BIST 10.277
DOLAR 32,34
EURO 34,81
ALTIN 2.393,53
HABER /  GÜNCEL

“Tarihi” kasırga, seçimlerin kaderini nasıl etkileyecek?

Sandy kasırgası, ve onun bu hafta yapılacak ABD başkanlık seçimlerine olası etkileri hakkında Sema Emiroğlu'nun izlenimleri...

Abone ol

“Bu kasırga, muhtemelen bu eyaletin insan ömründe karşılaştığı en büyük hayati tehlike olacak...”

Mutfak penceremin gerisinden Sandy Kasırgası’nın dev dalgalarla kabarttığı denize doğru korkuyla bakarken, Connecticut valisinin bu sözleri kulağımda yankılandı...

Tam o sırada bir şey daha oldu: Yan komşumuzun bahçesindeki asırlık dev ağaçlarından biri, kökleriyle birlikte yerinden sökülüp bizim bahçeye devrildi; hatta bir tanesi ortadan ikiye bölünüp bulunduğum camın tam önüne düştü...

Connecticut’a saatte 112 kilometre hızla esen rüzgarlarını ulaştıran kasırganın “gözü”, bir kaç saat sonra Atlas okyanusundan karaya değecek, New Jersey eyaletinin ünlü “kumar” cenneti Atlantic City, yaklaşık 130 kilometre hızla esen fırtınayla vurulacaktı..

Ondan sonra Amerika’nın neresinde hangi boyutta bir afetin yaşandığını tam olarak kavrayabilmem için ise günlerce beklemem gerekecekti, zira elektrik direkleri üzerine devrilen ağaçların enerji hatlarını koparmasıyla birlikte elektriklerimiz, ona bağlı olarak da telefon ve İnternet bağlantımız kesilmişti.

Cep telefonunun bile çalışmaması, dış dünyayla bağlantımızın tamamen kopması anlamına gelmişti..

Elektriksizlikle nasıl baş edilir?

Sandy’nin hışmına uğrayan iki düzineyi aşkın eyalette sayıları altı milyona varan kişi gibi, ben de, ailemle birlikte elektriksiz yaşamak zorunda kalmanın ne demek olduğunu kısa sürede anlayacaktım...

Buzdolabından fırına, telefon ve bilgisayardan kalorifere kadar akla gelen her şey elektrikle çalıştığı için, geriye sadece soğuk ve karanlık bir evde eli-kolu bağlı biçimde oturup beklemek kalmıştı bize...

Bulunduğumuz mahallede asırlık dev ağaçların yerlere ve telefon ve elektrik direklerine devrilmesinden dolayı zorlukla yürünebiliyor, pek çok yol trafiğe kapatılıyordu.

Haberleşme araçları çalışmadığı için kızımın günlerdir kapalı olan okulunun ne zaman açılacağını öğrenmek bile mümkün değildi. Ama en azından, Dolunay’ın da etkisiyle 4 metre gibi rekor seviyeye yükselen deniz dalgalarının su baskınına uğramadığımız için şanslı hissediyorduk kendimizi...

Elektriklerin yaklaşık bir hafta sonra yeniden gelmesiyle, bu dertten muzdarip olan diğer herkes gibi bizim için de gerçek anlamda “hayat” geri geldi adeta...

Ama Connecticut valisinin de dediği gibi Amerika, bir insanın ömründe görebileceği en büyük afetlerden birine sahne oldu...

Karayipleri de adeta yıkıp geçen “Süper Fırtına,” ABD’nin kuzeydoğu ve Orta Atlantik bölgesinde yarattığı tahribatla en az 51 kişinin ölümüne ve 20 milyar dolara varan maddi zarara yol açtı.

