Sn. R.T. Erdoğan’ın “kutsal davasında” programlı yürüyüşü…

Bir akademisyen/sanatçı, araştırmacı, yazar ve iletişim Dr. olarak;

İstanbul İmam Hatip Lisesi’nin en aktif öğrencilerinden olan,

Bir dönem lisansiyer futbol oynayan,

İstanbul İktisadi ve Ticari Bilimler Akademisi'ni bitiren,

Üniversite yıllarına ve sonrasında arkadaşları ile hizmet için bir çok vakıf/dernek kuran,

Bu arkadaşlarını siyasette ve yerel yönetimlerde değerlendiren, ahde vefa gösteren,

1976/77 li yıllarda Milli Selamet Partisi İstanbul Gençlik Kolları Başkanlığı yapan,

1985 yılında da Refah Partisi İstanbul İl Başkanı ve merkez karar ve yönetim kurulu üyesi olan,

1994 te İstanbul Belediye Başkanı seçilen,

Bir şiir okudu diye 4.5 yıl görev yaptığı İstanbul Belediye Başkanlığı görevinden alınan,

4 ay Pınarhisar cezaevinde yatırılan,

2001 de AK Parti’yi kuran,

14 yıl sonra Başbakan olarak Pınarhisarı ziyaret eden,

Bugüne kadar girdiği bütün seçimleri, halk oylamalarını kazanan,

Birçok ismi siyasete kazandıran, siyasetten silen,

Vesayet kurumlarını kaldırmak için savaşan,

Son olarak Gülen cemaati ile yollarını ayıran, devlet kadrolarından silmek için uğraşan,

Ülkemizin ekonomisinin düzelmesinde ve kredite kazanmasında önemli kararlar alan,

Halkla -özellikle kırsal kesim- siyasetçiyi buluşturan,

Halk gibi konuşan, tepki veren, kızan, “milletin adamı” olan,

Kendine bağlı bir fenomen seçmen tipi olgunlaştıran,

Seçimlerde bütün ağırlığı üzerine alarak ülkeyi baştan başa dolaşan,

Söylemleri ve uygulamaları ile devamlı gündemi oluşturan, muhalefeti peşinden sürükleyen,

Hep söylediği “kutsal dava”ya ulaşmak  için programlı ve disiplinli bir parti ve örgüt yaratan,

 “Yaradılanı yaradanda ötürü sevdiğini” devamlı dile getiren,

Merdivenleri çıkarken hep zorluklar çıkarılan, ama sonunda bir kademe daha yükselen,

İlk Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aynı ölçütlere -ve daha fazla güce- sahip olmasına rağmen, Sn. Gül’ü aday gösteren ve seçtiren,

İyi bir hatip, sistemci, analist ve siyasetçi olduğunu gösteren,

28.08.2014 tarihinde,

İlk defa halkın seçtiği Cumhurbaşkanı olarak “Makamı” devralan,

Sn. RECEP TAYYİP ERDOĞAN’ı alkışlıyor, kutluyor,

Ülkemiz ve Şahsı için “hayırlara vesile olmasını” diliyoruz….

Gündem: Sn. Davutoğlu kabinesi açıklandı. Bizce; Sn. Melüt Çavuşoğlu ve  Sn. Volkan Bozkır nihayet yerlerini buldu. Ekonominin kurmaylarının göreve devamıda hükümete güven verdi. Sn. Bülent Arınç ve Sn.Numan Kurtulmuş’un Başbakan Yard. beklenendi ve iyi oldu. Sn. Fatma Şahinden sonra atanan ve boşluğunu dolduramayan Sn. İslam’ın il başkanlarını değiştirerek nereye varacağı bilinmiyor ve henüz başarı karnesinde yerini alamadı. Kadın bakan sayısı 1 de kaldı.Sn. Yalçın Akdoğan, Sn. Erdoğanın teorisyeniydi, beyninin yarısıydı, onu hiç bırakmadı, hep yanında oldu, öne çıkmadı, fazla konuşmadı, ketum oldu, bakanlık zamanı gelmişti. Yenişafak’ta yazarlıkda yapıyor, hükümet politikaları hakkında bilgi veriyordu. Bugüne kadar sorumsuzdu. Sn. Akdoğan artık göz önünde olacak, konuşacak, demeç verecek, böylece “çözüm süreci” başta olmak üzere sorumluluk alma dönemine girecek. Sn. Cevdet Yılmaz, yine yerinde kaldı. AK Parti hükümetlerinin en konuşmayan, icraatları bilinmeyen, sessiz, ama daimi bakanıydı. Bakan totolarda dahi adı hiç geçmezdi. AK Parti MKYK da yapılan değişikliklerde olumlu bulundu. Sn. Atalay’ın AK Parti Genel Başk. Yard olması çözüm süreci açısından olumlu bulundu. Değişimin özellikle dar tutulması iyi oldu, çünkü önümüzde 2015 seçimleri var, bakanlarla kısa zaman için çok oynamak ta iyi netice vermiyor.

Artık; ülkeyi barış ve huzur içinde, ekonomisini bozmadan, kültür-sanat-eğitimde gelişerek, sanatçılarla barışarak, akademisyenlerin/sanatçıların sorunlarını çözerek seçimlere götürmek amaç olmalı… (Bence  haftanın yazısı A.B.Okan’dan geldi. )

Göreve gelmek/atanmak önemli değil, ülkeye  iz bırakacak işler yapmak önemli diyerek Sn. Başbakan’a ve Sn. Bakanlara başarılar diliyoruz…