Suriye sınırına Taliban mı Siyonizm mi geliyor? Akif Beki Türkiye'ye tehdidin kimden yaklaştığını yazdı
Yazar Akif Beki, HTŞ önderliğindeki muhaliflerin zaferiyle sonuçlanan Suriye'yi yazdı. Beki, "Oysa İsrail, henüz sınırımıza gelmese de yaklaşıyor. Asıl hedefin Türkiye olduğuna inandırmak için bulunmaz fırsat ama koro, bunu söyleyemiyor." dedi.
Abone olSuriye’de 27 Kasım’da şiddetlenen çatışmaların ardından 8 Aralık’ta 61 yıllık Baas rejiminin çökmesiyle eş zamanlı, İsrail ordusunun Suriye’ye saldırıları arttı.
Rejim ordusundan kalan askeri altyapı ve imkanları imha etmeye başlayan İsrail ordusu, Suriye toprağı olan Golan Tepeleri'ndeki işgalini genişletti.
Golan Tepeleri civarındaki tampon bölgeye giren İsrail ordusu, işgali daha ileriye taşıyarak başkent Şam’ın 25 kilometre yakınlarına kadar sokuldu.
"İsrail, henüz sınırımıza gelmese de yaklaşıyor"
İsrail'in Suriye'deki ilerleyişi ve Türkiye'deki HTŞ tartışmalarını Karar yazarı Akif Beki, değerlendirdi. Beki, kamuoyunun ikiye bölündüğü görüşünde. İşte o yazının ilgili bölümü:
"Türkiye'de muhalefet, sınırımıza hangisinin geldiği konusunda ikiye bölündü; Taliban şeriatı mı, Netanyahu Siyonizmi mi?
İkisinden birinin bize komşu geldiğinde hemfikirler, orası kesin ama hangisinin olduğu konusunda görüş ayrılıkları yaşıyorlar.
Bir görüşe göre; HTŞ'nin takiye yaptığına bakmayın, sınırımıza Taliban yerleşiyor, yok bir farkları, bütün cihatçılar aynı, gömlek değiştirme söylemlerine aldanmayın, dünyayı kandırıyorlar, şeriat ilan etti edecekler...
Bir diğer görüşe göre ise sınırımıza Taliban değil asıl Siyonist İsrail geliyor. İktidar cenahı, kendi kazanmış gibi zafer kutlasın, sevinedursun, iç siyasette ranta çevirmekle uğraşsın... İsrail oyalanmıyor, planları hazırmış ki ne yapacağını gayet iyi biliyor, vakit kaybetmedi, lâf değil icraatla parsayı topluyor.
Buradan hareketle HTŞ'nin beklenmedik zaferinin arkasında İsrail'le ABD'yi arayanlar da yok değil. Siyaseten nemalanmasın, diye iktidarın payını küçülttükçe küçültüyorlar.
HTŞ; Taliban mı, Siyonist mi, arkasında Türkiye mi var? Aynı anda hepsi olabilir mi? Muhalefetin hızlıları, ortaya karışık da yapabiliyor. Davul gibi kafa şişirenlerin zurnası kararsız çalıyor, karman çorman.
Karşılarındaki tambura takımı da iktidarın payını büyüttükçe büyütmek peşinde.
İktidarsa ilk şaşkınlığı üstünden atmış. Payı göründüğünden daha büyükmüş, HTŞ'nin arkasında olduğu doğruymuş, bu zafere hazırlıklıymış gibi gösterilmesinin tadını çıkarıyor.
Yine de belli ki Şam'ın el değiştirmesi Ankara'ya da sürpriz olmuş. HTŞ konusunda hâlâ temkinli, tedbiri elden bırakmıyor.
Tabii tambura takımının da bir zoru var.
Mühimmat deposu Beyrut'ta patlasa, Cumhurbaşkanı helikopteri İran'da düşse, kelebek Venezuela'da kanat çırpsa bile asıl hedef Türkiye, diyorlardı...
Oysa İsrail, henüz sınırımıza gelmese de yaklaşıyor. Asıl hedefin Türkiye olduğuna inandırmak için bulunmaz fırsat ama koro, bunu söyleyemiyor. Onların zurnası da burda zırt, diyor işte.
İran'a gelince... Dini lideri Hamaney, HTŞ'nin arkasında bir komşu ülke ile Siyonizm ve ABD komplosunun yer aldığını güya haykırdı.
Kuraklık olsa Siyonistler bulutlarımızı çaldı, yaygarasıyla suçu İsrail'e atan... Sel vursa büyük şeytan iklim silahıyla saldırdı, diye ABD'yi sorumlu gösteren bir kafadan başka ne beklenirdi. Halbuki asıl hedef daima Türkiye, daha bunu bile öğrenemediler."