Connecticut’un yanısıra kasırganın en kötü biçimde etkilediği New York ve New Jersey eyaletleriyle ilgili izlediğim ilk TV görüntüleri, savaş manzaralarını yansıtıyordu sanki:

Sahil evlerini yerle bir eden yangınlardan, otomobilleri ve buzdolaplarını bile yutan sel baskınlarına, taşıt araçlarının kilometrelerce kuyrukta beklemesine yolaçan benzin kıtlığından milyonlarca kişiyi elektriksiz bırakan ağaç yıkılmalarına ve su taşkınlarına kadar daha önce hiç görmediğim bir Amerika’ydı burası...

ABD’nin ikinci büyük sınavı

Şimdi yavaş yavaş kasırganın açtığı yaraları sarmaya başlayan bu Amerika’yı büyük bir sınav daha bekliyor...

Zira başka hangi zamanda olursa olsun halkı ve medyayı günlerce, hatta aylarca meşgul edecek böyle bir doğal afet, ülkeyi siyasi takvimin en kritik günlerinden birinde vurdu: Başkanlık seçimlerinden tam sekiz gün önce...

Hem de anketlerin Başkan Barack Obama’yı, Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney ile kelimenin tam anlamıyla “başabaş” giderken gösterdiği bir sırada...

Sandy Kasırgası, pek çok kişinin “bu seçimlerde de Ekim Sürprizi olacak mı” diye sorduğu Ekim ayının son günlerinde, “işte o sürpriz benim” dercesine bütün ağırlığıyla Obama ve Romney’nin gündemine oturuverdi.

Başkan ve rakibi, 2005’te Katrina Kasırgası’na gösterdiği “geç” ve “zayıf” tepkiyle büyük eleştiri toplayan ve “siyasi kredisini” eriten eski başkan George W. Bush’un akıbetine uğramamak için ne yapacak?

Kasırga, son anda hangi adaya puan kaybettirecek, hangisine kazandıracak?

Daha da önemlisi, bu derece büyük bir afetin etkisiyle boğuşan Amerikalılar, bazılarında elektriklerin bile olmadığı oy yerlerinde sandık başına nasıl gidecek ve giderlerse oylarını kime verecek?

Afetzedeler seçime kayıtsız

Termometrelerin sıfırın altını gösterdiği ilk geceyi, ısıtması olan bir yerde geçirmek için kızımla birlikte gittiğim acil yardım barınağında, bu soruların en azından bazılarını ilk elden sorma imkanını da buldum.

Kasırgayla aynı adı paylaştığı için ilk ismi “Sandy”yi biraz mahcup biçimde söyleyen bir kadın, “sizce bu felaket seçimleri nasıl etkiler” soruma, omuz silkerek yanıt verdi ve ekledi:

“Size işin doğrusunu söyleyeyim mi? Şu anda aklımdaki en son şey, o. Şu anda istediğim tek şey elektriklerin gelmesi ve 6 yaşındaki kızım, eşim ve köpeğimle birlikte sıcak evimize geri dönmemiz...”

Bu duygular, konuştuğum hemen herkesce paylaşıldı. İsmini vermek istemeyen, ama küçük bir işyeri sahibi olduğunu söyleyen 50 yaşlarındaki bir kişi, daha sonra New Yorker dergisinin kapağında neredeyse aynısını göreceğim bir karikatürü hatırlatırcasına, soruyla yanıt verdi soruma:

“Peki, sandığa gideyim gitmesine de, nasıl? Su basmış evimden yüzerek çıkıp, elimde el feneriyle mi gideyim? Gidemeyecek olanları helikopterle filan alıp götürecekler mi sandığa? Ya da başka özel bir kolaylık tanınacak mı bizlere? Tanınmayacaksa, sandığa gidememenin suçlusu biz değiliz herhalde...”

İlk ismini Ahmed olarak veren Bangladeş kökenli bir kişiyi en çok şaşırtan ise, kasırganın yol açtığı yıkım olmuş.

