapis cezası" istendi. Savcı Öz; diğer tutuklu sanık Harun İlhan'ın El Kaide'nin Türkiye yapılanmasının Şura Sorumlusu olmasını, eylem talimatlarını vermesini, eylemlerin planlanmasında aktif görev almasını ve karşılığında para almasını ayrıca eyleme katılacak kişileri sabah evlerinden uyandıracak kadar sahiplenmesini de göz önüne alarak "ölünceye kadar müebbet ağır hapis cezası" ile cezalandırılmasını talep etti. Tutuklu sanıklar Ümit Bayrak ve Evren Hıdıroğlu'nun "Topluma Kazandırma Yasası'ndan" faydalandırılarak tahliye edilmelerinin istendiği mütalaada, davanın tutuksuz sanıklarından Mediha Yıldırım ve Cemile Aktaş'ın eşlerinin örgüt üyesi olmaları, örgüte sempati duymaları ve eşlerinin yurt dışına çıkması gerekçe gösterilerek "örgüte yardım ve yataklık" suçundan cezalandırılmaları istendi. Sanıklardan Muhammed-ül Emin Bastı, Tarkan Kalaycı ve Ali Üzüm'ün de aralarında bulunduğu 31 sanık hakkında ise beraat talep edildi. Savcı Öz, 57 sayfalık mütalaasında El Kaide'nin amacının Dünyadaki tüm Müslümanlar'ın katılımı ile silahlı mücadele yöntemini kullanarak dini hükümlerle yönetilen bir devlet kurmak olduğuna yer verdi. Öz, El Kaide'nin ABD'de gerçekleştirdiği 11 Eylül saldırılarından sonra dünyanın en büyük terör örgütlerini, eylemlerinin büyüklüğü ve dünyada meydana getirdiği etki yönünden geride bıraktığına yer verdi. Savcı Öz mütalaasında, El Kaide terör örgütü hakkında bilgiye verirken, sanıkların beyanları dosyada yer alan delillerin yanı sıra, eylemlerin gerçekleşmesinde Bin Ladin'in konuşma ve stratejilerinin de etkili olduğuna dikkat çekti. Mahkeme heyetinin duruşmaya gelen belgeleri okumasını ardından verdiği ara kararında sanık Harun İlhan ayağa kalkmadı. Mahkeme Başkanı tarafından ayağa kalkması için uyarılan İlhan, "İslami görüşüme göre mahkemenizi tanımıyorum" diyerek oturmaya devam etti. Öte yandan, adliyede görülen duruşmaların yoğunluğu nedeniyle, bazı avukatlar cübbe sıkıntısı çekti. Avukat Osman Karahan, avukatların cübbe buluncaya kadar duruşmaya kabul edilmemesine tepki göstererek, "Böyle yapılarak savunma hakkımız kısıtlanıyor. Bu durum zapta geçilsin" dedi. Bunun üzerine olay zapta geçildi. Mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi. Duruşma çıkışında, kapıda bekleyen bazı sanık yakınları, sanıklar cezaevi araçlarına bindirilirken gözyaşlarına hakim olamadı.