BIST 9.916
DOLAR 32,44
EURO 34,74
ALTIN 2.438,67
HABER /  GÜNCEL

Suriye: Savaş alanına dönmüş El Safir'de hayat

Suriye'de şiddet giderek tırmanıyor. BBC muhabiri Ian Pannell Suriye'nin kuzeyinde isyancı gruplar ve hükümet güçleri arasında savaş alanına dönüşen El Safir şehrinden bildiriyor.

Abone ol

"Eğer burada kalırsanız, ölümün her an yanıbaşınızda olduğunun farkında olmak zorundasınız".

Son iki yıldır milyonlarca Suriyeli, Abdurrahman el Harkuş gibi bu basit hesabı yapmak zorunda.

El Harkuş, Halep'in kuzeyinde küçük bir kasaba olan El Safir'de İngilizce öğretmeni olarak çalışıyordu.

Ancak okullar artık kapalı. Çocuklar kasabayı terketmiş ve kendisi de omzunda bir tüfekle bombardıman altındaki sokaklarda devriye geziyor.

'Yüzlerce kişi öldürüldü"

Kasabanın nüfusu normalde 100,000'in biraz üzerinde.

Geçen seneden bu yana Humus ve Hama'daki yoğun çatışmalardan kaçan çok sayıda ailenin buraya yerleşmesiyle nüfusu 70,000 artmış.

Ancak savaş şimdi El Safir'e de yayılmış durumda.

Suriye'nin genelinde olduğu gibi isyancı grupların buraya girmesiyle, hükümet şehri ayrım gözetmeksizin bombardıman altında tutmuş.

Abdurrahman "Evler her gün top ateşi altında, yüzlerce ev yıkıldı" diyor ve ekliyor "binlerce kişi yaralandı, yüzlercesi öldürüldü".

Yakında bir tepede ordunun konuşlandığı yeri gösteriyor.

"Her an şehre girebilirler ve insanları öldürebilirler".

El Safir'de birçok ev tamamen yıkılmış durumda. Binaların dış duvarları yıkılmış ve yerde gündelik yaşamdan yanmış kalıntılar var.

Her birkaç dakikada bir, şehirdeki gergin sessizlik atılan topların şiddetli gürültüsü ile bölünüyor.

El Safir'in çevresindeki yolda savaşın izlerini görmeniz mümkün: yanmış tanklar, şarapnel parçaları ve roketlerin düştüğü yerlerdeki derin çukurlar.

İki hafta önce ordu, Halep'e uzanan çöl yolu boyunca kuşatılmış askerlere yardım için askeri birlik ve tanklar gönderdi.

Ancak İslamcı militanlar tarafından engellendiler.

Cihat yanlıları

Cihat yanlısı grupların üzerinde şehadet yazılı siyah bayrakları cephede bir kavşağa dikilmiş durumda.

Bu, burasının onların bölgesi olduğunu gösteriyor. Aynı zamanda kimin kazandığını...

Libya, Irak ve Suudi Arabistan'dan gelen militanlar Suriyeli İslamcılarla birlikte evlerin ve bahçelerin arasından yollarını bulmaya çalışıyor ve duvarlardaki deliklerden askerlere ateş ediyor.

Sert, disiplinli ve cesur olarak biliniyorlar.

Birçok Suriyeli, desteklerinden ve başarılarından memnun.

Son birkaç haftadır, isyancı gruplar El Nusra Cephesi ve Ehrar el Şam gibi İslamcı gruplarla ülkenin kuzeyinde büyük kazanımlar elde etti.

Bazı kent ve kasabaları, askeri üsleri ele geçirdiler ve çok sayıda mühimmat elde ettiler.

Cihat yanlısı grupların Suriye'yi İslam devletine dönüştürme hedefi olduğu yönünde endişeler var.

Bu özgürlük ve demokrasi üzerine inşa edilmiş devrim hedefinin çok uzağında.

Kimyasal silahlar

Burada yaşananlardan endişe etmek için bir neden daha var.

El Safir'den sadece birkaç kilometre ötede Suriye savunma sanayi sektörünün bulunduğu devasa bir askeri bölge var.

Bazı uzmanlar burasının kimyasal silah stoklarının depolanması için kullanıldığını iddia ediyor, ancak bu yönde bir delil yok.

Öyle olsa bile şu anda bu bölge isyancı grupların görüş alanında. Ve Şam'dan Washington'a bir mesaj gitmesi için bu yeterli.

Suriye hükümeti ve muhalifler arasındaki savaş iki yıl önce başladı.

Kimin kazandığını ve kaybettiğini söylemek zor ancak isyan ilerliyor ve giderek daha acımasız ve radikal bir hale geliyor.

Hükümetin ve isyancı grupların amaçlarının bedelini ise siviller ödüyor.

Bu Suriye'nin geleceği için verilen bir savaş, ancak evler yıkılmış, hayatlar yok edilmiş durumda.. Ve her iki tarafın da temsil ettiğini iddia ettiği halk artık mülteci konumunda.

Bu savaşa Suriye'nin dışında diplomatik yoldan çözüm bulmak için çabalar sürüyor.

Ancak ülke içindeki ölüm ve yıkım insafısızca sürüyor ve yakında biteceği umudu da yavaş yavaş kayboluyor.

Abdurrahman gibi birçok kişi bu uzun, kanlı ve yalnız savaştan bıkmış durumda:

"Dünyada Suriye halkına yardım edebilecek ya da gerçekten yardım etmek isteyen kimse yok."