“Ben böyle şeyler sadece bizim orada olur zannederdim” dedikten sonra bu seçimlerde ilk kez oy kullanacağını ve oyunu da mutlaka Obama’ya vereceğini söyledi:

“Kasırga da, deprem de olsa ne yapıp edip, yıllardır hayalim olan bu ülkede oy kullanma ve oyumu en sevdiğim başkana verme fırsatını kaçırmayacağım...”

Oy sandıklarına jeneratör

Connecticut’ta resmi makamlar, oy kullanılacak yerlerin büyük bölümüne elektriklerin geldiğini, seçim gününe kadar gelmeyen yerler olursa elektrik şirketlerinin buralara yedek jeneratör sağlayacağını belirtiyorlar.

New York ve New Jersey’de de elektrik olmayan yerlerde oyların dijital yerine kağıt pusulalarla kullanılabilmesi için, lojistik ve personel hazırlığı yapılıyor.

Ayrıca bu seçimlerde ilk kez felaket mağduru olan kayıtlı seçmenlere “yurt dışında oturan seçmen” muamelesi yapılacak ve seçim gününde akşam saatlerine kadar oylarını İnternet yoluyla kullanmalarına izin verilecek. Tabii İnternet’e giriş imkânları olursa...

Bu eyaletlerde sandığa gidecek seçmen sayısının, buralardaki seçim sonucunu etkilemesi beklenmiyor, zira seçimlerde ezici çoğunlukla Demokrat adaylara oy veren bu eyaletlerde Obama’nın kazanması neredeyse garanti.

Obama’ya “popüler oy” tehlikesi

Ancak seçimlerde oy kullanan seçmen sayısı, her eyaletin adaylar lehine çıkaracağı seçici delegelerin dışında popüler oy oranını etkileyeceğinden, oy veren seçmenin azlığı, Obama’yı güvendiği eyaletlerde bile zor durumda bırakabilir.

Ayrıca Virginia, New Hampshire ve Pennsylvania gibi seçimlerde kilit önem taşıyan ve kasırgadan zarar gören eyaletlerde tek bir oy farkı bile, seçimlerin galibini belirlemede rol oynayabilir.

Kasırgadan sonra yapılan ilk kamuoyu yoklamaları, Obama’nın Bush’un Katrina akıbetine uğrama korkusunun başına gelmediğini ve çoğunluğun başkanın afet yönetme biçimini beğendiğini ortaya koydu.

Seçim kampanyasının en kritik son haftasında meydana gelen kasırga, Obama’nın Florida ve Ohio gibi kilit eyaletlerdeki mitinglerini iptal etmesine ve dikkatini afetle ilgili konuşma ve kararlara çevirmesine yol açtı.

Ama bu tam da Obama’nın seçim kampanyası direktörlerinin istediği bir şey. ABD’nin en büyük şehirlerini felç eden ve milyonları etkileyen bir afet, Obama’nın rakibi Mitt Romney’nin, üç gün boyuna başkanı ekonomi, işsizlik, borç gibi konularda eleştirmesine mani olurken, Obama’ya “en büyük önceliği afetzedeleri düşünmek” olan ciddi ve sorumlu bir “devlet adamı” görüntüsü kazandırdı.

Adaylardan “birlik” mesajı

Sandy Kasırgası ayrıca uzun süredir birbirlerine karşı olumsuz ve yıkıcı bir kampanya yürüten iki adayı, ilk kez olumlu ve yapıcı bir ton kullanmaya itti. İki politikacı da ulusal bir felaket karşısında hala “birbirlerini yiyen rakip” izlenimi bırakmaktan kaçındılar ve adeta birlik mesajı vermek için yarıştılar.

Kasırganın ardından seçim gününün değiştirilebileceği yolundaki spekülasyonlara rağmen, İç Savaş sırasında bile gerçekleştirilen başkanlık seçimlerinin bu kez de aynen planlandığı tarihte yapılacağı kesin...

Ama kesin olmayan ve merakla beklenen şey, Sandy’nin sonuçta bu seçimlerin kaderini nasıl etkileyeceği...